• çok önemli bir mail beklerken, bekleme anksiyetemi sözlükte entry girerek gidermeye çalıştığım bir günde daha, sizlerle hakkında bir anımı paylaşmak istediğim insanlık hali.

    bunu okumak istemeyenler için çıkarılacak dersi önceden vereyim:

    alkolün şeker ile karışması sonucu en ağırını yaşayabileceğiniz durum. evde hiçbir şekilde denenmemelidir. (bana yöntem soran herkes bilmelidir ki bu tarz şeyler bünyeden bünyeye farklılık gösterebilir ve hiç istenmeyen biçimde ölümle bile sonuçlanabilir. yapmayın. kafa istiyorsanız meditasyon yapın 2 bira içtikten sonra.)

    işte anım:

    sene 2014, yaş 23. hızlı zamanlarım.

    ben, asla sarhoş olmayan, bilişsel yeteneklerini ne kadar içerse içsin kaybetmeyen, 6 bira içip evine gidip ertesi günkü teslim saatine makalesini yetiştiren tuhaf bir canlıydım o zamanlar.

    haliçli balıkçılar gibi içen, rakı masalarında insanların içten içe yarışa girdiği, "küçücük kız bunca şeyi neresine içiyor?" sorusunun öznesi olan bir bireydim.

    bir gün bir ortamda ballı viskiye denk geldim. dedim ki "budur." bende yarattığı haz duygusunu attım hafızaya ve hayatıma devam ettim.

    birkaç gün sonra en yakın arkadaşıma gittim. viski içecektik. viski, klasik viski idi. arkadaşıma dedim ki "bal var mı?" bal vardı, hem de halis köy balıydı, ama ne alakaydı.

    ballı viskiyi anlattım ona. dedi ki "kanka saçmalama, o çeşitli kimya ve gıda mühendisliği süreçlerinden geçen bir ürün. muhtemelen içindeki de bal aroması. viskinin içine bal atmakla olacak iş değil."

    dedim ki "deniyor muyuz denemiyor muyuz?" o denemedi. ben denedim. bardağın dibine laps diye 1 çay kaşığı kadar balı koydum. üstüne viskiyi ekledim. sonra karıştırdım.

    uyandığımda arkadaşım beni duşakabinde yıkıyordu.

    aklım başıma geldiğinde kustuğum yerlerin yanından inanamayarak geçtim. arkadaşım "kustuğun için çok mutluyum lan, ama şurada halıda bir delik oluştu, zaten sağlam halı değil ama sen ne içtin kanka ödüm patladı." dedi.

    evin kedisi benden kaçıyordu. kusmadan önce ona sarılıp birkaç mesele üzerine konuşup ağlamışım. bunların hiçbiri bende yok.

    bir de bir monoloğum var, kaydetmiş arkadaş. güya edip akbayram'ın şarkısı" eşkiya dünyaya hükümdar olmaz." olmamalıymış. bazı eşkiyalar dünyaya hükümdarmış. o nedenle, "her eşkiya dünyaya hükümdar olmaz" olsa mantıksal açıdan daha geçerli olurmuş.

    kustuğum yerlere bakarken de bir torba kadar kustum. arkadaşım "oh ya kus, çok şükür zehirlenmeyeceksin ama bu gece yine de uyumayıp film izleyelim." dedi.

    film izlerken uyumuşuz.

    bu da böyle bir anımdır. şimdi mail uygulamamı bir daha refresh edeyim.
  • "ne konuştuğumun farkındayım ama ağzımdan çıktıktan sonra."

    işte sarhoşluğu tanımlayan en güzel sözlerden biri budur.
  • beş aşaması vardır:

    aşama 1 -- zeki

    bu aşamada bir anda her konuda uzman kesilirsiniz. her şeyi bildiğiniz için bu engin bilgilerinizi cömertçe insanlarla paylaşırsınız. her söylediğinizde haklı olursunuz. tabi aksini iddia eden de mutlaka fena halde yanılıyordur. haklı olduğunuza ikna etmek için bir kişiyle saatlerce konuşabilirsiniz. iki tarafında zeka artışına uğradığı durumlarda dışardan takip etmesi oldukça ilginç bir diyalog gerçekleşir. iki kişinin birbirleriyle, hiç bilmedikleri ama mutlak otorite olduklarını düşündükleri bir konuda karşıt görüşleri açıklaması dinleme şansına sahip olanlar için çok öğretici olur.

