• genellikle laiklik ile karıştırılan bir kavram..sekülerizm bir topluluk içinde bireylerin din,ahiret ve benzeri manevi duygu ve düşünceler haricinde dünya meselelerine daha dünyevi pencerelerden bakmaları olarak yorumlanabilirken, laiklik ise klasik anlamıyla din ve devlet işlerinin birbirinden ayırt edilmesidir..laiklik kavramında devletin dini meselelerde taraf olmamasına paralel, dini anlam içeren kişi ve kurumların da devlet kademelerinde söz sahibi olmaması ve tarafsızlıkları söz konusudur..ortaçağ ve öncesi avrupasında kilisenin siyasi gücü ve egemenlik üzerindeki rolü sorgulanacak olursa, fransa kökenli laiklik kavramının o dönem için ne denli elzem ve mantıklı olduğu görülecektir..geçen zaman içerisinde kilisenin azalan politik gücü ve iktidarın el değiştirmesi ile laiklik kavramı eski önemini yitirmiş gibi görünse de halen günümüzde işlerliğini sürdürmektedir..laiklik bu anlamıyla, yani salt devlet ve din işlerinin ayrılması konusunda bir turnusol görevi görürken, sekülerizm bu ve buna benzer toplumsal tüm olayların salt akıl ve dünyevi görüş ile ele alınmasını amaçlamaktadır..bu açıdan bakıldığında sürekli karıştırılan iki kavramdan biri olan laiklliğin, sekülerizmin bir alt başlığı olduğu anlaşılacaktır..
  • 21. yüzyıl türkiye'sinde yaşayıp da sekülerizmi boklamak da ne bileyim çomarlıktır en hafif tabirle.
  • seküler hümanizm yani insanların dinini, mezhebini gözardı etme, bunlara göre tasnif yapmamaya verilen addır. eğer seküler değilseniz, dinine - mezhebine göre insanlara farklı muamele yapıyorsanız, dinci veya mezhepçisiniz demektir.

    dindar değil bakın doğrudan dincisiniz demektir. bu dinci-mezhepçi eğilimlerinizi kendinize saklayın.

    (bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)

    laiklik ise seküler hümanizmin kamusal alanla ilgili katı bir formudur. tabii o başka bir maddenin konusu.
  • toplumlar bütünüyle dinden vazgeçtiklerinde değil, bilhassa onun tarafından uyarılmadıklarında sekülerleşir. bir diğer sekülerleşme göstergesi, dinsel inancın siyasal alanda hayati bir gündem olmaktan çıkması.
  • tam karşılığı ‘dünyacılık’ tır.bu kavram ülkemizde laiklik kavramıyla karıştırılır . aralarındaki farkı açıklayacak olursak; laiklikte en basit tabirle din ve devlet işleri birbirinden ayrılırken, sekülerizmde din ile kişinin hayatı birbirinden ayrılır.laik bir kişi “din benim devletime karışmasın” derken seküler kişi “din benim hayatıma karışmasın” der.
  • sekülerizm aklın ve bilimin yoludur. sekülerist olmayan toplumlar, toplumsal şizofreni yaşamaya mahkumdur.
  • tam olarak türkçe karşılığı olmasa da, dünyevileşme diye çevrilmiş kelime.
  • her insanın kendi dinini yaşayabilmesinin en sağlıklı şeklidir. diğerleri sizi ışidci yapar engizisyoncu yapar. dinleri siyasete ve ideolojilere alet etmeyin.
  • (bkz: dünyacılık)
    laiklik ile karıştırılmasını bir kenara koyarsak dinle arasına bir mesafe koymuş dünyevileşme akımı olarak tanımlanabilir.

    sekülerizm, din-ahiret hayatından çok dünya hayatına odaklanmak gerektiğini, dünyanın nesnel halinin göz önünde tutulmasının elzem olduğunu söyler.
  • inançtan arınmayı değil, toplumsal ilişkilerde dinsel referanslardan arınmayı ifade eder.

    örnek olarak:
    kadınların sultanahmet camii'ne girerken başlarına örtü örtmelerini salık veren bir tabela, camii'yi kutsal mekan olarak tanımlarken, camii dışını seküler ilan eder aslında.

    sekülerizm dinsizlik demek değil ancak islam gibi hayatın her anına müdahale eden katı bir din, kimsenin seküler ve hatta laik olmasına izin vermez.

    o yüzden hem müslüman hem laik veya seküler olduğunu iddia eden bir kimse, bir çelişkiler yumağında yaşıyordur.

    ama dinler zaten halihazırda bir çelişkiler yumağıdriır zaten ve bu "laik müslüman/seküler müslüman" kimsenin çelişkisi, dinin kendi içindeki çelişkiler yanında önemsizdir.

    o çelişkiye bir anlam katabiliyorsa, gayet de "laik müslüman" ya da "seküler müslüman" olunabilir.
hesabın var mı? giriş yap