• bir yerde richard'ın kötülüğü; platon'un devlet(619c)'de dediği gibi " seçtiği[prohairesis] hayatın sonuçları üstünde durmaya vakit bulamamış; seçtiği hayatta kendi çocuklarını yemek ve daha başka korkunç şeyler olduğunu görmemiş" bir kişinin kötülüğüdür. çünkü richard'ın oreksis'i hatta bunun kardeşi akıldışı iştah kör arzu demek olan epithymia'sı bunları görmesini engelliyordur.
    richard, oyunun bir yerinde kendi kendisiyle konuşur/hesaplaşırken prohairesis ile oreksis arasında gider gelir, sonra vicdanı yaltaklanmayla eşdeğerde tuttuğunun işareti olarak vicdanın binbir çeşit dili vardır dedikten sonra yine devlet'teki, "herkes kendine düşen sırayla kader'in kendini bağlayacağı hayatı seçecek. iyiliğe gelince, onun sahibi yoktur, kim iyiliğe ne kadar verirse , o kadar iyilikten payı olur(617e)" cümlesini doğrularcasına kendine döner:

    " ah ödlek vicdan, niçin işkence ediyorsun bana?
    mavi ışık: geceyarısının ölü rengi. kaskatı kesilmiş bedenimi kaplayan soğuk teri duyuyorum ve titriyorum. ne? kendi kendimden mi korkacağım ben? burada başka hiç kimse yok: richard, richard'ı seviyor, ben, benim. burada bir katil mi var? hayır. evet. bir katil var, ben. öyleyse kaç. kimden? kendimden mi? ne fikri? niçin? niçin öcümü almıyorum: ne ben mi? kendi kendimden öç almak mı? hayır, ne yazık ki kendimi seviyorum. niçin seviyorum kendimi, peki? kendi kendime karşı yaptığım iyi bir eylemden ötürü mü? yo, hayır. ah, ne yazık, kendimden nefret ediyorum. kendi işlediğim iğrenç, kötü davranışlardan ötürü. sefilin biriyim ben! ama hayır, yalan söylüyorum. değilim. çılgın, kendinden iyi biçimde söz et! çılgın, kendi kendine yaltaklanma! vicdanın bin bir çeşit dili var, bunların her biri kendi farklı öyküsünü yineliyor, her öykü bir hain diye yargılıyor beni. yalancı tanık. tüm sınırların ötesinde, yalancı tanık. katil; acımasız katil, tüm sınırların ötesinde acımasız katil: tüm sınırların ötesnde işlenen çeşitli günahlar, tümü de: 'suçlu! suçlu!' umarsızım...

    beni seven tek bir yaratık bile yok: ölecek olsam, hiç bir ruh acımayacak bana. niçin acısın ki, ben kendim bile içimde acımanın zerresini bulamıyorum?"

    richard'ın kötülüğü, aristo'nun dünyevi prohairesis'i ile platon'un eskatolojik hatta theodiseyen prohairesis'i arasında mekik dokuyan bir kötülük. ama en nihayetinde oreksis'ine yenik düşüp buna kapılıp gitmesinin bir sonucu gibi durmuyor da değil hani...

    arzu` : oreksis, epithymia`lar şelale, richard-ian shakespeare- şahane.
  • genel satışa çıkmasaymış da olurmuş dedirten oyun.

    biz iksv olarak kendi aramızda kart sahipleriyle bir etkinlik yapacağız deselerdi de, kartsız ve vodafone bilmemnesiz olanları ümitlendirmeselerdi.. pes diyorum ve evet sinirliyim sözlük.
  • fiyatlardan dolayı izleyemeyeceğim ama allahtan ömür gedik ile ferhat göçer en önden izleyecekler de değerli yorumlarını okuyabileceğim. bildiğiniz gibi ömür sinemada olduğu kadar tiyatro konusunda da çok değerli görüşlere sahip. o yüzden çok üzülmüyorum. bir de oyundan çıkan insanlara mikrofon uzatıp yönetmenin hatta yazarın adını soracağım, %80 civarında kevin spacey yanıtı bekliyorum. "ona gittik canım biz" diyecekler doyum olmayan muhabbetlerinde. iyi eğlenceler.
  • kemiklerinin bulunması ile ilgili bir belgesel discovery world'de yayınlanıyor. bulunan iskeletin mitokondriyal dna'sı ile, anne tarafından üçüncü richard ile akraba olan bir adamın mitokondriyal dna'sı karşılaştırılarak ve tabii ki yüzü tekrar şekillendirilerek kontrol edilmiş.

