• bir oyundan ötesi.

    punta orgullo'da çiçek arıyodum. 3 tane kalmıştı sonra tamamlayacaktım seviyeyi. öğlen 12 gibiydi, güneş tam tepeden vuruyodu. mini map'e bakarak gezerken gözüktü bi tanesi. kayanın yanında olduğunu gördüm ve attan indim. yaklaştıkça ağlama sesi duyulmaya başladı. her adımda daha da artıyodu ses. kayanın arkasına doğru baktığımda ise sesin kaynağını buldum.

    kanlar içinde yatan bi erkeğin başında diz çökmüş, ağlayan bir kadın. karısı belki de sevgilisi. ispanyolca olduğu için anlamadım. kimbilir hangi sebepten ölmüştü. çiçek de hemen yanındaydı cesedin. yavaş yavaş gidip çiçeği aldım. beni umursamadan ağlamaya devam ediyodu kadın. alırken cesedin üzerinde uçuşan sinekleri gördüm. irkildim. hayatımda ilk defa oyun oynarken irkildim. ne yapacağımı bilemedim. son bi kez daha bakıp geri atıma doğru yürümeye başladım. tam atıma binicekken ise bi silah sesi duydum.

    artık kadın ağlamıyodu.

    gelmiş geçmiş en iyi 5 oyundan biri benim için. ölene kadar da öyle kalıcak.
  • ne kadar sadist olduğumu bana gösteren oyun :

    - öncelikle iyi insan rolünde almışım atımı bir görevden dönüyoruz. bir baktım birisi " yardım edin." diye bağırıyor. koştum hemen yanına yardım edelim diye. adam tuttu beni aşşağıya attı attan ve kendi binip kahkaha ata ata uzaklaştı. benim eleman " seni bulacam olm" edasında söyle bir seslendi arkasından. derken ata ıslık çalmak aklıma geldi. çaldım ıslığı baktım ki at üstünden adamı atmış bana geliyor. hemen bindim ata, içimdeki hırsla peşine düştüm. baktım koşarak kaçmaya çalışıyor eleman, arkasından atımla yaklaşıp ayağına bir tane sıktım. bu yerde kıvranırken kementi alıp bir güzel bağlayıp ata yükledim elemanı şerife götüreyim dedim. sonra yolda giderken dedim kendime " lan bu adamı şerife götürsem teşekkür edecek üç beş ünüm artacak. " diyerek vazgeçtim. aldım elemanı otların arasında bir yere gittik. indirdim attan, yavaşça yere bıraktım. silahımı dayadım alnına, korku dolu gözlerle bana baktı biraz, sıktım kafasına. sonra üzüldüm birden. lan ben ne yaptım dedim. sonra üstüne baktım kimlik filan var mı diye ailesine söylerim diye düşündüm, 5 dolar çıktı üstünden onu da alıp gittim :(
  • 2 gündür beni alçıya almış oyundur. kement atarak yakaladığım adamı canlı olarak şerife teslim ederek aldığım 160 doların tadını başka hiç bir şeyden alamadım a dostlar. (ölüsü 80 dolar şerefsizin)
  • iki ana temasi olan oyun. bu temalardan biri degisim, digeri de gunahlardan arinma (redemption).

    once degisim temasi uzerinde duralim. oyunun gectigi yillar 1800'lerin sonlari ve 1900'lerin baslari. o siralarda muthis bir degisim havasi var. amerika koy hayatindan sehir hayatina geciyor, atlardan arabalara geciliyor, daha once ulkenin cogunda fazla bir hakimiyeti olmayan federal devlet yavas yavas ulkenin tamaminda hakimiyetini kuruyor, tip ve bilim alaninda buyuk gelismeler oldugu gibi bu gelismelerin ekmegini yemeye calisan sarlatanlar da ortaya cikacakti.

