• üc kere evlenmiş ve toplam altı çocuk sahibi olmuştur. yani gullit gollerini saha dışında da acımadan atan bir cengaverdi. çocukların yarısını forvet, yarısını orta saha yapsa takım şampiyonluğa ambargo koyar. kız varsa da en kötü maç spikeri olur hollanda devlet radyosunda.

    chelsea'nin başındayken 1997 senesinde fa cup kazanmıştı. o fa cup öncesi chelsea'nin son lig şampiyonluğunu 1955, son lig kupası şampiyonluğunu 1965 ve son fa cup şampiyonluğunu 1970'de kazandığını düşünürsek az buz iş yapmadığını anlarız. gullit sonraları oyuncu ve yönetim arasında köprü olayım derken sıçması sonucu yönetim tarafından '' hadi canım, burası ingiltere. sen soldan yürü '' denerek takımdan şutlanmıştı.

    bir de tüm bunlardan bağımsız olarak daha futbolculuk zamanlarından yadigar kalma bir gullit fenomeni vardı türkiye'de. özellikle istanbul'un muhtelif mahallelerine ne zaman bir berduş, alkolik, serseri musallat olsa hakkında '' eskiden çok zenginmiş, iflas edince kafayı yemiş '', ''aslında profesörmüş. amma velakin karısı onu aldatınca kafayı yemiş. "eskiden maslak sanayide uzay mekiği tasarlıyormuş ama abd onu bu hale getirmiş'' geyiklerinin hemen yanında bu adamlara istisnası olmadan lakap olarak gullit yakıştırılırdı. bu arkada$lar hakkında bahis açıldığı zaman '' gullit nerelerde '' gullit'i geçen polis almış'' gibi geyikler, mahalle berber, bakkal ve manavı ile beraber bu üçlünün daimi dedikoducu kadın müşterileri tarafından yapılırdı. yalnız şöyle de bir şey var, gullit futbolu bırakınca o berduşlar ortalıkta gözükmez oldu.. gerçekten araştırmaya değer bi konu?
  • futbolu zerafet ve güçle birleştirebilen ender oyunculardandı. ac milan'da oynadıgı zamanlarde takım arkadaşları onun gucunun farkına varmışlar ve onun ayagına pas atmak yerine 5-6 metre uzagına atmayı daha uygun görmüşlerdi. ''nasılsa gullit gider alır'' derlerdi. kendisi asla 10 numaralı forma için extra bir heves göstermedigini, feyenord'da 8 ve 13 numaralar ile oynadıgını belirtmişti. saha içinde tek ilgilendigi topla oynamaktı. 10 numaralı bir futbolcu için hem oldukça teknik hem de oldukça güçlü idi. genelde forvet arkası oyuncuların teknikleri dikkat çekse de gullit özellikle gucu ile birleştirdigi çalımları ile dikkat çekerdi. zaman zaman capello döneminde sag kulvarda serbest oynamışlıgı vardır. o zaman bile topu alıp sagdan içeri süzülüp topu en sola verip ortaya geçer, top kafasına gelene kadar orda savunmayı dagıtırdı. sonrasında ortalana topa ön direge dogru koşu yapıp topu aglara yollardı. ilginçti topa kafa vururken saçları pek havalanmazdı. plase vuruşları seven bir yapısı vardı ancak 18 dışından bile sert plaseler yollayabilirdi. bir dönemin futbol ilahı idi. ben oldum olsası onun arkasında olan diger oyuncularla yaptıgı mucadelelerin hastası olmuştum. girer topu almak için debelenir iter, itilir ama ne yapıp edip topu kaptırmazdı. şimdi ki 10 numaralara bakıyorum da bizler çok şanslı bir nesiliz ki gullit'i izleyebilmişiz.

    sonra samdoria'ya gitti. 4 nolu formayı sırtına geçirdi. o zamanlar hbb kanalı vardı italya ligini o yayınlardı. ordan izlemeye devam ettik efsane 10 numarayı. samdoria'da bu sefer yanına başka bir efsane lombardo katıldı. bu ikili her pozisyonun içindeydi. gullit bu sefer daha çok dışardan oynamaya başladı sert şutlarının etkisini de görmeye başlamıştık.
  • futbol dunyasinin gordugu en komple futbolcu olabilir kendisi...

    evvelki entrylerden birinde bir suser "fifalarda abartmislar yauv" falan demis de, bu adamla ilgili abartilabilecek bir sey yok aslinda ortada... zira adamin fit doneminde hakikaten de herhangi bir eksigi veya zayif yonu yoktu...

    1.91 boyu vardi ama ona ragmen hantal falan degildi... aksine muthis fuleli bir oyuncuydu... yine futbol dunyasindaki iri-yari oyuncularin aksine top teknigi de gayet iyiydi... suratli ve tekniginin iyi olmasi sayesinde cok iyi dripling de yapardi... hele karsisindaki savunma arkasinda biraz acik alan birakmayagorsun, ingiliz ati gibi basip gecerdi namussuz...

    boylu poslu oldugu icin ikili mucadelelerde hicbir camyarmasi defans oyuncusuna eyvallahi yoktu... haliyle, hava toplarinda da cok etkiliydi...

    tum bu ozelliklerinin yaninda kendisinin en onemli nitelikleriyse oyun zekasi, oyun gorusu ve pas becerisiydi...

    ayrica hic egoist de degildi... 1987'de ballon d'or'u kazanan adam, sonraki iki sene takim arkadasi marco van basten'in bu odulu kazanmasindaki en buyuk pay sahibiydi...

    bakin, hakikaten bu adamin ozelliklerini cm/fm tabiriyle 20 uzerinden puanlayacaksaniz 15'in altinda ozelligi neredeyse hic cikmaz... keza fifa usulu 100 uzerinden puanlayacaksaniz da cogu ozelligi 80-90 arasinda gider gelir... oyle bir abimizdi...

    isvicre cakisi gibi her seyi yapabilmesinden mutevellit, kariyeri boyunca kale haric neredeyse her mevkiide de oynamistir... feyenoord, psv ve milan'da ve tabii hollanda milli takiminda genelde hucum hattinin her bolgesinde gorev yapmisti... sag forvet, sol forvet, santrfor, 10 numara...

    milan'dan sampdoria'ya gectikten sonraysa burada orta sahanin ortasinda oyun kurucu olarak oynamaya basladi... kariyerinin sonunda chelsea'ye gitti, orada da libero oynadi adam...

    ne yazik ki cm diliyle kendisinin 15-20 arasinda puanlanabilecek bir ozelligi daha vardi: injury proneness... ne zaman formunun zirvesine cikacak olsa illa bir sakatlik yasardi... mesela kariyerinin en parlak donemi 1987-88 ve 1988-89 sezonlariydi... milan ile once serie a sampiyon oldu, ardindan euro 88'de hollanda kaptani olarak avrupa sampiyonlugu yasadi, dondu milan ile sampiyon kulupler kupasi'ni kaldirdi, sonra bir diz sakatligi gecirdi, 1989-90 sezonunun neredeyse tamamini kacirdi... italya 90'a zar zor yetisti, onda da formunu bulamadigi icin hollanda'nin erken elenmesine (ikinci turda bati almanya'ya) engel olamadi... ondan sonra iki sezon mu ne yine iyi oynadi, derken bir daha sakatlandi, milan kariyeri de oyle bitti...

    sampdoria'da kullerinden dogdu... futbolseverlere 1994 dünya kupası'nda son bir gosteri sunabilirdi... o ihtimal de dick advocaat ile girdigi luzumsuz tartisma sonrasi milli takimi birakmasi nedeniyle yalan oldu...

    yapabildiklerini en guzel ozetleyen maclardan biri 1 mayıs 1988 napoli milan maçı'dir... 30 hafta suren ligin 28. haftasindaki bu mac oncesinde napoli 42 puanla liderdi, milan'insa 41 puani vardi... yani tam manasiyla bir final maciydi... karsilasmanin ilk yarisinda milan pietro paolo virdis'in goluyle one gecse de napoli, devrenin sonuna dogru diego maradona'nin muthis frikigiyle skoru esitlemisti... ikinci yaridaysa gullit, karsisinda maradona gibi bir dev olmasina ragmen maca agirligini oyle bir koymustu ki... once sag kanada deplase oldu, guzel bir ortayla virdis'e ikinci golu attirdi... daha sonra soldan muthis bir kontrataga kaldirdi takimini, marco van basten'e de ucuncu golun servisini yapti ve fisi cekti... napoli kisa sure sonra antonio careca ile bir gol daha bulsa da yetmedi, milan 3-2 kazandi, sonrasinda da tahmin edilebilecegi gibi sampiyon oldu...

    o macin kisa bir ozeti

    bu yukaridaki napoli macindan bir bucuk ay sonra ustune hollanda milli takimiyla euro 88'i de kazaniverince o donemde italya'da en populer futbol tartismasi da "maradona mi gullit mi" olmustu zaten, o derece buyuk etki yaratmisti futbol dunyasinda...

    kontrolden ciktigi bir diger acayip mac da 19 nisan 1989 milan real madrid maçı'ydi... milan, real madrid'i 5-0'la bozguna ugratip sampiyon kulupler kupasi'nda finale cikarken gullit o macta bir gol atmis, iki de asist yapmisti... bir de penaltisi vardi aslinda ama hakem skandal bir bicimde yemisti o penaltiyi... ikinci yarida sakatlanip cikmisti ayrica ama bu neyse ki ciddi sakatliklarindan biri degildi...

    buyrun, bu da o macin genis ozeti (yenilen penalti dahil)

    tabii bu macin sayesinde ciktiklari finalde, yani 24 mayıs 1989 milan steaua bükreş maçı'nda da ekurisi van basten ile birlikte romenleri finale ciktiklarina pisman etmislerdi... ikisi de ikiser gol atmisti... gullit'in bir sutu da direkte patlamisti...

    bu da o macin ozeti

    gece gece ustalara saygi kusagi gibi oldu biraz ama hakkidir... gercekten cok ama cok buyuk karakterdi... gunumuzde onun niteliklerinin yuzde 70'ine sahip bir topcu olsa piyasa degeri 300-400 milyon araliginda olurdu herhalde...

    kariyerinin belki de en ozel aninin fotografiyla da noktayi koyalim

    ps: o kadar bilgi verdik, bir de trivia babinda sunu sokalim araya: yazilisina aldanmayin, hollandalilar kendisinin soyadini "hulit" diye telaffuz ediyor...
  • forvet (forward), kanat, ortasaha, defans ve süpürücü (sweeper) olarak futbolun kaleci hariç tüm mevkiilerinde oynamış johann cruyff'un yeğeni. fifa ultimate team'de 90 lık eleman.
    edit: alkollüyüm ve yeni fark ettim.
    o kadar forward falan yazdım...neyse.
    işte bu terimlerin tümü ingilizceden dilimize gelmiş,
    taç; touch, korner; corner, frikik; freekick, degaj.... onu bilmiyom.
  • hollandalılar tarafindan "gullit" olarak degil de "hulıt" olarak okunur...

    futbolculuk kariyerindeki takimlar sirasiyla haarlem, feyenoord, psv eindhoven, ac milan, sampdoria ve chelsea'dir. chelsea ile birlikte faal futbolu da birakmistir.

    1.91 boyunda ayi gibi bir heriftir kendisi. milan'daki sakatligindan sonra futbola geri donmesi bile mucize olarak nitelendirilir, zira ayni sakatliktan sonra ridvan dilmen iflah olmamistir.
  • 17 haziran 2008 hollanda romanya maci macindan sonra los angeles galaxy takiminin antremanindan katildigi canli yayin roportajinda hollanda'nin romanya'ya yenilmeyerek hatali davrandigini ifade eden eskilerin buyuk futbolcusu, simdilerin teknik direktoru. ayrica ayni konusmada eskiden pornocuya* benzedigini itiraf ederek izleyenleri ve yayin ekibini koparmistir.

    (bkz: ron jeremy)
  • gucumu saclarimdan aliom gibisinden denyo bi laf etmisti zamaninda..
  • van basten ve rijkaard'la birlikte olunca, bizim metin ali feyyaz'a benzetirim. gullit'e de hep metin* diyesim gelir, van basten de feyyaz'dir*. rijkaard da ali* oluyor otomatik olarak.
  • onu hep dünyanın en iyi ikinci futbolcusuydu diye hatırlarım. birincisi belliydi o zamanlar, tartışılmazdı bile. 3 ve 4 de sırasıyla van basten ve rijkaard'dı. o zamanlar futbolcular daha bi tanrısal daha bi efsaneydiler be abi. şimdikler sıçsa haberimiz oluyor.
  • final 90 sakızlarının siyah beyaz olanlarından genelde bu abi çıkardı. o yüzden hep sempatik gelir bana.
hesabın var mı? giriş yap