• sars-cov-2 a.k.a wuhan virüsü öncesi dünyaya yayılmış olan en tehlikeli corona ailesi üyesi. döneme dair bilgileri okudukça hastalığın kendisinden ziyade bu dönemde yaşananların bizi bugünlere getirdiğini hayretle idrak ettim. son bir haftada karantina sıkıntısından onlarca makale okudum. anladığım o ki; çin 2002'de sıçtığı bokun üzerine bugün tüy dikiyor. çıkardıkları tek ders, algı yönetimini iyileştirmek ve lobi beslemek olmuş.

    okuduklarımın şöyle kısa bir özetini çıkardım. buyrun sizin de canını sıkılsın.

    2002 yılının kasım ayında güney çin'den başlayan bir tür korona virüs tespit edildi. şiddetli akut solunum sendromu (bkz: sars) adı verilen bu "atipik pnömoni" hızla yayılmaya başladı ve dünya sağlık örgütü bu hastalığı dünya çapında bir sağlık tehdidi (bkz: pandemi) ilan etti. salgın çin'den ortaya çıktı ve toplamda 37 ülkeye yayılarak 8422 vaka ve 916 ölüm yaşandı.

    sars çin yönetimi için tıpkı bugün olduğu gibi sadece bir halk sağlığı sorunu değildi. çin komünist partisi 1989 yılında yaşanan tiananmen meydanı olaylarından beri ilk kez böyle bir krizle karşı karşıya kalmıştı. işin enteresan tarafı bu salgın yine güncel olanı gibi yılbaşından önce ortaya çıkmıştı. hatta ilk vaka 2002 yılının kasım ayında belirleniyor fakat durum ciddiye alınmıyor. çkp konuyu ocak ayının başında ele alıyor ve ancak 20 ocakta olayın ciddiyetini fark ederek harekete geçiyor. bu arada ne dünya ne çin'in kendi vatandaşları salgın hakkında hiç bir şey bilmiyor.

    20 ocak'ta guangzhou'da hükümet yerel yönetimden konuyu devralarak bir araştırma ekibi gönderiyor. 27 ocak günü rapor partiye çok gizli etiketiyle gönderiliyor. bu süreçte tıpkı wuhan virüsünde olduğu gibi halk çin yeni yılı tatilindeydi. daha kötüsü o dönem halka açıklama da yapılmıyor. hatta rapor ulaştığı vakit okuyacak kişi dahil herkes tatilde olduğu için üç gün yine bekleniyor. çin kanunlarına göre; bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması halinde, sağlık bakanlığı veya bakanlık tarafından yetkilendirilen organlar tarafından ilan edilmeden önce devlet sırrı olarak sınıflandırılır. yani devlet açıklayana kadar sızarsa ilgili kişilerin kellesi gider.

    şubat ayı başında insanlar sms ve internet siteleri üzerinden bilgi paylaşmaya başlayınca devlet daha fazla saklayamıyor ve kısa bir açıklama yapmak zorunda kalıyor. gel gelelim hala ölümcül olduğu konusunda hiç bir bilgi verilmiyor. sadece elleri sık sık yıkayın, evlerinizi havalandırın gibi basit bir tedbir listesi paylaşıyorlar. buna rağmen panik hızla yükselerek tıpkı bugün gördüğümüz olaylar cereyan ediyor. kısa sürede marketlere ve sağlık kuruluşlarına yığılmalar başlıyor. maskeler ve diğer hijyen gereçleri tükeniyor. eczanelerde grip ilaçları, antibiyotikler silip süpürülüyor. devlet resmi ilanda sirkeli su önerdiği için bazı bölgelerde sirke gibi basit bir ürün dahi bulunamaz hale geliyor.

    devlet yetkilileri ancak 11 şubatta televizyon aracılığıyla halka sesleniyor. medyaya genel geçer bilgilere dair haber yapılmasına izin veriliyor. hastalığı önlemekten ziyade paniği bastırmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. kaç vaka olduğu, hangi bölgede olduğu gibi bilgiler gün gün paylaşılıyor. yalnız 20 şubattan sonra veri akışı kesiliyor ve yönetim bu kez dünya sağlık örgütünden yardım istemek zorunda kalıyor çünkü önünü alamıyorlar. dsö ile görüşmeler nisan başına kadar sürüyor. salgın hastalığa dair kanunun rezalet olması da tuz biber ekiyor. bildiğiniz gibi çin eyaletlere bölünmüş durumda ve her eyaletin kendi yönetimi var. lakin eyaletler kendi başlarına salgın ilan edemiyorlar. ayrıca korona virüs çeşitleri bu zamana kadar salgın hastalık statüsünde yer almıyor.

    hastalığa dair sunulan raporların yarım yamalak olması, sağlık çalışanlarının dikkatsizliğiyle birleşince guangzhou'daki 900 vakanın neredeyse yarısını sağlık çalışanları oluşturuyor. doktorlar koruyucu önlem almadan hastalarla temasta bulundukları için bu kadar düşük sayıdaki vakada dahi sağlık sistemi sarsılıyor. test kitlerinin azlığı, var olanların da güvenilir olmaması bazı tanıların yanlış konulmasına sebep oluyor. hali hazırda her veriyi çarpıtan yönetimle bu sağlıksız bilgiler birleşince bütün veriler çöp oluyor. bu arada en büyük darbeyi doğru düzgün bilgilendirilmeyen hong-kong alıyor.

