• 2000'lerin başında istanbul'da kurulan ve daha çok 90'ların grunge akımını takip eden bir müzik grubu. ayrıca 2005 yılında düzenlenen "roxy müzik günleri" etkinliğinin finalistlerinden biriydiler. vokal/ gitar: murat merih özen, akustik gitar/ bas : güneş kahraman, davul: hiç kimse‘den oluşan grubun "sirkteki popçu" adında beğenimi kazanmış bir çalışması da vardır.

    grup, 19 aralık cuma gecesi yön radyo'da ahmet durakçı'nın hazırlayıp sunduğu pena programına da konuk oldu. 00'da başlayıp sabahın 6'sına dek süren programı bıkmadan ve usanmadan dinlediğimi itiraf etmeliyim. oldukça samimi bir sohbet olduğu kanısındayım. hatta sohbet öylesine ilerledi ki, elemanlar gecenin bir vakti felsefe yapmaya bile başladılar.

    bir karafatmanın uzay boşluğunda 6 gün yaşıyor olabilmesinden, olası bir nükleer savaş sonrası hayatta kalmayı başarabilecek 3 canlı türüne değin hemen hemen her şeyden bahsettiler. gelçi ahmet, tüm sıkıştırmalara rağmen bu 3 canlı türünden ikisini açıklamamıştır. bu nedenle kendisini kınıyorum*.

    rint grubu, şarkılarının duygusal hikayeleri, samimiyeti ve rock müzik için elinden gelen her türlü fedakarlığa açık oluşuyla underground ruhun o asaletine ziyadesiyle sahip bir grup. ama ahmet durakçı'nın da programda ifade ettiği gibi, toplumsal, siyasi ve çevresel duyarlılıklarını eserlerinde doğrudan ve daha sert bir şekilde işlemekten çekinmemeliler diye düşünüyorum. zira rock'n roll'un ruhuna yakışan da budur. rint grubuna yakışan da bu olacaktır.

    "bizler gücü ve etki alanı sınırlı basit bir müzik grubuyuz. dünyadaki sorunları yaptığımız müzikle mi değiştireceğiz?" diye düşünme gafletine kapılmamamış olduklarına gönülden inanmak istiyorum. dünyayı bir mumla aydınlatmak mümkün değilse de, şunu unutmamak gerekir ki: her mum kendi sınırlı çevresini aydınlatmaya muktedirdir. siz ışığınızı yakın dostlar diyorum. tıpkı ben gibi o ışığı görüp gelecek pek çok insan olacaktır. dünya da böyle değişir zaten.
  • (bkz: latmos dağları)
    (bkz: kaybeden)
    (bkz: dağlar, deniz ve kedi) - perdenin ardında dönmedolap türküsü, benim yitik şehrimde güneş asla batmaz, dönüyorum zamanın kollarında, dönüyor tüm ağaçlar, dağlar deniz ve kedi. dünya dönüyor, dönmedolap türküsü, başım dönüyor neden sen dönmüyorsun, perdenin ardında yalanlardan çok uzak, benim yitik şehrimde güneş kimsenin değil, dönüyorum zamanın kollarında, dönüyor dağlar deniz, ağaçlar ve güzel çocuklar, sen dönmüyorsun...

    tesadüfen latmos dağları ile başlayan tanışıklığım internette aramak taramakla sonuçsuz kaldı. anladığım kadarı ile müziği kar amacı gütmeden, paylaşmak amacı ile yapan grup. lakin şarkılarına ve albüm bilgilerine çok zor ulaşılınıyor. halbuki epey güzel, çok dinlesem çok seveceğim.
  • rind; şekil kaygılarından uzak, hoşgörü ve müsamaha sahibi, ne dine ne de dünyaya sırt çeviren, «allah affedicidir, elbette beni de bağışlayacaktır.» şeklinde düşünen, dış görünüşüne bakınca dinin emir ve yasaklarına aldırış etmeyen bir sapık ve günahkâr; fakat içinden dinin getirdiği yolda olan ve emirlerine uyan, yasaklarını işlemekten sakınan bir anlayışı;

    zâhid ise; aklı ve hesabı kendine rehber edinen, kendi nefsini ön plânda tutan, dünyada işlediği amellerin karşılığında âhirette cenneti gözleyen, bu yönden bakıldığında menfaatçi ve şekilperest, dünya menfaatleri yüzünden dindar geçinen, fırsat buldukça günah işlemekten çekinmeyen dindar kıyafetine bürünmüş münafık bir anlayışı temsil eder.

    rind «ibn-i vakt»tir. yani ânı yaşayıp; «dün geçmiştir, yarın ise bilinmiyor; biz, bize düşeni bugün yapmalıyız.» görüşünü kendisine düstur edinmiştir. gam-ı ferdâ yani «gelecek endişesi» taşımaz, kendisini cehennem azabıyla korkutmaya çalışan zâhide cüretkâr cevaplar verir:

    harâbât ehline dûzâhazâbın anma ey zâhid
    ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler
    [hayâlî]