    spoiler alert spoiler alert spoiler alert

    oyunda da bu temalari cok net bir sekilde gormek mumkun. oyunun sonlarina dogru siz de koyden sehre gidiyorsunuz ve gorevlerin bir kismini sehirde yapiyorsunuz. burada ilk kez arabayla tanisiyorsunuz ve arabanin atlarin yerini tutamayacagini dusunuyorsunuz, ilerde bir gorevde araba bozulunca atlarin bozulmadigini hatirlayip halki oldugunuzu goruyorsunuz. yine oyunda federal devletin halk uzerinde hakimiyet kurmaya calismasina cokca referans yapiliyor ve kasaba halki zaman zaman "federal devlet bizi cetelerden kurtaracagini soyluyor ama onlar cetelerden daha beter degil mi?" tarzi muhabbete giriyorlar. oyunda surekli son zamanlarda tibbin cok gelistiginden bahsediliyor ve oyunun baslarinda tanisacagimiz west dickens gibi bir cok sarlatan insanlara genclik iksiri, olumsuzluk iksiri gibi uydurma iksirler satiyordu. oyunda cesitli noktalarda satilan gazeteler vasitasiyla gundemi takip edebiliyordunuz ve bu gazetelerde "doktorlar sigaranin sagliga cok faydali oldugunu soyluyor" tarzi, o gunlere gercekten haber olan seylere rastlamak mumkundu.

    oyunun diger temasi oyunun isminde de gecen "redemption" kelimesidir. hiristiyan literaturunde redemption gunahlardan arinma, tanri'yla bir olma, sifirdan yeniden yaratilmis gibi olmaktir. oyunda bunun temasini goruyoruz.

    agir spoiler alert agir spoiler alert agir spoiler alert

    oyunun sonunda john marston'un olme sebebi de eski gunahlarindan arinmasini saglamaktir. az once bahsettigim hiristiyan literaturunde bir insanin gunahlarindan arinmasinin tek yolu olarak olum gorulmustur. bu yuzden isa'nin carmiha gerildikten sonraki olumu insanlarin gunahtan arinmasini sembolize eder. john marston da her ne kadar eski hayatindan vazgecip artik hayatinda temiz bir sayfa acmis olsaydi da olmeden redemption'a ulasmasi mumkun degildi.

    oyunda bol bol mistik ogeyle karsilasiyoruz. ornegin ana gorevlerde olmasa da haritada dolasirken 3 farkli noktada esrarengiz bir adamla karsilasiyorsunuz. adam size "ne yaptigini biliyorum, yaptiklarini unuttugumu zannetme, zaman kendini temizleme zamanidir" diyor ve her seferinde size bir mini gorev veriyor. bu gorevlerde ya iyi adam ya da kotu adam olabiliyorsunuz. ornegin karisini aldatan bir adamin yanina gidip onu vazgecme konusunda ikna edebilirsiniz veya adami kendi haline birakabilirsiniz. baska bir gorevde yaninda bol miktarda para tasiyan ve bagis toplayan bir rahibeye para bagisi yapmakla onu soymak arasinda secim yapiyorsunuz. bu gorevler john marston'un gecmis gunahlarindan arinip cennete gitmek icin son sansi olarak gorulebilir. buradaki esrarengiz adam kimdir? oyunda hicbir bilgi verilmiyor. bazilari adamin tanri oldugunu, bazilari olum melegi oldugunu, bazilari da john marston'un vicdani oldugunu soyluyor.

    spoiler sonu spoiler sonu spoiler sonu spoiler sonu spoiler sonu

    oyunda cok guzel ayrintilar var. o gune kadar yapilan oyunlar icinde gokyuzu, gunesin dogusu, batisi, gun boyunca devam eden golge oyunlarinin en iyi resmedildi ve anime edildigi oyundur. geceleri colde giderken gokyuzune bakinca milyonlarca yildiz goruyorsunuz. gunduz gunesin dogusunu ve batisini izleyebiliyorsunuz. evet gunesin dogus ve batis olayi onceki gta oyunlarinda da vardi ama hicbiri bu oyundaki kadar iyi degildi. onceki gta oyunlarinda gunesin dogusu ve batisi sadece asagi yukari inen sari bir alev topu seklinde gosterilirken bu oyunda gokyuzunun turuncu, pembe gibi renklere donmesi, golgelerin boyutlarinin buyumesi ve daha bir cok ayrinti cok iyi dusunulmus ve resmedilmis.

