• londra'ya iki ayri tren hattiyla bagli olan yer. bunlardan birisi waterloo'da digeri paddington'da sonlanir. waterloo uzerinden 80, paddington uzerinden ise 25 dakikada gelinir/gidilir.

    sahip oldugu iki alisveris merkezi, irili ufakli onlarca pub, iki universite (reading ve thames valley) ile pek de disari (kasaba disina) cikma ihtiyaci hissetmeyeceginiz bir yer. berkshire'a baglidir. basingstoke ve maidenhead gidilesi komsularindandir.
  • londra civarında kiralık ev açısından fiyat/performans oranı en yüksek yerlerden birisi olduğunu düşündüğüm güzel belde.

    1200 pound'a 2 katlı semi-detached, 3 odalı, 3 banyolu, bağımsız bahçeli ve kendine ait otoparklı evi tutabilirken, londra'da benzerleri 2binin çok üstünde idi.
  • en güzel özelliği londra'ya yakınlığı olan ve ingiltere'ye gidildiğinde mutlaka görülmesi gerekmeyen bir yer.
  • yaklaşık 2 aydır yaşadığım ve önümüzdeki 5 senemi geçireceğim yerdir.

    ingiltere'nin şehir statüsüne sahip olmayan en kalabalık yeridir. riıding diye değil, doğrudan reding diye telaffuz edilir.

    londra paddington istasyonuna 20-25 dakikada ulaşılması neredeyse reading'i londra'nın bir mahallesi statüsüne koyar. gerçekten de reading istasyonundan trene binip 25 dakikada gayet konforlu hızlı trenle londra'ya ulaşmak güzel bir histir. londra'ya yakınlığının dışında oldukça önemli bir finans, teknoloji ve ticaret merkezidir. dünyaca ünlü birçok firmanın hq'ları reading ve çevresinde bulunur. (bkz: slough) dolayısıyla hem reading hem de çevresinde iş hacmi ve istihdam olanakları yüksektir. ayrıca londra'ya yakın mesafede olması londra'da çalışıp da reading'de yaşama imkanı da sunmaktadır. şahsen ben de ekim sonunda slough'da işe başlayacağım. her gün 15 dakika gideceğim. buradaki birçok insan da benzer bir şekilde slough ve londra'ya gidip gelmekte.

    ayrıca güney britanyanın merkezinde yer aldığından bir çok yere yakındır. bir çok yerin de ulaşım ağı burdan geçer. oxford, bristol, bournemouth, southampton, brighton, cambridge ve londra şehirlerinin neredeyse ortasında ve hepsine aşağı yukarı eşit mesafededir.

    her ne kadar londra kadar pahalı olmasa da yine de çoğu yere göre pahalıdır. oturulabilir adam gibi 2 odalı 2 banyolu bir evin fiyatı aylık 1500 pound civarındadır. londra'ya yakınlığı ve endüstriyel anlamda gelişnmişliği nedeniyle son 30 yılda şehrin çok değiştiği ve kiraların arttığı yerel halk tarafından da dile getirilmektedir. bu nedenle göçmen nüfus az değildir. hintli, pakistanlı, slav ve türk nüfus bulunmaktadır. reading çevresinde 3000 civarı türk'in yaşadığı söylenmektedir.

    şehir olarak oldukça sevimlidir. tüm şehir 18. ve 19. yüzyılda yapılmış kırmızı tuğlalı binalardan oluşur. kent dokusu korunmuştur. küçüktür ve kompaktır. gün içinde şehrin merkezindeki her yere ulaşıp gezebilirsiniz. bunun yanı sıra işlek ve moderndir. şehrin merkezinde oldukça lüks markaların da bulunduğu alışveriş merkezleri (bkz: oracle) ve nehir kenarında konumlanmış restoranlar vardır. bunun yanı sıra tüm şehirde yüzlerce klasik ingiliz inn ve pubları bulunmaktadır.

    şehir merkezi küçük ve kompakt olsa da reading'in yerleşim alanı büyüktür. gerek reading'in içi gerekse de çevre ilçeleri ve yerleşim yerleri de oldukça yeşil ve gelişmiştir. mesela reading merkeze 15 dakika mesafede bulunan ve reading'e bağlı calcot'da ikea, sainsbury, argos, porsche gibi markaların yer aldığı bir ticaret kompleksi bulunmaktadır.

    öğrenci nüfusu oldukça fazladır. university of reading bünyesinde yaklaşık 15 bin öğrenci öğrenim görmektedir. her tarafta sincapların oynadığı ve yüzlerce asırlık meşe ve çınar ağaçlarının bulunduğu yemyeşil bir kampüsü bulunmaktadır.

    bunun dışında herkesin belirttiği gibi önemli festivallere ev sahipliği yapan bir yerdir reading.

    velhasıl güzeldir, iyidir. yaşanılası bir yerdir. insanın ne aradığına bağlı olarak da değişir. aman efendim istiklal caddesi gibi kalabalık ortamlar olsun derseniz festival dışında belki sizin için biraz sönük kalacaktır. ancak restoranlar ve publarla çevrili kennet nehri kenarında biramı yudumlarım, gelen geçene bakarım, muhabbetimi eder, sosyalleşir eve dönerim diyorsanız reading size bu istediğinizi pek rahatlıkla verecektir.
  • londra da hissettiginiz " hep biseyleri kaciriyormus gibi olmak " duygusu bu kasabada yoktur. cunku yapilacak seyler bellidir, gidilcek mekanlar bellidir, hersey kontrolunuz altindadir, superdir yani :)
  • ingiltere'nin küçücük şehri, kocaman kasabası. saat beşten sonra yerel halk kendini evlere veya pub'lara kapattığından ortalıkta sadece sarhoşlar ve turistler kalır, dolayısıyla o saatlerde parklarında dolaşırken bağıra çağıra 'god save the queen'i söyleyen 40 yaş üstü yıllanmış punk'lara veya hayalet kasabanın en büyük caddesinde birbirlerini kovalayan ispanyollara raslayabilirsiniz. ayrıca oscar wilde zamanında ahlaksızlıkla suçlandığında buradaki hapisanede tutulmuştur ve the ballad of reading gaol'u yazmıştır.
  • ortaokul caglarında grammer in yaninda feci tırstıgım, basima bela olan 2. ders.
  • ingiltere'de kasaba olan (futbol takımı, festivali de var hani*) riğding diye değil de reding diye okunur. ne sikimeyse...
  • ricky gervais'in memleketidir.

    not: ingiltere'deki.
  • küçük mü küçük bir ingiliz şehri.

    sıkıcı olduğunu da eklemeliyim. avantajı londra’ya çok yakın, trenle yarım saat, olmasıdır. şehir içi ulaşıma para harcamazsınız ama konaklama fiyatları londra’dan çok da aşağı değildir. türk marketi ve restoranı da mevcut. kuzeyden gelen bir arkadaşım klasik bir ingiliz şehri olduğunu söylemişti yani filmlerden ve kitaplardan zihinlerde oluşan ingiliz şehri. daha çok redbrick görürsünüz. yüksek apartmanlar yok denecek kadar azdır.

    şimdilik aklıma bu kadar geldi. sorusu olan yeşillendirebilir.
hesabın var mı? giriş yap