• güney amerika’nın şeker kamışı işçileri, brezilyalı maden işçileri, fransız çelik işçileri, bangladeş’in gemi söken işçileri, hong kong’un artık hayvanat bahçelerinde bile rastlanmayan kafeslerde yaşamaya mahkum ettiği vietnamlı çocuklar, traktör kepçelerinde taşınan ruandalı mülteci cesetleri… eduardo galeano, serra paleda’nın maden işçilerini görüntüleyen fotoğraflar için “bir madenciler ordusu mu bu, dağı tırmanan? firavunlar zamanında piramitleri kuran işçilerin bir görüntüsü mü? bir karınca ordusu mu yoksa?” demiş. salgado’nun fotoğraflarına bakarken ilk düşünülen bu oluyor gerçekten de: ne kadar da çoklar! açlıkla terbiye edilmiş, çamura, petrole, cürufa bulanmış kalabalıklar, yaşamlarının ve ekmeklerinin peşinde koşuyorlar. acı ve yoksulluğu, inatla çatılmış kaşlarda, yorgun, gülümseye çalışan yüzlerde, ağır yük altında gerilmiş bedenlerde üretmenin ve yürümenin gururuna dönüştürüyor kamerası.
    salgado fotoğraflarında, varlığından haberdar olmadığımız, olsak bile mücadelelerinin zorluğunu, yoksulluklarının büyüklüğünü tahayyül edemeyeceğimiz binlerce insanı, kimileyin bulutların, dalların arasından, kimileyin fabrikaların küçük, kirli pencerelerinden sızan ışıkla kutsuyor.
  • kalem yerine ışığı kullanan bir şair.
  • hakkında bugün wim wendersin çektiği the salt of the earth belgeselini seyrettiğim sanatçı.

    ilginç bir hayat hikayesi var. brezilya'da doğuyor. 7 kız kardeşi var. babası çiftçi hayvancılıkla ve ormancılıkla uğraşıyor. babası tüm kardeşleri okutuyor. babası kendi adını verdiği oğlu sebastiao salgado'nın iktisatçı olmasını istiyor. salgado oluyor da .karısı ile okulda tanışıyor, karısı mimar. salgado iktisat okumakla kalmıyor bir de yüksek lisans yapıyor. çeşitli yerlerde çalıştıktan sonra birleşmiş milletlerde kalkınma ile ilgili projelerde ekonomist olarak azgelişmiş ülkelere gidiyor.giderken de yanına hep eşinin fotoğraf makinesini götürüyor. sonra bir bakıyor fotoğraf çekmek ekonomi üzerinde çalışmaktan daha cazip geliyor. karı koca birlikte karar verirler, tüm paralarını fotoğrafçılık malzemelerine yatırırlar ve salgado'nun uzun yolculukları başlar.eşi en büyük desteğidir. söz konusu belgeselin yönetmenlerinden biri de çok az gördüğü oğludur. diğer oğlu down sendromludur. salgado bir taraftan muazzam fotoğraf çekerken kalkınma iktisatçısı olarak çok korkunç savaşlara tanıklık eder. afrika'ya yüreğini ve ruhunu kaptırdıktan sonra insanın kötücüllüğünü nötralize etmek isteyen herkes gibi doğaya döner ve genesis projesi ile darwin'in ayakizlerini takip eder.

    kendisiyle ilgi yazılması gereken bir şey de büyüdüğü yemyeşil topraklardır. yıllar içinde çöle dönen torakların eşinin gayretiyle tekrar ormana döner.bugün milli parka dönüşen topraklar kaybettiğimiz toprakların nasıl yeşerip cana can katıldığı hikayesidir. kolay bir hikaye değildir, on seneye yakın bir süre alır. ama sonuçta toprak, doğa kendini yenilemeye her zaman hazırdır yeter ki fırsat verin.
  • “ününün doruğundayken ortalıktan bir anda kaybolmuş. üç yıl kimse bulamamış. bir gün elinde 240 bin kare fotoğraf ile çıkmış ve uluslararası bir kampanya ile hepsini satmış! parasıyla da üç yıl boyunca fotoğraflarını çektiği brezilyalı topraksız köylülerin yaşadığı binlerce dönüm araziyi satın alarak, köylülere dağıtmış!”

    salgado, 1986 ve 1992 yılları arasında o ana kadar ki en büyük projesi olan “workers/işçiler (1993)” üzerinde çalışırken ve bu albümü hazırlarken 26 ülke gezerek müthiş bir işçi profili çıkartır! kimi eleştirmenlere göre “workers”, karl marx’tan sonra yazılmış en iyi “manifesto”dur! seçilen konuların marksizm ile ilişkisi olması, biçimsel olarak da, kimi zaman göze batacak kadar koyu tonlar ve buna bağlı olarak dışavurumcu etkiler bu paralelliğin izleri olarak görülebilir.salgado’nun başarısının diğer bir sırrı da entelektüel birikimini pozitif bir biçimde çalışmalarına yansıtmasıdır. ekonomi üzerindeki birikimi yoksulluk, üçüncü dünya ve sanayileşme kavramlarına eleştirel yaklaşımını belli bir paradigma içerisine oturtmasını sağlamıştır.

    “dünyanın yaşayan en büyük iki fotoğrafçısından birisi”;

    “kodak sadece salgado yüzünden tri-max filmlerin üretimini durdurmaktan vazgeçmiş. leica ise yeni bir objektifi piyasaya çıkarmadan önce ona gönderirmiş. eğer o beğenmezse, piyasaya sürmezmiş”;

    salgado. tam adıyla; sebastião riberio salgado… ünlü fotoğrafçı. ekonomist. legion d’honeur ile ödüllendirilen gazeteci. çektiği tek kare fotoğrafla ünlü fotoğraf ajansı magnum’u batmaktan kurtaran kişi. muhalefet kendisine brezilya cumhurbaşkanlığını önerdiğinde, “politikacı olursam, yalan söylemeyi öğrenirim” diyerek nazikçe reddeden aydın…

    insanlığa daha fazla salgado lazım…
    alper aslan
  • aslında o fotograf cekmez hikayeler anlatır.kendisinin de böyle bir acıklaması vardı.
    'insanlar bana güzel yoksul insan fotografları cekiyorsun dediklerinde aslında onlar hiç birşey anlamamıslardır.ben fotograf cekmek için gitmem bir yere öykümün içinde yasamak için giderim' diyerek fotografa bakıs acısının ne kadar farklı oldugunu gösteren usta fotografcı.
  • belgesel fotografın duayenlerinden brezilyalı sebastião salgado'nun ara güler'e hediye ettiği fotoğraflar yıllar sonra yapı kredi kültür sanat tarafından, sermet çifter kütüphanesi etkinlikleri bünyesince bir sergiye dönüştürülmüş.

    on iki şubat tarihinde yapı kredi kültür merkezi, sermet çifter salonu'nda açılan sergide, çoğu artık klasikler arasına girmiş otuzdan fazla salgado fotoğrafı yer alıyor. ülkemizde tamamı salgado fotograflarından oluşan bu ilk sergide 'altın / serra pelada 1986', 'göç' ve 'işçiler' projelerinden dünyaca ünlü fotoğrafları on dört marta kadar görmek mümkün.

    "ben seni hep izlerdim, fotoğraflarını da çok severim. senden fotoğraflarını istiyorum" der bir gün salgado. "kaç tane verirsen, ben de o kadar fotoğraf veririm" diye de ekler. "seç on beş resim" deyince "on beş az, daha çok fotoğraf istiyorum, otuz tane olsun" der. böylece ara güler hatırı sayılır bir sebastião salgado koleksiyonuna sahip olur. ara güler ile belgesel fotoğrafın bir başka ustası salgado arasında geçen bu fotoğraf alış verişi, salgado'nun da onayının alınmasıyla yıllar sonra bir sergiye dönüşmüş.

    fotoğraf dünyasında haklı bir yere sahip olan salgado, çalışma yöntemleri ve hayat karşısındaki duruşuyla sıra dışı bir fotoğrafçı. aynı zamanda unicef'in özel temsilcisi olan salgado, yıllardan beri zor koşullar altında yaşam savaşı veren insanları anlatıyor. çalışmaları bugüne dek pekçok kitaba ve birçok sergiye dönüştü, ödüller aldı.
  • fotoğrafları hakkında en güzel yorumları yine kendi gibi "other american" olan eduardo galeano yapmıştır.

    "bu fotoğraflar, trajik bir ihtişamla dolu bu figürler, umutsuz bir heykeltraş tarafından taşa ya da ahşaba mı işlendiler? bu heykeltraş fotoğrafçı mı? yoksa tanrı mı, ya da şeytan ya da yeryüzü gerçekliği mi? kesin olan bir şey var; bu figürlere etkilenmeden bakmak çok zor. kimsenin omuz silktiğini, kör ve uzak, başını çevirip hiçnir şey yokmuş gibi ıslık çalarak uzaklaşabileceğini sanmıyorum."

    "salgado'nun fotoğrafları insan acısının çok yüzlü bir portresini sunuyor. aynı zamanda bizi insan onuruna saygı duymaya davet ediyorlar. bu açlık ve acı görüntüleri yabani açık yürekliliğin ürünleri ama aynı zamanda saygılı ve edepliler. sefalet turizmiyle hiçbir ilgileri yok. bu çalışmalar insan ruhunu lekelemiyorlar, onu açıklamak için nüfuz ediyorlar."

    "hayırseverlik dikeydir, aşağılar. dayanışma yataydır, yardım eder. salgado içeriden fotoğraf çekiyor; dayanışarak. sahra çöllerindeki açlığı fotoğraflamak için orada on beş ay boyunca çalıştı. latin amerika üzerine bir avuç fotoğrafı bir araya getirmek için için yedi yıl yolculuk etti."

    "bu mülksüzleşmiş bir sanat. yeryüzünün çıplaklarını söyleyen çıplak bir dil. bu görüntülerde hiçbir şey fazla değil; mucizevi bir biçimde retoriğin, demagojinin, hoyratlığın uzağında. onun için kolay olsa ve şüphesiz ticari olarak karlı olsa da salgado taviz vermiyor."

    ışık çöplüğün sırrıdır
    eduardo galeano
  • bu gözlerin dünyada görmüş olduğu en güzel fotoğrafları çeken adamdır bu. nedendir bilmem, her fotoğrafı ayrı ayrı "nasıl ya?" dememe sebep olur. bir de ara güler'i kıskanma sebebimdir. (bkz: #3916752)
hesabın var mı? giriş yap