• peyami safa'nın yalnızız romanının samimi adamı. özel bir adam. henüz kitap bitmedi fakat kendisi hakkındaki düşüncelerimi not etmeden duramayacağım. aşk insanı, mana insanı. sezgileri kuvvetli olan, zeki bir adam. bir çok zaman sakin, mantıklı ama zaman zaman öfkelenen, bizim gibi bir "insan".

    300. sayfadayım:

    --- spoiler ---

    meral'in ona göre olmadığını öğrenen samim, ayrılmanın gerekli olduğuna karar verir. daha doğrusu; gitmek zorundadır. kalbi öyle istemese de mantık dışı olmasını bu kadar kuvvetli kanıtlarla ispatlamış bir ilişkiyi daha fazla devam ettirmek istemez.

    akşam bol sigaralı bir zihin fırtınasından sonra uykuya dalar. ah o gece uyanmaları yok mu birden bire?

    (bkz: ayrılık sonrası ilk gece)

    "kalktı, büyük ışığı yaktı ve yatağın kenarına oturdu. etrafına baktı. bütün eşyadan, o uyurken birbirleri ile konuşmuşlar da uyanır uyanmaz birdenbire susmuşlar gibi şuurlu bir sesszilik intibaı geldi ona. odanın her tarafından manalar yağıyordu. kapı ona birşey söyleyecek veya söylüyor gibiydi."

    ...

    "öfkesi devam ediyor. nefreten başka ikinci his yok. demek müsbet alakalar, öfkenin yorulduğu anı beklemek için, şuurun altına siniyor."

    ...

    ve meral'i rüyasında görüp birden uyanır, aynı gece, tekrar:

    (bkz: eski sevgiliyi rüyada görmek)

    "elektriği yaktı ve saate baktı: bir buçuk. nedir bu rüya? besbelli: mahut şuuraltında meral'e bağlı özleyişler, öfkenin duyamayacağı fısıltılarla aşk masalları söylemeye başlamışlardır. fakat artık mert hislerin döğüştüğü şuurda değil, ürkek ve sinsi gölgelerin dünyasından başka birşey olmayan rüyada görünecek kadar cesaretsizdirler. onlardan korkulamaz. yarın selmin meral'e telefon edecek. kararım."

    --- spoiler ---

    işte burada, kitabı kapadım. otobüsün camından dışarı baktım. "senin allah'ına kurban" diye bi' bağırsam dedim. aradığım bir şeyi bulmuş gibi sevindim. "ben mi?" diyip duruyordum. yine de tüm olan bitene rağmen; "ben mi hatalıyım? ben mi çirkinim? ben mi öfkeliyim"

    olayların sonu nereye gider bilmem. samim meral ile birlikte olur mu olmaz mı bilemiyorum. ama bir samim'e bakıyorum, bir de kendime. samim bile bu kadar mükemmel değilken, o bile bu acıları böylesine gel-gitli yaşarken, "yabancısı olmadığı bu vehmin tazeliğinde boğulurken", nefret ile özlem'i bir arada duyuyorken, biz de böyle olalım.

    not: bu kadar edebi bir metni, bu kadar popülist bkz.larla süslediğim için ayrıca edebiyatseverlerden özür dilerim. ilaveten; samim gerçek değildir biliyorum. ama gerçeğe ışık tutamayacağını söylemek vicdansızlık olur.

    bonus: (bkz: yolculukta kitap okumak)
  • sıdıka' nın abisi.
  • peyami safa'nın yalnızız romanının başkişisi.
  • bu samim her zaman kendini belli eder. onu saklamak için yalan söylersin, ama herkes bilir ki samim orda be anam. özlem'in dediği gibi "herkes herşeyi anlıyor". jak brel'le ahmet kaya ondan hepimize yakın. yalan uzaklaştırır, samim yaklaştırır.
    sonuç olarak samim, en içte olan, içtenliğe güzel güzel gelmiş, bu hayatta güzel şeyler de oluyor. tezim olursa adını samim koyucam.
  • mesafeli kişiliği ve gerçekçi yaklaşımlarıyla enteresan bir şekilde "sevmek zamanı"nın başkarakteri halil'le benzeşen, müstesna bir roman kahramanı.

    (bkz: #31670082)
  • bezginin allahı olmasına rağmen, kırmızı deri bir ip* tarafından çılgına çevrilebilen, miğdemde parçalarını* taşıdığım pembe burunlu, pembe tasmalı, pembe kalpli mırk mırk.
  • roll ve express dergilerinin meşru kedisi!
    not: gerçek bir kedi olup olmadığı hala araştırılan bir felsefe sorusudur
    not2: terörle mücadele amirliğiyle express'i münasebet içine sokan yegane varlık
    not3: 4-5 kez farklı katlardan düşüşler gerçekleştirmiş, rıdvan dilmen'den daha fazla bıçak altına yatmış olmasına rağmen, hala sapasağlam budist ayinlerini eksiltmeden sürdürmektedir
  • kurgu bir insandır. başka kurgulara da konu olabilir.
  • her şeyin içi, merkezi, merkez noktası anlamına gelen osmanlıca kelime.
hesabın var mı? giriş yap