• 14 mayıs 2023 seçimlerinde gölmarmara ile birlikte, manisa'nın akp-mhp ittifakına en az oy çıkan ilçesidir. yıllarca manisa vekilliği yapan arınç'ın da bir zamanlar hüzünle itiraf ettiği gibi, burada hiç seçim kazanamamışlardır. 2014' te mhp henüz muhalif bir partiyken belediye başkanı seçilen kayda'nın, 2019'da cumhur ittifakı dahilinde tekrar seçilmiş olması haricinde, hiç bir zaman din üzerinden politika yapan partilere fırsat vermemiş olan gurur kaynağı memlekettir.
  • burnu havada ve cehapeli bir izmir sakini olarak; senelerdir manisa'dan başlayarak iç kesim illeri ve ilçeleri küçümserdim. yobaz diyarı, oradan adam çıkmaz, sıkıcı, insanlar buralarda nasıl yaşıyor vs.

    salihli bu konuda beni en çok şaşırtan yerlerden biri oldu. işim gereği sık yolum düşüyordu, gide gele hoşuma gitmeye başlamıştı. bir de haftasonu gezme amacıyla gittik ve genel olarak bayıldım. tabii bayıldım derken, kendi klasmanındaki diğer yerlere göre bayıldım. akape'nin ve sağ partilerin hiç kazanamadığı bir yer olması da cabası. mesela birbirinden tırt turgutlu'yu, alaşehir'i, kula'yı (kula'dan ötesini zaten saymıyorum bile) bir tarafa ve muhteşem salihli'yi diğer tarafa teraziye koysam laaaps diye ağır basar salihli, tabii diğer yandan ege sahil kasabalarının önemli kısmının gerisinde kalır.

    velhasıl insanları güzel, çevrede gezilecek pek çok tarihi ve doğal güzellik var. bir çok meyvenin ve sebzenin en güzellerinin bol yetiştiği yer. bundan dolayı da yerel halk zengin. ilçenin alt ve üst yapısı düzenli görünüyor. odun köfte başta olmak üzere yemek seçenekleri çok sayılır ve lezzetli.

    sardes antik kenti bence dünya çapında önemli bir antik kent, daha fazla reklamı yapılabilir. tabii ege'ye kısa süreli tatile gelen turistleri efes, bergama, pamukkale gibi tarihi turistik yapılar ile onlarca tatil merkezi varken; otellerden, havaalanından ve kruvaziyer limanlarından 2-3 saat uzaklıkta ve ters rotada bir yere getirmek her zaman kolay olmayabilir. ayrıca ortalama yarım saat mesafe aralığındaki divlit yanardağı, adala kanyonu ve kula'daki kuladokya peri bacaları oralara gitmişken muhakkak görülmeli.

    her geçişimde yediğim bir dondurmacıyı da buraya bırakayım; avar caddesi üzerinde, köfteci halil'in birkaç dükkan yanında yer alan bizz pastanesi. haritada çıkmıyor. bu kadar ucuza bu kadar lezzetli ve doğal dondurma yemeyeli epey zaman olmuştu.
  • çinlilierin türkiyede bir eyalet sandıkları memleketim. adamlar türkiyeye sattıkları motorsiklet ve elektrikli bisikletlerin büyük çoğunluğunu salihliye sattıkları için salihliyi eyalet sanmaktadırlar. abartısız her 2 kişiye 3 motorsiklet düşer.
  • toplamda 24 saat kalmadan insanına ısındığım yer.

    otogarda indim. yol bilmem iz bilmem. beni bir servise bindirdiler. şoför "yanıma otur da unutmayayım seni" dedi. merkeze benzer bir yere gelince "ben burda ineyim" dedim. "e senin ineceğin yere daha gelmedik ki" dedi. "olsun" dedim. indim.

    biraz caddeleri dolandım. caddeler yemyeşil, dükkanlardan apaçi müzikleri yükselmiyor ve en işlek yerlerde bile tavuk döner + ayran 2.5 tl. bi bozulmamış gözüktü gözüme.

    biraz dolandıktan sonra bir taksi durağına gidip gitmek istediğim yere taksi kaç lira yazar diye sordum. "10 lira" dedi adam. iyi madem diyip bir de birahane sordum. "efesçi misin tuborgçu mu?" diye sordu taksici. şaşırdım. hiç böyle cevap vereceğini düşünmemiştim. "tuborgçuyum" dedim. eliyle tarif etti. kartını verip "sen beni ara ben gelir seni kapıdan alırım" dedi. ulan hepi topu 10 lira yazacak bir yolculuk için koskoca adamı ayağıma mı çağırtıcam diyip itiraz ettim. "yok yok ben alırım seni" dedi. peki dedim. adam inatçıydı.

    birahaneye doğru seyirtirken karnımın acıktığını fark ettim. birahaneye girmeden aynı sıradaki bir köfteciye sapıverdim. bi yarım ekmek söyleyip beklemeye başladıktan sonra bir el dokundu omzuma. baktım taksici dayı. "birahane bu pasajda değil" dedi. vay amına koyim dedim içimden, adam beni doğru adrese göndermekte ısrarcıydı. "köfte yiyim gidicem abi" dedim. "ha tamam afiyet olsun. burda içerde de var bi birahane ama tuborg satmıyo" dedi. "allah razı olsun" dedim. taksici dayı gitti, köftem geldi. köfteyi nefessiz gömdüm.

