• dili ne kadar ağır olsa da, çevirisi ne kadar kötü olsa da, inat edildiği takdirde okudukça ferahlatan nadide eser. felsefi terimlerin zamanla olgunlaşarak anlamı çok daha duru bir şekilde ifade ettiğini görebilirsiniz. tabi bu emek ister. bir kitabı okuyacağım diye neden bu kadar emek göstereyim diyenler için cevap immanuel'den geliyor;

    -"her şeyden önce bu çalışma ne olursa olsun halksal kullanıma uyarlanamaz; öte yandan böyle bir kolaylaştırma bilimin gerçek öğrencisi için hiç de gerekli değildir, ve ne denli çekici görünse de kendinde amaca aykırı bir şey taşıyor olabilir."
  • kant'ın "neyi bilebilirim?" sorusunu sorduğu ve cevap aradığı, kritik serisinin ilk kitabıdır.
    teorik akıl da denebilir.
    bu eseriyle a priori, a posteriori, sentez , numen ve fenomen kavramlarını gözümüze gözümüze sokmuştur.

    sonraki kritiği pratik aklın eleştirisidir.
  • kaan harun ökten'in kritik der reinen vernunft çevirisinin türkçe adı. şöyle de haberi paylaşayım.

    şahsen aziz yardımlıçevirisinde insanların ağlamaktan helak olduğu kadar bir sorun görmüyordum ancak çeşitliliğin artması da oldukça güzel. ökten'e bir lafım yok en azından pozisyonunun etik ve vicdani sorumluluklarını yerine getiriyor, gerek heidegger olsun gerekse de diğer çevirileri. ancak yıllardır akademide yer alıp "ben hegelciyim! hegel benden sorulur!" diye gezinip eline bir kalem almayan, gördüğü her çeviriye sallayıp tek cümle çevirmeyen akademi baronları bu çevirinin yayınlamasıyla birlikte belki bir umut külahlarını önlerine koyup düşünürler.
  • netflixte izlediğim son iki dizide(bkz: atypical) (bkz: sex education) karşıma çıkan ımmanuel kant kitabı. netflix, adeta bana illa bunu okuman lazım mesajını veriyor.
    okuyacağım galiba.
  • - kant amca, sana sevgilim diyebilir miyim?
    - akıllı ol, almayayım aklını a sivrizekalı evladım!
    - ama ama, hani görüngüden çıkıp mutlak'a varacaktık ama?
    - ne kadar safsın lan sen!

    kant'ın saf aklın sınırlarını belirlediği ve bu sınırlar içerisinde metafizik sorulara cevap bulunamayacağını ileri sürdüğü kritiği. saf akıl mutlak'a varamaz yani, daha doğrusu ayrı dünyaların varlıklarıdır. bu yüzden matematik ve metafiziği birleştirme çabası beyhudedir, kant'a göre. kendisi de çok denemiş, fakat başaramamış. neden başaramadığını da bu kritiklerinde enine boyuna tartışmış ve bu çabası onu haklı olarak modern felsefenin babası yapmış.
  • bu ölümsüz eserin okunmasından önce hume'un (bkz: insan doğası üzerine bir inceleme) adlı eserinin okunması, anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
  • daha kitabın isminden çeviri eksiği-yetersizliği anlaşılıyor. ingilizcesi : critique of pure reason. reason burda akıl anlamında, doğru tabi ki. critique ise eleştiriden ziyade, analiz etme, kapasite belirleme, eğrisi doğrusu ile oturup konuşma. eleştiri deyince bizde negatif anlam çıkıyor. türkçeye anlam kaybı olmadan nasıl 3 kelime ile çevrilebilir bilmiyorum.

    bizim gibi sıradan çinko karbon vatandaşların bu çevirileri anlaması imkansız. felsefe öğrencisine ise ingilizce öğretip kitabı ingilizce okutmak daha mantıklı mk.

    beynin-aklın kapasitesi, yapabilecekleri, yapamayacakları. hangi bilginin doğrulanabilir-yanlışlanabilir olduğu. yanlışlanamaz bilginin yok hükmünde olması ve daha bilmediğim bir sürü buna benzer konuları ele alır. batı medeniyetinin bugün burda olmasının mihenk taşlarındandır. dini vb tüm metafiziksel bilgileri (kitaba göre sanrıları) yok eder veya sadece maneviyata hapseder. ardından gelen nietsche ise tanrıyı öldürür. işin acı tarafı ise, geçen bu kitapla ilgili yökün sitesinde bir yüksek lisans tezi okuyayım dedim, adam 'bismillahirahmanirrahim'le başlamış teze. gözümden bir damla yaş döküldü. allah olsaydı veya bizimle sandığınız kadar ilgi-alakalı olsaydı bu kitaba ateş topu atardı dayı sen ne yazıyon? konuyu hiç anlamamış mk.
  • zor bir eser. hatta felsefe eğitimi almamış insanların saf aklın eleştirisini anlayabileceklerini sanmıyorum. çünkü felsefede, eserler ormandaki mantarlar gibi görünür olmazlar; bunlar her zaman eseri yazarken var olan söylemsel magmadan kaynaklanır. öncelikle bunu anlamak gerekir. eğer, insan bilgisine ilişkin önemli bakış açıları geliştirmek, koordine etmek, rasyonalistlerin ve de deneycilerin önceki konumlarını anlamak istiyorsanız saf aklın eleştirisi'ni okumalısınız. zira saf aklın eleştirisi, epistemolojinin temel bir direği olduğu için çok önemlidir. aşkın bir perspektiften rasyonalizm ve deneyciliğin eleştirisini ve üstesinden gelmeyi içerir.

    immanuel kant, saf aklın eleştirisini kendisinden önce gelen filozofların geri kalanıyla diyalog içinde yazar. özellikle ingiliz ampiristleri ve fransız rasyonalistleri ile birlikte. bu çalışmalarının amacı, kıtasal ve ingiliz felsefesi arasında farklı yollar izleyen mevcut ayrılığa sağlıklı bir yaklaşım getirme çabası ve tepkisidir. kant, bu eserinde, özellikle rene descartes gibi bilinçle doğaüstü herhangi bir bağlantı kurmaz; onun gittiği yol, nesnel ve temeli olan bir anlayış sistemi üzerinde gerçekleşir. kant’ın, doğaüstü ile hiçbir ilgisi olmadığı için kant'ta aşkınlığın anlamı da hâliyle farklı gelişir.

    bildiğiniz gibi descartes, tüm teorinin üzerine inşa edileceği ilk şüphesiz gerçek olarak tüm bilgiyi cogito ergo toplamına dayandırmayı talep ederek, modernitenin tipik eleştirel tutumunu başlatmıştı. kant ise düşünüyorumun benliğine itiraz eden herkes için evrensel geçerliliğe ilişkin herhangi bir ortak birliğe dayanmayan, bir yol sundu. descartes ise tam tersine, bilgiye evrensel bir geçerlilik kazandıran dışsal bir şeye tutunarak başka bir şeye ihtiyaç duydu; tanrı’nın varlığı, tanrı'nın doğruluğu ve iman gibi. kant bu durumu kabul etmedi. ingiliz ampirizminde benlik, algıların ve fikirlerin saf akışı içinde çözülür. bu nedenle kant, bilginin nesnel temelini, bir bilgi içeriğinin a priori belirlenmesinin saf bir işlevi olarak özneden başka bir şey olmayan aşkın bir perspektiften yeniden inşa etmeye çalıştı. başka bir deyişle, transandantal bir yol buldu;

    * bilgi olasılığının a priori koşullarına (nesnenin önceden belirlenmesi olarak özneye).

