• halk arasinda maymunlar olarak bilinen turun genel ismi.
  • "insana en yakın primat bonobo, en uzak primat ise orangutandır.
    homo sapiens sapiens * 5-7 milyon yıl önce bonobolardan, 14 milyon yıl önce de orangutanlardan ayrılmıştır.."

    kaynak : ntvmsnbc.com
  • ilkel
  • insan dışındaki hiç bir primatta yiv bulunmaz.
  • bildiğim en güzel türkçe açıklaması: öninsansı maymun
    insan değil, maymun değil, maymundan sonra, insandan önce. bu kimdir. *
  • insani, maymunlari, makileri ve lorisleri iceren memeliler takimi.
    (bkz: primadonna).
  • en zeki hayvan türlerini de barındıran plasentalı memeliler takımı.

    primat sözcüğü taksonomik olarak bir takımı tanımlar. yani içinde familyaları, alt familyaları, cinsleri ve türleri barındırması bakımından çatıdır. sadece modern insan ve soyu tükenmiş neanderthaller gibi akrabalarımızı kapsayan bir küme değildir. lemurlardan, maymun türlerine oradan insansı maymun dediğimiz "ape"lere yüzlerce mensubu vardır.

    burun ve kuyruk meselesi primatların sınıflandırılmasında oldukça önemlidir. primatlar en temelde nemli burunlular ve kuru burunlular şeklinde ikiye ayrılır.

    nemli burunlular (strepsirrhini) alt takımı lemurlar ve lorisiler olmak üzere iki kola ayrılır. bu kategorinin de alt kolları vardır. makiler, pottolar, galagoslar nemli burunlu primatlardandır. eskiden kolugolar da primatlar içinde sınıflandırılırdı. ama sonra dermoptera denilen başka bir takıma mensup oldukları, uzaktan akraba olsa da doğrudan primat sayılamayacağı anlaşıldı. tarsierler ailesinin de başlarda strepsirrhini takımına yani nemli burunlu primatlara dahil olduğu sanılıyordu ama sonra maymunlara lemurlardan daha yakın akraba olduğu anlaşılınca kuru burunlu primatlara yani haplorhini alt takımına dahil edildi.
    lemur

    nemli burunlu primatları anlatmışken tam burada duralım. çünkü biz insanoğlunun da mensubu olduğu kuru burunlu primatlara geçmeden önce bazı hususlarda netleşmek gerekiyor.

    türlerin bilimsel sınıflandırmasında kullanılan bazı postulatlar vardır. ortak bir atadan gelen canlıların grubuna klad denir. kladistik temelde sınıflandırılmış organizmalara monofiletik grup denir. bir de canlıları diğer türlerden ayırt edici bazı ortak özelliklerine göre sınıflandırabiliriz. burada aynı gruba soktuğumuz canlılar, ortak bir atadan gelen takson grubunun tamamını kapsamayabilir. işte bu türden ortak atadan gelmeyen canlıları da kapsayan tasnife parafiletik sınıflandırma denir. aslında yeterince geriye gidildiği takdirde tüm canlılar için ortak bir ata bulunur. çünkü canlılığın kendisi de monospesifiktir. yani tek bir canlı hücresinden evrimleşmiştir. burada kastedilen şey en son ortak atanın tüm torunlarını kapsamayan sınıflandırmadır.

    şimdi gelelim kuru burunlu primatlara. yani haplorhini alt takımına. türkçe terminoloji kullandığımızda, bazı noktalarda kafalar biraz karışabilir ama sabredersek sonunda hepsi netleşecek.

    haplorhini (kuru burunlular) ilkin, tarsiiformes (biraz önce bahsettiğim tarsierler ya da makigiller) ve anthropoidea denilen iki infra takıma ayrılır. anthropoidea denilen küme tüm maymun ve kuyruksuz maymun türlerini kapsar. anthropos sözcüğü tanıdık gelmiştir. yunancada insan demek. bu infra takımı türkçeye insanımsılar diye çevirebiliriz ama şimdilik bu noktaya da çekince koyalım. ileride açacağım.

