• rujun rasyonelinin (özellikle kırmızı-rouge ruj burda kastedilen sanırım) vücutta cinsel olarak uyarılan bölgelere kan gitmesini hatırlatarak, bilinçaltına çağrıştırarak cinsel çekiciliği arttırmak olduğunu okumuştum. aynı yerde insanların -bir utanma emaresi olarak- kızarmasının da akıllarına cinsel düşüncelerin gelmesinin bir sonucu olduğu yazıyordu. bu yazıyı okuduğum günden beri, ki küçüktüm, ne zaman kızaracak olsam, aklıma bu geldi, daha da çok kızarırdım.
    gerçekten abuk subuk şeyler okumuşum bir dönem.
  • bunun kırmızısının öyle tonlarını kullanan kadınlar vardır ki...

    yazarken üzerime çaydanlık devrilmişcesine boşaldım.
  • kahverenginin öyle tonlarını kullanan kadınlar var ki, o ruj yüzünden çok affedersiniz ama amcık ağızlı bir kadına dönüşebiliyorlar. bildiğin vajina yanaklarına dönüyor dudaklar ki iprenç bir görüntü lan bu. o yüzden kullanırken renk seçimine azami dikkat gerektiriyor.
  • bundan birkaç sene önce insan içine karışayım diye bir toplu buluşmaya gideyim dedim. gruptan bir çift yurtdışına taşındığı için eşyalarını dağıtmaya karar vermiş. ben de doğru düzgün kimseyi tanımadığımdan bir köşede sessizce demlenip onları dinliyordum. sonra kadının o dağıttığını söylediği eşyalardan birini çantasından çıkarıp masanın üzerine koyduğunu gördüm. o eşya, çok afedersiniz yarak şeklinde (penis ya da erkek cinsel organı ihihi de diyebilirdim) bir rujdu. o ruju görür görmez benim olması gerektiğini anlamıştım anlamasına da sessizce oturan birinin - yine - çok afedersiniz sik görünce world war z zombisi gibi fırlaması yakışık almazdı. sonra kadın, "isteyen var mı?" diye ruju göstermeye başladı. ah benim yavrum sikli rujum ortada kaldı resmen, kimse istemedi onu. e kimseden ses gelmeyince benim götüne kaçmış sesim duyuldu, "bin ilibilir miyim"

    evet o gün bugündür bende. başı ve damarları dahi muntazam çizilmiş. yazları erir diye buzdolabında saklıyorum. bazen süresim geliyor da başını bozarım diye elleşmiyorum. ama artık bi planım var (hep bu saatlerde aklıma gelir). yeni biriyle buluştuğum vakit adama, "cnm bi dk rujumu tazeleyeyim" deyip bammm sikli rujumu çıkarıcam. bakalım nasıl bi tepki verecek? şimdiden çok heyecanlandım. "aa benimkiyle aynı boy" derse ikinci buluşma garanti.

    rujum...
  • bir göz çevresi kremi, iki ruj seçimi... bu ikisi işte öyle kolay seçimler değildir, kişiye özeldir, armut piş ağzıma düş bunlarda çalışmaz. göz çevresi kremi ve ruj seçimi, eş seçimi gibidir*. kimi ilk seferinde bulur, kimi dener dener bulamaz, kimi bulduğunu sanır bambaşka sıkıntılar çıkar bırakır, kimi işte benim olayım bu der ondan sonra hep aynı yerden devam eder...

    ama yine de sizlere nasıl seçim yapılır, biraz bilgilendirme yapayım istiyorum çekirgelerim...

    öncelikle, likit mi, stik mi? mesela ben üniversiteye başladığım sene kendime ilk rujumu aldım. stik bir rujdu, bir sürdüm olmadı, iki sürdüm olmadı, dedim demek ki bana ruj yakışmıyor... o zamanlar zor zamanlardı minnoşlar, öyle yuutup muutup yok, deneye yanıla buluyoruz, öyle instagramdan hoşumuza gidene dmden yürüyemiyoruz, kantinde, girişte çıkışta ortam kolluyoruz, yok öyle iki tıklayınca ekranda kocaman kalp çıkan uygulamalar, kalbi kendimiz çiziyoruz. özetle hayat çok zor*. demem o ki, ben kendime uygun ruju bulamamıştım ve sürmekten bi süre vazgeçtim, göz kalemine abanıyordum, gözümüzün altına beyaz far sürdüğümüz korkunçlu yıllardı... paris hilton renginde olana kadar solaryuma girmeyeni dövüyorlar, barbour giymeyeni caddeye* almıyorlardı. iğrenç bir moda anlayışı... şükür ki gençken de kendime yakışmayan bir şeyi giymeyecek/sürmeyecek/yapmayacak kadar bilinçliydim. neyse ben yine maziye dalınca konudan saptım, konumuza dönelim. ruju bıraktım ben bir müddet, sonra bir arkadaşımın bir ruju vardı çok beğeniyordum ama asla kimsenin rujunu kullanmam, öpüşmeyi düşünmediğim bir insanın dudağına sürdüğü şeyi dudağıma süremem kızlar, prensiplerim var ve arkadaşlarımla öpüşmek gibi garip huylarım da yok... özetle çok sermayeyi kediye yükledim çooook. yakışmama pahasına denemek için çok malzeme aldım, meşakatli ve masraflı bir süreç... neyse gittim aldım ruju, geldim girdim odama hemen denedim, aman tanrıkom, işte buydu, ruj budur dedim ve yanlış hatırlamıyorsam, 10 tüp falan kullandım, yıllarca sürdüm, şeftali tonlarında simli bir rujdu... tam benlik! yani özetle likitçi misiniz? stikçi mi? buna karar vermek için ikisinden de bir tane edinin.

