• guy fawkes suretine bürünmüş v'nin baskıcı rejime baş kaldırışını işleyen bir filmin efsane sloganı. guy fawkes haftanız kutlu olsun diyor filmin bağrından kopardığım anlam yüklü bir replik ile entry'e son veriyorum :

    "neden korktuğunuzu biliyorum. kim korkmaz ki? savaş, terör, hastalıklar sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden oldu; çok değişik nedenler de ortaya çıktı, korku içinize sindi. bu panik haliyle o sutler denen başkan’a sarıldınız. size düzenle barış vaat etti. karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi. dün gece o sessizliğe bir son verdim. dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayı’nı uçurdum..."
  • cehennemin yedi katinda da sarkisi soylenir:

    1. katta filmi izleyip gaza gelen, isin eglencesinde olanlarin coskulu tezahurati duyulur.

    2. katta bunlarin yuzeyselligine kizan, dava adami olmak isteyen ama entelektuel temeli bulunmayanlarin serzenisleri... bangladesli iscilerin 20 sente urettikleri che
    tisortlerini cikarmadan 5 kasim icin sozlesebilirler, cevrelerindeki ufak uzak zaman kirilmalarini farketmezler.

    3. katta bu ergenlerin yasam enerjisinden beslenenlerin ayar homurtulari... bu katin guzel tarafi, hayali dusmanlarina karsi yaptiklari sarkastik yorumlarin disariya entelektuel birikim gibi gozukmesi olsa gerek. genelde ayarlar pre-emptive olur, yani ortada fol yok yumurta yok ergen de yokken baslar, 6 kasim oglene kadar devam eder, gec uyanan ergen varsa onu da atlamamis olurlar.

    4. katta bulunan ve sadece filmini izlemekle yetinmemis, kitabini da ruscasindan okumuslarin kizginliklari.. alt kattakilerin yaptiklari biraz nihilist, bir tutam elitist, uc cay kasigi da pesimist tasak kebabindan tiksinirler, bir kontraatakla onlari marjinal ergen bebesi durumuna dusururler, anarsizmin derinliginden dem vururlar.

    5. katta operadaki hayaletin ulumalari.... maske denilince gelmis, meraktan kalmis, korkudan cikamamis.

    6. katta digerlerinin tartismasi belli bir noktaya geldiginde soylemesi gerekeni soylemeye programlanmis wikipediacilarin kibirli analizleri yankilanir... guy fawkes'un anarsist, devrimci, vs falan degil, asiri dinci bir terorist oldugunu anlatirlar, link verirler, kisa yoldan meshur olurlar.

    7. katta ne sis yansin ne kebapci durum analizi yaparak oradan buradan sempati toplayan, bir yandan da bu sacmaliklarin hepsinin ustunde olduklari mesajini veren gozlem adamlarinin klavye tikirtilari.. analizleri en azindan 3. derece metadir, kendine referanslidir, oyle kolay kolay dalga da gecemezsin. nereden yakalasan, "ben zaten o ironiyi su ufak acidan yakaladim, 3 banttan sektirip vurdum, kendi kaleme gol atarak da post modern bir yorum yaptim" diyen cokbilmis bir siritisla karsilasirsin, sinirden kendini doversin. bu kata inmeyin.
  • türkçesi: hatırla hatırla aralık'ın 17/25'ini.
  • v for vendetta filminin açılış cümlesi. filmdeki devamı şöyledir:

    remember, remember the fifth of november, gunpowder treason and plot. i see no reason why the gunpowder treason should ever be forgot.
    but what if the man? i know his name was guy fawkes and i know in 1605 he attempted the blow up the houses of parlement. but who was he really, what was he like?
    we are told remember the ideas not the man. 'couse a man can fail, he can be cought, he can be killed and forgotton. but 400 years later an idea can still change the world.
    i witnessed the firs hand the power of ideas. i seen people killing the name of them, and die defending them. but you cannot kiss an idea, cannot touch it or hold it. ideas do not bleed, they do not feel pain, they cannot love.
    it is not an idea that i miss, it is a man. a man made me remember the fifth of november. a man i could never forget.

