• metallica'nın en çok eleştirilen albümüdür belki de. zamanında listelere 2 numaradan girmesine rağmen*, bir türlü sevilememiştir. belki de listelere girmesi istenmemiştir, olabilir.

    metallica, kill'em all albümüyle doğmuştur. bu albüme baktığımızda, gayet de güzel bir albüm olduğunu görebiliriz, ilk albüm olmasına rağmen*. bilindiği üzere, cliff burton omurgasıdır bu albümün, sonraki iki albümde de olduğu gibi. lâkin, çok gazdır şarkılar. bu albümün evrimleşmiş hâli ride the lightningdir. bu albümde daha bir oturaklaşmıştır şarkılar. yine de james hetfieldın sesi ayaklarda gezmektedir. metallica'nın homo erectusu master of puppetstır. tam bir zirvedir. vokaller olsun, gitar sololar olsun, orion olsun, gerçekten bütün şarkıları da güzel bir albümdür. ne yazık ki olabilecek en kötü şey olur ve cliff burton ölür. ne yazık ki enkarneyle geri geldiyse de kendini inandıramamıştır görünüşe göre. keşke lars ulrich ölseymiş diyeceğizdir ne yazık ki. bu sounda tutunabilmek için ...and justice for all albümü çıkmıştır ellerinden. güzel şarkılar da çıkmıştır bu albümden: to live is to die, blackened, one gibi. son çırpınış black albümü olmuştur***. albümün en popüler şarkılarından olan sad but trueda bile o eski tattan eser yoktur. fakat grupta jason newsted vardır. çok güzel riff'leri, geri vokalleri olmuştur fakat ne kadar olsa bir cliff burton değildir. bu arada ikisini de ayrı severim o apayrı. my friend of misery dillere pelesenk olmuştur ama nafile. artık metalden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamışlardır. en sonunda load albümü patlak verir. kesinlikle metal değildir artık yaptıkları. fakat bu albümde de -metallica değilse bile- güzel şarkılar vardır. hero of the day olsun, the outlaw torn olsun, hele ki until it sleeps olsun.

    ve artık sıra roloaddadır. bu albüm, cliff burton'sız metallica'nın en sevdiğim albümüdür. belki sert müzik* olarak dinlediğim ilk albüm buydu o yüzden, belki de tarzı seviyorum, bilemiyorum. fakat bütün albümlerini yüzlerce kere dinledim, tabii ki master of puupets kraldır, fakat bu albümdeki her şarkı ayrı hoşuma gider.

    genel olarak bakmak gerekirse*, las ulrich'in en güzel davul tonları bu albümdedir. james hetfield'ın en güzel sesi bu albümdedir. kirk hammetın en tatlı soloları bu albümdedir. ayrıca jason newsted'in geri vokalleri tadından yenmez. şarkılar çok farklı şeylerden bahseder, değişik bir albümdür nitekim. şarkılara birer birer değiniyorum:

    fuel

    "gimme fuel, gimme fire, gimme that which i desire" diyerek gaz bir giriş yapılır şarkıya. tam sınıflandırmadan anlamadığım için, sanki biraz punk gibi geliyor bana. yine de james hetfield'ın desiriiiiiireeeeaaahhh diyerek güzelleştirdiği bir şarkıdır. gayet eğlencelidir. "ooohhh on i buuuurn" de hangi birimiz eşlik etmiyoruz bu şarkıya? "ohhh yeah heaahh"

    the memory remains

    tüm dünya üzerindeki metelikacılar tarafından en çok eşlik edilen şarkı olmuştur. "fortune fame, mirror vain, gone insane, but the memory remaaaiiinssaaah". aralarını kirk hammet'ın büyük bir güzellikle doldurduğu bir şarkı olmuştur. na na na naa naaa naaa naa naa naa naaaa naa...

    devil's dance

    bu şarkının da en güzel özelliği "let me make your mind, leave yourself behind" denirken arkadaki newsted vokalidir. gitarlar çok güzeldir. "it's nice to see you heree, hah ha!"

    the unforgiven ii

    ve işte albümün eskiyi yâdeder parçası. bence ilkinden çok daha güzeldir. arpejler olsun, hetfield'ın vokali olsun, hatta videosu olsun. "no there's no sun shininggaaah". zaman içinde playlistlerin baş taclarından olmuş, hatta klibini stvde bile izlemişliğim vardır.

    better than you

    bu şarkıda da newsted'in "better than youuuaaaa" demesi unutulmaz. ayrıca tarkan gibi şarkıda 2-3 defa dizi değişir*. şarkı biter biter, yeniden başlar. güzeldir nitekim.

    slither

    "don't go looking for snakes, you might find them,
    don't send your eyes to the sun, you might blind them"

    albümün söylenmesi en zevkli şarkısıdır. özellikle gitar soloları çok güzeldir. ayrıca bir allah'ın kulu, bu şarkıdaki ritm gitarı ve de vokali beraber yapmayı denesin ve görsündür hetfield'ın beyninin gerçekten en az iki lobdan oluştuğunu.

    carpe diem baby

    melodisi çok güzeldir bu şarkının. biraz sinirli söyler hetfield abimiz. biraz da yakınarak "come make me miss youu" der.