    süreç devam ederken çkp'nin 2002 mayıs ayında seçime gideceğini de unutmamak lazım. bir yandan tatilinin gevşekliği öte yandan bütün devlet çalışanlarının ulusal halk kongresi adlı seçim dönemine hazırlanması derken hastalık üç ay boyunca sikini sallayarak yayılıyor. dünya sağlık örgütüyle şubat sonundan beri görüşmelerine rağmen hastalığı incelemeleri için 8 nisana kadar bölgeye girilmesine izin verilmiyor. askeri hastaneleri ise daha geç erişime açıyorlar. bakın, kasım-aralık gibi çıkan hastalığı dünya sağlık örgütü ilk kez nisan ortasında görüyor. tamı tamına altı ay sonra.

    bu süreç kendi başına uluslararası örgütler ve çin arasındaki ilişkilerin değişmesine yol açıyor. hali hazırda kıl olmuş olan dsö, çin'i sars konusunda bir çok konuda suçlu tuttuğu için zar zor düzeltmeye çalıştıkları "yeni çin" imajı çöp oluyor. yetmiyor yeni çin'de, şeffaflık, insan hakları, basın özgürlüğü gibi unsurların iddia edildiğinin aksine hiç gelişmediği ortaya çıkınca ekonomi babalara geliyor. abd'nin yangına benzin dökmesi de uzun sürmüyor. abd yöneticileri çin'den şeffaf yönetim ve sağlıklı bilgi paylaşımı sağlayana kadar tüm uçuşların kapatılmasını istiyorlar. aynı gün dsö, hong kong ve guangdong'u ziyaret etmeyin uyarısı yapıyor. bütün bu baskı çin'i aksiyon almaya zorluyor.

    2002 nisan ayının ortasından başlayarak çkp götüne girecek ekonomik kazığın korkusuyla bir anda şeffaf yönetim moduna giriyor. suç sağlık bakanına atılarak görevden alınıyor. toplamda ise 120 küsür devlet çalışanı yanlış bilgi vermekten ötürü yargılanıyor. bu tarihten itibaren çin ponçik bir ülke oluyor. vaka sayıları günlük olarak televizyondan paylaşılmaya başlanıyor. bölge bölge karantina uygulanıyor. kamu spotları her yanı kaplıyor.

    rakamlar bugüne nazaran size ufak geliyorsa şöyle anlatayım. sadece pekin'de 18 bin kişi zorla karantinaya alındı. toplamda yüz bine yakın kişi zorunlu karantinada kaldı. sars'ın başladığı bölge olan guangdong'da 80 milyon insan yaşıyor. bu insanlara resmi olarak sokağa çıkma yasağı konulmasa da izole edildiler, yine şehir ve eyalet giriş çıkışları kapatıldı. insanların evde kalmaları biraz güzellik biraz zorla teşvik edildi. salgının bittiğine dair açıklama aşağı yukarı bir yıl sonra geldi. biz o süreçte kaç kişi öldü, kaç kişi yine wuhan'da olduğu gibi evlerine kapatılarak ölüme terk edildi bilmiyoruz.

    bütün totaliter rejimlerde alt birimler sorumluluk üstlenmemek için sorunları üst seviyelere kaydırma eğilimindedir. üst makamlar ise suçu en alttakine atarak kurtulmaya çalışırlar. bunun en güzel örneği çernobil vakasıdır. onca birimin suçu süreç içerisinde sürekli üstlere atılmış, en sonunda gariban bilim adamları suçlanmıştır. bir diğer örneği çin'deki kıtlık dönemleridir. hedeflenen üretim rakamlarına ulaşılamayacağını bilmelerine rağmen kendi kellelerini düşünen alt yöneticiler sürekli sahte raporlarla üst yönetimi aldatarak ülkelerini milyonların öleceği olaylara sürüklemişlerdir.

    peki burada yönetimin tek hatası geç müdahale mi? tabi ki hayır! bilgi kirliliği yaratmak, gerçekleri paylaşanları tutuklamak, araştırmaları üstün körü yapmak, yanlış raporlara göre hareket etmek, halk sağlığına önem vermemek, insan haklarını çiğnemek, uluslararası kuruluşlarla sahte veri göndermek gibi ne kadar aptalca hareket varsa yaptılar. öyle ki hastalığın guangdong dışına çıktığını aylar sonra 25 martta kabul ettiler. bizim de bu sayede haberimiz oldu.

    doktor demişken wuhan virüsü krizinde dünya ile gerçekleri paylaşan ve sonra hayatını kaybeden li wen liang adlı doktoru hatırlarsınız. sars sürecinin kahramanı ise jiang yanyong adlı doktor olmuştu. çkp yönetiminin rakamları çarpıttığını ve yanlış bilgi paylaştığını ulaşabildiği her yere yazdı. haber, time dergisinde yayınlandığında ise dünya çapında şok yarattı. doktor, pekin'deki evinden bir gece yarısı apar topar tutuklanarak kayıplara karışmıştı ki dünyanın gözü bu kadar üzerinde olduğu için infazdan kurtuldu. karısı ve kızı da bu süreçte bir süre tutuklu kaldılar. sonrasında çeşitli ülkelerde doktora dürüstlüğünden ötürü ödül yağdırıldı.

    sars konusunu özetlersek, çin bu dönemden bazı dersler çıkardı çıkarmasına lakin konunun dünyanın beklediği türde bir şeffaflıkla ilgisi yok. aradaki tek fark sars dönemine göre bu kez algı yönetimini daha iyi yürütüyor olmaları. yoksa yine verilerle oynuyor, insan haklarını yok sayıyor, medyayı ve doktorları susturuyorlar. dikkat edin hiç bir şekilde suç kabul etmiyorlar. aksine son bir aydır bütün suçu abd ordusuna atıyorlar. yıllar geçti biz hala sars hakkında gerçek rakamları bilmiyoruz. dönemi yaşayan doktorların söylediklerine inanırsak bugün resmi veri olarak paylaşılan bilgiler gerçek rakamların belki %10'u belki daha da azı.

