• j.robert oppenheimer : 1904 new york dogumlu, alman asıllı amerikalı unlu fizikci. abd harward üniversitesindeki ogreniminden sonra, ingiltere ve almanya'da da fizik egitimi gormus. ii. dunya savasinda new mexico santa fe los alamos laboratuvarının direktorlugunu yapmıs ve atom bombasının yapılısına buyuk katkıları olmustur. ancak savas sonrası hidrojen bombasının yapımına karsı cıkmıs ve abd'de komunist ve sovyetler birligi ajanlarina yardimci olmakla suclanmistir. kurulan komisyon kendisini sucsuz bulmus ama askeri sirlarin kendisinden saklanmasina karar vermistir. 1963'te abd baskani (johnson) o'na enrico fermi odulunu vererek suclamalardan arindirmistir. 1966'da emekli olmus ve ertesi yılda (1967) princeton'da vefat etmistir. gencliginde, ispanya ic savasina taraf olacak kadar komunist gorusu benimsemesine karsin, stalin'in sovyet bilim adamlarina yaptigi baskilardan dolayi goruslerini degistirmis ve liberal demokrat cizgiye gelmistir. abd'de bir nesil fizikciyi egitmis ve karizmatik kisiligi, liderlik vasıfları ve ogretimdeki ustaligi nedeniyle onlari buyuk etki altinda birakmistir. siyasi baski altinda kalan ve direnen bilimadamlari icin ornek olusturmustur.
  • "now i am become death, the destroyer of worlds...", amerika japonya'yı bombaladıktan sonra hindu mitolojisinde geçen bu sözleri söylemiştir...

    edit: amerika japonya'yi bombaladiktan sonra degil, new mexico'daki trinity testi sonrasinda soylemistir o lafi, duzeltelim, genc nesilleri yanlis bilgilendirmeyelim.

    edit2: asagida bir yerde dalgacik dogrusunu yazmis zaten.
  • atom bombasının babası ve manhattan nükleer silahlar projesi bilimsel yöneticisi...

    ikinci dünya savaşı sonrasında başkan harry s. truman ile yaptığı bir görüşmede, büyük bir üzüntü içinde; bilim adamlarının ellerini kana buladıklarını ve artık günahı tanıdıklarını söyler. bunun üzerine truman, yardımcılarına bir daha asla oppenheimer'ı görmek istemediği yolunda emirler verir.

    sonrasında atom enerjisi kurumu genel danışmalık kurulu başkanlığına getirilse de, hidrojen bombasının babası ve nükleer silah sevicisi edward teller arkasından dolaplar çevirir ve hatta hükümete bağlılığı konusundaki soruşturmada aleyhine tanıklık eder. oppenheimer'ın sınırlı bölgeye giriş izni iptal edilir ve atom enerjisi kurumundan istifası istenir. böylece teller'ın nükleer deneme projelerinin önü iyice açılmış olur.
  • hayatının bütünü göze alındığında, yükselişi ve düşüşü ile, şekspir trejedisi gibi olan adam.

    bir de yanlış olmasın ama odtü dünyada oppenheimer'ın büstünün bulunduğu tek kampüs sanırım.
  • abd'nin bugünlere dek ulaşan dış politikasının temellerini oluşturan truman, atom bombasını teslim olmakta direnen japonya'nın şehirlerine attığı sıralar bunalıma girerek, vicdan azabı çekmeye başlayan, manhattan projesinin lideri oppenheimer bir gün dayanamayıp truman'ı ziyaret eder. japonya harekatında iş birliği yapmadığı için kendisini suçlayan sovyetleri bile gaza gelip bombayla tehdit eden truman (ki böylece soğuk savaşı başlatmış olacak) karşısına dikilen atomcu oppenheimer'ı memnuniyetle ağırlar. ama oppenheimer ona "ellerime kan bulaşmış gibi hissediyorum başgan" diye dert yakınarak bombayı kullanmakla doğru iş yapıp yapmadıklarını sorar. truman birkaç teskin edici cümleden sonra ofisinden çıkarır onu, sonra sekreterini çağırıp şöyle der:"bu orospu çocuğunu bir daha ofisimde görmek istemiyorum!"
  • bir bilim adamı olarak değil bir mühendis olarak çalışıyorsun.