    aşama 2 -- yakışıklı/hoş

    bu noktada bulunduğunuz odadaki en iyi görünümlü kişinin siz olduğuna ve herkesin size baktığına ikna olmuşsunuzdur. tamamen yabancı olan kişilere gülümseyerek selam göndermekten ve onları davet etmekten çekinmezsiniz çünkü bütün gece boyunca sizi hayran hayran izlemişlerdir. ilgi odağısınızdır çünkü dünyada sizden daha güzel bir yaratık bulunmamaktadır. hala zeki olduğunuza göre sizi bütün gece ilgiyle izlemiş o şanslı kişiye engin bilgilerinizi pekala aktarabilirsiniz.

    aşama 3 -- zengin

    bu andan itibaren dünyadaki en zengin kişi sizsinizdir. bardaki herkese içki ısmarlayabilirsiniz çünkü içi para dolu kamyon kapıda park halindedir. bahislere girmek serbesttir. hala her şeyi bildiğiniz için bütün bahisleri de kazanacağınız şüphesizdir. kaybetseniz de önemi yok nasıl olsa para gani.

    aşama 4 -- kurşun geçirmez

    bu noktada istediğiniz kişiyle kavgaya girebilirsiniz çünkü artık hiçbir şey size zarar veremez. size bütün gece hayranlıkla bakan o hoş kadın var ya, işte onun erkek arkadaşına sataşabilirsiniz mesela. bahse girip kaybetseniz para sorununuz yok, bahsi kazanır da kavga çıkmasına sebep olursanız da nasıl olsa kaybetme ihtimali yok. her durumda kazançlısınız yani süper.

    aşama 5 -- görünmez

    tebrikler. sarhoşluğun son aşamasına geldiniz. şimdi istediğiniz her şeyi ama her şeyi yapabilirsiniz çünkü kimse sizi göremez. çıkıp masanın üzerinde dans edebilir, pantolonunuzu indirebilir ve insanları etkilemeye devam edebilirsiniz. nasıl olsa geri kalanlar sizi göremez. daha önce kavga ettiğiniz şu kişi de bunlara dahil. gecenin bir yarısı sokağa fırlayıp bağıra bağıra şarkı söylemenizde de hiçbir sakınca yok. kimse ne olduğunu anlamaz çünkü görünmezsiniz. hatta ileri gidip bulunduğunuz semtteki insanların tamamına küfür dahi edebilirsiniz. merak etmeyin kimse bilmeyecek. muhtemelen siz de hatırlamayacaksınız zaten.
  • "sarhoşların araba sürmeleri sakıncalıdır.bunu herkes teslim eder. ne var ki, sarhoşların telefonu kullanmaları, araba kullanmalarından çok daha ölümcül sonuçlar doğurabildiği halde bu konuda hiçbir düzenleme mevcut değildir.sarhoşken araba kullananlar rasgele hedeflere çarpar: aniden karşılarına çıkan talihsiz bir ağaç, kendi halinde seyreden ilgisiz ilgisiz bir araç... ne bir kasıt vardır bu kazalarda,ne de bir amaç. sarhoşken telefonu kullananlar ise gidip mutlaka bir sevdiklerine çarpar."

    elif şafak- bitpalas
  • sonrasında sızdığınız yerin adı huzur, uyandığınız yer hüzün, geçirdiğiniz gün boktandır.
  • dünya ile başedememenin sonucu olduğu kadar dünya ile başetmenin bir yoludur.
  • göğe bakma durağı

    siktir etmişim dünyayı, doğru düzgün bir insan olmayı, dürüst yaşamaya çalışmayı, haksızlıklarla kahrolup. ülkenin haline yanmayı siktir etmişim. siktir çekmişim türkiye'ye. gelsin şimdi en keskininden içkiler, leş gibi tadıyla art arda yakılan sigaralar, erdemli olmayı siktir etmişim. yak bir sigara derin bi soluk alıp göğe bakalım. bu dünyada bakmaya değer tek şeye.
  • sevmektir. sarhoşken herkesi, her şeyi seviyorum ben. kafamdan sağa sola kalpler fışkırıyor gibi geliyor. içince agresifleşip kavga çıkaranlardan olmuyorum asla. sarhoşluk bana göre bir sevme şekli. biraz yamuk yumuk olsa da sarhoşken güzel seviliyor.
  • "ne yaptığını bilip niye yaptığını bilmemek"
  • ben bu haldeyken dünya benim. değilken değil.
hesabın var mı? giriş yap