    not: ingilizce yazmamın orjinali bozmak istemememle yada türkçe'ye çevirirken saçmalayacağımı düşünmemle alakası yoktur tamamen britanya'nın köpeği olmamdan kaynaklanmaktadır.
  • devamıyla beraber şöyle:

    remember, remember, the fifth of november, gunpowder treason and plot. i see no reason why the gunpowder treason should ever be forgot. guy fawkes, guy fawkes, 'twas his intent to blow up the king and the parliament. three score barrels of powder below, poor old england to overthrow: by god's providence he was catch'd with a dark lantern and burning match. holloa boys, holloa boys, make the bells ring. holloa boys, holloa boys, god save the king! hip hip hoorah! a penny loaf to feed the pope. a farthing o' cheese to choke him. a pint of beer to rinse it down. a faggot of sticks to burn him. burn him in a tub of tar. burn him like a blazing star. burn his body from his head. then we'll say ol' pope is dead. hip hip hoorah! hip hip hoorah!
  • unutmayıp da ne yapıyorsun diye sormak lazım bu cümleyi kuranlara.
  • içinde geçtiği filmin gücü ortada, lakin popülizme karşı duruşumuz da belli bir yerde.

    (bkz: november november the fifth of remember).
  • ruhen emin değilim ama fiziken ergen mergen değilim ben. bu tarihi önemli kılanın yapılan çok başarılı bir film olduğunun ve filmin idealine ulaşılmasının imkansıza yakın olduğunun farkındayım. yani gerçekten dünya üzerinde varolan sistemi herkesin lehine değiştirmenin veya olduğu gibi yıkmanın günümüz gerçekliğinde tırt bir hayalden ibaret olduğu konusunda emin olmaya çok yakınım.

    ama gel gör ki hayal kurmak güzeldir. o kadar berbat hayatlar yaşıyoruz ki bazen kendimi ulan keşke 20bin liram olsada şu borçlarımı ödesem diye hayal kurarken yakalıyorum. işte böyle hayal kurduğum için düpedüz gerizekalıyım. neden? çünkü hergün 8 saat - 14 saat çalışmadan hayatta kalamayacağımız realitesini bizlere dayayan sistemin bizden alamadığı belkide tek şey hayallerimiz ve hayallerin hududu yoktur.

    10bin liram 100bin liram olsun diye hayal mi olur? bu düşnce olsa olsa ancak hedef olabilir. bu salaklığımı farkettikten sonra bill gates gibi birisi oluyorum, sınırsız para kaynağım oluyor ve insanlar için gerçekten güzel şeyler yapmaya başlıyorum. zeitgeist projesine yatırım yapıyorum. yoksulların ve kimsesizlerin sorgusuz, sualsiz, prosedürsüz, evraksız alındığı büyük bakım evleri açıyorum. memleketin her yerine avm kurmak yerine her şehre ortak yaşam alanları kuruyorum. bütün dünyayı geziyorum. istediğim her eksterm sporu yapıyorum. sevdiğim insanlarıda boktan yaşantılarından kurtararak hep beraber yaşayabileceğimiz büyük bir site yaptırıyorum bu sitede herkesin bir görevi oluyor, sevdiğim ve ömür boyu yanımda olsun istediğim tüm insanlar bu sitede yeteneklerine göre farklı farklı işler yapıyorlar, herhangi bir iş yapamayanlar sadece ortalıkta geziniyor ve hiç kimse onlara kıl olmuyor çünkü orada herkes mutlu ve bu tip ufak şeyleri kafalarına takmıyorlar. vs. vs. ucu bucağı olmayan bir ton hayal işte.

    hayal böyle kurulur işte dostlar, hayal kurmaktan korkulmaz, hayal kurarken ammada saçmaladım lan denilmez. çünkü gerçektende istediğimiz hayatları yaşayabildiğimiz tek yer hayallerimizdir. tadını çıkarın.

    her şey hayalle başlar ve benim kalan tek umudum günümüz ergenleri ve ergen ruhlularındadır. bu ergenliğinizi kaybetmeyin.

    ne demiş kendisine göre büyük, dünyaya göre küçük birşeyleri değiştiren bir hayalperest;
    gerçekçi ol, imkansızı iste.
  • yıllar geçtikçe sayıları azalıyor bu günü hatırlayanların...
hesabın var mı? giriş yap