• eleştirilerinin bazılarını sever bazılarını ise hiç sevmezdim, fakat gerçek olan şuydu ki, onu hep takip ederdim. insanlara film eleştirisini ve sinemayı sevdiren güzide insanlardan biriydi. gerçekten ölüm haberine yürekten üzüldüm. toprağı bol olsun...

    son "sight&sound greatest films poll"' da, top ten listesi şöyleydi:

    1. 2001: a space odyssey (d. stanley kubrick, 1968)
    2. aguirre, wrath of god (d. werner herzog, 1972)
    3. apocalypse now (d. francis ford coppola, 1979)
    4. citizen kane (d. orson welles, 1941)
    5. la dolce vita (d. federico fellini, 1960)
    6. the general (d. buster keaton, 1926)
    7. raging bull (d. martin scorsese, 1980)
    8. tokyo story (d. yasujiro ozu, 1953)
    9. the tree of life (d. terrence malick, 2010)
    10. vertigo (d. alfred hitchcock, 1958)
  • bazı eleştirileri o kadar iyi olmasına rağmen bazıları felaket olan en eski sinema eleştirmenlerinden ebert.
    gidip fight club'a rezalet deyip titanic'i yıldız manyağı da yapabiliyor.
    paraları cukkalayıp götürdüğü doğrudur, ama bir zamanlar anadoluda filmine verdiği 3.5 puan veya the tree of life filmine "tüm zamanların en iyi 10 filmi" demesi, pek de para kazandıracak filmleri beğendiğini göstermiyor.
    bazı eleştirileri saç baş yoldurtuyor, bazı eleştirileri (özellikle great films kısmı) örnek teşkil ediyor bu mesleği bir şekilde icra edenler için.

    sakat kalmış ve hawkingden hallice bir hale gelmiş adama "götürüyor paraları" yaftası yapıştırmak da fazla ekşicilik oluyor. sonuçta bu mesleği profesyonel olarak yapan ilk adamlardan birisi sektörde.

    not: hollywood eleştirmenlerinin %90'ı satılmıştır zaten. istedikleri filmi yüceltip istedikleri filmi itin götüne sokarlar. ulan adamların elinde sinema ve medya gibi iki büyük silah var, kullanacak tabi köküne kadar.
    kendi film zevkimizi oluşturmadığımız sürece bunların kulu kölesi olacağız biz de. ayık olmak gerek.
  • önemli bir eleştirmendi. siskel & ebert, ebert & roeper gibi 90'ların kült eleştiri tv programlarında boy gösterdi. eleştirmenliği doğru dürüst bir meslek olarak yapan ilk kişilerden birisiydi. kimileri ona "para karşılığı film şişiriyor" dedi, kimileri "bu ne biçim puanlama sistemi, ayıp" dedi. ama her zaman bir efsane olarak hafızalara kazındı sinefiller için. imdb'de external reviews kısmındaki en üstteki eleştiri her zaman ona ayrılırdı. keza metacritic için de öyle. hastalığına rağmen bu mesleği inadına yapmaya devam etti. hayat dolu öldüğüne inanıyorum. mekanı cennet olsun.
  • sinemayı şu sözlerle tanımlamış ünlü eleştirmen:

    “uygarlıkla gelişmenin amacı, diğer insanlara da ulaşabilmek, onlarla bir parça daha yakınlık kurabilmektir. benim için sinema bir anlamda empati üreten bir makinedir. farklı umutlar, esinlenmeler, hayaller ve korkularla ilgili anlama yeteneğimizi geliştirmemizi sağlar. bizimle birlikte bu yolculuğu paylaşan insanlarla özdeşleşmemize yardımcı olur.”
  • çok iyi bir eleştirmendi. çok iyi bir insandı. çok iyi bir arkadaştı. ve ben onu çok özleyeceğim. elveda: http://i.imgur.com/zhcgbln.jpg
  • film eleştirisini ortalama seyirci için yapar, dolayısıyla bir bilim kurgu/avantür filmine 3 yıldız vermesi, aynı hafta gösterime giren arthouse/deneysel filme de 3 yıldız vermesi iki filmi de sinema sanatı açısından aynı kulvarda değerlendirdiği anlamına gelmez. verdiği yıldızlar türü seviyorsanız görmelisiniz/görmeye değmez anlamındadır sadece. kişisel tercihlerini yıl sonu listelerine saklar zaten, örneğin: http://blogs.suntimes.com/…ature_films_of_2010.html
    sinemayı bir sanat formu değil, eğlendirmeye yönelik bir zanaat olarak algılaması adam sandler'ın bazı filmlerini inarritu filmleriyle aynı kefeye koymasına yol açsa da, bu seyirci zevklerine güvendiğindendir, seyirciyi yargılamaz eğitmeye çalışmaz. salak ticari filmleri seviyorsanız da salak filmin iyisi budur der sadece.
    amerikan ve dünya sinemasının ticari olarak geniş kitlelere ulaşmayacak güzel örnekleri ebert markası ve güvenirliği sayesinde biraz olsun hakkettiği ilgiyi görmüştür, daha ne olsun.
    allah uzun ömürler versin, ne diyeyim...
  • seyrettiği film sayısı itibariyle bir rekortmen olabilir kendisi. emin değilim. çoğu mainstream filmde imdb'de external reviews linkinin tepesinde yerini korur. vakti zamanında four rooms'u yerin dibine sokması dışında fikirlerine sapına kadar saygı duyduğum harikulade bir eleştirmendir. atilla dorsay karşılaştırması ise hiç mi hiç yerinde değildir.
  • yıllardır elestiri yazıları üreten amerikalı film elestirmeni. cok sert bir tonu ve dusunduklerini illa ki okuyuculara enjekte etme güdüsü olmamasına ragmen, inanılmaz sinema bilgisine sahiptir ve yazarken okumayı cok zevkli bir hale getirmeyi basarabilmistir, takdire sayan bir espri anlayışı vardır.
    yazılarıyla ilgilenenlere:
    http://www.suntimes.com/ebert/ebertser.html
  • roger ebert şüphesiz ki okuduğum popüler sinema eleştirmenleri arasında neyi neden sevip neden sevmediğini en iyi şekilde izah mizah gücü yüksek bir sinema eleştirmenidir. "oyunculuk çok sıcaktı, diyaloglar çok soğuktu" gibi "beğenmiyorum sebebini de izah edemiyorum" ekolü bir insan olmadığı gibi, kendi mantığı çerçevesinde pek çelişkisi olmayan kendi standardında izleyiciyi yanlış yönlendirmeyecek bir yazardır. zaten sinema eleştirmenleri de kendisine yakın olan seyircisini bilmesi, kendisinin nasıl bir kafa yapısı olduğunu izah edebilmesi önemldir. bunu yapabilmiş roger ebert in "öyle demiştin ama şimdi böyle diyosun"lara gelmesi zor olduğu gibi, her sinema yazısına sadık bir izleyici/okuyucusu olması kaçınılmazdır.
  • 72 senesinde a clockwork orange'a 2 (iki) yıldız vererek, rüzgar nereden eserse arkasını oraya döndüğünü göstermiştir adeta.
hesabın var mı? giriş yap