    2002 sonrası değişen yönetim ilk iş olarak imaj düzeltme çalışmalarına başlıyor. ihtiyaçları olmamasına rağmen şehirleri gökdelenlerle doldurarak yeni bir imaj yaratmaya başlıyorlar. hollywood yıldızlarıyla çin temalı filmler çekmekten tutun da alibaba gibi şirketlerin gerek sinema gerek kültürel kurumlara sponsor olmasına kadar bir sürü yöntem deniyorlar. tabi ki dünya çapında dsö gibi örgütlerin etkisini de göz ardı etmiyorlar. her türlü lobi besleme faaliyeti ele alınıyor.

    yemişlerini de bugün wuhan virüsü krizinde topluyorlar. son üç aydır dsö başkanı olan bıyıklı abinin çin'i öven konuşmalarından ve seri dil darbelerinden lobinin ne kadar iyi beslendiğini gözlemleyebilirsiniz. bu abinin de çin'in 15 milyar dolar yatırım yaptığı dönemde etiyopya'dan çıkmış olması da ayrı bir rezalet. çok daha ciddi iddialar var fakat bilgi kirliliği olduğu için paylaşmıyorum. bir kaç yıla bunun da kokusu çıkar, soruşturması yapılır. o vakit buraları düzenlerim.
  • hayırdır nerede?
    komplo teorilerinin büyük bir çoğunluğunu kapımdan içeri sokmam, çemçük ağzıyla "herşey planlıymış abi, ta 128 yıl önce hesaplamış adamlar" diyeni ölüme terk ederim.
    fakat...fakat sakın bu virüs herşeyin planlandığı komplo teorisinin bir parçası olmasın?

    türkiye'nin gümrük kapılarında maskeli, eldivenli sağlık ekiplerinin gireni çıkanı muayene etmeye çalıştığını hatırlıyorum. abd, avrupa ortaçağ'da yaşıyormuş gibi tedirgindi. noldu? pandemik bir felaketin yaklaştığı sanılırken aşağı yukarı 2500 kişinin ölümüyle sars bitti mi?
    http://www.who.int/csr/don/2003_04_03a/en/

    kaynak çin'di. sars'ın nesnelerin, eşyaların üzerinde de taşınabildiği ve ülkeden ülkeye gezebileceği iddia edilmişti. üzerine makaleler yazıldı, karantina önlemine başvuruldu vs.
    öyleyse ne oldu lan, biri bana söylesin.
    6 yıldan bu yana neden tek bir vaka, aşı, tedavi haberi duymuyorum ben? neden hala havaalanlarında, gümrük kapılarında sağlık ekipleri yok?

    ben böyle aniden var olup aniden yok olan fenerbahçeli tarık'ı bilirim. o da en son çin'e gitmişti diye biliyorum. başka da böyle vaka bilmem.

    konuyla ilgili başka komplo teorilerinden haberdar olmak için :
    http://en.wikipedia.org/…iki/sars_conspiracy_theory
  • cin hükümetine olan bütün güveni sarsan hastalik. ilk ölümler olduktan sonra bile who'yu arayip uyarmak yerine komunist devlet gelenegi uyarinca saklamis ibisler. ne zamanki ismini hatirlayamadim ama sars'i kesfetmek ugruna kendisi de ölmüs italyan bir doktor tesbit ediyor hastaligi, o zaman dünyaca taninip korkulur hale geliyor. hastalik ölüm oranlari acisindan bircok benzeri korkunc hastaliktan daha zararsiz; lakin ebola'dan bile daha bulasici deniyor.

    bu arada tabii, hong kong, peking filan tamamen bir karantina bölgesi gibiymis. insanlarin hepsi sokaklarda, metroda veya toplu tasima araclarinda dolanirken bir agiz maskesi takiyorlarmis, otobüste birisi hapsirmayagörsün direk panik olusuyormus. evden ise, isten eve gidiliyormus, cocuklara okul ise tatilmis. tabii okul tatil filan ama disari cikip oynamak söz konusu degil, evde oturup bütün gün tv izliyormus zavalli veletler. tv'de de cizgi filmden ziyade sars haberleri... nedense wong kar wainin sars'li günlerde gecen bir film yapmasini isteyiverdim. konu sars olmasin ama sars'in cin'i sarstigi (oha istemeden star gazetesi tarzi bir kelime oyunu yapmisim) günlerde gecsin.

    hong kong scene'inden bikac resim icin:

    http://www.spiegel.de/…norama/0,1518,243046,00.html
  • efendim*, dün gece itibarı ile elime geçen ingilizce bir kaynaktan, dilim döndüğünce bir çeviri yaptım. çoğu yerde hatalarım oldu, ama sanırım hepsi böcek ilacından kaynaklanıyor. ameliyat maskesi filan da taktım ama başım kazan gibi şu anda.
    benim yapabildiğim de budur. olduğu kadar işte...