    yapacağın işin sonunda ortaya çıkacak olan bombanın getireceği felaketleri başından beri biliyorsun. üstelik devam eden bir savaş var, bomba büyük ihtimalle kullanılacaktı, ve kullanıldı. bombanın siviller üzerinde kullanılacağının da farkındaydın aslında, bunu bile önemsemedin.

    bunun bir anlık bir karar olmadığının, 3 yıllık devamlı bir katkı olduğunun kendin dahil tüm dünya farkında.

    buna öyle motivesin ki başarılı olduğunda duyduğun hazla meşhur "now i become death, the destroyer of worlds" lafını ediyorsun. bu sözü patlama esnasında söylüyorsun. yanında sapına kadar sağcı generalller ve bürokratlar varken, hindu mitolojisinden bihaber insanlarda o sözün bırakacağı etkinin ne olacağını bilmemek için süzme salak olmak gerektiğine göre bunu bilinçli yapıyorsun. muhtemelen önceki gece düşünüp bunu yapmayı planladın.

    işin bitince çöpe atılıyorsun, kafan karışıyor, gidip truman'a ağlıyorsun. kelimenin tam manasıyla seni odasından siktir ediyor.

    empatiden yoksun, ezik bir narsistten ötesi değilsin.
  • memurdur. kendisinin başrolde olduğu bomba yapım aşamasıyla ve oppenheimer ve etrafındakilerin gelgitleriyle ilgili fat man and little boy isimli harikulade film izlenebilir.
  • edward teller ile kıyaslandığında vicdan anıtı gibi adamdır, insandır.
  • kendisi cambridge de ögrenci oldugu siralarda arasi iyi olmayan bir hocasini (tutor) zehirleme girisiminde bulunmus daha sonradan da baska bir hocasini öldürmeye tesebbüs etmistir.

    mental olarak cok saglikli olmayan bir duruma sahipmis.

    ayni zamanda bunu kimya okumak istemesine ragmen zorla kendisine okutulan fizik yüzünden psikolojisinin bozulmasina baglayan arastirmacilar var.
  • richard feynman, eminim şaka yapıyorsunuz bay feynman kitabında oppenheimer'ın abd yönetimine; atom bombasının japonya'nın yerleşkelerine değil, gözdağı vermek için yerleşkelere yakın pasifik okyanusuna bir yerlere atılmasını önerdiğini, hatta direttiğini söyler. ancak adolf hitler'den pratikte pek farklı sayılamayacak, tek istisnasının kazanan tarafta olması olan harry s. truman denen katilin düşünmeden teklifi reddettiğini de ekler.

    tabii feynman abimiz, truman için kitapta katil ifadesi kullanmaz, ben yazarken gaza geldim biraz.

    göze çarpan ise şudur: feynman'da da pek pişmanlık emareleri görmezsiniz aslında. başlarda inceden bi vicdan yaparmış gibi gözükür. sonra macar matematikçi john von neumann'ın kendisine söylediği ''üzerinde yaşadığın dünyadan sorumlu olmak zorunda değilisin'' sözünü prensip edinir. hatta kitapta itirafta bulunup şöyle der; ''von neumann'ın önerilerini esas alarak, kendimde çok güçlü bir sorumsuzluk güdüsü geliştirdim. bu beni olduğumdan daha mutlu bir insan yaptı. içime bu aktif sorumsuzluğumun ilk tohumlarını atan, von neumann'dır!''

    eminim şaka yapıyorsunuz bay feynman kitabının hastası çoktur. ben okurken yer yer, özellikle manhattan projesi ile ilgili bölümleri iğrenti ile okumuştum. mizah unsuru içeren olaylar yazmış olmasına rağmen.

    ulan çoluk çocuk demeden insanları buharlaştırmış olmanın bilinci ile yaşantınızın geri kalanına nasıl devam edebildiniz? tek bir sözle insan nasıl olur da ''bana ne yav'' kafasına erişebilir inanılır gibi değil.
hesabın var mı? giriş yap