    gunesin batisi: https://www.google.com/…13.673.hmdf4wpsjka#imgdii=_

    gunesin dogusu: https://www.google.com/…&safe=off&tbm=isch&imgdii=_

    oyundaki karakter derinliginden bahsetmeden gecmek haksizlik olur. oyunda gorevlerde karsilastiginiz ve kendileri icin gorev yaptiginiz 10-15 civari karakterden baska 500 civari figuran var. her gittiginiz sehirde aksamlari eve giden sabahlari dukkana gelen, bazen bara gidip milletle muhabbet eden ve poker oynayan esnaf var. bunun en buyuk orneklerinden biri armadillo kasabasindaki dukkan sahibi herbert moon. eleman cogu zaman cumlelerine "my name is herbert moon" diye basliyor. gunduzleri dukkanina bakiyor, geceleri de saloon'da poker oynuyor. elemanla oturup poker oynamaya baslarsaniz ilginc hikayeler anlatiyor ve kendisi irkci bir kisilik. oyunda bunun gibi 500 civari yan karakter var.

    oyunda olaylari takip edebileceginiz ve surekli guncellenen gazete var. bu gazete de oyundaki her ayrinti gibi donemi cok guzel bir sekilde yansitiyor. mesela 29 yasindayken kacirilan bir kizin hikayesini anlatan bir haberde "o kadar yasli olan ve dogurganligi kalmayan bir kadinin ask meselesi icin kacirildigini dusunmek dogru olmaz" gibi bir yorum geciyor. yine o donemde sigaranin ne kadar saglikli oldugundan bahseden haberler de var. tabi ki gazetedeki haberlerin cogu sizin yaptiginiz gorevlerle ilgili. ozellikle oyunda aktif bir sekilde gorev aldiginiz meksika devriminden haberdar olabilmek icin gazete birebir. oyunun en sonunda alacaginiz bir gazete ile oyun boyunca karsilastiginiz bir cok karakterin baslarina en son neler geldigini ogrenebiliyorsunuz.

    oyunda bir de avcilik var. avladiginiz hayvanlarin derisini yuzup sonra markette satip paraya cevirebiliyorsunuz. bir hayvani nerede oldurduyseniz oraya cografi olarak en uzaktaki markette satmaniz gerekiyor cunku uzak mekanlarda o hayvanin olma ihtimali az oldugu icin o hayvanin eti ve derisi daha kiymetli oluyor.

    zaman zaman yol kenarinda kamp yapan insanlara denk geldiginizde yanlarina gelip oturabilirsiniz ve anlattiklari cesitli hikayeleri dinleyebilirsiniz. bazi hikayelerde direk sizden ve yaptiginiz bazi gorevlerden sehir efsanesi diye soz edeceklerdir. oyundaki hemen hemen her gorev eski bir western filmine gonderme yapiyor. bu yuzden bu film western hastalari icin birebir. icindeki devrimciyi uyandirmak isteyenler icin de meksika gorevleri cok eglenceli.
  • sadece kumar oyunları ile bile tüm oyunlardan ayrılan oyun. 1 saat poker oynayarak zaman geçirebiliyorsunuz.