    anthropoidea da iki kola ayrılır yassı burunlu maymunlar (platyrrhini) ve aşağı burunlu maymunlar (catarrhini). yassı burunlular sadece amerika kıtasında görüldüğü için yeni dünya maymunları, aşağı burunlular ise asya ve afrika kıtalarına yayıldığı için eski dünya maymunları da denir.

    iki parvo takım arasında önemli ölçüde farklar vardır. yeni dünya maymunları genelde daha küçüktür ve kuyrukları daha uzundur. maymun türleri içinde prehensil kuyruklara sadece daha yassı burunlular da rastlanır. prehensil kavrayıcı kuyruk demektir. prehensile tail

    eski dünya maymunlarının da ape denilen familya hariç kuyruğu vardır. ama sadece dengeyi sağlamak için. şebek, mandril, babun gibi aşağı burunlu maymunlar kuyrukları ile herhangi bir nesneyi tutup kaldıramaz, kuyruğuyla asılıp ağaçlardan sallanamaz. zaten bir kısmında kuyruklar oldukça kısalmıştır.

    yeni dünyalılarda ise kapuçin maymunu ve örümcek maymunu prehensil kuyrukludur. örümcek maymunlarının tüm türlerinin prehensil kuyruk sahibi olması çok garip değil. çünkü ortak atadan evrimleşmişler. ancak kapuçin maymunları ile örümcek maymunları, platyrrhini soyağacının uzak dallarında akraba oldukları için, birinin diğerinden yahut ikisinin yakın bir ortak atadan evrimleşmiş olması pek mümkün değil. ilginçtir bu durumda aynı özelliğin birbirinden bağımsız olarak aynı coğrafyada iki defa evrimleşmiş olması gerekir.

    muhtemelen güney amerika'daki amazon ormanlarının, afrika ve güney doğu asya'daki yağmur ormanlarından daha sık ve sarmaşıklarla dolu olması, kuyruğun el ve ayaklardan sonra beşinci bir uzuv gibi gelişmesi için seçilim baskısı oluşturmuş. spider monkey

    yeni dünya maymunları arasında yaygın bilinen türler marmosetler, kapuçinler, tamarinler, örümcek maymunları ve yünlü maymunlardır. ayrıca en küçük maymun türü olan cüce ipek maymunu (boy 15 cm civarı) bir yeni dünya maymunudur. western pygmy marmoset

    eski dünya maymunlarına gelirsek kendi içinde iki kola ayrılır. cercophitecoidea (köpekimsiler) ve hominoidea (insanımsılar). hominoideaları da kapsayan üst grubumuz anthropoideaya neden insanımsılar derken şerh koyduğumuz sanırım anlaşılıyordur. bu isimlendirme karmaşası daha da devam edecek.

    köpekimsi maymunlar en geniş maymun ailesidir. langur, kolobus maymunu, babun, mandril ya da halk arasında şebek diye bilinen makak gibi türlerin hepsi köpeksiler grubunun mensubudur. bu aile de iki alt familyaya ayrılır. cercopithecinae (köpeksiler) ve colobinae (yaprak yiyenler). ilkinin üyeleri omnivar (hepçil), ikincisininkiler otoburdur. cercopithecidae

    madagaskar haricinde afrika'nın her yerine dağılmışlardır. madagaskar'ın öz primatları ise lemurlardır. avrupa'ya özgü tek maymun türü kıtanın en güney batısında, cebelitarık dağlarında yaşayan berberi makağıdır. afrika türlerinden mandriller ve babunlar en iri ve güçlü maymunlardır. japonya dahil asya'nın da önemli bir kısmında maymun bulunur. özellikle langur ve makak türleri çok geniş alanlara yayılmıştır.