    hong kong’da şiddetli akut respiratuvar sendrom* etken ajaninin yayilimina dair epidemiyolojik belirleyiciler

    christi a donnelly, azra c ghani, gabriel m leung, anthony j hedler, christophe fraser, steven riley, laith j abu-raddad, lai-ming ho, thuan quoc thach, patsy chau,king-pan chan, tai-hing lam, lai-yin tse, thomas tsang, shao-hael liu, james h b kong, neil m ferguson, roy m anderson

    özet:
    : özellikle asya-pasifik bölgesi olmak üzere dünya çapındaki sağlık otoriteleri, devam etmekte olan şiddetli akut respiratuvar sendrom(sars) epidemisi için etkili bir toplumsal sağlık müdahalesi aramaktadırlar. biz de, hong kong’daki sars epidemiyolojisini değerlendirdik.

    yöntemler: 23 nisan 2003 tarihine kadar rapor edilen 1425 vakayı ele aldık. epidemiyolojik, demografik ve klinik değişkenler hakkında bilgi içeren çok sayıda kaynaktan, entegre bir veri bankası inşa edildi. anahtar epidemiyolojik dağılımlar olan; “enfeksiyon- başlangıç, başlangıç-kliniğe yatış, kliniğe yatış-ölüm, ve kliniğe yatış-iyileşme” zaman aralığı değerleri üzerine tahmin yürüttük. tahmini vaka ölüm oranının, hastanın yaşı ve başlangıç ile belirtilerin ortaya çıkışı arasında geçen süre ile ilişkili olduğunu bulduk

    bulgular: üssel çoğalma fazının başlangıcından sonra onaylanmış vaka sayısı 20’nin altında/gün değerine(28 nisan itibarı ile) düşmüştür. klinik semptomların ortaya çıkmasından hemen sonra hastaneye rapor edilmesi ve onaylanmış ya da kuşkulu vakaların takibi, karantinaya alınması, monitörize edilmesi gibi halk sağlığı müdahaleleri mevcuttur. hastalığın ortalama inkübasyon süresi 6.4 gündür(95% cl 5.2-7.7). klinik semptomların ortaya çıkmaı ile hastaneye başuru arasında geçen süre ise 3 ila 5 gün arasında değişmektedir. tahmini vaka ölüm oranı; 60 yaş ve üstündekilerde parametrik bir γ dağılımına uygun şekilde olduğu takdirde 13.2%(9.8-16.8) gibi olmaktadır. non parametrik bir yöntem ise; 6.8%(4.0-9.6) ve 55%(45.3-64.7) arasında değerler vermiştir. epideminin yayılmasında, hasta kümeleri önemli rol oynamıştır.

    yorum: hastanın yaşı; sonuçla kuvvetli bir şekilde ilişkilidir. semptomların ortaya çıkışı hastaneye başvuru arasındaki süre sonucu etkilememekte, ama kısa aralıkların mevcudiyeti; hastaların karantinaya alınmasından önceki enfekte döneminde yaygın toplum için önemlidir.

    giriş
    sars’a yol açan coronavirus’un dünya çapında hızla yayılması; 5 mayıs 2003 itibarı ile 28 ülkenin sars vakaları bildirmelerine neden olmuştur. enfeksiyon’un evrim, yayılım ve kalıcılığı; çağdaş toplumun mobilitesinden etkilenmektedir ve örneğin hava yolu ile seyahati tercih edenler sayesinde dünya çapında yayılımı görülürken, nüfus yoğunluğu fazla olan asya ülkelerinde de çok çabuk yayılmaya neden olmaktadır. özellikle çin halk cumhuriyeti başta olmak üzere asya-pasifik bölgesi, kötü bir biçimde sars’ın etkisi altında kalmıştır. bölgesel ekonomi ve sağlık sistemlerinde üzerine gelen darbe; güney doğu asya ulusları’ndan 14 ülkenin sağlık bakanlarının .24-26 nisan tarihlerinde bir araya gelip toplantı gerçekleştirmesine neden olmuştur. sağlık otoriteleri; epidemi üzerinde etkili bir kontrole sahip halk sağlığı ölçütleri konusunda kılavuza ihtiyaç duymaktadırlar.
    epideminin büyüklüğü ve zaman çizelgelerine dair anahtar epidemiyolojik belirleyiciler arasında; enfeksiyon ile semptomların ortaya çıkış aralığı ve ortaya çıkış ile hastaneye başvuru aralığını, enfeksiyöz ajanın derecesi ve enfeksiyözitesi, ve virüsün taşınmasına yardımcı olan enfeksiyöz ve şüpheli insanların miktarı da bulunmaktadır. halk sağlığı müdahaleleri; bu faktörlerin çoğuna etki edebilmektedir.
    honk kong otoriteleri, sars salgınına karşı koymak için değişik ölçütler ele almışlardır. 10 mart tarihinde hong kong prens wales hastanesinde ilk vakanın tanımlanmasından beri bu ölçütler arasında şunlar yer almaktaydı: bireysel korunmaya dair kamu hizmeti duyuruları, sars’ın bildirilecek hastalıklar listesine eklenmesi, sars vakaları ile temas halinde olanlara, sonradan ilan edilecek olan zorunlu ev karantinalarına kadar uygun sağlık merkezlerinde gözlenmeleri için istekte bulunmalarının önerilmesi(26 mart), üniversiteler ve okullaın 2 hafta süre ile tatil edilmesi(26 mart), gelen tüm ziyaretçilere ve yurt dışından dönmekte olanlara o anki sağlık bildirilerinin iletilmesi(29 mart), yaklaşık 300 vakalık bir kümenin ortasında ve amoy gardens estate içinde bulunan bir binanın sakinlerinin izolasyonu(30 mart), bu bireylerin 10 gün süre ile izolasyon kamplarına transfer edilmesi(31 mart), bu bireylerle yakın ilişkide olanların ev karantinası altına alınması ve hong kong dışına olan seyahatlerine kısıtlama getirilmesi(10 nisan) tedavi arayan semptomatik bireylere yönelik yaygın duyurular yapılması(15 nisan), ve tüm havayolu yolcularında vücut sıcaklık ölçümlerinin dikkatlice gerçekleştirilmesi.
    sars karşısındaki küresel yanıtta 3 öncelikli görev mevcuttur: etken ajanın tanımlanması ve vakaların tanınmasını sağlayacak testlerin hızla geliştirilmesi, tedavi protokollerinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi, ve uygun toplumsal sağlık müdahalelerinin bulunmasına etkili ve destek olacak anahtar epidemiyolojik süreç ve parametrelerin belirlenmesi. hong kong’daki epidemiyolojik durumu, 1425 vaka onayı ve sars nedeniyle meydana gelen 122 ölüm süresince salgın olarak tanımlamaktayız. sars yayılımını tanımlayan anahtar dağılımı ve parametrelerin, hong kong’un virüs ile tanışmasından bu yana olan değişikliklerine odaklanırız.

