• ilk kasasını 2013-2020 yılları arasında kullandığım, peugeot'un geniş aileler için ürettiği eskinin mpv'si şimdinin suv'si d segmenti tabanlı otomobili. 7 senelik geçmişi olduğu için her detayını yazmaya çalışacağım. uzun bir entry olacak.

    seçenekler:

    ilk çıktığı yıl olan 2009'da (2010'dan itibaren türkiye'de satışa sunuldu) 1.6 ve 2 litre hacimli benzinli ve dizel motorlar, manuel, auto6r ve tiptronic şanzıman ile satışa sunuldu. türkiye'ye ise 1.6 litre dizel motor seçeneği ve auto6r şanzıman ile getirildi. çok çok nadir olsa bile manuel seçeneği de bulunuyordu. 2012 yılında dizel motorlara e-hdi takısı ile start-stop teknolojisi eklenirken, 2015 yılında makyaj ile adblue katkılı 1.6 litre bluehdi dizel motora, led gündüz farlarına, türkiye için bir ilk olarak tiptronic eat6 otomatik şanzımana ve wipnav adı verilen 7 inçlik multimedya sisteme kavuştu. 2017 yılında ise tamamen yenilenerek 7 kişilik suv haline geldi. benim kullandığım model ise 2011 1.6 hdi auto6r.

    tasarım:

    ilk tanıtıldığı zaman akıcı çizgileri ve boyundan büyük görünümü ile dikkatimi çekmişti. dönemin peugeot'larına genel hatları ile benzese de 3008 ile birlikte peugeot'un yeni tasarım dilini oluşturmuştu. tasarım göreceli bir kavram fakat kesinlikle çirkin denilemeyecek bir araç.

    iç mekan:

    iç mekan yeni orta konsol haricinde peugeot 308'i baz alıyor. 3008 ile tek farkı orta konsolun sürücü hizasının daha aşağıda olması. malzeme kalitesi gayet iyi, işçilik ise yıllar geçtikçe sorunlu hale geliyor (bunu "sorunlar" kısmında değineceğim). orta konsol hafifçe sürücüye dönük bu da sportifliği ve ergonomiyi artırıyor. araç fazlası ile geniş ve koltuklar yeteri kadar ayar (ileri geri, aşağı yukarı, sırtlık eğimi ve bel desteği var) imkanını size veriyor. arka koltuklarda devasa boyutlarda diz ve baş mesafesi var, yine bolca ayar imkanı (3 koltukta da ileri geri ayar imkanı var aynı zamanda kemer tokalararının yanındaki mandal çekilerek sırtlık eğimi değiştirilebiliyor) var. 3. sıra koltuklara geçiş kolay olsa bile kısa boylu insanlar veya çocuklar için uygun. bagaj ise 5 koltuklu iken ortalama 500-700 litre arasında değişiyor, ikinci sıra katlandığında ise (dümdüz bir zemin oluştuğunu söylememe gerek yok sanırım) minivan hacmine sahip oluyorsunuz. burada tek eksi, aslında sayı ve hacim olarak fazla olan eşya gözlerinin konumlandırılması. ön konsolda telefon koyabileceğiniz bir yer yok (2014 sonrası 7 inç multimedya alırsanız eski radyo ekranının yerini güzel bir eşya gözü alıyor) bardaklık ise orta konsoldaki devasa gözün (bu göz soğutmalı ve usb+aux girişlerini içeriyor) diplerinde. buraya komple bir kol giriyor. hacim büyük ama kullanışsız. diğer eşya gözleri ise sürücü ve yolcu için ayrı ayrı torpido gözü, arka koltuk masaları, arka koltuk cepleri, bütün kapılarda bardaklık ve ıvır zıvır için oyuklar, arka koltuk tabanında gizli kapaklı gözler, 3. sıra koltukların yanlarında oyuklar. bu arada araçta tam 3 tane 12v çıkış bulunmakta. biri bagajda, biri arka koltukların arasında, diğeri de vites kolunun aşağısında.

