• kendimi bildim bileli singularity kavramina kafayi takmistir.

    bu konuda verdigi vaazlari gercekci buluyorum; noroloji gibi ilintili bilimlerdeki paralel gelismelerle desteklenmis bir ai devrimi sonrasi yasam bizim icin sadece ileri bir donem degil, anlasilamayacak, tahayyul edilemeyecek kadar farkli bir donem olacak. zira hayatin her alaninda, meshur what is it like to be a bat bilinmezligini "ustun yapay zeka gibi dunyayi algilamak nasil birsey" icin yasayacagiz. ve tabii ki bu zamanla kapatacagimiz bir aralik degil, zira bir kez ustun bir zeka yarattin mi, gelecekteki tum buluslari -daha kapsamli bir zeka/bilinc dahil- bu yapacak, bizim gercekligimizle bu yeni gerceklik arasindaki fark hizlanarak artacak. din, sanat kavrami, erdemler, olum korkusu, mizah anlayisi, merak, kisacasi insani insan yapan her kavram degisir, bu bilincimizle tahayyul edemeyecegimiz yeni kavramlar, yeni gerceklikler eklenebilir. what is it like to be anything, what is it like to be everything?

    yalniz bunlarin ne zaman olacagi konusunda kurzweil fazla cosuyor. oyle dedigi gibi 20-30 sene falan biraz zor. olay sadece hesap gucunden ibaret degil, uygun algoritmalarin bulunabilirligi mechul. ustune beynin yapisini anladikca simdilik cevaptan cok soru isareti doguyor (eskiden bir noronu akim thresholdlariyla modellemenin yeterli olacagi dusunuluyordu ama aktivite sadece aksomlardan gecen elektrik akimlarindan ibaret degilmis). gerci o da son zamanlarda akillandi. artik kafadan olumsuzluge ulasmak yerine nanobotlarin uygulanabilirliginin daha onceden gelecegini, dolayisiyla once insan omrunun uzayacagini, ai kisminin sonra yavas yavas gelecegini filan soyluyor.

    amcamin psikolojisini anlamak zor degil. 60 yasina gelmis. insan zekasinin veya daha ustun bir zekanin modellenip, organik vucudun limitlerinden kurtarilacagi gunu bekliyor, yani olumsuzlugu. tam bu teknolojileri gecmeden onceki gun olmek; tarihin o gune kadarki kisminin son sayfasinin son satirina yazilip da yeni ve ebedi bir kitaba gecememek felakat gicik edici bir his olsa gerek. tedavisi kesfedildikten sonra kanserden olen son insan olmak gibi, baris antlasmasi imzlanmadan once oldurulen son asker olmak gibi. ama bin kat daha kotusu, ne de olsa hastaliklarin, savaslarin ardinda yatan dunya az cok eskisine benziyor.

    buyuzden de inat etmis olmemeye, her gun 200 kusur vitamin mineral hapi aliyormus. 200 vitamin iceren hap degil ha, ayri ayri o kadar tablet. sirf bunlari gunde 3 ogun organize etmesi icin bir isci tutmus. zaten parasi bok, en kotusu bunlar birseye yaramayacak, olup gidecek ama ya tutarsa.

    bence bu isin en mantikli yolu cryogenicse gomsunler butun parayi. bildigim kadariyla bu dondurma muessesinin tutmamasinin nedeni, donan suyun genisleyip hucreleri patlatarak tasmasiydi. hucrelerin icine resmen antifriz gibi birsey koyarak bu sorunu cozmeye calisiyorlar. yilda 50 trilyon dolar harcayip dondurup cozmeyi basarin abicim, sonra kapat beni 500 seneligine, hicbir alanda tek kurus arastirmaya harcama istersen, borclarini ode. benim icin hava hos, eninde sonunda cozeceksin.

    isin kotusu bence kurzweil'dan gecti bu is, oyle ik uc seneyle degil epey bri farkla kaciracak. onun yerine sansli enayiler biz olacagiz: singularityden once olen son nesil. sonsuza kadar yapay dogal her turlu zeka bizle tasak gececek, masallara konu olacagiz, turist atraksiyonu haline gelecegiz.
  • transcendent man adinda 2010 yapimi biyografik belgeselin kahramani. neden bu kadar olumsuzluge kafayi taktigini anlamak icin belgesele bir goz atmak yeterli. erken yasta tam babasi ile iletisim kurmaya basladigi zaman babasini kalp sorunu nedeniyle kaybetmesi ve babasindan miras kalan nendenden dolayi gecirdigi kalp amelyati, bu konuda oldukca ip ucu veriyor.

    singularity aslinda gerontolojinin ulasmak istedigi bilimsel hedefi(su an icin insanini yaslanma surecini yavaslatmak) alip uzerine nanobiyoloji ekliyor ve sonunda insan evrimini (kismi) makinalsarak tatmamliyacagini soyluyor. bu durumun 3 asamada olacagini ilk asamanin hayat beklentisini uzatmak oldugunu bunu nanbotlarin takip edecegini ve son olarak da kismi robotlasma ile tamamlanacagini idda ediyor.
    bu iddasini da moore yasasi ile acikliyor. kisaca ,simdiye kadar ki bilgisayar (bellek ve islemci) kapasitesindeki artis eksponansiyel ve bu artis onumuzdeki 30 yil icinde bu hizla artmaya devam edecek(doyum noktasi nerde bilmiyoruz tabi). kurzweil'e gore bu sayede 30 yil sonra hesaplayamadigimiz her seyi hesaplayacak cozemdegimiz bir cok sorunu cozecegiz.