    yöntemler
    veri kaynakları:
    sağlık, sosyal hizmetler ve gıda bürosu tarafından kontrol edilen hong kong üniversitesi halk sağlığı departmanı, hong kong hastane otoritesi esars sistemi tarafından koordine edilen ve 20 şubat 2003’den beri kesin sars tanısı almış ya da şüpheli olanların bulunduğu sağlık departmanı ana listesinden alınmış bilgilerin bulunduğu entegre bir veri bankasını inceledik. hong kong temel sağlık hizmetlerinin 80%’i özel pratisyenler ve özel sektörler tarafından işletilen ayaktan tedavi departmanları tarafından sağlanmaktadır. hastane otoriteleri, tüm hastaların 95%’inin yatakta tedavisini sağlamaktadır. sağlık departmanı, bulaşıcı hastalıkların izlem ve tedavisini de kapsayacak şekilde toplum sağlığı hizmeti vermektedir. esars sistemi; bir kayıt ve izlem sistemi olarak dizayn edilmiştir. araştırma ve inceleme için, hong kong hastane otoritesine bağlı olan tüm hastanelere kabul edilen hastalar, sars grup koğuşlarına alınmakta ve tedavi edilmektedir. kaydedilen hastalar şu şekilde sınıflandırılırlar; inceleme altındaki hasta, sars sahibi olması şüpheli hasta, onaylanmış sars hastası ve sars olmayan. esars sisteminde sars hastası olduğu onaylanması için, hastada; radyografide pnömoni ile uyumlu infiltrat bulguları, 38 derece üzeri ateş ya da sayacağımız şeylerin en az ikisini son 2 gün içinde yaşamış olmak gerekir; son iki günde yaşanmış üşüme-titreme, öksürük(yeni, ya da artmış) ya da nefes almada zorluk, kırgınlık ya da myalji, veya bilinen bir maruziyet(sars ile). bu tabloya tam olarak uymayan fakat o güne kadar ortaya çıkan kanıtlar ve klinik karar sayesinde şüphede kalındığında; hastaya “sars şüphesi var” şeklinde tanı konabilir. bununla birlikte; her hangi bir tanı yardımcısı-diagnoz sayesinde başka bir hastalığa dair tanı konulursa, yine sars tanısı terk edilir.
    hastalara, sağlık departmanı tarafından sars tanısı konduktan 24 saat sonra, başlangıç olarak bir grup doktor, sonra da bir grup hemşire, çeşitli sorular sorarak bulaşma şekliyle alakalı olabilecek olay ve ilişkileri tespit etmeye çalışırlar. eğer mümkünse, hastalar; bulundukları yer(ör: toplu konut, müstakil ev, yurt), meslek(sağlık çalışanı, işçi) ve çalışma mekanı gibi başlıklar yardımıyla sektör sektör ayrılırlar. ayrıca, 19 bölgede toplam 69 milyon nüfusu olan hong kong için nüfus bilgilerini de kullandık(şekil 1).

