• rüyaların görüldüğü ve uykunun alındığı dönem. eğer ki rem uykunuzun ortasında uyanır ve rem uykunuzu tamamlamadan kalkarsanız, uykunuzu alamazsınız. misal alarmla uyanıyorsunuz ve alarm sizin rem uykunuzun nerde başlayıp nerde bittiğini bilmediğinden, rem in ortasında çalıveriyor, siz de uyanıyorsunuz ve hala uykunuz var. bunun sebebi yeterince uyumamanız değil, rem uykusunun yarıda kesilmiş olmasıdır. işte bu sebeple insan sabah uyanacağı saati beyninde şartlamalıdır ki, vücut da kendini ona göre ayarlasın ve kalkmanız gereken saatte rem i tamamlayıp sizi uyandırsın. bilim dünyası bunu her insanın başarabileceğini söylemektedir. ama alarmı da yine de kurmakta fayda vardır, olur da vücut ve beyin sizi uyandırmayı başaramazsa diye...
    uyku döngüsünün son halkası olan ve 1 buçuk - 2 saatte bir tekrar eden rem i 2 kere tamamlamanın uykuyu almak için yeterli olduğunu öne süren bir görüş de yok değildir. bu da 4 saat uykunun yeterli olduğu anlamına gelmektedir. lakin bu bildiğim kadarıyla kesin bir bulgu değildir.
  • uykunun bölümlerinden biridir, normal bir insan gece uykusunda 3-5 kez bu evreye girer, 5 ila 30 dakika sürer. ingilizcedeki açılımı "hızlı göz hareketleri" anlamına gelir. uykusunun bu kısmında insanların gözlerinin hızlı bir şekilde titrediğinin farkedilmesiyle bu adı almıştır, ayrıca uykunun bu kısmında kollarda bacaklarda küçük hareketler görülebilir.

    normal uyku sırasında beyin dalgaları çok yavaşlasa da rem uykusuna geçildiğinde bu dalgalar uyanık bir insanda olduğu kadar hızlanır. insan genelde uykusunun bu kısmında rüya görür ve uykusunun bu kısmındayken uyandırıldığında rüyalarını net bir şekilde hatırlayabilir.
    ayrıca gözleri titriyor diye -bilim aşkıyla- abiyi uykusundan uyandırıp dayak yemek olasıdır.
    seneler önce denenmiş ve başarılı olunmuştur.
    tavsiye edilmez.
  • her tekrarlanan rem evresi bir öncekine nazaran daha uzun süreli olmakla beraber, bu evrede kaslar tamamen paralize olmuş durumdadır. yani felç. halk tabiri ile karabasan denilen olgu bu evrede bilincin birden uyanması ile olur. uyanan bilinç felçli kaslara hüküm sürmekte gecikir ve nefes darlığı, kasılma ya da kontrolsüzlük gibi sonuçlar doğrurur.

    rem evresinde günün tüm bilgileri süzgeçten geçirilip gerekli kısımların belleğe alındığı söylenir fakat bunun kanıtlanır bir yanı yoktur. gün içinde yaşanan duygu,koku,şiddet eğilimi, yaşanan herhangi bir kısım rüya olarak görülebilir fakat bu illaki gerekli bilgileri alıp belleğe kayıtlandığı anlamına gelmez. zira bilinçaltında kişi kendini altedip, kurtarabilir ya da cezalandırabilir. örneğin, geometri dersinde kötü olan ve başarısızlıktan korkan bir öğrenci, rem uykusunda o güne dair işlenmiş konuları rüya halinde görüyor dahi olsa, işlenen konuyu hafızaya almak yerine yapamadığı sorularla cebelleşir. yine yapamadığı görür, cezalandırır ya da tam tersi çok iyi bir başarı sağladığını görür yapamadığı soru yoktur ve kendini kurtarır. ve genelde böyle rüyaları hatırlamamız güçtür.
    eğer hatırlayabiliyorsanız rüyanızı, saplantılarımız hakkında bize fikir verdiği gibi büyük travmalardan da korumuş olur.

    insan görmediği, duymadığı ya da hayal etmediği herhangi bir şeyi rüyasında göremez. mesela hepimizin başına gelen bir durum vardır şu yürüyürken bir ayağın boşluğa gelmesi ve yere doğru çakılıyormuş hissi. boşluktan düşeriz ama asla yere çakılmayız, neden? çünkü bilincimizin ölüm konusunda hiçbir deneyimi yok. ama yinede bu olay bedavaya bungee jumping duygusu, heyecanı veriyor. müthiş.

    bir diğer konu olan uyurgezerlik; rem uykusu esnasında gerçekleşir. kaslar felç konumuna gelmez ve kişi hareket haline geçer. burada önemli olan nokta uyurgezer kişi şayet sizinle irtibata geçmiş ise onu uykusundan uyandırmadan yatağına geri götürmektir ve kendiliğinden uyanmasını sağlamaktır.

    siz yinede bunları fazla düşünmeyin, boşverin ve artık hadi yatın da zıbarın.
  • bu uykuya yatmadan önce 3 kere loosing my religion dinlenir akabinde "niyet ettim niyet eyledim rem uykusuna yatmaya" denir.

    bir nevi istiare.
  • beynin defragmentasyon yaptığı ve "cross link generator"unu çalıştırdığı dönemdir, beyin bu süre zarfında bazı bilgileri toparlayıp düzenlerken, verileri birbirine linkleme** ile ileride oluşabilecek gereksiz yer kullanımını da gidermeye çalışmaktadır
    aslında bilinçdışı bir beyin faaliyeti olmasına rağmen düzenlenen verilerin içeriğini bilinç görebilir ve bunları rüya olarak algılar.
  • depresyon sorunu yaşayanlar için hayatı dar eden şey.

    rem evresi ve bu esnada görülen rüyaların beyin ve kimyası için önemli olduğu biliniyordu. ancak nörolojik araştırmalar depresif kişilerde bu evrenin olması gerekenden fazla sayıda olduğunu gösterdi.