    kurzweil kanimca oldukca iyimser. her ne kadar yaslanma konusunda su an 20 yil onceye gore cok daha bilgili olsak(artik nedenleri biliyoruz) da , norobilim cok yavas ilerliyor(beyini modellemek hala bilimkurgu). dolayisi ile bizi biz yapan beyinde her hangi bir sorun cikarsa nasil duzeltilecegi konusunda hala bir cok ucu acik soru var. ayrica her ne kadar yaslanmanin nedenlerini bilsek de, bu onlara etki ettigimizde nelerin bozulacagini bilebilecegimiz anlamina gelmiyor.

    en onemlisi kurzweil cok buyuk bir noktayi kaciriyor. kurzweil sayisalci, dolayisi ile biyoloji tabanli bilimlerin nasil ilerledigi hakkinda hic bir fikri yok. bazen bu bilim bir matematikciye kafayi yedirdecek bir metodoloji ve yavaslikta hareket edebiliyor. deneylerin sonuclari oldukca fazla parametreye bagli, yavas ve modellemeleri cok primitiv olabiliyor. kisaca bu bilimler eksponansiyel falan ilerlemiyor. sen bu insanlara istedigin kadar hizli bilgisayar ver adam effektiv programlama ya da matematiksel modelleme konusunda eksiginden asla beklenilen hizda sonuc veremiyecek. disiplinler arasi calismalar icin cok daha fazla ara elemana ihtiyac var(mesela biomatematik) ama bu eksik yeni farkedildi ve aranin kapanmasi ve disiplinin oturmasi ve urun verebilmesi icin 30 yildan fazlaya ihtiyac oldugunu gayet rahat soyleyebilirm.(gerci bu singularity adamlari tum paralarini bu ise yatiriyorlar ve bilim parayi sever. gene de 30 yil cok gercekci degil). peki 30 yil icinde bu singularity olmazsa ne olcak, ek plan tabi ki cryonics.

    ben maddi(bunlara su an hayatta para vermem) olarak degil ama manevi olarak kurzweili destekliyorum(bir bilimkurgu fani olarak). neden diye sorulursa. bu adam, karizmatik saygi goren ve soyledikleri dinlenen bir insan. ayrica para parayi ceker dolayisi ile bilimi hizlandirabilecek biri varsa, bu adam o tanima gayet uyuyor. bundan bin yil once fantazi olan, son yuzyilda bilimkurgu(bilimsel temellendirilebiliyor) olan bir emeli sinir bilim haline getirmeyi basardigi icin de manevi destegi hakediyor.
  • adam sittin tane muazzam ongoruyu tutturmus, bir dolu pattern tanima ile ilgili bulusa imza atmisken tutmayan ongorulerine odaklanip bunlarla tasak gecmeyle zamanini harcayan kitle suphesiz ki "fail etme"nin ayip kabul edildigi kulturun urunudur, girisimci olmayi super kahramanlikla hatasiz kul olmakla karistiriyordur, onun sucu degil yetistigi ortamin kabahatidir.

    pattern recognition da dunyadaki en tasakli birkac adamdan biridir kurzweil, birkac seneye yaptiklarinin ilk meyvelerini basit bir google search unde gorecegiz muhtemelen.
  • hürriyet okurlarının "her canlı ölümü tadacaktır" yorumlarına maruz kalan bilim adamı/yazar/fütürist/guru/vsvs: http://www.hurriyet.com.tr/…ya/12652538.asp?gid=229

    ah be bahtsız ray'im kurzweil'im; sen ki yıllardır singularity der durursun, insan bilincini a.i. ile birleştirmekten bahsedersin, niye kendimi limitleyeyim ki uçarım kaçarım dersin, bilim-kurgu geek'lerinin ilham kaynağı olursun, kafandaki vizyon için bir sürü araştırma yapar, araştırma sonuçlarını öyle veya böyle uygulamaya çalışırsın ama gün gelir "gelişmekte olduğu" iddia edilen ama fikir/düşünce/zihin ufku sadece "allahu teala isterse olur" vs "laikiz, acayip bilimseliz" bölünmesine indirgenmiş olan bir ülkenin hakim medya kaynağına haber olursun, okuyucu yorumlarında da senin bu işe verdiğin 30-40 sene tek cümleyle özetlenir; "dünyaya kazık mı çakacakmış?".

    o değil de hiç olmazsa robert anton wilson çok geç olmadan gazladı gitti de o da derin ve analitik okuyucu yorumlarına maruz kalmadı!
  • "the age of spiritual machines" adlı kitabında 2009'da arada mesafe bulunmasına rağmen obje ve insanlara dokunup hissedebileceğimizi, 2019'da insanların otomatize kişiliklerle* arkadaş, öğretmen, hatta sevgili formunda çeşitli ilişkilerde bulunacağını, 2029'da insanoğlunun neredeyse tamamen sanal öğretmenler tarafından eğitileceğini ve daha bir çoklarını savunan yazar. ayrıca galiba robot-ressam aaron'un pazarlamacısı..
  • ölümün hastalık olduğuna inanan amerikalı teknoloji adamı. kendisini ölümsüzlüğe yaklaştırmak için her gün ikiyüz elliye yakın vitamin ve ilaç içiyor, egzersiz yapıp, organik besleniyormuş.
  • yapay zekacı üstadın bir sözü; ''belki de bizim evrenimiz bir başka evrende yaşamakta olan bir lise öğrencisinin bilim deneyinden başka bir şey değildir.''
  • bilgi teknolojisi yüksek rahiplerinden.
  • (bkz: abartma lan)
hesabın var mı? giriş yap