    istatistiksel analiz:
    zaman aralıklarının dağılımı(enfeksiyon-hastalık başlangıcı, başlangıç-kliniğe yatış, kliniğe yatış-ölüm, kliniğe yatış-iyileşme), tüm vakalardaki hastalık süreçlerinin tamamlanmamış tahminine, maksimum olasılık γ dağılımlarına uyan bir şekildedir. olasılık oran istatistikleri; dağılım parametrelerini karşılaştırırken önemlilik testlerinde ve ci hesabında kullanılmaktadır.
    salgın devam ederken, kliniğe yatış-ölüm ve kliniğe yatış-iyileşme dağılımları, vaka ölüm ihtimali ile beraber ele alınmalıdır, çünkü yatmakta olan ve kayıtlı olan her hasta ölebilir ya da iyileşebilir. iyileşme sonrası hiçbir hastanın, sars ile ilişkili bir sebepten öleceğini farzetmiyoruz. eğer f() ve g() sırasıyla; kliniğe yatış-ölüm ve kliniğe yatış-iyileşme(taburcu oluş) için kümülatif dağılım fonksiyonları olursa, πf vaka ölüm oranıdır-örneğin, sars hastalarından, hastalık nedeniyle ölenler- ve şu olasılık yapısı var sayılır: eğer bir hasta, kliniğe yatıştan t kadar süre sonra ölürse, olasılık πf ×[f(t + 1) – f(t)]; eğer bir hasta, kliniğe yatıştan t kadar süre sonra taburcu oldu ise olasılık (1- πf)×[g(t+1)-g(t)]; eğer hasta kliniğe yatıştan t kadar süre sonra hastanede ise olasılık πf ×[1-f(t)]+(1- πf )×[1-g(t)] olur. bu yüzden f() ve g() parametreleri vaka ölüm oranı ile birlikte ve beraberce hesaplanırlar.
    daha ileri düzeyde vaka ölüm oranı hesaplayabilmek için, kaplan-meier yaşam eğrisinin bir versiyonunu iki değişik sonuç(ölüm ve sağalım) için adapte ederek kullandık.

    fon kaynağının rolü:
    çalışmanın sponsorları, çalışma dizaynı, veri toplama, veri analizi, veri yorumlama ya da rapor yazımı konusunda hiçbir rol üstlenmemişlerdir.

    sonuçlar
    salgının gelişimi, 10 mart’ta patlamasının duyurulmasının ardından üssel(katlanarak) bir artış göstermiş, bunu nisan ortalarına doğru durgun bir dönem takip etmiş ve 21-28 nisan haftasında yavaş bir azalma göstermiştir. vakaların coğrafik ve yaşa dayalı dağılımları şekil 1’de gösterilmiştir. hastaların 57%’si bayan, 43%’ü erkektir
    sağlık departmanı tarafından onaylanmış vakaların 95%’ine ait semptomlar tamamen kaydedilmiştir. hastaların kendi ifade ettikleri semptomların frekansı, eski vakalarda görülenlerle benzer değerlerdedir. en sık görülen semptom ateştir(94%), hastaların 51-72%’si grip benzeri yakınmalara sahiptirler ve titreme, kırgınlık, iştah kaybı ve myalji yakınmalarına sahiptirler. gastrointestinal sistem yakınmaları seyrek olmakta ve kendi içlerinde; diyare 27%, kusma 14%, karın ağrısı 13% şeklinde oranlara sahiptirler. hastaların 88%’i ateşle birlikte bir bnaşka semptom daha göstermiştir. hastaların 79%’u ise ateşle birlikte en sık görülen beş semptomdan birini vermiştir.
    enfeksiyon olayları gözlemlenebilmiş değildir, fakat bilinen sars vakalarıyla kısa ve tanımlanabilir süreler karşılaşmış-yüzyüze gelmiş olan hastalardan elde edilen veriler, enkübasyon dönemi, enfeksiyon ve hastalık başlangıcı arasındaki süre hakkında bilgiler vermiştir. veri bankasında, belirli bir zaman sürecinde bir defa sars ile karşılaşmış hasta sayısı 57’dir(giriş ve çıkış süreleri arasında kaydedilen verilere göre). ortalama ve değişken maksimum olasılık tahminleri(enfeksiyon ve bulguların görülme arası süre için) sırasıyla 6.37 gün(95 ci 5.29-7.75) ve 16.69 gündür. buradan hareketle; hastaların 95%’i enfeksiyonu takip eden 14.22 gün içinde semptomları göstermeye başlayacaktır. tahmin dağılımları şekil 2’de anlatılmaktadır. bununla birlikte bu dağılım değerleri, sınırlı sayıda hasta üzerinde yapılan ve yüksek değişkenlik değerlerine sahip verilerden elde edilmiştir, ayrıca değişik oranlarda virüs enfeksiyonu, hikaye alma konusundaki değişkenlikler ve farklı gelişim rotaları nedeniyle yüksek değişkenlik göstermektedir.
    hastalığın ortaya çıkışı ve kliniğe yatış sürelerinin her ikisi de gözlenebilir değerlerdir. bununla birlikte, hasta kabuller, tamamlanmamış gözlem ihtimalini de göz önüne alarak yapılmalıdır. sansürleme hesaba katılmazsa, kliniğe yatış-hastalığın ortaya çıkışı arasındaki süreler kısalmaya eğilimli olacaktır. yakın zamanda oluşmuş hastalık sahibi kişiler ve uzun hastalık ortaya çıkışı-kliniğe başvurma aralığına sahip olan kişiler hastaneye kabul edilme ihtimali en düşük olanlar olmalıdır.
    değerlendirmede hastalar klinik başlangıç haftalarına göre sınıflandırılmıştır ve 7 ayrı haftalık gruba ayrılmışlardır(26 nisan-4 mart, 5-11 mart, 12,18 mart, 19-25 mart, 26 mart 1 nisan, 2-8 nisan ve 9-15 nisan). 26 şubat öncesinde başlangıcı olan hasta sayısı çok azdı, ve 15 nisan sonrasında başlangıcı olanlar için ise klinik analiz için yeterli zaman yoktu. 15 nisan’a kadar olan klinik verilerin tam olduğunu temin ederiz. başlangıç-kliniğe başvuru arasında geçen süreler, haftalara göre şöyledir: 26 nisan-4 mart: 5.36, 5-11 mart: 3.21, 12,18 mart: 5.06, 19-25 mart: 4.95, 26 mart 1 nisan: 3.83, 2-8 nisan: 3.67, 9-15 nisan: 3.46. dağılımlar 7 haftalık dönem boyunca önemli miktarda değişiklik göstermiştir(p<0.001) fakat ilk 4 hafta(p=0.053) ve son 2 hafta(p=0.459) için aynı şey söylenemez. sonuçta 3 zaman aralığı için ortalama ve değişken maksimum olasılık değerleri şöyledir: şubat 26 mart 25: 48.5 gün(95% ci 4.49-5.24) ve 12.19 gün; mart 26-nisan 1: 3.83 (3.61-4.06) ve 5.99 gün, ve nisan 2-15: 3.67 gün(3.31-4.11) ve 10.71 gün. şekil 2’de de gösterildiği gibi elde edilen ve beklenen değerler uyumlu çıkmıştır.
    beklenen ortalama ve değişken başlangıç-ölüm arası zaman sırasıyla; 35.9 ve 572.9 gündü. başlangıç ve iyileşme için ise 23.5 gün ve 62.1 gün idi. eğer &#947; dağılımı ele alınırsa, tahmini dağılımlar ve vaka ölüm oranları, hastalık başlangıcı ile kliniğe yatış arası zaman ile değil hasta yaşlarının bir fonksiyonu olarak değişir(şekil 2). tahmini vaka ölüm oranları; 60 yaş altındakilerde 13.2% (9.8-16.8), 60 yaş üstündekilerde ise 43.3% (35.2-52.4) şeklinde idi. kaplan-meier’in uyarlanmış non-parametrik metodu ise 6.8% (4.0-9.6) ve 55% (45.3-64.7) değerlerini vermiştir(sırasıyla)(şekil 3). tahmini ölüm oranları; hastanede olan hastaların takiplerinin tamamlanmamış olmasından dolayı, kümülatif ölüm oranının mevcut kümülatif hastane başvuru sayısına bölünmesinden elde edilen tahmini değerlerden fazla çıkmıştır.
    bu salgın için bir anahtar özellik; vakaların, bir primer vakanın başka bir sekonder hatta tersiyer vakaya yol açabileceği durumlarda, yer ve zamana göre belirli bir bireye bağlanmış olmasıdır(bazı durumlarda; oturulan blok ya da sağlık-bakım düzeni gibi belirli bir düzende).