    diğer kol, hominoideanın adı türkçede kuyruksuz maymunlardır. goril, şempanze, bonobo, orangutan, gibon gibi insanın yaşayan en yakın akrabaları bu gruptandır. ingilizcede bu türlere monkey değil ape denir. yani maymun değil ayrı bir kategoridir. türkçede karışıklığa sebep olan kısım burasıdır. ape için ayrı bir sözcük olmadığı için kuyruksuz maymun ya da insansı maymun gibi terimlerle karşılanmaya çalışılmıştır.

    monkey ve ape türlerinin tamamını kapsayan üst gruba ingilizcede simian denir. taksonomik sınıflandırmada kuru burunlular denilen kümeyle büyük oranda eşleşir. sadece tarsierler simianden sayılmaz. lemur, loris gibi nemli burunlular ile kuru burunlu tarsierlerin hepsine birden ise prosimian denir. bu aslında parafiletik bir isimlendirmedir. çünkü bir grubun tüm üyeleri ile diğer grubun bazı üylerini kapsar. peki simian sözcüğü türkçeye nasıl çevrilmiştir? evet, yine maymun olarak. prosimian da önmaymun demektir.

    bu durumda türkçede maymun sözcüğü, hem ingilizcede monkey denilen eski ve yeni dünya maymunlarını, hem bir alt kol olan, ingilizcede ape denilen hominoideları, hem de bu ikisinin toplamı olan anthropoideaları (simianları) karşılar. örneğin biz de maymunlar gezegeni diye gösterime giren film serisinin orijinal adı planet of the apes'dir. monkey değil.

    apeler omuzlarındaki özelleşmiş bir eklem sayesinde, dallara asılabilir ve sallanabilirler. maymun türleri bunu yapamaz. bir dalı bırakıp diğer eliyle diğer başka bir dalı tutarak ağaçlarda dallardan dallara rahatça gezinirken kuyruk dengeyi bozar. apelerin tamamı kuyruksuzdur. chimpanzee

    kuyruk meselesini özetlersek, yeni dünya maymunları dallara kuyruklarıyla tutunabilmek için prehensil kuyruklar geliştirmişken, eski dünya maymunları ağaç dalları üzerinde el ve ayaklarını kullanarak koşarken ve ağaçlardan ağaçlara atlarken denge sağlayabilmek için non-prehensil kuyruklara sahiptir. apelerde ise elleriyle dallara asılıp sallanabilmenin ve iki ayakları üzerinde daha çok vakit geçirebilmenin bedeli olarak kuyruklar körelmiştir.

    aslında apelere kuyruksuz maymun demek de başka bir karışıklığa sebep olmakta. çünkü berberi şebeği gibi bazı maymun (monkey) türlerinin de kuyruğu yoktur. ama taksonomik olarak hominoidea içinde sınıflandırılmazlar. buradaki tek ölçü elbet, bir kuyruğa sahip olup olmama meselesi değil. barbary macaque

    hominoidea denilen üst familya ise iki familyadan oluşur. hylobatidae denilen ve gibonların kapsayan aile ile hominidae (yine insansı) denilen orangutan, goril, şempanze ve insanları kapsayan aile. gibon türleri (hylobatidae) üst familyanın (hominoidea) diğer üyelerine göre daha küçüktür ve maymunlara daha çok benzerler. müthiş çeviktirler. insanların ape familyası içindeki en uzak kuzenleridir. gibon

    hominidae familyası ise gibonları dışarıda bırakacak şekilde orangutan, goril, şempanze ve insan türlerinden oluşur. insanlara hem fiziksel olarak, hem de etolojik yani davranışsal olarak şaşırtıcı derecede benzerler. orangutanlar hariç tüm üyeler sosyal canlılardır. bir babun ya da kapuçin maymununu hatta belki bir gibonu hayvan olarak görmek görece kolaydır. ama iş şempanze gibi hominidlere geldiğinde üstün zekaları onlara bakışımızı etkiler. kendimize çok yakın bir konuma yerleştirme gereği duyarız. mandrill and chimp

    nihayet hominidae familyası da iki alt familyaya bölünür. orangutan türlerini içine alan ponginae ve diğer üç büyük kuyruksuz maymunu kapsayan homininae.

