• tek cümlede anlatacak olursak:

    güzel bir film, kötü bir amerikan propagandası.

    biraz daha detaylı yorumlayamadan geçemeyeceğim. öncelikle bundan sonra yazacaklarım hem bir miktar spoiler içerir, hem de ifadelerimde argo terimler yer alacaktır.

    --- spoiler ---
    filmimiz boyunca birbirinden iğrenç ve kötü niyetli, sorunlu rus ile karşılaşıyoruz. bunun dışında ise amerikalılar ise bizim sığınacağımız liman, en iyi dostumuz. bu durum o kadar kör göze parmak şeklinde aktarılmış ki bundan rahatsız olmak marjinallikle şunla bunla ifade edilemez. hatırladığım sahneler üzeriden filme bakalım.

    başarılı bir balerin olan esas kızımızı çekemeyen diğer iki rus, bir plan yapıp esas kızın bacağını kırıyorlar. olaya da kaza süsü veriyorlar. (bu olay esas kızın amcasının planı bile olabilir başta)

    esas kızın amcası yiğenine destek olmak yerine, onu ajan yapıp daha ilk işinde tecavüze uğrayacağı bir durumda bırakıyor.

    esas kız ajanlık eğitimi almaya gidiyor sonrasında.

    aslında orası için ajanlık eğitim merkezi filan değil, orospu ajan yetiştirme merkezi desek daha doğru olur. bunu erkek ve kadın tüm karakterler için söylüyorum. eğitim boyunca bize gösterilen şey şu oldu:
    *kilitli kapıları açmayı bilin...
    *karşınızdakinin karakterini iyi analiz edin.
    *hangi pozisyon ve fantezi ile sevişmek istiyorsa bunu ona verin.
    *bedeniniz devletin malı, onun için herkesle her türlü sevişmekten geri durmayın.

    yani eğitim, seviş ve bilgi edin üzerine kurulu. başka sahne gördük m eğitim ile ilgili? görmedik, demek ki bize anlatılmak istenen de bu.

    yine bu eğitim merkezinde bir erkek ana karakterimize tecavüze yelteniyor. ana karakter de buna izin vermeyince eğiticisi "senin devletin malı olan bu bedenin devletin ajan adayından daha değerli değil, bıraksaydın da sana tevacüz etseydi" diyor. sonrasında da bu erkeği kızın önüne getiriyor ve tüm sınıfın önünde ona tecavüz etmesini istiyor.

    ne ajan eğitimi ama!

    devam edelim.

    ilk görevinde esas kızımızın gönderildiği yerdeki "erkek" amiri bilin bakalım ne istiyor?

    evet, o da esas kızımızla yatmak istiyor.

    ilerleyen sahnelerde esas kız amcasını önce yanağından öpüyor, sonra da dudaklarına uzanıyor. amcası ise karşılık veriyor. bilin bakalım amcası ne istiyor?

    evet, o da esas kızımız ile yatmak istiyor.

    esas kızımız iyi kalpli, zeki amerikan ajanına sığındığında, kızımız gece yarısı amerikalı yakışıklı ajanımızla sevişmek istiyor. ancak amerikan ajanı ne diyor? "no, don't."

    yani ajanımız kızdan faydalanmak gibi bir amaç gütmüyor. ancak kızın ısrarı ile birlikte oluyorlar ki bunda bile son derece çekingen davranıyor. sonrasında ise müthiş bir koruma içgüdüsü oluşuyor bu kıza karşı. hatta bir sahnede onca kalabalığın içinde kzı korumak için birilerini vuracaktı vs. (ki kendisi gene çalıştığı adamı korumak için film başlangıcında kendini riske atmıştır.)

    sonlara doğru ise bu iğrenç pis düzenden nefret eden rus kızımız diğer bir ajan gibi o da amerikanın rusyadaki köstebeği oluyor ve amcasını da safdışı bırakıyor.