    gelelim renk seçimine, öncelikle herkesin ten rengi farklıdır, herkese yakışan ruj diye bir şey yoktur, daha önce de söyledim, çok vaat hiç vaattir. bunlara kanmayın. önce cilt alt tonunuzu belirleyin. bileğinin iç kısmındaki damarlarını ne renk gördüğünü söyleyebilir misin bana? bana mutluluğun resmini çizebilir misin? neyse kızlar bileğinizin içine bakın, eğer bileğinizin içinde damarlarınızı yeşil görüyorsanız , sıcak alt tonlusunuz, tipik akdeniz insanısın şekerim.

    şimdi sticklerde mac-velvet teddy tam bir bej-kahve alt tonlu nude, günlük kullanım için harika benim için tam bir my lips but better. mauve ve saten bitişli bir günlük ruj da tavsiye edebilirim o da; mac whirl bunlar efsane, hem dudak rengine yakın, hem her makyajı tamamlıyor. malum kriz var, 13 abla çok pahalı şeyler öneriyorsun, guerlain, nars, channel ne kadar haberin var mı tarzı serzenişlerinizi çokça duyduğum için mac önerdim ama daha düşük bir bütçe ayırabiliyorsanız, size daha uygun fiyatlı muhteşem bir ruj daha önereceğim, turuncu alt tonlu bir pembe, loreal 640 erotique , isminin erotik merotik olduğuna bakma, tam bir hanım hanımcık kadın ruju... ister ilk buluşmaya giderken sür, ister işe giderken, ister bir smokey eye makyajın altına bir davette, tam bir kurtarıcı... fiyatı oldukça iyi, kokusu annelerimizin eski rujları gibi, bazısına ağır geliyo ama ben seviyorum, nostaljik * stiklerde de yine orta fiyatlı mac' in lady be good' unu önerebilirim, daha ucuz istiyorsanız pastelin almayanı dövdükleri 15 ve 20, buna artı olarak 31 ve 38 numaralarını önerebilirim, the balm' ın da sinsere, commited, charming, reliable ve thurtsworty renkleri oldukça güzeldir. farkettiyseniz likit daha fazla öneri yapabiliyorum, neden çünkü ben likit rujcuyum, neyse ucuz bunlar, gidin seçin bir tanesini, alın...

    diyorsanız ki, bize balık verme balık tutmayı öğret; işte o zaman anahtar kelimelerimiz sarı ve turuncu, seçtiğimiz rujların alt tonları sarı, bej ve turuncu olacak. mor ve fuşyalar herkeste şahane durabilir ama bizim için tercih dışı olmalı... sarımsı altın ışıltılar arayacağız, bordolarda kahvelik, kırmızılarda turunculuk, pembelerde şeftali alt tonu ve nudelarda da kahve ve bej tonlarını seçeceğiz. özetle sarı alt tonluların dikkat etmesi gerekenler bunlar.

    bileğinin içine baktığında damarlarını mavi görüyorsan, soğuk alt tonlusunuz. siz daha çok yağmurdan solungaçları çıkacak kuzey ülkeleri tonlarına sahipsiniz. yani renginiz mavi, mor, fuşya, pembe... mesela sarı alt tonlulara altın yansımaları yakışırken, size gümüş yansımalar yakışır yani ne yapacağız, gümüş yansımalı pembe-fuşya tonları içeren renkler seçeceğiz; bordolarda; yakut, şarap tonları, kırmızıların içinde mavilik, nudelarda da pembelik arayacağız.

    eğer iki rengi birden görebiliyorsanız, siz nötrsünüz, ben sizinle konuşmuyorum canım, ne sürerseniz sürün, size hepsi yakışır.