    çıkıp birahaneye gittim. yürürken arkama baktım, taksiciyi görseydim korkudan altıma sıçacaktım. allahtan göremedim. birahaneye girip bar kısmında oturan dayılara başla selam verdim. selamımı aldılar. gidip bir masaya oturdum. (bu arada bir parantez açıp altımda şort üzerimde ise kaft'tan aldığım ve üzerinde garip şekiller olan bir tişört olduğunu ve 197 santimle gittiğim yerlerde epey dikkat çektiğimi de belirtmek isterim.) masaya geçip bir bira ve tuzlu fıstık istedim. birahaneci (hereinafter referred to as "biraneci") masaya bira ve bir kap çekirdek koydu. "yeğenim bizim buralarda tuzlu fıstık pek yenmez o yüzden çekirdek getirdim ama istersen bi koşu gidip alıyım" dedi. eşek kadar adamı tuzlu fıstık almaya yollayamadığım için "ziyanı yok dayı" dedim. 3 kap çekirdek yedim. dudaklarım kabardı.

    önümde 3 boş saatim olduğu için çantamdan bir kitap çıkartıp okumaya başladım. bir yandan buz gibi birayı gömüyor bir yandan da keyifli keyifli kitap okuyodum. birahanenin girişine yakın bir masada oturduğum için de gelen gidenin meraklı ama rahatsız etmeyen bakışlarına maruz kalıyodum. biraları arka arkaya isterken fark etmeden 4. biraya gelmişim. biraneci "maşallah yeğenim susamışsın" dedi. artık beni benimsemişti. "hadi ya o kadar olmuş mu eheh" diye karşılık verdim.

    sonra telefonum çaldı. vieri32 arıyordu. dilman bar'dayım diyince telaş yapıp bir araba göndertip beni aldırdı. arabada giderken aklıma taksiciye ayıp ettiğim geldi. ertesi sabah 8'de kalkıp taksiciyi aradım. "abi beni öğretmen evinden alabilir misin?" dedim. "alırım" dedi. beş dakika gecikince panik yapıp bi daha aradım "abi geliyosun di mi eheh" dedim. "geliyorum 60'a kadar say ordayım" dedi. eminim lisede falan çok popüler bir öğrenciydi bu herif. otogara yaklaşık 4 dakikada falan vardık. taksi 10 lira bile yazmadı. bu sefer de pazar sabah 8'de adamı ayağıma çıkardığım için utandım ama neyse o kadar olur artık dedim.

    giderken bunu saymam dedim içimden.
  • 16 manisa ilçesi arasında chp nin 1.oldugu tek ilçe.

    gün gelir kamer genç tunceliden seçilemez, mustafa sarıgül şişlide mahalle muhtarı bile olamaz, konyada chp tulum çıkartır, izmirde akp kazanır belki ama benim memleketim her seçim sonucu haritasında kıpkırmızı kalır. 600 km öteden buram buram toprak kokuyorsun memleketim.

    bu topraklar hep aydınlıktır.
    since 1923
  • manisalı mısın sorusuna hayır salihliliyim dedirten memleket.
  • köylerinin çoğunun adı da aynı salihli'nin adı gibidir. birşeyi olan anlamını taşırlar.

    örnek olarak; beylikli, çaltılı, çapaklı, çavlı, çelikli, damatlı, delibaşlı, dombaylı, durasıllı, emirhacılı, hacıbektaşlı, hacıköseli, hacılı, kabazlı, mamatlı, mevlütlü, torunlu, yaraşlı.

    bunun yanında insanı gülümseten, değişik köy isimleri vardır. allahdiyen, çakaldoğan, çapaklı, çökelek, delibaşlı, dombaylı, hacıhıdır, kapancı, karasavcı, karayahşi, kordon, köseali, kurttutan, taytan, yağbasan gibi.
  • bildiğin paralel evren. sokaklarında akp nin seçim otobüsleri geçerken yoldan geçen 70 yaşındaki dede bile yuh çekiyor. tayyip posterleri bile çöplerde geziniyor. chp veya mhp bayrakları süslüyor her yeri. ülkenin genel dağılımından eser yok memleketimde. 60 senedir boynuna pranga asmamış muhalif memleketim. yedi tepeli şehirde bile burnumda tütüyorsun.
  • sorunlu insan yetiştirmeye yarayan manisa ilçesi.

    a: selamın aleyküm amca. meydana nerden gidebilirim?

    b: napçen orda bakiyim? hıı?

    a: götümü siktiricem...
  • butun ilce sozlesmis gibi mavi balkon brandasi kullanir. tepeden, belediye sosyal tesislerinin oradan baktildiginda cirkinligi urpertir. galiba varyemezdirler bunlar ki orta halli dediginiz insanlarin hepsinin cifter cifter evleri olur. istanbul'a okumaya veya calismaya gonderdigi cocuklarina da ilk firsatta ev alirlar.

    carsisi pazari ucuz ve kaliteli, basta agam olmak uzere baklavacilari muhtesemdir.
hesabın var mı? giriş yap