    çünkü film boyunca gördüğümüz üzere tüm rus erkekleri eli "cebinde" birilerini arayan tipler iken amerikalılar insana insan olduğu için değer veren iyi niyetli insanlar.

    --- spoiler ---

    bu kadar dengesiz bir kötüleme ve bu kadar dengesiz bir övgü izleyip de "o kadar olacak abi, sonuçta huluvıd filmi, adamlar çok para harcıyor, tabi kendilerini övecek" demek çok da mantıklı bir savunma değil. övgü olmasın demiyorum, her millet sinema filmlerinde kendini över elbet ama bunu bu kadar kör göze parmak yapınca izleyici esas konudan kopup bu abartı durumlara takılı kalabiliyor.

    yoksa dünyayı yok olmaktan kurtaran amerikalı profesörler de, thor gibi tanrı karakterlerin amerikalılara aşık olmasını da, bina boyu robotlar kapışırken otomatik silahlarla dünyayı kurtaran amerikan askerlerini de izledik salonlarda.

    son cümle:
    yok eğer ruslar gerçekten de böyle ise oralarda yaşamış yazarlar buraya yazsın. ben de böyle bir bilgiye sahip olmadığım için filmi gereksiz yere gömmüş olurum ve özürümü dilerim. hayır bu derecede sapık ve psikopatlar ise bilelim.
  • filmi özetliyorum arkadaşlar:
    bacağınızı kırmayın yoksa ebeniz sikilir.
  • gayet guzel bir casusluk filmi.

    uzun entry okumaktan sikilan ergen sozluk yazarinin “akmiyor” diye elestirmesi sasirtmazken, rolu geregi “ruhsuz” oynamasi gereken jennifer lawrence’in “ruhsuz oynamak” ile elestirilmesi de gunume nese katti.
  • ruslar kötüdür, amerikalılar iyidir, ruslar doğru yolu bulduklarında amerikalılara yardım ederler. cia, ahlak ilkelerine harfiyen riayet eden bir yavrukurt topluluğudur.
  • bu filmde rusya çok boktan bir yerdir. hala komünist falan gibi bir ülkedir ve insanlar ülkenin en önemli sanatçılarından biri falan bile olsa 1+1 evlerden oluşan 1 milyon daireli sitelerde yaşamaktadır. amcalar yeğenlerini cümle aleme kendini nasıl ziktireceklerini ve bu esnada nasıl istihbarat toplayacaklarını öğrettikleri orospuluk okullarına falan göndermektedir. eğer istihbarat cemiyeti senden şüphe duyarsa 3 ay falan işkence ettikten sonra kafana sıkmaktadır. ülke çok boktan olduğu için aklı başında insanlar abd'ye bilgi sızdırarak ülkesini kurtarmaktadır. (te allaam ya...)

    ama abd öyle midir canııımm? cia ajanları arkalarında kimseyi bırakmaz. çok iyi çocuklardır. ihanete uğradıklarını düşünseler bile sadece kızgın kızgın bakarlar. hiiçç işkence falan, yookkh canım olur mu öyle şey? çok tatlışlardır.

    yani senaryo bayağı tırt kardeş.

    fakat yönetmen iyi iş çıkarmış. kadrajlar, renkler, akış kaliteli. oyuncular, özellikle jennifer çok çok iyi. ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu yine göstermiş. o yüzden 10 üzerinden 6,5 / 7 civarı alır bence. senaryosu yönetmenin ve oyuncuların kalitesinde olsaydı 8 / 8,5'luk kült bir film olurdu.

    öte yandan şunu da belirtmek lazım. bu filmin lansmanı bir istihbarat ajanı aksiyonu gibi yapılmıştı sanki ya da ben öyle algılamıştım. amma lakin öyle değildir.