    tartışma
    bulgularımız; salgının enfeksiyon-başlangıç ve başlangıç-klinik başvuru arasındaki zaman değerlerinin dağılımları gibi anahtar epidemiyolojik belirleyicilerinin tahminin öneminin altını çizmektedir. hastalık başlangıcı-kliniğe başvuru aralığına dair incelemeler göstermiştir ki; zamanla, klinik semptomların başlaması ile hastanede görülmesi arasındaki zamanda byüyen bir zaman farkı ortaya çıkmaktadır.
    acil bir salgında, tahmini ölüm olasılıkları/oranları, apaçık değildir. öncelikle bu veriler, hastaneye başvuran bireylerden elde edilmiştir ve sadece o bireyler için mortalite oranı göstermektedir. ikinci olarak da, salgının artan temposu analiz yapmayı oldukça zorlaştırmaktadır. en son olarak da; her ne kadar bizim elde ettiğimiz değerler istatistiksel olarak geçerli olsa da, vaka ölüm oranlarına dair tahminler, kullanılan metodlara göre değişkenlik göstermektedir. tüm bu durumlar, salgın devam ederken, bugüne kadar rapor edilen mortalite oranlarını kısmi olarak açıklanabilmesine sebep olmakta ve ileri düzeyde araştırmalar gerektirmektedir.
    klinik bulguların başlangıcı ile hastaneye başvuruş arasındaki zamanın kısalması klinik sonucu etkilememektedir. bununla birlikte, bu sürenin kısalması; enfeksiyöz izolasyon sağlamakta, efektif enfeksiyon süresinin azalmasını sağlamakta ve bu sebeple de hasta durumunun ilerleyişini kolaylaştırmaktadır. söz konusu zamanın kısaltılmasının sekonder vakaların oluşumunu azaltması hakkındaki araştırmalar devam etmektedir.
    bahsedilen kazançların değişik medya kanalları ile topluma tanıtılması, toplum sağlığı ve müdahale açısından ciddi öneme sahiptir, ve semptomların erken bildirilmesi konusunda oldukçe önemli bir yeri vardır. semptomların erken rapor edilmesinin en önemli kazançlarından birisi de, sağlık kurumlarını diğer patojenlerin yol açtığı hastalıklarla uğraşmaktan kurtaracak olmasıdır. bununla birlikte, hastalar için gerek duyulan hassas bakım, dünya çapındaki alarm nedeniyle, sıkı ölçütler kullanılması olası sars vakalarının engellenebilmesi için en güvenilir yoldur. bu yaklaşım, tek başına salgının eradike edilmesine katkıda bulunacaktır.
    salgın bize; risk hakkında bilgi vermenin ve toplumu uyarmanın, panik ve endişe yayacak şekilde değil, kişisel korunmayı arttırıcı yönde yapılması gerektiğini göstermektedir. risk faktörlerini algılama konusundaki bir değişiklik, hijyen ve semptomların erken haber verilmesi konusunda olumlu sonuçlara yol açacaktır.
    ilerde elde edilecek veriler, enkübasyon süresinin yayılım yoluna ve birey tarafından alınan enfeksiyoz doza bağlı olduğunu gösterebilir. enkübasyon süresi ve enfeksiyöz periyod arasındaki ilişki henüz kesin değildir. maruziyet sonrası ve klinik semptomların başlangıcı sonrası alınan, bilinen sayıdaki viral yükün sars ajanı hakkındaki bir çok gerçeği açığa kavuşturacağı bir gerçektir. kritik olan sorular ise; hastaların ne kadar süre izole kalmaları gerektiği ve feçes ya da aspirasyon ile, semptomların sona ermesinden sonra ne kadar süre ile viral bulaşımın devam edeceği şeklindedir.
    belirli bir konumdaki belirli bir bireye bağlanmış olan vaka sektörlerinin(kesitlerinin) ortaya çıkışı, salgının boyutları ile ilgili bilgi vermektedir. dünya sağlık örgütünden bir ekip, hong kong hükümetine amoy gardens’da bazı faktörlerin ilk kaynakla ilişkisini inceleme konusunda yardım etmektedir. hastalığın karakteri ile ilgili değişkenlikler olup olmadığını ve bunların toplum kesitlerinde ne tür farklılıklar gösterdiğini tespit etmek için ileri düzey araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. kesitlerin varlığı çok önemli bir hadise olmamasına ve ve toplum sağlığı tabanlı müdahaleler için her hangi bir destek getirmese de, enkübasyon süresi ve yayılımla ilgili araştırmalar açısından önemli bir odak noktasıdır.
    hong kong ya da başka bir yerden rapor edilen vakalar, yeni sars virüsü ile enfekte olmuş insanlara ait en ağır klinik semptomları en yalın şekliyle yansıtmaktadır. biz sadece hastaneleri baz alarak, vaka ölüm oranları konusunda tahmini hesaplamalar yaptık. eğer toplumdaki ek enfeksiyonlar hastaneye başvuruyu gerektirmez ya da ölüme sebep olmazsa, vaka ölüm oranları(tüm enfeksiyonlar için) düşük olacaktır. enfeksiyonu ortadan kaldırmak ve iyileşme oranlarını arttırmak için yapılacak toplum tabanlı serolojik araştırmalar öncelik taşımaktadır, tabi ki mümkün olduğu takdirde.

