• yurt dışında insanlarin "salami" dedikleri şey değildir.. onlar ağızlarının tadını tam oturtamadiklari için bizim mis gibi sucugumuzu daha büyük yapip "salami" diyorlar.. yarin bir gün ele güne karışırsınız, pizza yerken "salami" dediginizde salamli pizza yerine sucuklu pizza gelirse moraliniz bozulmasin diye anlatiyorum bunu. ama illaki delirdiniz kudurdunuz, salam yiyecegim de salam yiyecegim diyorsunuz, yanınızda taze beyaz ekmeginiz ile izmir tulumunuzu getirmissiniz (ki bu cidden mükemmel bir kombinasyondur.. taze beyaz ekmeğin arasına ham salam ve izmir tulum) o zaman aleni olarak "genoese salami" demelisiniz.. o zaman size dananin dandik ama yenilebilir etlerinden yapilmis bir şey cikaracaklardir..

    hikayesi budur salamin işte.. içinde çok dandik şeyler yoktur.. sosis mendeburunda oldugu gibi kıkırdak falan yoktur ama ne bileyim yanak vardir, paça vardır, kuyruk, çük falan vardir.. çük konusunda abartmiyorum cidden olabilir.. yani salami çiğ yerken bir zamanlar onun bir çük oldugunu düşünebilirsiniz.. hoş ben bu gerçeği anlatarak ne elde ediyorum bilemedim şimdi.. cehalet mutluluktur diyerek gitmek istiyorum.
  • içimdeki hayvanı ortaya çıkaran et silindiri.
    bütün salamı alıp ısıra ısıra yerken hayvani içgüdülerimi tatmin ediyor, kendimi afrika savanalarında rızkını bulmuş sırtlan gibi hissediyorum.
  • adam gibi markalardan değilse, çoğunluğunu kimyasal maddelerin oluşturduğu yiyecek türü. hatta kimyevi maddeler toptancısı bir arkadaşımın verdiği tüyoya göre pazarlarda falan satılan salam/sosis'lerin tamamı bu kimyasal maddelerden yapılıyormuş. "olur mu lan öyle şey" dediğimde ise "oolum akıllı ol, şunların rengine maddesine baksana, ete benziyor mu, plastik gibi zaten, kimyasallarını bizden alıyorlar, biliyoz işte" dedi. fena tiksindim.
    giyecekte değil belki ama bu tür yiyeceklerde markacı olmakta fayda var
  • anlayamadığım bir şekilde kahvaltıyı bi anda zengin göstermeyi başaran yiyecek. sen en pahalı balları al, çeşit çeşit peynirlerin olsun o yuvarlak yuvarlak salamı görmediğimde kahvaltı bi içime sinmiyor arkadaş. hangi filmde hangi dizide ne gördüm de bu böyle oldu kim bilir?
  • maalesef cogunlukla icerisinde son derece kalitesiz et, hayvanin baska turlu tuketilemeyen akciger gibi kisimlari mevcuttur.
  • muhtemelen "salamura" kelimesiyle doğrudan bağlantısı olan italyanca kökenli kelime..

    taze eti bozulmadan uzun süre saklamak için uygulanan bir yöntem.. "sal" kelimesinin latince'de "tuz" manasına geldiğini de eklediğimizde mevzu üstündeki pus biraz olsun kalkıyor gibi..

    (bkz: salamura)
  • tostun icinde cok guzel giden yiyecek. bir de sarhos olunca bunu kesmeden, isirarak yiyen ama mutlaka dibini birakip buzdolabina koyan manyak bir can ciger kuzu sarma dostum vardir.
  • eski kaşar kokan bakkallarda (hani şimdi kötü ürün satar diye hiç alışveriş yapmadığımız, hep süpermarketleri o'na tercih ettiklerimizden) fıstıklısı olurdu bunun. mahalle maçı sonrası fıstıklı salam-eski kaşar. futbola bu yüzden ilgi duydum da diyebilirim. şimdikiler götümün kenarından yapılmış gibi. bölee plastikvari, et tadından çok öte.
  • kocaman kocaman macar salamlarının macar salamı olduğu zamanlarda fıstık ve karabiber gibi şeyleri muhteviyatında barındıran, mahalle bakkallarında satılan, özel günlerin özel kahvaltılarında ya da beş çaylarına eşlik eden kahvaltılıklarla sofralarımızı taçlandırırdı. sonra ne olduysa oldu, plastik gibi olanlarını çıkardı maret, pınar filan.

    eski lezzeti bulamıyoruz, yiyemiyoruz efendim.
  • araplarin latin harfleri ile selam yazma $ekli.
hesabın var mı? giriş yap