    "come squeeze and suck the day
    come make me miss youuu
    come carpe diem babyyyyaaah"

    bad seed

    bu şarkı da sanki 25'lik yağız delikanlıların ilk rock denemesi gibidir. şımarık bir ifadesi vardır şarkının. arlardaki konuşmalar ayrı bir tat katmıştır. hetfield'ın yeahh heahhh ları tavan yapar.

    "ladies and gentlemen
    step right up and see the man who taught the truth"

    where the wild things are

    bu şarkı %100 jason newsted eseridir; sözler olsun, müzik olsun. ritm gitar çok aksaktır, melodiler çok güzeldir. içli bir gitar solo vardır. arada bir bölüm vardır ki gerçekten boş bir anında alır götürür insanı:

    "you swing your rattle down (hand puppets storm the beach, fire trucks trapped out of reach, hand puppets storm the beach)
    call to arms, the trumpets sound (fire trucks trapped out of reach, all clowns reinforce the rear, slingshots fire into the air)
    toy horses start the charge (all clowns reinforce the rear, slingshots fire into the air, stuffed bears hold the hill till death)
    robot chessmen standing guard (crossfire from the marionettes, stuffed bears hold the hill till death, crossfire from the marionettes

    we shall never surrender"

    prince charming

    riff'i en güzel olan şarkıdır zannımca. çok gaz bir şarkıdır. ritmlerinin ulrich'e ait olması şaşırtıcıdır, çünkü gerçekten çok güzel geçişler vardır şarkıda. özellikle "look up to meeaa, what you've been and what you've feared" diye başlayan bölümü gayet hoştur.

    low man's lyric

    girişteki hurdy gurdy* çok güzel kullanılmıştır. çok acıklı bir vokali vardır hetfield'ın bu şarkıdır. metallica'nın balladı da denebilir heralde. genel itibariyle güzeldir şarkı, defalarca banyo yaparken söylemişimdir ve komşulardan olumsuz tepkiler almadım hiç.

    attitude

    kirk hammet'ın vak vak*ın dibine vurduğu şarkı. gazdır. vasattır. ama gitarlar güzeldir yine de.

    fixxxer

    albümün çıkış* şarkısı. uzaktan gelen gitar sesleriyle girilir şarkıya, ardından yine vak vak ve asıl melodi girer. yaklaşık bir buçuk dakikalık bir giriş vardır. sözleri gerçekten çok güzeldir. bütün albümün sözleri hetfield'ındır, fakat bu şarkıda coşmuş, uçmuştur.

    "we're just the toys in the hands of another
    and in time needles turn from shine to rust"

    sadece hetfield değil, hammet da kafası güzeldir bu şarkıda. sololar muse soloları gibi vıcır vıcır ama kulağa hoş gelir. kısaca jab another pin in me...

    not: bu arada bi albüm daha yapmışlar ama onu dinlemiyorum. artık bundan yumuşağını kalbim kaldırmaz. eğer hardcoresa da yüreğim dayanmaz. sonuçta:

    fight fire with fire
    ending is near
    fight fire with fire
    bursting with fear. budur.
  • metallica'yı sevmemek trend olduğundan beri insanların sevmemek için direndiği fakat yapıldığı dönemin en iyi heavy metal albümü olan eser.
  • nasıl yazılmamış hayret. reload albümü load'da sıçtık kurtaralım albümü değildir. zira grubun dediğine göre load ile reload birlikte piyasaya sürülecekmiş, fakat ticari hesaplar sebebiyle araya bir yıl girmiş. bazı parçalarından ben de haz etmem ama yerden yere vurulacak bir albümde değildir.
  • sebastian ıngrosso, tommy trash'in çıkardığı ve john martin'in vocal yaptığı şarkı. bütün bir yıla damga vuracağı kesin duruyor. şarkıyı buradan dinleyebilisiniz
  • metallica nın ne kadar büyük olduğunu gösteren muhteşem albüm. şimdi bu şarkıları başka herhangi bir grup yapsaydı mükemmel albüm diye hatmediyordu herkes. ama metallica yapınca "değiştiler abi eskisi gibi değil." en azından bir şans verin bu albüme. karşınıza eşsiz taş gibi bir hardrock albümü çıkacak.
  • bir zamanlar metallica'ya bok atmak moda olduğundan herkesin doğru düzgün dinlemeden kötülediği bir albümdü. lakin ki mis gibi albümdür kendisi, içerdiği neredeyse her parça ile. yalnız sanırım bu durumu farkedip albümü övmek de moda olmuş, yetişememişim. her neyse, ben bu albümü yıllar sonra hala zevkle dinliyorsam güzeldir arkadaş.
  • oky'nin çarpışma adlı çizgi romanında burak birgün metalci bir abisine şöyle seslenmişti: "abi bırakın bu puppets kafasını artık ya. varsa yoksa puppets. load, reload dinleyin biraz. daha güzel albümler. mahrum kalma bunlardan."

    metallica'nın bazı "metalci" kafalarca beğenilmeyen, hatta inkar edilen albümüdür reload. şimdi underrated diyeceğim ama olmayacak, çünkü bahsettiğim metalci güruhun ağzıyla konuşmuş olacağım. çok şey yazılmış, tekrar olmasın diye uzun yazmıyorum; birincisi underrated falan değildir. metallica'nın en iyi albümlerindendir. grubun 90'ların başından itibaren geçirdiği psikolojik değişimi çok iyi yansıtır. burada söz konusu olan şey sadece müzikal bir değişim değildir. load'da da reload'da da metallica yaşadıkları iyi kötü her şeyi müziklerine yansıtma cesaretini göstermiştir. "metalika tireş metaldir aağbi, bu ne böyle pop gibi" şeklinde dile getirilen muhafazakar puppets, lightning, kill 'em all kafasından bahsetmeye gerek bile duymuyorum. elbette puppets da lightning de kill em all da mükemmel albümlerdir. lakin load ve reload'u önyargılarla yüklenip beğenmemek, hatta ve hatta dinlememek, metallica'yı anlamamak demektir.
  • load'la beraber en iyi metallica albümüdür. 14 yaşımdan bu yana, yani 33 yaşıma kadar metallica dinledim, dinlerim. bizim ergenliğimizde metallica'ya bok atılarak prim kasılırdı. megadeth daha iyi, efendim iron maiden metallica'nın eline verir, yok slayer en trash falan filan... metallica'ya hiçbir zaman laf etmedim. yaş kemale erdikçe metallica'ya daha bir saygı duydum hatta. 19 yıldır bilfiil dinlediğim, ergenliğimde kasetlerini, büyüdükçe paralandıkça cd'lerini aldım, temin ettim.

    onca yıl sonra diyebileceğim tek şey, en iyi metallica albümü load, ikincisi de reload'dır.
  • bahsi pek az gecmis, tarihe not dusmenin ustume kalmasi sonucu tanimlamaya giristigim sir tom jones albumudur. (ne lazimsa yapip,albumu herkes icin ibaret oldugu "sexbomb"un disina cikarma niyetindeyim.)
    1999 yilinda, sessizligin ardindan patlayan isbu album; sexbomb , looking out my window ve sometimes we cry haricinde cover eserler icermektedir. sadece cover da degildir bunlar, tom jones sarkilari seslendirirken yanina pek bir hos muzisyenleri katmis, nefis ortakliklar yapmistir. album deliler gibi basarili olmus, pek bol da satis yakalamistir;jones'in diskografisinde de paril paril parildamaktadir.
    bu son derece muhabbetli album iste bunlardan mutesekkildir desem zaten tracklist durumun ciddiyetini yansitacaktir.

    burning down the house_ the cardigans
    mama told me not to come_ stereophonics
    are you gonna go my way _ robbie williams
    all mine _ the divine comedy
    sunny afternoon_ space
    i'm left, you're right, she's gone _ james dean bradfield
    sexbomb _ mousse t
    you need love like i do_ heather small
    looking out my window_ james taylor quartet
    sometimes we cry_ van morrison
    lust for life_ the pretenders
    little green bag_barenaked ladies
    ain't that a lot of love_ simply red
    she drives me crazy_ zucchero
    never tear us apart_ natalie imbruglia
    baby it's cold outside_ cerys matthews
    motherless child_ portishead

    (sexbomb ve you need love like i do 'nun farkli miksleri ile suslu bir special edition versiyonu da sonradan yayinlanmistir.)

    sarkilar neymis nasil guzelmis, bunu ben anlatamam. bayram olmus da tanidiklar dolusmus gibi aile buyugunun evine. cocukken takla atarken kafayi gozu yardiginiz kuzen de orda, misketleriyle oynatmayan uyuz kuzen de.. hepsini sevmek sart degil tabi ama bayramdan bayrama bir yemek yemeyi de abartmamak lazim. velhasil albumu koyup soyle bir dondurmek sart. demiyorum ki tepenize koyun baskaca da bisicikler dinlemeyin ama su kadar adam toplandiysa muhakkak bir numarasi da vardir, degil mi a dostlar? yemekler de leziz ustelik.
  • ilk ciktigi gunlerde yerden yere vurulan load ile beraber adim adim kult olma yolunda ilerleyen metallica albumu. kalitesiyle, seneler sonra bile dinlenebilirligini muhafaza ettigi gibi, her sarkidan ilk dinlenildigi zamankinden farkli tadlar almak da kacinilmazdir.
hesabın var mı? giriş yap