• belli bir sirayla calinacak sarki, oynatilacak movie vesaireden olusturulan liste.
  • ''bir şarkı çalsın arkada misal, alsın çarpsın duvara beni, ama baya fiziksel olarak. ağzım burnum dağılsın, gözüm morarsın.
    sonra başka bir tane çalsın. alsın yıkasın elimi yüzümü, yakmayan ilaçlar sürsün, zorla duşa soksun, çıktığımda saçımı kurutsun. olamaz mı? olabilir.
    sakinleşip oturayım yatağıma, mal mal etrafıma bakarken başka bir şarkı elinde kahveyle girsin içeri. bir sigara yakıp uzatsın. balkonun kapısını açsın, gerekirse yağmur yağdırsın. gelip elimi tutsun. bi elimde kahve bi elimde sigara olduğu için uyuz olayım, çekeyim elimi. o da abana uyuz olsun. sinir olduğum için hepsine kızıp gidip serdar ortaç açayım, kahveyi de balkondan aşağı dökeyim. aptal ve aynı bir ritm eşliğinde anlamadığım sözlerle şuurumu kaybedeyim.
    ben gidip bir bira daha içeyim.'' *
    * * *
  • biraz kasarsak türkçesi "çalma listesi"dir.
  • showtvnet'in sayfasindan kaldirilan, ve geri donecegi sanilmayan bir zamanlarin en buyuk online turkce muzik arsivi. showtvnet'ten aldigim bilgiye gore elemanlar birkac muzik firmasiyla sorun yasadiklari icin kapatmak zorunda kalmislar.
  • onbinlerce sarkilik dünyanin en büyük on-line türkçe müzik arsivi... bir de akrabasi var altinklasikler
  • zamana bağlı müzik dinleme alışkanlıkları ve şekilleri de değişiyor... bundan 6-7 sene evvel ipod'u aktif bir şekilde kullanırken itunes sayesinde bilgisayarımdaki korsan mp3 arşivimi düzenli bir halde tutabiliyor, kütüphanemi en çok dinlediğim şarkıya göre sıralıyordum. o zamanlarda da içerisinde farklı sanatçılardan oluşan çalma listelerim yoktu... daha çok sevdiğim bir gruba veya sanatçıya ait şarkıları ona ait bir liste altında topluyordum.

    itunes alışkanlığım samsung'un bir akıllı telefonunu almamla sanırım sekteye uğradı... pek rağbet etmediğim birden fazla sanatçının şarkılarından oluşan bir liste yapıp onu telefona entegre etmiştim... ipod'umun yaşlanmasından sonra bir süre bu şekilde müzik dinlediğimi az çok anımsayabiliyorum. bu alışkanlığımı değiştiren ve her şeyi mahveden şey masaüstü bilgisayarımı ailemin evinde bırakıp depolama kapasitesi nispeten sınırlı olan taşınabilir bir bilgisayara geçmem oldu... masaüstü bilgisayarımda bile fazlasıyla yer kapladığı için problemlere neden olan o gibabytelarca müzik dosyasını tabii ki taşınabilir bilgisayarımda barındıramazdım. yine de bir umutla bu durumu bertaraf etmek için taşınabilir bir depolama birimi aldığımı hatırlıyorum! usb kablosunun çıkmasıyla yarıda kalan şarkıları hatırlıyorum!

    akıllı telefon ya da harici bir cihazdan müzik dinleme işinden ise bir gün bornova küçükpark'tan geçerken sonradan fark ettiğim ve beni korkutan araba sayesinde soğudum. araç arkamdam sinsi sinsi yaklaşmış trafiğin olmayacağı düşüncesinde olan ben yolda salınırken birden arkamdan gelen ve kulağımdaki müzik yüzünden duymadığım araba kalbimi çatlaşmıştı. o zamandan sonra tek başıma eskiden olduğu gibi sokaklarda yürürken müzik dinlemedim... sadece her gün gittiğim bildiğim güzargahta dinlemeye cesaretim vardı artık...

    hal böyle olunca yani hareketli haldeyken müzik dinlemeyi bırakınca ve bilgisayarımda ses dosyalarını barındırmak; korsan yollardan onlarca müzik dosyası edinmek zor gelmeye başlayınca ve elbette biraz da zaman değişince müzik dinleme alışkanlığım youtube ve o zamanlar oldukça işe yarayan fizzy'ye kaydı. fizzy'de birkaç müzik listem olduğunu anımsıyorum ama emin de değilim... fizzy benim için şarkı arası reklamlar gibi abukluklarla ve arayüz değiştirmeleriyle intihar edince ana müzik dinleme aracın youtube'a döndü... bugün hala böyle...

    eskiden itunes üzerinde barındırdığım müzik listelerini hayli özlüyorum aslında... özellikle albüm kapaklarını şarkılara eklemeyi, albüm/sanatçı/yıl/janr bilgilerini düzenlemeyi ve en çok da şarkıları dinleme sayısına göre sıralamayı ve neyi daha çok dinlediğimi analiz etmeyi özlüyorum.

