• racon underground etiktir belki de.
  • "sırtımdan vur, namın yürür, kabadayı derler!"

    bir filmde duyulacak en sağlam repliklerden biridir. aynı ismi taşıyan filme ait olmasını geçtim, bu replik bile başlı başına racondur.

    kabadayıların sofrasındaki et kokmuştur, o yüzden ara ara sırtlanlar üşüşür sofraya ve sofranın gerçek sahiplerini kovar.

    kurtlar sofrasıdır kabadayı meclisi. düşeni yerler, düşmeyeni de düşürürler. bu yüzden büyük oynarsın, büyük yaşarsın... ve bazen büyük ölürsün.

    dizleri üzerinde yaşamayanların hikayesidir racon, gerektiğinde ölmeyi bileceklerin hikayesidir.

    istanbul'un sokaklarında kabadayılar paçaları çamura bulanmasın diye kaldırıma çıktığından beri, arka sokaklara delikanlılar gerekti. yüreklerini, sözlerini ve tesbihlerini ellerine aldılar ve yolun ortasından yürüdüler. kocamış kurtlar köpeğe dönerken, onlar çıktılar ve direndiler. bir avuç adamdılar, adamlıklarını da avuç avuç etrafa saçtılar. bir damlası korkaklara değer de adam olurlar diye düşündüklerinden ve alem sahipsiz kalmasın diyerekten yola çıktılar.

    racon korkmayanların hikayesidir. çok korktukları için artık hiçbir şeyden korkmayanların hikayesi...
  • italyanca ragione'den geliyomuş, oha.
  • adı konulmamış, keskin ve sert kuralların geçerli olduğu hayatların, figüranları tarafından uyulması gereken edeb ve terbiye sınırlarıdır.
    yeşilçam'ın eski kabadayı filimleri ya da sikik mafya dizilerinde anlatılan kurallar ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
    adı konmamış hayatların, saygı ve sevgi nedir görmemiş insanların birbirlerine karşı saygılarını göstermek için birbirlerine sundukları jestlerdir.
    terbiye sınırlarıdır.
    kural değildir.
    bir masal tadında sikik mafya filimlerinde ki anlatılanlardan çok farklı olarak;
    - racona yanlış, racon yapmak, racona karşı gelmek... gibi adı konulmamış kurallar sadece; terbiye sınırlarını zorlamaktır.
    racon denilen kavramı; sokak kültüründe, kişiler ya da mekanlar; kesemez/yaratamaz/çiğneyemez.
    racon yaratmak racon'a aykırıdır.
    racon kesmek racon'a terstir.
  • latince ratio [yontem, kural anlamlarina gelir] kelimesinden gelmi$tir...
  • aslı italyanca olan racon, istanbul çapkınları ve kabadayılarının eskilerde aralarında halledemedikleri meseleleri bir hakem vasıtasıyla karara bağlamaları olayıdır.

    kaynak: refi cevat ulunay - eski istanbul kabadayıları
  • kerem deren ve ekibinin projeyi devrinden sonra yayına girmesine bile şaşırdığım, max 5. bölümde yayından kalkacağını düşündüğüm atv'nin yeni dizisi.
  • aslında kabadayı kanunu denilebilir. şimdilerde mafya ile özdeşleştiriliyor ama alakası yoktur. mafyanın kuralları olmadığıiçin onlar mafyadır zaten. racon ise kural dışılığı kurallı bir şekilde uygulama anayasasıdır zannımca.
  • metmet aslantuğ bıyıklarla şener şen e benzemiş sanki .
  • küçüklüğümün geçtiği sultandağı'da bir ağa vardı.
    adı hüseyin...
    racon bilen adamdı.
    eğitimsiz biriydi belki ama oturup kalkmayı bilir kiminle nasıl konuşması gerektiğini iyi sezerdi.

    kahvede oturuşu nasıl sırıtmıyorsa ağır bir mekanda da salon adamlığını konuştururdu...

    ***

    hüseyin ağa bir gün en yakın arkadaşlarını alır ve bir mekana eğlenmeye giderler...
    yenir içilir dansöz oynatılır vs...ve ağa gecenin sonunda hesabı ister.

    garson

    -ağam hesap ödendi...

    ağa

    -vaşşşşş! "kim bu kendini bilmez göster bana" der.

    garson tedirgin bir şekilde

    "ağam işte bu beyefendi"der.

    hesabı ödeyen çocukluk arkadaşı refik'tir.

    ağa
    "
    "sen bulunduğum mekanda nasıl hesabı ödersin"der ardından ayağına tek bir kurşun sıkar ve "bir daha olmasın lan" der.

    ***
    hüseyin ağa bir gece önce ayağına sıktığı arkadaşı refik'i hastanede ziyarete gider.

    refik'in de kendine has bir çevresi vardır ve kendine iş edinen yalakaları

    "ağam işini bitirelim mi" der.

    refik der ki;

    -la oğlum saçmalamayın,biz onunla yarenlik ettik.*
    ve hemen akabinde hüseyin ağa içeri girer.
    der ki;
    -canım refik'im canın çok acımıyor ya!
    -canım abim acıyor önemli değil de ama sen bana çok ayıp etmedin mi?ne olmuş hesabı ödediysem.
    -ulan şerefsiz hala mı konuşuyorsun?

    tak-tak-tak!
    üç el bacağına sıkar.

    not:yaşanmış bir olaydır.
hesabın var mı? giriş yap