    aynı zamanda biraz sadist bir insan olduğumu düşündüren bir oyun bu.
    dört nala görevime doğru giderken bir kadın benden yardım istedi ve kadını kurtarmak için yanına gittiğimde buna saldıranlar bana silah çekti.oyun yapıyormuş şerefsizler. adamların beynine sıktıktan sonra kadını bağlayıp tren yoluna koydum ve ölmesini atımı şaha kaldırarak izledim.
  • iri bi' kayanın arkasında durdurduğum atımın terkisinden inerken benden 100 metre kadar ötede birbirleriyle muhabbet eden haydutları kesiyordum. aralarından sadece uzun saçlı pos bıyıklı olanı bana lazımdı, ölü veya mümkünse diri, ama diğerlerinin buna kolayca izin vermeyeceği de açıktı. cebimdeki "aranıyor" posterini tekrar açıp doğru elemanın peşinde olduğumdan emin oldum ve posteri katlayıp cebime geri koyarken farkedilmeden yakınlarına yaklaşmama izin verecek bi' yol bulabilmek için çevreye bakınmaya başladım. sağdaki seyrek kayalıklar yeterince iyi göründü ve eğilip etrafında muhabbet ettikleri barakaya gizlice yaklaşmaya başladım. arkasında durduğum kayanın arkasından aniden fırlayıp da altıpatlarımı kemerimden çıkardıktan 3 saniye sonra, 5 tanesi yere serilmişti bile, fakat bana lazım olan asıl eleman atına atlayıp kaçma niyetindeydi sanırım, zira atına doğru hareketlenmişti. fakat hızlı davranıp sağ topuğundan vurunca böyle bi' şansı kalmadı. ellerini ve ayaklarını bağlamak için yanına gittiğimde bana küfürler ediyordu. batmakta olan güneşe bakarak gülümseyip onu omzuma aldım ve oradan da atın arka kısmına yerleştirdim. şerifin ofisine kadar uzun bi' yol bizi bekliyordu ve yolculuk onun pek rahat geçmeyecekti, bi' küfür de bu yüzden yedim. rahat rahat giderken arkamdan gelen hızlı nal sesleri bana bi' şeylerin yanlış olduğunu düşündürttü. yanlış da düşünmemişim, atımın terkisinde bağlı duran amigonun arkadaşları at sırtında peşimize takılmışlardı. atı mahmuzladım ve kaçmaya başladım, fakat bi' süre sonra kaçamayacağımı anladım ve çatışmayı göze aldım. bu sırada kurşunlar her tarafımdan uçuşuyordu. gelen kurşunların sevgili atıma denk gelmesini göze alamadığımdan hemen atımdan inip yakındaki bi' kayanın arkasında siper aldım. kısa bi' süre içinde çatışma bitmişti ve yavaşça atımın yanına yürümeye başladım. o iyiydi, fakat bağlayıp şerife götürmekte olduğum eleman yerde kanlar içinde yatıyordu. kurtarmaya gelen arkadaşları yanlışlıkla vurmuştu sanırım. kurtarılmak istenen insanın bizzat kurtarıcılar tarafından öldürüldüğü bu başarısız "kurtarma" operasyonu bana tam 120 dolara malolmuştu, çünkü elemanı canlı götürseydim alabileceğim 240 doların ancak yarısını alabilecektim bu koşullarda.

    atımın başını okşayıp üzerine binerken bu sefer ben küfrediyordum.
  • --- spoiler ---

    devamı gelecekse jack'in değil, bilakis john marston ve geçmişte birlikte olduğu çetesinin üzerinden tasarlanmış hikayesi ile gelmeli. zaten otomobil, tren, sanayi vs geldi. dutch da "our time has passed." dedi. yapılacak bir prequel 1800'lerin sonlarında geçeceği için kızılderilileriyle falan vahşi batıyı daha yoğun yaşatır tahminimce.

    --- spoiler ---
  • bugune kadar zaten tekrar tekrar oynansin diye yapilan spor oyunlari (fifa, nba, pes, cm, fm, nhl gibi) haric bir kereden fazla oynayip bitirdigim bir monkey island serisi var, bir gta vice city var bir de gta san andreas var. iste red dead redemption bu kategoriye girer, zira 5. defa bitirmek icin oyuna yeniden basladim.

    daha once bu oyunla ilgili bir suru entry girdim ve bazilarinda oyunu epeyce detayli bir sekilde acikladim ama bu oynamakla bitmeyen, her oynayisinizda yeni seyler ogrendiginiz muthis bir oyun. bu oyunla ilgili en sevdigim seye karar bile veremiyorum. mesela oyuna ilk baslarken hikayenin ne oldugunu, karakterinizin kim oldugunu, neyin pesinde oldugunu bile bilmiyorsunuz ve bunu bile oyunu oynadikca, parcalar yerlerine oturdukca ogreniyorsunuz. birakin oyunlari, hayatimda hicbir filmde bu kadar duzgun isleyen ve taslarin yavas yavas yerine oturdugu bir senaryo gormedim.