    bir "şanslı13' le resim" programımızın daha sonuna geldik, öperdim ama rujum bulaşır şekerim... hadi ben kaçtım tontişlerim, size kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum!
  • mavi alt tonlu olanlarının dişleri daha beyaz ve parlak gösterdiği kozmetik malzemesi.

    dişleri daha beyaz gösterme nedeni ise mavi rengi renk skalasında sarı ve turuncunun tam tersi olduğu için sarıyla alakalı her şeyi bastırırmış ve böylece dişlerimiz daha beyaz görünürmüş.

    bazı örnekleri için buyrun;

    -kırmızı-

    mac ruby woo, russian red

    armani rouge 400

    maybelline color sensational red revival

    maybelline very cherry

    maybelline ruby star

    nyx chaos

    nyx electra

    revlon certainly red

    covergirl 305 hot passion

    revlon top tomato

    revlon love that red, cherries in the snow

    chanel dragon, passion

    clinique parisian red

    nars dragon girl, audacious serisinden olivia ve rita

    kylie cosmetics mary jo k

    anastasia beverly hills liquid lipstick american doll

    sephora collection cream lip stain always red

    urban decay - 714, 69, bad blood, no tell motel, doubt

    -pembe-

    mac pink nouveau

    shiseido fuchsia rs320

    rimmel moisture renew vintage pink

    rimmel kate moss matte 101

    maybelline color sensational mauve mania

    wet n wild silk finish lipstick 321a fuschia with a blue pearl

    revlon kissable balm stain lovesick, cherish

    maybelline color whispers lust for blush

    maybelline color sensational vivids hot plum, vivid rose, brazen berry

    rimmel apocalips lip lacquer nova

    mac flat out fabulous

    mac something new

    mac pink noveau

    mac girl about town

    mac mehr

    mac lustering

    -nudelar-

    nars little darling lipstick

    korres #13 natural pink lipstick

    mac velvet teddy lipstick

    mac pink plaid

    guerlain galia rouge g lipstick

    mac creme d’nude lipstick
  • kokusuyla, görünümüyle birebir aynı olan bir çikolata yapmalılar. çikolata olmasa bile başka herhangi bir yiyecek olabilir. yeter ki rujun şekli ve şemali ve de dokusuyla birebir olsun ama yiyecek olsun. bir gün delirip dişleyeceğim yoksa. mallığımla kalmak istemiyorum, lütfen, üretin lan!
  • bir kadının her daim eksikliğini hissettiği bir kozmetik ürünüdür ruj. isterse 30 tane ruju olsun ama sahip olduğu renk tonlarınımızın daha fazlasını isteriz hep.
  • * ısıya maruz bırakılarak eritilen ve başka kaplara aktarılabilen dudak boyası.

    şimdi baktım yeni bir moda çıkmış. dibi kalan veya renklerinden memnun kalmadığımız rujları, ısıya maruz bırakarak eritiyor ve yeni renkler elde edebiliyormuşuz. evet fikren mantıklı. yeterince rujunuz varsa (3-4 başka renk örn: kırmızı,mor,kahverengi,pembe,nude vs) kendi paletinizi kendiniz oluşturabiliyorsunuz. şimdi üşendim kombinasyon hesaplayamayacağım ama en az 15 renkli bir palet oluşturabilirsiniz.

    velhasıl, bu yöntem uygulanırken dikkat edilmesi gereken iki konuyu kamuoyunun bilincine sunmak istiyorum.

    1-ruju erittirken yüksek ısıya maruz bırakırsanız içindeki yağ yanıyor. direkt ocağın üzerine tutan var. öyle yapmayın evladım. olabildiğince yavaş eritme teknikleri kullanmak gerekiyormuş. ruju eritirken üzerinden dumanlar çıkıyorsa, o ürün iyice kanserojen oluyormuş. sürmeyin. ( zaten içinde trilyon tane kimyasal madde var.)

    2- yağı eritip tekrar dondurduğumuzdan dolayı yeni yapılan ürünün kullanım süresi 3 aymış. yani 3 ayı geçenleri çöpe atmanız gerekiyor. ona göre çok yapmayın, kullanamazsınız ve kalır yani mundar olur.

    **müzik grubu olanı ise hakikaten sağlam bir oluşum. phi, exi ve yorgun hepsi birbirinden güzel ve derinlik duygusu olan parçalar. (yıllardır dinlemiyorum, herhangi bir yerde de rastlamadım. başka parçalar yaptılar mı pek haberim de yok gerçi. sonradan bozdularsa bilemem.)
  • sürülecekse mürdüm rengi sürülmelidir.
    şu ton
hesabın var mı? giriş yap