    şu sıralar bunun neden böyle olduğu araştırılıyor. yararlı olduğu sanılırken rem uykusunun çok sayıda olması beyni yoruyor (bkz: motoru yakmak). yani, normal bir insanda diyelim gece boyunca 5 kez rem evresi olurken, depresyondan muzdarip biri bunu 10 kez deneyimliyor ve sabah zihinsel olarak yorgun, morali düşük, karamsar uyanıyor. beyin kimyasının ve sinaptik bağlantıların neden bu kadar çok etkilendiği şu an için bilinemiyor. işin kötüsü engellemek de mümkün değil. tek teori, beynin uyanıkken olduğu kadar aktif olduğu bu evrenin sıkça tekrarlanmasının uyku kalitesini bozduğu, uykunun dinlendirme ve yenileme (restoratif) etkisini çokça azalttığı ve beynin bir türlü "offline" olamamasının verdiği bitkinliğin depresyonu güçlendirdiği.

    rüyanın fazlasının zararlı olacağını hiç kimse düşünmemişti.
  • doktor falan değilim tamamen kendi fikirlerim, öngörülerim şöyle:
    insan beyni de bilgisayar diski gibi.
    çeşitli nedenlerden ötürü gece az uyuyup, gündüz 15-30 dk yapılacak bir şekerleme ile gece birkaç saat az uyunulan uyku eksikliği gündüz gideriliyor. şahsen bende öyle.
    ayrıca günde 4 saat uyurum, 5 saat uyurum geyiklerine de son!
    çok çalışan insanlar az uyuduklarını söyleseler de gündüzleri biraz şekerleme yaparlar, en azından buna ihtiyaç duyarlar. beynin bu kadar yorulmasından sonra küçük bir araya mutlaka ihtiyacı olacaktır.
    aklımda kalan en belirgin örnek thomas edison örneği. ampülün buluşu nikola tesla'dan çalıntı konusuna girmeden; çok çalıştığı söylenen edison, gündüzleri kısa süreli uykular uyurmuş.
    rahmetli vehbi koç un da öğleden sonra uyuma alışkanlığı varmış bu arada. küçük bir şekerleme yani.
    bilgisayar demişken; bilgisayarda da ram(random access memory) denilen parça var. ön bellek denilebilir. bu ram ile uyku evresindeki rem'in açılımı farklıdır ama bana göre işlevleri benzerdir.
    rem uykusunda karabasan geldi, elim ayağım boşaldı gibi değişik refleksli tepkilerin; beynin ön belleğini boşalttığını düşünüyorum.
    neden bilgisayarlarınızı, cep telefonlarınızı yeniden başlattığınızda göreceli olarak hızlandığını görürsünüz?
    cevabı basit. aygıtınızın ön belleğini boşaltıyorsunuz çünkü.
    insan beynini de buna benzetebiliriz.
    insan beyni uyurken ile tv izlerken kıyaslanmış ve uyurken daha fazla çalıştığı görülmüş. kısaca bilgilerin işlendiği an o özel uyku evresi.
    çeşitli zihinsel aktivitelerden sonra beliren baş ağrıması akabinde 15-30 dk lık minik uyku molası sonrası yeni güne başlamış kadar dinç olabilmemiz bundan geliyor kanımca (tabii gündüz şekerlemesinden bahsediyorum, ayrıca alarm kurarak uyanma değil 15-30 dk kendinizden geçecek sonra da yine kendi kendinize uyanacak şekilde).
    çok çalışmaktan ötürü az uyku sonrası, geçici süreli beliren unutkanlık, dalgınlıklar bence rem uykusunun eksikliğinden beliren sinirsel bozuklukların nedenidir.
    çünkü beyin ön belleğini boşaltamadan yeni bilgilerle dolduruyor kendini. beynin de dinlenmeye, verilerini düzenlemeye ihtiyacı var.
    başınıza gelmiştir, çok fazla yoğun geçilen bir günde kelimeleri toparlayamazsınız. aklızın ucundadır ama zor toparlarsınız. kısaca ben bu evre için ön belleğin şiştiği benzetmesini yapıyorum.
  • uykunun beşinci ve son evresi..gecede bir kaç kez tekrar ediyor..rüyalar bu sırada görülüyor..bazıları rem için vücudumuz dinlenirken, beynimizin sıkıntıdan kendi kendine yaptığı oyunlar diyor
  • adı "rapid eye movements" tan gelen uyku.
  • konu ile ilgili ünlü doktor, profesör osman müftüoğlu da gündüz uykuları için şöyle bir yazı yazmış:
    "özellikle yaşı 50'yi geçenlerde gündüz saatlerindeki kısa süreli uykunun beyne ciddi bir kendini toparlama ve dinlenme fırsatı sağladığı belirtiliyor. halk arasında şekerleme olarak bilinen bu kısa uykuların beyin fonksiyonlarını özellikle bellek ve konsantrasyon gücünü desteklediği biliniyor. şekerleme alışkanlığı olanların daha uzun yaşadıklarını gösteren bulgular da var. şekerleme stresle mücadelede de etkili bir faktör. dikkat edilmesi gereken tek nokta şu: eğer şekerlemeyi uzatacak olursanız gece uykularınız düzensiz hale gelebiliyor. kısacası şeker zararlı ama, şekerleme yapmak faydalı bir alışkanlık..."

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18271254.asp
hesabın var mı? giriş yap