    "ey zâhid, meyhânede oturup aşk ve şarapla günlerini geçirenlere yarınki cehennem azâbından bahsetme. çünkü onlar, geçmişi ve geleceği bırakıp yaşanılan güne değer veren kimselerdir. yarının tasasını çekmezler."

    cihânı süsleyen, bezeyen cihânın içindedir. herkes onu aramayı bilmez.

    ey zâhid, meyhânede oturup aşk ve şarapla günlerini geçirenlere yarınki cehennem azâbından bahsetme. çünkü onlar, geçmişi ve geleceği bırakıp yaşanılan güne değer veren kimselerdir. yarının tasasını çekmezler.

    aşıklar ve sevdâlılar, şafak renginde olan kıpkızıl, kanlı yaralarını seyrederler ve güneş’te zerre değeri bile görmezler. yaraları varken de gökteki ay’ın ne olduğunu bilmezler.

    işte o aşıklar, yay gibi iki büklüm olmuş boylarına gözyaşı ipliğini gerip maksut (emel ve arzu) okunu atarlar. ama yayın ne olduğunun farkına varmazlar. usta ok atıcılarıdırlar; oysa ne attıkları oktan ne de yaydan haberleri vardır.
    ey hayâli. çırılçıplak vücutlarına yokluk ve hiçlik şalını saranlar, onunla övünür. atlasın ve dibâ’nın ne olduğunu bilmezler...

    madde ve mânâ, akıl ve aşk, dünya ve âhiret... işte rind ve zâhidin özellikleri... rindin aşkı «şem ü pervane», zâhidin aşkı ise «gül ü bülbül»dür. sevgilisinin etrafında dönüp duran bülbül, feryâd u figan ederek aşkını herkese duyurur. rind ise sevgilisinin etrafında dönerken yanar, kül olur; ama âh u figan etmez. biri diğerini yakar diğeri de onun etrafında dönerken yanar. neticede yok olurlar. zaten «hâl ehline izhâr-ı muhabbet lâzım değildir.»
  • ömer hayyam'ın,

    "bir rint gördüm, binmiş dünya denen kır ata;
    aldırmıyor dine, islama, şeriata;
    ne hak dinliyor, ne hakikat, ne marifet:
    gelmiş mi böylesi kahraman kainata?"

    şeklindeki rubaisinde geçen sözcük. çevirisi sabahattin eyüboğlu tarafından yapılan 1981 basımlı, "tüm rubaileri" isimli kitaptan.
  • "aşk insanı, kendini bilmez, toplum dışı, asi, kalender, günübirlik yaşayan, dünyayı ve ölümden sonra yaşamı dert etmeyen, muhabbet insanı" anlamlarının tümünü içeren bir kelimedir. türkçe'de nadir kelimeye bu kadar çok anlam yüklenmiş olduğundan eski nesil şairlerin gözdesi bir kelimedir.
    (bkz: yahya kemal)
  • kalenderlik, eğlenceye, zevke, sefaya düşkünlük, bu dünyanın tadını çıkarma isteği gibi bişey...
  • dünya mihnetlerini umursamayan, küçük zevklerle mutlu olan, kalendermeşrep, günü gününe yaşayan, bohem, flaneur, aylak adam - artık ne derseniz deyin - kişi.

    mesela gönül adamı.
  • rindlik budur arkadaş:

    (bkz: #54560080)

    öyle rindim cihan sikimde değil
    belki nüh âsuman sikimde değil
    turfe-hâl-i zaman sikimde değil
    yansa âlem inan sikimde değil
  • yeşil dunlop adında bir albüme` : iyi değil kanımca` sahip türk rock grubu.
  • varlıklarından yeni haberdar olduğum yerli post-grunge grubu.

    3 albüm ve 1 ep albümleri var ama tüm albümlerde aynı parçaları ısıtıp ısıtıp yayınlamışlar.

    grup çok iyi rifflere sahip ama denk geldiğim en berbat vokallere sahipler. ses rengi grunge'a çok ama çok uzak. bırak grunge'ı, sesi her hangi bir rock türüne bile uygun değil.

    sağlam bir vokal ve tarkan gözübüyük'ün prodüktörlük yetenekleriyle çok iyi yerlere gelebilirlerdi.

    aslında grup tamamen grunge değil, folk elektronik rock parçaları da var. arada kalmış kararsız bir grup.

    galata köprüsü adında iyi bir parçaları var. müzikalite olarak çok iyi.
    https://www.youtube.com/watch?v=t944fwqr9zy

    youtube'ta grubu kurcalarken, başka amatör grubun rint'in galata köprüsü coverına denk geldim. misal burda vokalin parçaya nasıl bir hava kattığını görebilirsiniz.
    https://www.youtube.com/watch?v=ti91auutox8

    araya eddie vedder tarzı aaaeeeooo aeeeooo vokal şeysi katsalardı tadından yenmezdi.
hesabın var mı? giriş yap