    richard skolyozmuş. inceleyen bilim insanları kendisinde bu bozukluğun doğuştan olmadığını, 10-13 yaşları arasında geliştiğini söyledi. senelerce "şekspir adama kambur diyerek bok atmış" dedik ama, aslında atmamış. yalnız ellerinde bir sakatlık yokmuş. ancak neredeyse kadınsı denecek şekilde ince yapılı bir insanmış.
  • pahalı bir kültür sanat aktivitesi. yetersiz bakiye ile yaşamaya mahkum edilen yurdum insanının kitap alması bile zor iken, böyle bir aktivite ise lükse kaçacak sanırım. ilk gösterim biletleri kategori olmadan 400 tl!
    üzgünüm be sözlük.
  • hurriyet'te soyle bir sey var:
    http://www.hurriyet.com.tr/pazar/18758234.asp

    "spacey, sakat bacağı ve bastonuyla aksi bir ihtiyarı canlandırıyor"

    koskoca richard'a biraz ayip olmus ama bayagi guldum sabah sabah.
  • shakespeare'in kötü bir insan olduğunu düşündüren karakter.
    zira kötü bir adamı bu kadar iyi anlatabilmek için içindeki kötülüğün güçlü olması lazım.
  • erdoğan'ı anlatan bir oyun.

    (bkz: erdoğan'ın son gecesi)
  • 1995'te richard loncraine'in yönettiği, senaryosunu ian mckellen'in yazdığı, başrollerde yine ian mckellen'ın, anette bening, kristin scott-thomas, robert downey jr ve maggie smith'ın bulunduğu ve shakespeare'in modern bir biçimde yorumlandığı film. tudor hanedanı'nın lanetli olarak andığı, tarihin en kötü adamlarından biri olan 3. richard, adı geçen filmde, ian mckellen'in vücudunda hitler ve mussoloni benzeri bir faşist kılığına bürünür. film çok başarılı bulunmamış olsa da, oyununun etkili bir biçimde yansıttığı gereksiz iktidar kavgalarını başarılı bir biçimde yansıtması ve çete, mafya gibi güncelliklerini koruyan kavramların ele alınışı biçimi, filmi hem shakespeare hem de enfes oyuncu kadrosu hatrına izlemeye değer kılmakta kanaatimce. sir ian mckellen'ın eline koluna kurban olurum bu arada.
  • shakespeare'in ingiliz tarihiyle ilgili dörtlü oyun grubunu tamamlayan, 1593 yılında yazıldığı tahmin edilen ve henry vi'nın tarih açısından bir devamı sayılan oyunu.

    üçüncü richard her yönüyle elizabeth çağı'nın machiavelli anlayışına uygun düşen, gerektiği yerde tilki kadar kurnaz, gerektiği yerde aslan kadar güçlü olmasını bilen, kendini insanlık sınırları dışında gören bir karakterdir. amacına ulaşmak için hiç çekinmeden her türlü yola başvurur, yalan ve ikiyüzlülük ustaca kullandığı silahlarıdır. tek tutkusu ingiltere tahtına oturmak ve kendinden daha biçimli yaratılan halka hükmetmektir. üstün zekası ve taktikleriyle savaş zamanında bir kahraman olan richard, barış zamanında kendini işe yaramaz hisseder zira kambur bedeni ve sakat eliyle adeta bir biçimsizlik abidesidir. aşk ve romantizm ona göre değildir. -buna ragmen kral beşinci edward'ın eşi lady ann'e kur yaptığı sahne o kadar dokunaklıdır ki, richard'ın ask icin dogduğunu sanırsınız.-
    "richard richard'ı sever. yani ben benim" diyerek bencilliğin sınırlarını zorlayan üçüncü richard, işlediği onca cinayet sonucu elde ettiği tacı reddederek, dünya işlerinden elini ayağını çekmiş dindar bir kişi imajı çizer ve böylece dini ve dürüstlüğü de bir araç olarak kullanarak machiavelli'nin öğretilerine ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne serer.

    oyun boyunca ölümüne sebep olduğu karakterlerin tümünün geçmişte hataları mevcuttur. masumiyet timsali, güzeller güzeli lady ann dahi, kocasının ölümünden sonra richard'ın aşkına inanıp onunla evlenerek nemesis'in listesine girmiştir. richard her ne kadar bir cani gibi görülse de asıl görevi nemesis'in intikam elçiliğidir.
hesabın var mı? giriş yap