    evet*.
  • sağlık bakanlığının buna bir önlem alması gerekiyor artık. şarbon'dan sonra ikinci bir riski kaldıramaz bu ülke!
  • akut solunum yetersizliği. şubat 2003'de ilk kez çin'de rastlanan, grip gibi başlayan ve zatürre özelliği gösteren, öldürücü bir hastalık. dünyada bu hastalıktan 9 kişinin öldüğü ve 150 kişinin bu hastalığa yakalandığı söyleniyor.
  • bu nedenle cin'e olan seferlerin iptali soz konusu oldu amerika'da. hatta her gelen ucakta dezenfektasyon (o ne be) calismalari yapiliyor.

    sirf kanada'da birkac kisi hayatini kaybetti bu hastalik yuzunden.

    ancak teshis etmek icin bir test uretildi bile.

    bir aids kadar tedavi edilemez bir hastalik olsa da, insani korkutan sey, bulasmasi icin aseksuel olmanizin yeterli olmasidir.

    yakin yuz temasi ile (opmek, yalamak) insandan insana gecer bu hastalik. solunum yolu ile gecer yani. sivrisinek potansiyeli olan ulkelerde ise inanilmaz derecede bulasici olmasi olasidir -ki bilinir ki, dunyada, gelmis gecmis en buyuk katil sivrisineklerdir-.

    bu yaz olacak olan cin seyahatimin yatmasinin baslica sebeplerindendir ayrica (aile baskisi diye birsey var).
  • 2003 senesini hatırlatan en önemli gelişmelerden biridir. ağustos 2003 tarihi itibariyle toplamda 8422 vaka görülmüş bunlardan 916'sı ölümle sonuçlanmış. yani bu sars'ı amerikan icadı olarak gösterip, paranoyak bir biçimde araştırmadan yaz boyunca ekranlarda şov yapan bazı bilim insanları bu hastalığın seyri hakkında, tedavisi hakkında ve sonuçları hakkında yeterince bilgi vermemiştir.

    916 insan öldü? az bir rakam değil bu. olan uzakdoğuya oldu. diğerleri için:

    (bkz: kuş gribi)
    (bkz: domuz gribi)
  • tekrar hortlamasından korkulan salgın.
    2003 yılında dünyayı kasıp kavurmuş olan bu hastalığa 2013 itibariyle fransa, almanya, ingiltere gibi avrupa ülkelerinde ve arap ülkelerinde tekrar rastlanmıştır.
  • international committee on taxonomy of viruses (ictv) tarafından 2019-ncov'un da dahil edildiği virüs türü. kaynak

    2019-ncov yerine sars-cov 2 diyecekmişiz bundan sonra. covid-19 hastalığın ismi, karıştırmayın.
hesabın var mı? giriş yap