    * bu a priori koşulların bilgisine (öznenin nesnenin önsel belirlenmesi olarak kendisinden edindiği bilince).

    kant dilinde temel olan bu terimler, bilgi olasılığı ve aynı zamanda ahlakla ilgilidir. ilk durumda, a priori terimi deneyimden gelmeyen, bilme öznesinin yetileri ile ilgili olan her şeye uygulanır. evrensel ve gerekli koşullara atıfta bulunur ve ayrıca deneyimden önce gelirler. kant, uzay-zaman koordinatları gibi matematiğin ve saf fiziğin de a priori kökene sahip olduğuna inanıyordu. sonradan veya ampirik koşullar, diğer taraftan, özellikle de, gerçek ile bağlantılı idi. diğer taraftan kant, daha en başından hem rasyonalizm hem de deneycilik deneyimin ve ondan türetilen bilgiye evrensel ve gerekli bir değer veremeyeceğini zaten belirtmişti. kant'ın araştırmasının amacı, izlenimlere düzen ve birlik sağlayan a priori unsurların veya işlevlerin incelenmesidir. kant onları konunun yapısının üç farklı seviyesinde bulur:

    *duyarlılık düzeyi (transandantal estetik tarafından incelenmiştir). uzay ve zaman biçimleri. ve mantıklı bilginin sentetik yargılarına müdahale eden biçimler.

    *anlama düzeyi (transandantal analitik tarafından çalışıldı). kategoriler, onları entelektüel bilgiye yükselten, mantıklı algıları yapılandıran unsurlar olarak.

    bu seviyede iki çok önemli husus daha vardır:

    -yargının mantıksal biçimlerinden kategorilerin çıkarılmasından başka bir şey olmayan metafiziksel çıkarım.

    -kant'ın, algının aşkın birliği veya saf benlikle kategorilerin bağlantısını gösterdiği aşkın çıkarım.

    *aşkın diyalektik seviyesi. kant'ta, mutlak şeylere (tanrı, ruh, dünya) atıfta bulunan akıl fikirlerini, kurgu veya yanılsamalar doğurur. bununla birlikte, yönetim ilkeleri olarak, bilginin organizasyonunda ve sistematizasyonunda düzenleyici bir işlevi yerine getirirler.

    kant, aşkın diyalektik seviyesinde, metafiziğin akla ve olasılığına odaklanır. akıl, nihai nedenleri ve şeylerin kökeni için yorulmak bilmeyen arayışında sınırlı değilse, sonunda metafizik alanına, yani ruh, dünya veya tanrı gibi kavramlara girecektir. kant, deneyimin ötesindeki gerçekliklerin bilgisi olarak metafiziğin imkânsız olduğu sonucuna varır, çünkü kategoriler yalnızca fenomenlere, duyulardan elde edilen verilere uygulanmalıdır.

    ***
    şu ana kadar saf aklın geçerliliği konusunda varılmış evrensel bir birlik yok. 21. yüzyılın bu noktasında, kantçılık güncelliğini yitirmiş olsa da düşüncelerinin birçoğu hâlâ, insan düşüncesinin dayanak noktası olarak kabul ediliyor. yüzlerce felsefenin üzerine inşa edildiği, bazen lehte, bazen de aleyhte birçok filozofun çalışma verimliliği, kant’ın attığı temeller sayesinde gelişti. bir filozofun çalışmasının verimliliğinin, yalnızca sonraki filozofların gösterdiği kabullenmeyle ilgili değil, aynı zamanda çalışmalarına karşı ortaya konan eserlerin hacmiyle de kanıtlandığı anlaşılmalıdır. zira herhangi bir filozofun felsefesine aykırı bir tez yazmak için önce o filozofa karşı çokça ilgi göstermek gerekiyor.
  • aliya izzetbegoviç'i en çok etkileyen 2 kitaptan biri.
    (bkz: bilge kral aliya izzetbegoviç)
hesabın var mı? giriş yap