    özlemenin yanında çalma listesi oluşturmak gereği hissediyorum... çok fazla müzik dinleyen bir insan değilim ama hafızam hayli kötü bu nedenle dinlediğim şeyleri bir süre sonra unutabiliyorum... güzel bulduğum bir şekilde duygularıma hitap eden bir şarkıyı kaybetmek oldukça acı verici. bir zaman dinleyip beğendiğim şarkıları unutunca diğerlerine nazaran dinleme frekansı fazla olan bir avuç şarkıdan başkası kalmıyor elimde. böyle olunca uçsuz bucaksız müzik camiasının dar bir alanına hapis gibi hissediyorum... mesela biraz evvel geçmişte yazdığım kimi entry'lere şöyle bir göz attım ve bu sayede en son 2011 yılında dinlediğim nin-last, slowdive-40days, him-gone with the sin gibi kimi şarkıları tekrar dinleyebildim. eğer sözlük'e bu şarkılar hakkında herhangi bir şeyler yazmasaydım belki de ömrümün sonuna kadar hatırama gelmeyecek ve bir daha hiç dinleyemeyecektim, ne kadar üzücü.

    işte bu nedenle bir şekilde tekrar çalma listeleri oluşturmaya başlamam lazım... benim için anılarımı paylaştığım birer dost olan şarkılara böyle ihanet etmiş gibi hissediyorum. nasıl yapsa bilemedim ama... insanın böyle de garip dertleri oluyor işte... ne garip!
  • jazzanova'nın 2003 çıkışlı muhteşem compilation albümü.

    tracklist'i şöyledir:

    1. brother - victor davies
    2. love bossa feat. eero koivistoinen - nu spirit helsinki
    3. zwielicht - manfred ludwig sextett
    4. birdsong (original) - the underwolves
    5. piano objective 3 - dj matsuoka
    6. the runaway - novi singers
    7. close to greatness (deep joy mix) - classen collective
    8. bright nights (rima fusion mix) - koop
    9. wsrop pampasow - jerzy milian
    10. under you sky (divine styler ohne rap) - the underwolves
    11. summer sun - koop
    12. days to come - jazzanova
    13. i am - yukihro fukutomi
    14. karawane - theo schumann combo
    15. darkest day (original) - nemo
  • güzel bir dj playlisti, eşeği önce kaybettirip sonra buldurunca sevindiren cinsten olanlardır. mesela sürekli aynı tempoda bir dj seti başlarda kulağa çok hoş gelse de party animal denen grup dışındakiler tarafından bir süre sonra sıkıcı bulunur. bu yüzden tempo ve melodi olarak dalgalı bir seyir izlenir. yavaş başlayıp hızlanmak, hızlı girip ortalara doğru düşüp tekrar hareketlenmek gibi dinlenme payı olan dj setleri kulağa daha hoş gelir. bunun da sebebi az önce belirttiğimiz eşeği kaybettirme kuralıdır. çünkü dinlenilen kısımlar cidden çok sıkıcı olur çoğu zaman. sonra bi ara eller hafiften yukarı kalkmaya başlaar çünkü hissedilmiştir ki birazdan parça koptuu kopacak. güzel bir bassline eşliğinde kickler de işin içine girince eşeğimizi bulmuş sayılırız bu da bünyede sevinç oluşturur.
  • sabah kalkmış olsa genç adam. istemeye istemeye gittiği işinde artık bir sebebi olsa. aşık olsa mesela. birdenbire çalışma isteğiyle dolsa, servisin yavaş gitmesi deliye döndürse adamı. her sabah masasına oturduğunda ilk işi playlist hazırlamak olsa. onun ve kendi sevdiklerinden, bazen hiç bilinmezlerden, bazen popüler olanlardan. aynı anda başlatsalar listelerini, amaç aynı nağmeleri aynı anda dinleyip ortak duyguları paylaşmak ya. bu böyle sürüp gitse, hayatlarının rutini olsa. ta ki bir karar vermeleri gereken güne dek. o gün çocuk gidemese, kız gelemese veya tersi. kısacası buluşamasalar ortalarda bir yerde. çocuk haklı sanarken veya buna inandırırken kendini, anlasa ki haksız. hayatı boyunca koynunda taşıdığı bir pişmanlık olarak kalsa kızın gitmesi ya da kendi gelmemesi.

    sonra hem de çok sonra bir gün alakasız bir sonbahar gününde maillerinin arasında playlist başlıklı bir mail bulsa, çoook eskilerden. adeta tozlu bir kitabın sayfalarını çevirmişçesine yansa genzi, gözleri. içini açtığında sevdicek için hazırlanan lakin henüz bitmemiş olduğu toplamdaki şarkı sayısından belli bir liste. emin olmasa adam, belki yarım bir liste mail olarak kaydedilmiş, belki de geleceğe yazılan bir mektup gibi yollanmış yıllar sonrasına bugüne. tek tek dinlese çocuk şarkıları, gecenin en köründe bir körden beter siyahlara karışsa. sonra umut etse, "belki o da rüyasında bu şarkılarla......." anlasa ki saçmalıyor. içse eski sevgilisine, playlist gece bitene dek dönse, sabahın ilk ışıklarıyla yüreğindeki son mum da sönse, mp3 çalarının şarjı bitse. orada sesiz, sedasız, kimsesiz ölse genç adam...
hesabın var mı? giriş yap