    homininae alt familyası gorilla, pan ve homo cinslerinden ibarettir. bu üç cins birbirine diğer bütün primatlardan daha fazla benzer. hatta daha da derinine inersek şempanze ve bonobo türlerini içine alan pan cinsi ile yaşayan tek türü homo sapiens olan homo cinsi birbirlerine genetik olarak gorilla cinsinden daha yakındır. şempanze ve insanlardan oluşan oymağa da hominini denir.

    en büyük kümeden kendi türümüze doğru şöyle bir klasifikayon ortaya çıkıyor.

    anthropoidea > hominoidea > hominidae > homininae > hominini > homo > homo sapiens
    apes

    türkçede insaymunlar, insanımsılar, insansılar, insangiller gibi çeşitli karşılıklar var. sanırım belirli bir standart oluşmamış. terimler birbirlerinin yerine kullanılabiliyor.

    insanların yani homo cinsinin tarih içinde en az 13 farklı türü olduğu biliniyor. bugün hayatta kalan tek tür biz homo sapiensleriz. (homo sözcüğü latincede insan demek. antik yunancadaki aynı, eş anlamlarına gelen homo ile ilgisi yok) pan (şempanze) cinsinin iki, gorilla (goril) cinsinin iki, pongoların (orangutan) üç yaşayan türü var. hominidae (insangiller) ailesi toplamda üç cins ve sekiz türden ibarettir. kardeş taksonumuz hylobatidae (gibongiller) ailesi de dört cins ve altında on dört tür barındırır.

    hem gibongiller hem de insangillerde bipedalizm görülür. yani iki ayağı üzerinde durma ve yürüme eğilimi. gerçek maymunlara göre daha iri olduklarından yerde daha çok vakit geçirirler. özellikle 2 metre boy ve 300 kilogram ağırlığa ulaşabilen boyutlarıyla goriller neredeyse zamanlarının tamamını yerde geçirir. insandan 8 kata kadar daha güçlüdürler ve gerektiğinde çok agresif olabilirler. orangutanlar gorillerden sonra en iri primat olmalarına rağmen, kaplanlarla birlikte evrimleştikleri ve yalnız yaşadıkları için ağaçlardan inmemekte direnmişlerdir. 80 kilogramlık bir primatın ağaç dalları arasında zarifce sallanarak gezinmesi izlenebilecek en estetik sahnelerden biri olabilir. orangutan

    şempanzeler bizim gibi omnivar primatlardandır. bitki, meyve ve böceklerin yanı sıra küçük maymunları da avlayarak menülerine katarlar. topluluk halinde yaşarlar ve basit aletleri kullanma konusunda mahirdirler. sanılanın aksine çok güçlü ve agresifdirler. pan cinsi içinde sadece cüce şempanze de denilen bonobolar barışçıl ve yumuşak huyludur. insanlar ile genetik benzerliği % 98,50 in üzerindedir. insanoğlu tüm primatlar içinde en son ortak atayı şempanzeler ile altı milyon yıl önce paylaşmıştır.
  • (bkz: maymun), (bkz: orangutan), (bkz: sebek), (bkz: sempanze), (bkz: babun)
  • house md den öğrendiğime göre, bunların testisleri ne kadar büyük olursa, eşlerini aldatma olasılıkları o kadar artıyormuş.

    primat hatunlar çok cazgır heralde. adamlar taşaklı değilse aldatmak yemiyor. sankim tanıdık geldi.
  • bir hakaret olmayan, bir sınıflandırmayı ifade eden sözcük.

    insan da primattır. bu söz hakaret değildir. bu sözü hakaret amaçlı kullanmak bir insana “insan” demek gibidir. bu sözcüğü hakaret etmek amacıyla kullanmak baştan sona cehalet içerir. yapmayın, etmeyin. * *
hesabın var mı? giriş yap