    bu oyundaki "random" olaylar oyunu tekrar tekrar oynanabilir kilan etkenlerden biri. colde atinizla dort nala hareket ederken basiniza (veya cevredeki insanlarin basina) hic beklenmedik ve oyunun hikayesinden bagimsiz, tamamen rastgele olaylar gelebiliyor ve bunlar oyunun eglence katsayisini ve tekrarlanabilirligini arttiriyor. oyundaki "random" olaylar o kadar rastgele ki oyunun kendisi bile bazi olaylarin gerceklesecegini bilmiyor. hani eski platform oyunlarinda belli noktalara gelince belli yerlerden canavarlar cikar ve o noktalara her gelisinizde ayni olaylar yasanir ya, bu onun tam tersi. bazen birbirinden bagimsiz iki olay ayni anda gerceklesiyor ve biribirle alakali hale geliyor.

    ornek vereyim, arada sirada yol kenarlarinda sizden yardim isteyen insanlar oluyor. bunlar hikayeden ve oyunda devam eden tum olaylardan bagimsiz olarak rastgele ortaya cikiyorlar ve rastgele herhangi bir konuda yardim istiyorlar. mesela "karimi haydutlar kacirdi, onu kurtarmalisin" gibi ozel gorevler veriyorlar ve bu kisiler rastgele noktalarda rastgele sekilde ortaya ciktigi icin oyun boyunca bu tur karakterlerden sonsuz sayida var. yani oyunu 10 sene araliksiz oynasaniz, bu karakterler surekli hic bitmeden karsiniza cikiyorlar. bununla beraber oyunda haritanin her tarafinda dolasan 40 farkli turden binlerce hayvan var ve bunlar da oyunun hikayesinden bagimsiz ve "random" olarak takiliyorlar. bazen bu hayvanlar size saldiriyor, bazen baskalarina saldiriyor. bazen colde haydutlar sizi kovalarken bir arkaniza bakiyorsunuz ve haydutlarin kurtlar tarafindan saldiriya ugradigini goruyorsunuz. bu oyunda onceden planlanmis veya tasarlanmis bir sey degil, sadece o anda haydutlar ile kurtlar ayni bolgeye denk gelmis oldu ve saldiri ortaya cikti. kurtlar etraflarindaki insanlara saldirmak icin programli oldugu icin hikayeden bagimsiz olarak yanlarina gelen herkese saldiriyor.

    kurtlarin saldiri demisken oyunda hayvanlar bile belli bir zekaya sahip. ornegin canavarli, hayvanli bir cok oyunda size bir tane veya bir grup hayvan saldirir, siz kendinizi savunmak icin silahla saldiriya gecersiniz ve size saldiran canavar veya hayvan ya siz ya onlar tamamen olene kadar pes etmezler degil mi? red dead redemption'da boyle degil iste. size 5-6 kurttan olusan bir grup saldirinca bu kurtlardan 1-2 tanesini vurunca digerleri durumun ciddiyetini anlayip kaciyorlar. cogu zaman ilerde yeniden toparlanip yeniden saldiriyorlar ama bazen sadece geri cekilip maglubiyeti kabul ediyorlar.

    yolda yururken rastgele birini vurup olduruyorsunuz ve civardaki diger insanlar otomatik olarak once korkup kacisiyorlar ve ortalik sakinlesince de cesedin etrafina toplanip incelemeye basliyorlar. bazen insanlarin aralarindaki geyikleri de ("kafasindan mi vurmuslar" gibi diyaloglar) duyabiliyorsunuz. oyunda hikayeden bagimsiz rastgele gelisebilecek olay sayisi sonsuz oldugu icin oyunu tekrar tekrar oynasaniz da sikilmiyorsunuz. zaten oyunda oyle muthis manzaralar var ki sirf manzaralari izlemek icin oyunu oynamak istiyorsunuz.

    su oyunun yenisi ciksin, xbox one midir, ps4 mudur hangi konsol gerekiyorsa o gun gidip alacagim.
  • " vahşi batı "yı en ufak detayına kadar barındırdığına, her gün gördüğüm yepisyeni ayrıntılarla daha da bi inandığım oyun.

    şöyle ki ;

    --- spoiler ---

    efendim meşhur, " atını siken kovboy " var lan bu oyunda. ya da benim içim fesat bilemedim.

    rathskeller fork'ta azcık liar's dice oynayım da şu redneckleri az biraz daha yolayım diye düşünen kahramanımız john marston, ahırların ordan feryat figan kendisine doğru gelmekte olan jeb'i görür. jeb " abi pokunu yiyim, abi sevdiğimi kaçırdılar, gözümün bebeği lucy'i benden ayırdılar abieee, bana senden başka kimse yardım edemez john abi " diye zırıl zırıl ağlamaktadır. sadece kasabanın değil tüm vahşi batı ve meksika'nın da sevilen kahramanı olan john " vay kardeşim. demek sevdiğini elinden aldılar ha. şimdi sktim belalarını diyerek " altın sarısı atına atlayıp, yıldırım ekipler amiri komiser kemal misali, dörtnala olay yerine intikal eder.

    terkedilmiş, uğursuz kasaba tumbleweed'e vardığında, taş bir abla ve atını görür. ablaya yaklaşarak " lucy bacım bak jeb perişan halde, sabah akşam saloon'da viskiden, tekiladan mala bağladı çocuk yapma etme, vahşiyse de bu kadar vahşi olma lan çocuğa karşı baayan “ diye kırık dökük bir dille ablaya meramını anlatır. bu sözler üzerine abla kahkahalarla gülerek “ lucy he mi ? “ der. john’da “ ulan hafiften taşşa mı sarıyo nedir. neyse anlarız şimdi “ diye düşünerek “ he ya lucy “ diyerek başını sallamakla yetinir. abla “ yahu lucy bu atın adı ehehe sen de sevenleri kavuşturmaya diye mi geldin buralara kerizim ehi ehi ehi “ diye yavşak yavşak güler. john sinirlenmiştir ancak bayana el kaldırmayan bir bünye olduğu için sineye çeker ve “ yaa ben seni deniyodum bacım yaaa, yoksa bilmez miyim. tabi bu atın adı lucy “ diyerek kıvırmaya çalışır. abla yemez tabi ya neyse.

    sonra kahramanımız “ beni takip et “ diyerekten ablayı ve lucy’i jeb’e götürür. jeb atı görünce aklı gider, ata “ bebeeem, sensiz gecelerim çok soğuk oldu iki gözümün çiçeee “ diyerekten sarılıp, okşamaya başlar ( piuuuu )

    bu sırada john “ oh iyi oldu lucy’nin at çıkması, taş gibi abla da bize kaldı keh keh keh “ diye düşünmektedir. abla ise atını okşayan jeb’e bakarak. “ yaa yiğidim işte buralar adamı böle yapıyo, benim babamda da keçiler varıdı misalen “ diyerek bir başka " hayvanlı " hikayeye girizgah yapar. keçi hikayesinin devamını duymak istemeyen kahramanımız “ eeeööö şimdi hatırladım benim armadillo’da ufak bi işim varıdı. neyse görüşürüz, ararsın” diyerek bu sapıksı ortamdan uzaklaşmak ister. bu arada jeb “ ya bize lucy ile azcık privacy verin daaa, azcık başbaşa bırakın beni sevdiceğimle " diyerek atı okşamaya devam etmektedir ( teeey teeey ) . john atına biner, batan güneşe doğru dörtnala, yepisyeni maceralara doğru yol alır

    edit : ardından gazeteden öğrendiğimize göre lucy ile jeb evlenmişler. vay ki ne vay.

    --- spoiler ---

    “ strangers “ başlığı altındaki bazı görevler işte böyle eğlenceli olabiliyo.
  • buffalo avlamadan önce iki kere düşünmeniz gereken oyun. çünkü oyundaki diğer bütün hayvanların aksine buffalo'lar respawn olmuyorlar. west elizabeth'in düzlüklerinde dolaşan tek bir buffalo sürüsü var. sürü 20 buffalo'dan oluşuyor ve öldürdüğünüz buffalo'lar geri gelmiyorlar. 20'sini de öldürürseniz soylarını kurutmuş oluyorsunuz. hoş bir ayrıntı olmuş.
hesabın var mı? giriş yap