    şunu da eklemek istiyorum: ekşi sözlük bünyesindeki yazarların sinema dünyasının çok önemli duayenleri olduğunu, çok büyük oyuncuların film yapmadan önce gelip kendilerinden helallik istediğini biliyorum ama jeniffer lawrance'a kötü / başarısız/ sıradan hatta iyi derseniz bile kalbinizi kırarım. kadın daha 27 yaşında 1 adet oscar'ın yanına 114 wins & 175 nominations koymuş. kusura bakmayın ama çok malsınız.
  • tinker tailor soldier spy gibi aksiyon olmayan, salt entrika üzerine kurulu casus filmlerini seviyor iseniz bunu da beğenirsiniz. ama o film 9/10 ise bu film 7,5/10. sonra vay efendim o film daha iyiydi diye gelmeyin bana.
  • eski bir cia ajanının yazdığı romandan senaryolaştırılmış hikayesi ile arz-ı endam edecek ve bir rus ajanını anlatacak film.
    cia diyorum bak, rus ajanını anlatacak diyorum!
    fragmandan ve hikayesinden anladığım kadarı ile eğer benim gibi anti-amerikancı iseniz büyük ihtimalle bol bol küfür edeceksiniz bu amerikan propaganda makinesinin holivud çarkının eserine, benden söylemesi.

    salt vardı angelina jolie reyisin oynadığı, benzer konu, isterse 35 tane oscar alsın aynı tırtlıkta film olacaktır.

    edit: bir de unutmadan benzeri var : black widow veya nam-ı diğer natasha romanoff. bi bitmediniz amk!
  • filmden yeni çıktık. zevkler renkler filmler tartışılmaz ama kanaatim fıstık gibi film olduğu yönündedir.
    bir casusluk, daha da ötesi köstebek filminden ne bekliyordunuz kuzular? çift taraflı çalışan casusların meslekleri icabı bütün hayatları boyunca hiçbir aksiyon yaşamadıklarını bilmeyenler, burada damdan dama atlanılmayan, içinde jason statham vari aksiyonlar içermeyen yapımları anlamakta zorluk çekmeleri olağandır... şantaj ve tehditle mecburiyete koşulmuş baş kahramanımız istemeye istemeye verilen görevi yapmaya çalışırken, tren vagonlarını birbirine çarpıştırırsa mı sizi heyecanlandıracaktı?

    burada, ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timinin, filmin türü itibariyle içindeki kurguyu sığ kafalarında anlayamamaları hikayenin işleniş biçimindeki beceriyi gölgeleyemez. bu tür filmler, konuları itibariyle gizem ve sonuca seyirciyi merak ettirmeyi başarırsa anlam kazanır ve yönetmen francis lawrence dozunda bir gerilimle bunu başarıyor, daha ne!

    jenny'nin oyunculuğunu beğenmeyen (ya da kompleks içinde kıskanan) birkaç ekşicinin ufak tefek cinayetler dizisinde oynayan bizim kezbanların muhteşem oyunculuklarından bahseden entrilerine tanık olunca tamam dedim, konu anlaşıldı. dümdüz anlatım kurgulu, seyredilen sahneden 5 dakika sonrasında olup biteceklerin kolayca tahmin edilebildiği yapımlara alışmışlar, tabii ki anlamadıkları filmografiye kopuk, monoton veya tü- kaka diyecekler... hadi canım hadi herkes kendi ligine.
  • beklentinizi çok yüksek tutmazsanız ve amerikan propagandasına aldırmazsanız gayet beğenebileceğiniz bir film.

    pek aksiyon olmamakla beraber akıl oyunlarının ve sürprizlerin yeterli olduğunu söyleyebilirim.

    önemli bir eleştiri olarak, eğitim kısımlarının daha detaylı ve uzun olmasını tercih ederdim. bu kısımlar karakterin değişimini görmemiz gereken yerlerken yüzeysel kalmış.
  • --- spoiler ---

    4 numaralı okul, güneş ne zaman doğacak'taki allahsızlığı yayma kürsüsünü andırmaktadır.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap