• sistematik bir sapma hali. yeterince iyi örgütlenilirse, bir zamanın sapkınlığı bir başka zamanın normu olabilir. *
  • 'ben' e 'biz'e benzemeyenlerin, kimlik adlı bilginin ortaya çıktığı ezelden bu yana itham edildiği şeydir... doğru yolda giden ben'dir... doğru yoldan sapansa öteki'dir... sapkın (ne yazık ki) öteki demektir bir anlamda... : "...............iki farklı terim, aynı kavramsal dizge içine girdiğinde ilginçleşir ve birbirinin zıttı biçiminde ifade edildiği görülür.........."

    (bkz: herodotosun aynası)
  • ne istedigini iyi bilen.
  • "sefih eğlence düşkünlüğü" (libertinage) olarak adlandırılan bir kontekstte hiçbir şey sapkın kişinin davranışından daha az serbest olamaz; çünkü eğer bu eğlence düşkünlüğünden anladığımız, olabildiğince utanmaz, hayasız bir orjiye olan basit eğilimse, sapkın kişinin arzusu ancak takıntılı bir detay arayışıyla, titizlikle bu detaya ulaşmak için gerçekleştirilen bir hareketle, o küçük detaydan alınabilecek hazla tatmin olabilir. ve bu tasa, kaba saba iştahların peşinden gidenlerin gözünden kaçacaktır.

    sapkın, tek bir jestin gerçekleşmesi için bekler. bu bir an meselesidir. sapkın kişinin varoluşu o jestin gerçekleşebileceği anın sürüp giden beklentisi halini alır... hazzını tek bir jestin yerine getirilmesine bağlı kılar." (komşum sade- klossowski)
  • çan eğrisinin iki tarafından en az birine doğru koşturan.
  • sapkının ruh dünyası ile kapitalizm arasında bir takım benzerlikler vardır.

    birine sapkın diyebilmemiz için o kişinin yapısal bir uyumsuzluk ile yol ve yöntem olarak genel olanın dışında, kendisi için kendisine, kendine özgü bir yolu açmış, o yola girmiş, o yol üzerinde kendine has değer paradigmaları yaratmayı başarmış birinden bahsetmemiz gerekir. sapkın genel olandan, kabul görenden, makbul ve makul addedilenden kendini sıyırmıştır. o kendini tüm hukuki ve sosyal yasaların üzerinde bir yerde, yasa koyucunun dayanmak zorunda olduğu meşruiyete de ihtiyaç duymayan bir biçimde konumlandırmıştır. keyfiliği ve arzularından başka onu sınırlayan, ona ket vuran ya da onu motive eden, güdüleyen hiçbir şey yoktur. tıpkı kapitalizmde kar etme ve tüketim arzusunun çoğu kez gerçek ve haklı bir nedene dayanmaması gibi sapkın da kendi varoluşunu herhangi bir şeye dayandırmak zorunda hissetmez.

    sapkınlık, sadece cinsellikle alakalı bir olgu değildir. sapkın, çoğu kez cinsel hazzı bir tür gereklilik ve önkoşul olarak telakki ettiğinden sapkınlık genelde cinsel sapmalarla falan karıştırılır. oysa sapkınlık daha derin ve temel bir fenomendir. ama biz yine de sapkınlığın cinsel yanı üzerinden derdimizi anlatmaya çalışalım. şimdi bir sahne tasavvur edin. karanlık bir mahzen, taş duvarlardan sarkan zincirler loş ışıklar deri kıyafetler kırbaçlar hareketi kısıtlamaya dönük çeşitli alet edavatlar ve en az iki kişi. boyun eğen ve eğdiren. hareket serbestisi olan ve olmayan. (tasavvur edemeyenler bir bdsm pornosu izleyebilirler konunun anlaşılması için faydalı olacaktır.)

    bu sahnede düzen, disiplin ve kurgu bariz bir biçimde göze çarpar. sapkın; hazzı, posası dahi sıkılıp alınacak bir şey olduğu kanaatinde olduğu için her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamıştır. cinsel ilişki pozisyonları, penisin vajina yahut anüse giriş açısı, kırbacın savrulması gereken uzaklık, kıyafetler, askılar, kelepçeler, giriş gelişme ve sonuç odaklı olarak ayrı ayrı detaylı bir biçimde kurgulanmıştır. bu durumu kapitalizmde fordist üretim modeli ile özdeşleştirmek sanıyorum yanlış olmaz. kimin ne yapacağı nasıl davranacağı ve bundan ne kazanacağı neredeyse en başından itibaren mutlak bir kesinlikle belirlemek, gerek kapitalizmde gerekse sapkında yapısal bir öneme haizdir.

    sapkın kendini akla dayandırmak zorundadır. zira sapkın, partneri olmadan bir hiçtir. partnerini onun alacağı hazza ikna etmek, inandırmak onun kendisinin alacağı hazzın gereğidir. sapkın akıl söylem ve törensellikle adeta bir organizma biçiminde kendini inşaa eder. kapitalist de kendini akıla dayandırır. bilimsel bilgi fetişizmi, rasyonalite çığlıkları mütemadiyen toplumun üzerine boca edilir. kapitalizmde işçi olmadan işveren bir hiçtir. üretimin ve onun getirisi olan kar'dan kaynaklı haz için önce işçinin ikna edilmesi gerekir. ( işçi kavramını burada üreten ama ürettiğini kontrol edemeyen ve bu nedenle kendisi de üretilen bir şey olarak kullanıyorum.)

    sapkın sözleşme yapar. o kurum oluşturmak derdinde değildir. o yaptığı sözleşmeleri sık sık bozar. sözleşmelere uyum onun için bir keyfiyet meselesidir. zira sapkın şunu bilir; bir yasa koyucu, kendi koyduğu kuralları ihlal edemiyorsa çiğneyemiyorsa ve kendisini ona uymak zorunda hissediyorsa yaptığı şey sözleşme değil uzlaşmadır. o da yasa koyucu değil diğerleri gibi sıradan bayağı biridir. sapkın için yasa, suç oluşturmak içindir. tıpkı kapitalizmde olduğu gibi. belli bir zaman dilimindeki kabul edilebilinir sömürü oranını ücret olarak işçiye vermek ile sapkının partnerinin acı eşiğini onun alacağı hazza endekslemesi açısından bir fark yoktur.

    sapkının eylemini icra ettiği mekandaki teatral hava ile kapitalizmin gösteri toplumunun ambiyansı arasındada çeşitli parellellikler vardır.sapkın mevzubahis hava ile eylemini mistik bir çizgiye çeker. eyleminden önce bu hava ile partnerini büyüler hipnotize eder ve en nihayetinde ikna eder. kendisini ve partnerini o mekanda nesneleştirir alet edevata indirger ve böylece gerekli kılar. bugün bir çok insanın kapitalizm ile hipnotize olmuş olması gösteri ve şovun hayatın her alanına sinmiş olması kapitalizmin kendini yeniden üreten ambiyansı nedeniyledir. insanın o ambiyansı değiştiremeyeceğine dair iğdiş edilmiş algısı onu bizatihi artık değer üreten bir meta haline getirir. para hazzın yerine geçer.

    hülasa kapitalizm sapkınlıktır. insan doğasının suni bir biçimde yamultulmasıdır. yamultula yamultula doğal formunu yitirmesidir. ondan kurtulmanın yolu ise her şeyden önce insanın kendi doğasını hatırlaması onu yeniden var etmeye çalışması ile mümkündür. bunun ancak ve öncelikle zihinsel düzlemde insanın kendini kapitalizmden sıyırması ile mümkün olacağı ise aşikardır.

    (bkz: cinselliğin tarihi)
    (bkz: sürüden devlete)
    (bkz: ilkel toplumlarda toplumsal kontrol)
    (bkz: yatak odasında felsefe)
  • seçmeye mecbur bırakıldıkları kaderleri yeşilçam filmlerinin senaryolarına satılmıştır.
    ya da;
    herkesin seçtiği yola şöyle bir uğramış,
    sonra başka yollardan sentez, karma bir yol inşa etmiş,
    mersine değil de biraz tersine gidenlerdir.
    ve tabi bence..
    bilgün abice..
  • (bkz: sapkin eglence)
    dogru yoldan cikmis!
  • gunluk konusmada en fazla kullandıgım kelime.*
  • ortalamadan/normalden uzak davranislar
hesabın var mı? giriş yap