• sozluk vasitasiyla okuyup da korkanlar ve begenenler oldugunu farkettigim komedi filmi,dizisi yada her neyse.karsi cinsli,ickili alemli bir ortami bile bozma ozelligi olan izlenceliktir ayrica.bir noktadan sonra "yeter ulan yeter" diyip mekani terkeden var(ben).cidden bu filmden korkanlarla tanismak istiyorum,hayir her alani cinle periyle yogrulmus bir kulturumuz olmasa anlayacagim ama,bu sartlar altinda anlamam mumkun degil.

    uzunluguna birsey demiyorum zira dizi olarak yapilip film olarak sunulmus.ama arkadasim aslinda 3 dakikada anlatilip bitirilecek bir konuyu ne kadar uzatabilir ki bir insan? iste bu film(yada dizi) kadar.simdi diyelim bir eve her ne vesile ile olursa olsun gittiniz,o evde acayip olaylar yasandi.normal insan ne yapar? kosup kacar,eger kacamiyorsa da korkudan kafayi yer.bunlar ne yapiyor? cay iciyor,bilardo oynuyor,dedikodu yapiyor.

    ulan o gozluklu sinir karakterin parmaklari kopuyor,adam gelip "baaaak elime ne yapti" diyor.ulan dingil,parmagina kiymik batsa aglarsin,parmaklarin kopunca boyle mi tepki verilir?

    ya bir baskasi? evde ruhlar gorulmus acayip seyler olmus,olen var kalan var.tutturmus "ben bir cay icecegim" diye,yetmis kilometre uzaktaki(hakikaten abartmiyorum,izleyin gorun) mutfaga gidiyor.mutfaga giden yol mahzenlerden geciyor kapkaranlik falan.ulan karaktersiz karakter,oyle bir durumda hangi yasayan varlik cay dusunur? insan hareket etmemek icin kendi idrarini icer lan.

    kalan digerleri ise bilardo oynuyor,lan neyse sana birsey demiyorum.tamam kacamiyorsun da insan biraz korkar.

    onunde bir kisi olmus,biraz sonra baska biri olunce "aman tanrim!! olmus!!" diye tepki mi verilir oglum? ya ne bekliyordun? gelip plaket mi vereceklerdi tabi oldurecekler.sen daha bilardo oyna it.

    ben bu film yada dizi bozmasini cok guzel bir ortamda seyrettim,ayrica ozellikle korku filmlerine daha toleransliyimdir,cunku insani korkutmanin zorlugunu bilirim,ama buna ragmen kesinlikle berbat otesi berbat diyebilirim.filmin sadece son on dakikasini seyredin birsey kaybetmezsiniz.
    zira bir konu ancak bu kadar gereksiz yere uzatildikca uzatilabilir,ha uzatsin ama tempoyu koruyarak uzatsin tamam.bunda o da yok.

    stephen king in usta kalemiyle yetinmeyip el attigi ama basarisiz oldugu diger orneklerden bazilari icin (bkz: the mangler) (bkz: trucks)
  • film değil mini seridir, bunu unutup tek seferde izlerseniz bayar, normali üç bölüm olarak izlemektir.

    ben bunu 2002'de seyrettiğimde epey tırsmıştım hatta o ters oda rüyalarıma girmişti, dizideki hayaletler beni o odada kıstırmış kaçamıyordum. tabii o zamanlarda henüz 15-16 yaşlarında olmamın da etkisi olsa gerek.

    aynı etkiyi şimdi yaratır mı diye tekrar izlemek istiyorum zira büyük bölümünü unuttum gitti ama üşeniyorum, 250 dk lan.
  • stephen king'in bir romanından uyarlanmayan, stephen king'in direk film olarak yazdığı korku filmi.
    ha illa bu filmle ilgili bir kitap olacaksa o da "the diary of ellen rimbauer - my life at rose red"dir ve stephen king tarafından yazılmıştır. (ama filmin kitabı değil, sadece filmle bağlantısı olan bir kitaptır)
  • izlerken ışıklı bir kalemden tırnak törpüsü yardımıyla el feneri yaptığım film, elimin altında tek o vardı zira, eh buradanda gereksiz uzunluğu hakkında genel bir kanı ediniyor insan, 1-2 saat daha uzatılsaymış at sikinden gramofon iğnesi, iyon motorlu uzay gemisi gibi bir projeye başlayacaktım neredeyse*.
  • film gerçekten sıkıcı olabilmektedir . fakat şöyle geniş bir arkadaş grubuyla seyredilmesi eğlenceli olabilir . böylece bol miktarda cips vs. tüketilir , uyuyan olursa uyandırılır , korkan olursa teselli edilir veya gruptan birisi filmden sonra çaktırmadan başka bir odaya geçip duvara çivi çakarak eşek şakası yapabilir .
  • pamuk prenses'in (snow white) kiz karde$inin adi.
    (bkz: grimm karde$ler)
    (bkz: pamuk prenses)
    (bkz: snow white)
    ve masal modernizasyonu bir cizgi roman icin (bkz: fables)
    masalin aciklamali bir kopyasi icin: http://www.surlalunefairytales.com/…ered/index.html
  • başların sıkıcı gelmesi aslında bir king geleneği . iyi bir konusu varsa kitabın yada filmin neredeyse yarısına kadar altyapının kurulması, son anlardaysa olayların sürekli devingenleşerek tahmin edilemez hale gelmesi, daha da kötüsü insanı sürekli yanlış tahminlere sürüklemesi olağandır. bu filmde de aynı yöntem izleniyor. izlemek (yada okumak) için bu bedeli ödemek gerekiyor.
    film oldukça uzun , hatta king yapmamış olsa sıkıcı bile denebilir. gereğinden uzun yer verilmiş bazı sahneler akıcılığı oldukça etkilemiş. ama dizi olarak çekildiği düşünülürse bazı sorunlar anlaşılabilir hale geliyor.ee geleneksel bir perili ev hikayesi olduğunu da unutmamak lazım. klişelerin kullanılması gerekli.
    herşeye rağmen bir kerede izlenebiliyor
    yan etkiler : boyun ağrısı, sigara tüketiminde artış( 4 cd ) vs..
  • (bkz: winchester)
  • izleyen kisilerden duydugum yorumlarda ya "süper" ya da "cok kötü" yorumlarini duydugum film. hic "ortalama" bir sey söyleyen yok.
    gece 1de izlemeye basladiktan sonra sabaha dogru 5 civarinda bitmesine müteakip, günes dogasaya kadar uyuyamadim evde.
    daha sonra kardesime verdim, o da gecenin bi vakti evde kimse yokken seyretme gafletinde bulunmus, ve 2. cd'den sonra karidorlardaki isiklari yakip mutfaktan bir bicagi yanina almak suretiyle devam etmis filme.
    ardindan alan üst kat komsularimiz ise gece 1de zilimi calip, "olm bize gelin 4. cd'yi beraber seyredelim. seyretmeye korkuyoruz ama meraktan ölüyoruz" demislerdi.
    okuldan bir kac arkadas ise "lan o da film mi be" dediler.

    kisacasi ya cok begeneceksiniz, ya da bayginlik gecireceksiniz.

    --- spoiler ---

    evler canlidir, ve her evin anlatacak bir hikayesi vardir.
    eger bazi evler dogustan kötüyseler, bu ev cehennemde yapilmis olmali.
    seytanin "evim" dedigi mekana hos geldiniz...

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap