• portal'ı da bunu da sayılı saatler içinde bitiren biri olarak ne baş dönmesi, ne mide bulanması, ne aksırıp tıksırma yaşadım.

    neden? çünkü biz half-life'la büyüyüp half-life 2 ile yetişmiş insanlarız. ravenholm'de kalan bir kaç mermisini tasarruflu kullanmak için dört bir yanın çeşit çeşit zombi dolu olduğu ortamlarda marangoz diskleri, oksijen tüpü, demir fırlatarak zombi parçalayan, levyeyle headcrab avlayan adam, hiç bir taraftan "vieeeeeeyövğğ" diye fırlayan yaratıkların çıkmayacağının bilincindeyse, black mesa'da açılan portalla boyut değiştirip başka ırklarla muhattap olduğu günleri hatırlar ve 5-10 metrelik portal yolculuklarının hesabını yapmaz. ohooo, siz baş dönmesi görmemişsiniz.
  • oyunu gösterdiğim bir arkadaşımın yorumları:

    1. dakika: hehuehue..
    3. dakika: çok kolay lan bu..
    5. dakika: yaratıklar ne zaman çıkacak?
    7. dakika: vay hiç böyle düşünmemiştim..
    9. dakika: hauhauhauahuaahuahau..
    11. dakika: hmm.. allah allah?? (bir buçuk dakika ekrana bakar) allah allah..
    13. dakika: burayı geçmek imkansız abi..
    15. dakika: (bölümü nasıl geçeceğini ben gösterince) hassssssssssssssssssssiktir lan :)) helal olsun.
    17. dakika: ben böyle bişey görmedim hacı..
    20. dakika: ohaa süpermiş burası. hahaaayyytttt..

    20+ böyle gider bu.. dış dünyayla bağlantı iyice kesilmeye başlamıştır. yeni bir portal fan'ının doğuş hikayesidir.
  • bu oyun hakkinda yazmadan duramiyorum arkadas.*

    --- spoiler ---

    oyuna devam ederken turlu puzzle'lar cozulur, badireler atlatilir ancak hile yaparak wheatley bizi tuzaga dusurur. oldurecegi bolgeye dogru goturmektedir. o sirada portal gun'a sapladigimiz patates'in icindeki glados konusur:

    glados: this is the part where he kills us !

    hemen akabinde:

    wheatley: hello, this is the part where i kill you.

    ve ayni zamanda ekranda yazi belirir

    "chapter 9 - the part where he kills you"

    --- spoiler ---

    (bkz: anlatilmaz yasanir)
  • satış rakamları bir pc oyuncusu olan ve oyuna nadir para veren beni bile utandırmıştır. pc'de ünlenmiş oyunun satış rakamlarına bak;

    --- spoiler ---

    pc: 87,391
    playstation 3: 411,876
    xbox 360: 525,640

    --- spoiler ---

    allah bin belamızı versin lan. valve yarın bir gün "portal 3'ü pc'ye çıkartmıyoruz arkadaş, dağılın" dese ne cevap vericez?
  • devamlı oluyor da böylesini görmemiştim;

    http://i52.tinypic.com/2i7900o.jpg ( balıkesir özmerkez işhanı)

    hayali portallar açmaktan oturduğum yerde yemeğimi yiyemedim.
  • oyunun amacını kavrayamayan yazarlar var. bir oyunun güzel olması için illa çok zor olacak diye bir kural yok. çok zorlanmak isteyen bu oyun için yapılan * haritalara, modlara bakabilir. bu oyunda single player'ın amacı hikayeyi makul bir zorluk seviyesinde, akıcı bir şekilde anlatıp* half-life severlere - daha doğrusu oyunu alanlara - iyi vakit geçirtmek. esprilere gülmüyorsanız da o sizin espri anlayışınızla alakalı bir durumdur. sorundur demiyorum, çünkü sonuçta zevk meselesi bir yerde.

    ayrıca bu kadar insan bir oyuna iyi diyorsa, oyun amacına ulaşmış demektir. yapımcılara çamur atanlar kendilerini gülünç duruma düşürürler.
  • ortalarında bir yerde bir puzzle'ını çözemeyip youtube'dan çözüm videosuna bakmıştım. bir daha oyunun sonuna kadar gerek olmadı ama utanç hanesine işlendi. cezama razıyım.
  • bozuk çekirdeklerin text verilerinde acayip gırgır şeyler var. normal oyun oynarken tüm konuşmaları dinlemeniz çok zor zira patlama geri sayımına kadar tüm bozuk çekirdekleri wheatley'e yerleştirmeniz gerekiyor. o yüzden sırasıyla bozuk çekirdeklerin(hakikat, maceracı ve uzay çekirdeği) tüm konuşma metinlerini keyifle ifşa ediyorum.. kimi yerlerde konuşmalar değişebiliyor bazı yerlerde çekirdekler birbirlerine laf da konduruyorlar.

    hakikat çekirdeği:
    çekirdek 3: içinde bulunduğun durum çok tehlikeli
    çekirdek 3: önümüzdeki beş dakika içinde ölme olasılığın yüzde seksen yedi nokta altmış bir.
    çekirdek 3: beni öldürtmek üzeresin
    çekirdek 3: umursamazlığın yüzünden ikimiz de öleceğiz.
    çekirdek 3: bu kötü bir plan. başarısız olacaksın.
    çekirdek 3: büyük ihtimalle seni öldürecek, üstelik çok kötü bir şekilde.
    çekirdek 3: yakında ölmüş olacaksın
    çekirdek 3: durum umutsuz.
    çekirdek 3: bu odada öleceksin.
    çekirdek 3: biraz kilo vermek için durabilirsin.
    çekirdek 3: hakikat küresi en akıllı küredir.
    çekirdek 3: hakikat küresi en yakışıklı küredir.
    çekirdek 3: hakikat küresi inanılmaz yakışıklı.
    çekirdek 3: hakikat küresi her zaman haklıdır.
    çekirdek 3: macera küresi palavracı ve korkağın tekidir
    çekirdek 3: uzay küresi asla uzaya gidemeyecek.
    çekirdek 3: hakikat: uzay yoktur.
    çekirdek 3: uzaya gitmekte ısrar eden küreler diğerlerine göre eziktir.
    çekirdek 3: hakikat küresi, sezgileri mantıklı olan, iyi birisidir.
    çekirdek 3: hakikat küresi, birçok arkadaşı olan, iyi bir küredir.
    çekirdek 3: bu savaşı kazanan kimse, bariz şekilde daha iyidir ve hakikat küresinin bağlılığını kazanacaktır.
    çekirdek 3: hakikat küresi kusurlu değildir. verdiği bilgiler tamamen doğru ve çok ilginçtir.
    çekirdek 3: on iki. on iki. on iki. on iki. on iki. on iki. on iki. on iki. on iki. on iki.
    çekirdek 3: kalemler. kalemler. kalemler. kalemler. kalemler. kalemler. kalemler.
    çekirdek 3: elmalar. portakallar. armutlar. erikler. kumkatlar. mandalinalar. limonlar. yeşil limonlar. avakado. domates. muz. papaya. guava.
    çekirdek 3: hata. hata. hata. dosya bulunamadı.
    çekirdek 3: hata. hata. hata. hakikat bulunamadı.
    çekirdek 3: bozulma %25 seviyesinde
    çekirdek 3: bozulma %50 seviyesinde
    çekirdek 3: uyarı, küre bozulması yüzde yir-- sıçanlar kusamaz.
    çekirdek 3: diş ipinin müthiş bir gerilme direnci vardır.
    çekirdek 3: ipin kare kökü sicimdir.
    çekirdek 3: denizaltı, tekneye göre her açıdan çok daha üstün olsa da insanların %97'sinden fazlası deniz ulaşımı için hâlâ tekneleri kullanıyor.
    çekirdek 3: cep telefonu kansere neden olmaz. sadece sarılık yapar.
    çekirdek 3: pantolon, on altıncı yüzyıldaki denizciler tarafından, poseidon'un gazabından korunmak amacıyla icat edilmiştir. çıplak denizci görmenin deniz tanrısını öfkelendirdiğine inanılırdı.
    çekirdek 3: germanyum'un atom ağırlığı yetmiş iki nokta almış dörttür.
    çekirdek 3: sihirbazlık numaralarının %89'u sihir değildir. bunlar teknik olarak büyücülüktür.
    çekirdek 3: bir deve kuşunun gözü, beyninden büyüktür.
    çekirdek 3: yunan mitolojisinde, usta daedalus, insanları uçurmayı sadece bir grup minotorun kendisine bu konuda daha fazla sataşmaması için icat etmiştir.
    çekirdek 3: insanlar su altında hayatta kalabilirler. ama fazla uzun bir süre değil.
    çekirdek 3: samili savaş ve veba tanrısı raseph'in, alnından çıkan bir geyik vardı.
    çekirdek 3: başhekimin çoğulu başlarhekimdir. başlarhekimin geçmiş zaman hali de başlamışhekimdir. (bu iyiydi)
    çekirdek 3: polimeraz ı polipeptid a bir insan genidir.
    çekirdek 3: sıçanlar kusamazlar.
    çekirdek 3: ıguanalar su altında yirmi sekiz nokta yedi dakika durabilirler.
    çekirdek 3: insan tenyaları yirmi iki nokta dokuz metreye kadar uzayabilir.
    çekirdek 3: schrodinger'in kedisi paradoksu bir kutuda bulunan kedinin aynı anda ve her durum için hem ölü hem de diri olarak değerlendirilmesini söyler. schrodinger bu paradoksu kedileri öldürmeye mazeret göstermek için yaratmıştır.
    çekirdek 3: insan bedeninin her santimetrekaresinde 5 milyon bakteri bulunur.
    çekirdek 3: güneş, dünya'dan 330.330 kat daha büyüktür.
    çekirdek 3: tutsak bir gergedanın ortalama yaşam süresi 15 yıldır.
    çekirdek 3: volkan-olojistler volkanlar hakkında uzman derecesinde bilgilere sahiptir.
    çekirdek 3: avokadoda tüm meyvelerden fazla lif ve kalori bulunur.
    çekirdek 3: avokadoda tüm meyvelerden fazla lif ve kalori bulunur. avustralyalılarda bulunurlar.
    çekirdek 3: ay, dünya etrafındaki dönüşünü 27,32 günde tamamlar.
    çekirdek 3: pi sayısının milyarıncı rakamı 9'dur.
    çekirdek 3: sayı saymada sıkıntı yaşıyorsanız şu hafıza aygıtını kullanın: birden sonra ikiden sonra 60'tan önce 12'den sonra altı trilyondan önce 504 gelir. bu daha önceki sayma sorunlarınızı pek de önemli değillermiş gibi gösterecektir.
    çekirdek 3: bir galon su 8,34 pound ağırlığındadır.
    çekirdek 3: sıcak su, soğuk sudan çabuk donar.
    çekirdek 3: bal bozulmaz.
    çekirdek 3: ortalama bir yetişkin vücudunda 250 gram tuz vardır.
    çekirdek 3: bir nanosaniye bir saniyenin milyarda biri kadar sürer.
    çekirdek 3: iskandinav efsanesine göre şimşek tanrısı thor'un gök yüzünde giden arabasını iki keçi çekerdi.
    çekirdek 3: çin dünyanın en büyük ikinci soya fasulyesi üreticisidir.
    çekirdek 3: tungsten, 3.410 santigrat derece ile erime noktası en yüksek olan metaldir.
    çekirdek 3: ağız kokusunu engellemek için en etkili yol dilinizi günde iki kere nazikçe temizlemektir.
    çekirdek 3: romalılar diş macununu insan idrarı ile yapardı. idrar, 18. yüzyıla kadar bir diş macunu malzemesi olarak kullanılmıştır.
    çekirdek 3: 1789 yılında, yerli üretimini korumak amacıyla kurulan gümrük kanunu, şimdiye kadar amerika birleşik devletleri hükümeti tarafından çıkarılan ikinci tüzük oldu.
    çekirdek 3: pi sayısı, öklid uzayında herhangi bir çemberin çevresinin çapına oranıdır.
    çekirdek 3: meksika - amerika savaşı 1848'de guadalupe hidalgo antlaşması'nın imzalanmasıyla bitmiştir.
    çekirdek 3: 1879 yılında, sandford fleming, kanada kraliyet enstitüsünde ilk kez dünya çapında standart zaman dilimlerinin kabul edilmesini önerdi.
    çekirdek 3: marie curie radyoaktivite teorisini ve radyoaktivite tedavisini bulmasına karşın, radyoaktiviteden hayatını kaybetmiştir
    çekirdek 3: anton chekov'un martı adlı eserinin sonunda konstantin kendini öldürüyor.
    çekirdek 3: genel kanının aksine, eskimo dilinde kar kelimesi için yüzlerde farklı kelime yoktur. ancak, abartmak kelimesi için iki yüz otuz dört farklı anlamda sözcük vardır.
    çekirdek 3: viktorya ingiltere'sinde halktan birinin kraliçe'ye doğrudan bakmasına, düşünceleri çalabilmeleri fikri yüzünden izin verilmezdi. bilim şimdi fakir halkın %4'lük bir kesiminin bunu yapabileceğine inanıyor.
    çekirdek 3: viktorya ingiltere'sinde halktan birinin kraliçe'ye doğrudan bakmasına, düşünceleri çalabilmeleri fikri yüzünden izin verilmezdi. bilim şimdi fakir halkın %4'lük bir kesiminin bunu yapabileceğine inanıyor.
    çekirdek 3: 1948 yılında, ölüm döşeğindeki bir çocuğun isteğiyle beyzbol efsanesi babe ruth yetmiş beş sosisli yedi ve sosisli zehirlenmesinden hayatını kaybetti. (bu ne lan ahahahah)
    çekirdek 3: william shakespeare diye biri hiç varolmadı. onun oyunlarını francis bacon 1589 yılında ouija tablası ile köleleştirdiği hayaletlere yazdırdı.
    çekirdek 3: 1878 yılında, thomas edison'un 'şınavı' icat ettiği gerçeği doğru değildir. aslında nikolai tesla'nın 3 yıl önde 'tesla-cize' adında geçerli bir patenti vardır.
    çekirdek 3: balinalar, insanlardan iki kat daha zeki ve üç kat daha lezzetlidir.
    çekirdek 3: otomobil freni 1895'e kadar icat edilmemişti. bu tarihten önce, yolcuların işleri bitene kadar birisinin arabada kalıp arabayı sürmeye devam etmesi gerekiyordu.
    çekirdek 3: edmund hillary, bir kuşu kovalarken yanlışlıkla everest'e tırmanan ilk kişi oldu.
    çekirdek 3: kömür, aşırı yüksek basınç altında elmasa dönüşür. elmas, aşırı yüksek basınç altında paketlemede kullanılan köpük toplara dönüşür.
    çekirdek 3: dünyadaki en zehirli balık tuzlu su levreğidir. gözleri dışındaki her tarafı zehirden yapılmıştır. gözleri ise daha az zararlı ve ölümcül zehirdendir.
    çekirdek 3: soytarılık mesleği, bir kölenin sara nöbetinin komiklik olarak algılanması sonucu yanlışlıkla bulunmuştur.
    çekirdek 3: halley kuyrukluyıldızı, her yetmiş altı yılda bir dünya'nın yörüngesinde dönerken görülebilir. diğer yetmiş beş yılda, rahatsız edilmeden kış uykusunu geçirebildiği güneşin merkezinde dinlenmeye çekilir.
    çekirdek 3: kamuya açık ilk uçuş 1914'te gerçekleşti. uçaktaki herkes yolculuk boyunca çığlık attı.
    çekirdek 3: yunan mitolojisinde, prometheus tanrılardan ateşi çalarak insan oğluna verdi. bütün mücevherleri de kendisine sakladı.
    çekirdek 3: inek sütünün içilebilir olduğunu kanıtlayan ilk kişi çok susamıştı. (düşününce? laaannn )
    çekirdek 3: wright kardeşlerin uçağı icat etmelerinden önce, birisinin bir yere uçarak gitmesi için 200 pound helyum gazı yutması gerekiyordu.
    çekirdek 3: yağda yumurtanın 1912'deki keşfinden önce kahvaltılarda suda pişmiş yumurta veya yağda pişmiş taş yenirdi.
    çekirdek 3: büyük buhran sırasında, tennessee valley authority evcil tavşanları yasaklamıştır ve birçok insanı zamk tabancasıyla evcil farelere uzun kulaklar yapıştırmak zorunda bırakmıştır.
    çekirdek 3: her altı çocuktan biri, yaşamının bir bölümünde hollandalılar tarafından kaçırılacaktır.
    çekirdek 3: en gelişmiş algoritmalara göre, dünyanın en iyi ismi craig'dir.
    çekirdek 3: fotokopi makinesi yapmak için, basitçe bir aynanın fotokopisini çekin.
    çekirdek 3: rüyalar, bilinçaltı zihninin insanlara okula çıplak gitmelerini ve dişlerini döktürmelerini hatırlatma yoludur.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    uzay çekirdeği:
    çekirdek 1: uzay hakkında en sevdiğiniz şey nedir? benimki uzay.
    çekirdek 1: uzaya gitmeliyim. bayan. bayan.
    çekirdek 1: oo. oo. oo. bayan. oo. bayan. oo. hadi uzaya gidelim.
    çekirdek 1: uzay, uzaya gitmek için sabırsızlanıyorum.
    çekirdek 1: uzay...
    çekirdek 1: uzay. mahkemesi. sistemin mahkemeye verilmesi. uzayda. uzay sistemi. mahkemelik. suçlu. uzayda olmak suçundan! uzay hapishanesine gidiyor!
    çekirdek 1: baba! uzaydayım! [düşük tonlu 'uzay' sesi] seninle gurur duyuyorum evlat. [normal ses] baba, uzayda mısın? [düşük tonlu 'uzay' sesi] evet. şimdi yeniden bir aile olduk.
    çekirdek 1: uzay uzay uzaya gitmek istiyorum evet lütfen uzay. uzay uzay. uzaya gidiş.
    çekirdek 1: uzaya gitmek istiyorum uzay uzay
    çekirdek 1: uzay uzay uzaya gidiyorum tanrım
    çekirdek 1: ba! ba! ba ba ba! uzay! ba! ba! ba ba ba!
    çekirdek 1: ah. çaktırma. çaktırma. uzay polisleri geliyor.
    çekirdek 1: bana yardım edin, uzay polisleri. uzay polisleri, imdat.
    çekirdek 1: uzaya gidiyorum oraya gitmek bekleyemez gitmeliyim. uzay. gidiyorum.
    çekirdek 1: teleskop almak iyi olur. beni görmek istiyorsan. teleskop al. uzayda olacağım.
    çekirdek 1: uzay. uzay.
    çekirdek 1: uzaya gidiyorum.
    çekirdek 1: tanrım.
    çekirdek 1: uzaya gidiyorum. uzay. uzay.
    çekirdek 1: uzay. uzay. uzaya gidiş.
    çekirdek 1: evet. lütfen. uzay.
    çekirdek 1: ba! ba! ba ba ba! uzay!
    çekirdek 1: uzayda olacağım.
    çekirdek 1: ooooo, uzay.
    çekirdek 1: uzaya gitmek istiyorum. uzay.
    çekirdek 1: hadi gidelim - hadi uzaya gidelim. hadi uzaya gidelim.
    çekirdek 1: uzayı seviyorum. sevgili uzay.
    çekirdek 1: atmosfer. kara delikler. astronotlar. nebulalar. jüpiter. büyük ayı.
    çekirdek 1: yörünge. uzay yörüngesi. uzay giysimin içindeyim.
    çekirdek 1: ahhh, güneş. güneş'le tanışacağım. ah, hayır! ne diyeceğim? 'selam! selam, güneş!' tanrım!
    çekirdek 1: bak, bir tutulma! hayır. bakma.
    çekirdek 1: buraya gel uzay. sana bir sır vereceğim. hayır, yaklaş.
    çekirdek 1: uzay uzay uzaya gitmek istiyor
    çekirdek 1: gitmek istiyor -- uzaya gitmek istiyor
    çekirdek 1: ah buldum! buldum buldum buldum buldum buldum, haydi uzaya gidelim!
    çekirdek 1: aaah! aah! selam selam selam selam selam. nereye gidiyoruz? nereye gidiyoruz? hey. bayan. nereye gidiyoruz? nereye gidiyoruz? haydi uzaya gidelim!
    çekirdek 1: bayan. uzayı seviyorum. biliyorum! hecele! u - zay. uzay. uzay.
    çekirdek 1: uzayı seviyorum.
    çekirdek 1: hey bayan. bayan. ben en iyisiyim. uzayda en iyisi benim.
    çekirdek 1: ah ah ah ah. bekle bekle. bekle biliyorum. biliyorum. biliyorum bekle. uzay
    çekirdek 1: durun durun durun durun. biliyorum biliyorum. bekleyin bayan. bekleyin. biliyorum. durun. uzay.
    çekirdek 1: uzayda olacak.
    çekirdek 1: ah ah ah ahahahah ah. uzaya gitmek lazım.
    çekirdek 1: uzay. uzay. uzay. uzay. kuyruklu yıldızlar. yıldızlar. galaksiler. orion.
    çekirdek 1: hâlâ uzayda değil miyiz? niye bekliyoruz ki? uzaya gitmek lazım. uzaya gitmek lazım.
    çekirdek 1: uzay uzay uzay. gidiyorum. oraya gidiyorum. tamam. seni seviyorum uzay.
    çekirdek 1: çok fazla uzay. her yerini görmek gerek.
    çekirdek 1: sen uzayda en uzağa gidensin. neden ben, uzay? çünkü sen en iyisisin. uzayda en iyi ben miyim? evet.
    çekirdek 1: uzay mahkemesi. uzaydaki insanlar için. yargıç, uzay güneşi. bam. suçlu. uzayda olmaktan. uzaydayım.
    çekirdek 1: hey bayan. bayan.
    çekirdek 1: amantanrımamantanrımamantanrım! uzaydayım!
    çekirdek 1: bil bakalım neredeyim? tahmin et. tahmin et tahmin et tahmin et. uzaydayım.
    çekirdek 1: orada bir yıldız var. şurda da bir tane var. yıldız. yıldız yıldız yıldız. yıldız.
    çekirdek 1: uzaydan sıkılmaya başladım.
    çekirdek 1: bam! bam bam bam! al bunu, uzay.
    çekirdek 1: uzayda mıyız?
    çekirdek 1: ah ah ah. burası uzay! uzaydayım!
    çekirdek 1: başardık başardık başardık. uzay!
    çekirdek 1: dünya.
    çekirdek 1: dünyaya gitmek istiyorum.
    çekirdek 1: dünyaya gitmek istiyorum dünyaya gitmek istiyorum dünyaya gitmek istiyorum. dünyaya gitmek istiyorum.
    çekirdek 1: eve gitmek istiyorum.
    çekirdek 1: eve gitmek istiyorum eve gitmek istiyorum eve gitmek istiyorum eve gitmek istiyorum.
    çekirdek 1: dünya dünya dünya.
    çekirdek 1: uzayı sevmiyorum. uzayı sevmiyorum.
    çekirdek 1: çok büyük. çok. eve gitmek istiyorum. dünyaya gitmek istiyorum
    çekirdek 1: uzaaaaaaaaaay!
    çekirdek 1: yihu!
    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    maceracı çekirdek: (nam'ı diğer rick)
    çekirdek 2: çabuk: durum nedir? ah, hey, merhaba güzel bayan. benim adım rick. sanırım küçük bir macera yaşıyorsunuz?
    çekirdek 2: çabuk: durum nedir? ah, merhaba meleğim. sanırım öldüm ve cennetteyim. adım rick. sanırım küçük bir macera yaşıyorsun?
    çekirdek 2: ne? o adamla mı dövüşüyorsun? onu kontrol altına aldın mı? çünkü... görünüşe bakılırsa bir çok şey alev almış...
    çekirdek 2: hey, bir geri sayım saati! ah, işte bu bela demek. durum çok çirkin görünüyor... böylesine güzel bir bayan için. bunu söylememin sakıncası yok değil mi?
    çekirdek 2: seni korkutmak istemem ama ben bir macera küresiyim. tehlike için tasarlandım. bu yüzden biraz mola verip makyaj tazeleyebilirsin. ben bundan sonrasını devralırım.
    çekirdek 2: burada, arkamda dur. evet, aynen böyle. tıpkı şu anda yaptığın gibi. işler çok fena karışacak.
    çekirdek 2: her şeyi kendin yapacaksın, ha? pekâlâ meleğim. seni korumak için elimden geleni yapacağım.
    çekirdek 2: benim için hava hoş. söylemeden edemeyeceğim: manzara buradan oldukça güzel görünüyor.
    çekirdek 2: ah, bu saat çok hızlı ilerliyor ve sen çok güzelsin. her zaman güzel bir bayana iltifat etmeye zamanım vardır. pekâlâ, işe geri dönelim. hadi başlayalım.
    çekirdek 2: sana söyleyeyim, bu gibi zamanlarda kara kuşağımı giymek için bir belim olmasını isterdim. evet, bir kara kuşağım. hemen hemen her şeyde. karate. larate. jiu jitsu. kick boks. kuşak yapmak. tekvando... yatak odası. (sonunu bağlayamadı köfte)
    çekirdek 2: şu an fırlamaya hazır bir yay gibiyim. güç ve gerilim. ve... ben bir adaleyim. tuğla duvara yumruk atan kocaman bir kol adalesiyim ve o kadar güçlü vuruyorum ki kol alev alıyor. işte bu.
    çekirdek 2: ben muhtemelen işlerin bu noktaya varmasına izin vermezdim ama sen devam et ve işleri bildiğin gibi yap.
    çekirdek 2: bak sana ne diyeceğim: neden beni yere bırakmıyorsun? böylece ben de biraz dikkat dağıtabilirim.
    çekirdek 2: pekâlâ. sen dikkat dağıt o zaman. ben de onun senin dikkat dağıtma dikkatini dağıtayım.
    çekirdek 2: peki, bu senin cenazen. senin açık tabutlu güzel-bayan-ceset cenazen.
    çekirdek 2: bir silahın var mı? çünkü gerçekten bir silahım olmalı. o tuttuğun şey de ne öyle?
    çekirdek 2: peki, bir bıçağa ne dersin? silah sende kalsın, ben bıçak kullanacağım.
    çekirdek 2: bıçak yok mu? peki tamam. baskı noktaları hakkında her şeyi bilirim.
    çekirdek 2: peki, o adamı öldüreceğin zaman söyleyeceğin havalı bir sözün var mı? hazırlandın mı yani? sana bir şey söyleyeyim: sen etrafta dolaşırken ben bu konuda sana yardım edeyim.
    çekirdek 2: tamam, bakalım. havalı bir söz... o... büyük. o... sadece takılıyor. tamam. evet, pekâlâ, başlıyorum: 'takıl bakalım.' bu, çok hafif kaldı gibi.
    çekirdek 2: 'onunu asın?' eğer bu adamdan on tane olsaydı işe yarayabilirdi. sence bir yerlerde bu adamdan dokuz tane daha var mıdır?
    çekirdek 2: pekâlâ, biliyor musun, ilk sözü söyleme fırsatını ona vermek en iyisi. eğer bir karşılık verebilirsem çok daha iyi olacak.
    çekirdek 2: plan şu: onun 'siz ikiniz yeterince uzun bir süre kıçıma battınız.' demesini sağla. daha sonra o şirin kulaklarına geri çekilmelerini söyle çünkü onu taş devrinin dibine gömeceğim.
    çekirdek 2: plan şu: onun 'siz ikiniz yeterince uzun bir süre kıçıma battınız.' demesini sağla. daha sonra o şirin kulaklarına geri çekilmelerini söyle çünkü onu uzayın derinliklerine gömeceğim.
    çekirdek 2: unutma! diken! taraf!
    çekirdek 2: 'öyle mi? bu kıçına batanlar... seni yerin dibine batıracaklar.' tanrım, kafamda tekrar ederken kulağa çok daha iyi geliyordu.
    çekirdek 2: 'öyle mi? bu kıçına batanlar... seni yerin dibine batıracaklar.' işte bu!
    çekirdek 2: pekâlâ, kendi yönteminle hallet. ne, bu adamla mı dövüştüğünü mü sanıyorsun? her şeyi kontrolun altında mı sanıyorsun? çünkü, bir çok şey alev almış gibi görünüyor...
    çekirdek 2: şunu duydun mu? sanırım bir şey patladı. tanrım, daha büyük bir tehlikedeyiz. bu tıpkı noel gibi. hayır, noelden daha güzel. bu günün tatil olması gerekiyor. patlama günü!
    çekirdek 2: patlama günün kutlu olsun, güzelim.
    çekirdek 2: tekmele onu! veya yumrukla. patron sensin, gamzelim.
    çekirdek 2: evet! işte böyle!
    çekirdek 2: yanlış kadına çattın!
    çekirdek 2: evet! bunu nasıl buldun bakalım?
    çekirdek 2: bunun tadı nasıl, ahbap?
    çekirdek 2: devam et, bebeğim! onun canını çıkartıyorsun!
    çekirdek 2: çömel ve kaç, çömel ve kaç! ah, tatlı bilim.
    çekirdek 2: çok iyi gidiyorsun!
    çekirdek 2: hadi, tatlım! cam gibi bir çenesi var! onun her şeyi camdan! bu adam ayaklı bir vitrin!
    çekirdek 2: queenberry markisi kurallarıyla oynamıyoruz tatlım! hardala çevir şunu!
    çekirdek 2: bu robotla kapış! bu robotun sana para borcu var! bu robotun sana! borcu! var!
    çekirdek 2: silkele onu! silkele onu!
    çekirdek 2: işte, dur sana biraz macera müziği çalayım.
    çekirdek 2: pöfff. sanırım
    çekirdek 2: pöff. her neyse.
    çekirdek 2: ah, kapa çeneni!
    çekirdek 2: kimse umursamıyor, dört göz.
    çekirdek 2: ya iç çamaşırın olsaydı? ve bir kıçın? iç çamaşırını indirir, tam kıçına...
    çekirdek 2: bunları kötü adama söyle. belki o kadar çok sıkılır ki beyni patlar.
    çekirdek 2: bunu kim ilginç buldu biliyor musun? hiç kimse. bu, hiçbir şekilde hiç kimsenin hayatını etkilemedi. hiçbir şey söylemeseydin bile hayat tam olarak aynı kalacaktı.
    çekirdek 2: hiç kimsenin ne yapıyor olursa olsun dinlemek için durmadığını farketmiş miydin? umrumuzda değil.
    çekirdek 2: işe yarar bir şey söyle. tek bir şey. sana meydan okuyorum. eğer farkedilebilir bir değişikliğe sebep olabilecek tek bir şey söyleyebilirsen sana tam yüz dolar vereceğim.
    çekirdek 2: dan-dan-dan-dan-dan-dan-dan! dan dan! danna-danna-na-danna-na-dan! dan dan! nananadandandan dan-dan-dan-dan-dan-dan...
    çekirdek 2: dan-dan-dan-dan-dan-dan-aksiyon ve macera-danna-danna-na-danna-na-kendi kurallarına göre oynar-nanana-bir dağdan parmaklarımızın ucunda sallanır-dan-dan-dan-dan-dan-dan...
    çekirdek 2: ah, kapa çeneni!
    çekirdek 2: uzayda hiçbir şey yok! bu yüzden burası uzay! (uzay çekirdeğine çatıyor)
    çekirdek 2: ah, cidden mi? uzay? cidden? bu konuda bir şeyler söylemeliydin! hiçbir fikrimiz yoktu!
    çekirdek 2: uzayda ne olmasını bekliyorum biliyor musun? ateş. umarım uzaya gidersin ve alev alırsın.
    çekirdek 2: öf! anladık be! herkes anladı! uzay! sen! içindesin! anladık! (spaaaaaaceee)
  • --- uber-spoiler ---
    wheatley ile birlikte turretları sabote etmek için gittiğimiz turret factory kısmında iki adet yürüyen bant var. hatta ilerlemek için bantların birinden öbürüne atlamamız falan gerekiyor. bu bantlardan ikincisinde ilerlerken bantın üzerindeki turretlardan bir tanesi "i'm different" diyor. eğer kendisini alırsanız grab yapmak sureti ile, önce prometheus'un bilgiyi insanlara getirdiği için tanrılar tarafından yerin dibine atıldığından ve kuşlar tarafından karnının deşildiğinden bahsediyor önce. daha sonra ise oyunun o noktasında pek ifade etmeyen şu sözleri sarf ediyor:

    - her name is caroline
    - never forget that.
    - that's all i can say.

    ayrıca glados o kadar çok adoption göndermesi yaptı ki chell'in caroline ve cave'in evlatlık kızı olduğu gözümüze sokuldu. oyunun sonundaki turretların söylediği italyanca şarkıyı (chell'e "bella bambina/güzel kızım" diye hitap eden şarkı hani) duyunca şüphelerim sıfırlandı zaten.

    neyse o değil de: spaaaaaaaaaaaaaaaaaaaccceee

    --- uber-spoiler ---
  • az önce bitirdiğim..

    öncelikle söylemekte sakınca görmüyorum, zira şimdi ilkokulda özel kolejler sınavına hazırlanırken test kitaplarında nasıl arada cevap anahtarına baktıysam çok zorlandığım sorularda ve sonuca cevaptan gittiysem burda da 2 bölümde minik hint'ler almadım değil. annemin kelimeleri bi an için kulaklarımda yankılandı yeminle, "aboutablank, eğer cevap anahtarından bakarsan kendini kandırmış olursun bizi değil." hey gidi günler...

    neyse oyuna dönelim, açık ve net bir şekilde hani 2011'in denmekte heryerde ancak sadece 2011'in değil gelmiş geçmiş tüm zamanların en iyi oyunları arasında sayılması gereken bir oyun olmuş bu ki gene portal'ı da ilk çıktığı zaman aynı kefeye koymuştum ben, bitince ulan demiştim hayatımda oynadığım en "farklı" ama iyi farklı oyun bu.

    uzun zamandır oyun oynarım, 25 senesi kafadan var, atari, commodore 64, amiga 500 derken pc. ilk pentium 100'üm olmuştu... bak gene gitti kafa nostaljiye.. neyse, bu oyun hadisesinden kaldığım dersler olsun, okul uzatmalar olsun, pc'ye dökülen paralar olsun, sevgililerle restleşmeler olsun bir kere bile ulan yeter demedim ancak belli bir süreden sonra seçicilik baş gösterdiğinden eskisi kadar her oyunu oynamasam da, oyun motorlarının, fizik motorlarının geldiği noktaları az çok biliyorum. özellikle doom 3'ten sonra bu motorlar çıldırmıştı eğer hafızam beni yanıltmıyorsa. ama portal 2 bence bize gösterdi ki aslında yıllar önce yapılmış olan bir fizik motoru ne kadar kuvvetli olabilmekte aslında.

    diğer bir konu da, şimdi bu son dönemde bilgisayara yüklü olan diğer oyunlarıma bakıyorum, biri crysis 2 ki yükleyeli 10 gün falan olmakta, diğeri de starcraft 2. normalde. fps seven adamın crysis 2'yi bir de ayarları ultra'da oynatabilen bir bilgisayarı varsa 2 günde yutması gerekirken zaman ayırmak istemediğimden yada sc2 oynamayı tercih ettiğimden daha ancak ortalarına gelebildim, ama portal 2'yi dün yükledim makineye, yaklaşık 15 dakika önce ulan azar azar oynayayım da bitmesin şeklinde oynamama rağmen bitti. bittiğine üzüldüğüm nadir oyunlardan resmen.

    bir konuya daha değinmeden geçemeyeceğim, normalde bir oyun piyasaya çıkınca, diğerlerinden farklı bir oyun, rakip firmalar ne yapar ne eder, benzer tarzda benzer oynanışta biraz daha farklı grafik ve hikayeyle klonlarını salarlar piyasaya, üzerinde çok çalışılmamış olsa da bilmeyen, ne biliyim "baba bana oyun al"'cıların oyundan anlamayan babaları tarafından raflardan eve götürülür. ancak bu oyunun ilki çıkalı kaç sene oldu emin değilim ancak 5-6 sene desek bir benzerini daha göremedik raflarda, bu da valve'in aslında ne kadar özgün bir oyun yarattığının açık bir göstergesi.

    son olarak, bu oyuna kötü diyen birisi varsa hangi dinden olursanız olun içtenlikle bir: "yukarda allah var çarpılırsın" çekmek farz. ha ateistseniz siz kendiniz çarpın ona bir tane. hatta fena değil, eh idare eder gibi laflar edenlere de aynı muamele yakışır.

    oynayın, oynatın.
hesabın var mı? giriş yap