    donanım:

    türkiye'de premium, premium pack ve sonradan bunların yerine gelen active ve allure paketleri ile sunuluyor. sarı site'de ağırlıklı olarak premium pack araçları görebiliyoruz. peki ayrımı nereden yapabiliriz? premium'da dörtlü flaşör hizasında olan bölgede telefon için oyuk yer alırken, premium pack'de burada bir düğme grubu var (fazla donanımlardan dolayı). abs, asr, esp, yokus kalkış sistemi elektrikli ayna, otomatik klima, yol bilgisayarı, 6 hava yastığı, usb, bt ve aux bağlantısı gibi donanımlar standart. opsiyonlarda ise şöyle bir ayrım yapabiliriz, hem satın alacaklar için de faydalı olur:
    -cam tavan (çoğu modelde mevcut)
    -17 inç jantlar (çoğu modelde mevcut ve 16 inçlik iğrenç jantlardan çok daha güzel)
    -head up display (coğu modelde mevcut çok güzel bir donanım. ön cama hızınızı ve öndeki araç ile mesafenizi saniye cinsinden yansıtıyor)
    -ön park sensörü ve park yeri mesafe ölçüm sistemi (inanılmaz gereksiz bir donanım park yeri mesafe bilmemnesi)
    -arka koltuk eğlence sistemi (bazı modellerde mevcut dvd oynatıcı olmadan çalışmıyor. kullanışsız)
    -far yıkama sistemi (bazı modellerde mevcut)
    -jbl ses sistemi (çok nadir bulunuyor. standart ses sistemi idare eder)
    -deri, elektrikli ve ısıtmalı koltuk (çok nadir bulunuyor, bulursanız kaçırmayın)
    -xenon farlar (çok nadir bulunuyor bulursanız kaçırmayın)

    bu çok nadir bulunan donanımlar hariç türkiye'deki araçların büyük çoğunluğunda premium pack donanımı ve diğer opsiyonlar ekli halde geliyor. koyu dış renklerde açık renkli kumaş döşeme ve trimler, açık renklerde de koyu renkli kumaş döşeme ve trimler geliyor. buna çok nadir bulunan deri döşemeler de dahil.

    sürüş:

    1.6 litrelik dizel motor 112 beygir ve 270 nm tork üretiyor. motor ekonomi odaklı ve "ehh işte" denebilecek bir performans sunuyor. uzun yollarda sakin kullanıcıları üzmez, performans arayanları ise c4 grand picasso'da bulunan 2 litre 163 beygir dizel exclusive paketli modele yönlendirir. şanzıman, yıllar geçtikçe artan şekilde sarsıntılı olarak vites geçişleri yapar ama yakıt tüketimine katkıda bulunur. direksiyon biraz sert olmakla birlikte hız arttıkça aracın yola oturmasını sağlar. süspansiyon sistemi ise kardeşi picasso'ya oranla daha sert, bu da konforu bir miktar baltalıyor. performanslı suruşlerde araç hem boyutları nedeniyle yana yatıyor hem de önden kayma eğilimine giriyor. neyse ki esp sistemi aracı dizginleyebiliyor. rüzgar sesi 130-140 sonrası başlarken motor sesi 2500 devir sonrası rahatsız edici boyutlara ulaşıyor. bu arada yan rüzgarlardan biraz etkilendiğini belirteyim. buraya kadar aracı biraz ezdik şimdi de iyi yanlarına geçelim. yakıt tüketimi bu boyutlarda bir araç için çok çok iyi. bu araca ortalama 7 litreden fazla yaktırmanız neredeyse imkansız. şehiriçi ortalama 6 küsur litre, sehirdışı ise 5 küsur litrelerde. benim karışık ortalamam ise 5.9 litre. şanzıman her ne kadar sarsıntılı geçse de bakım masrafı az. ayrıca araç rahat koltuklara ve geniş iç mekana sahip olduğu için uzun yolda fazla yormuyor.

    sorunlar:

    evet, satın alacakları en çok ilgilendiren bölümlerden birine geldik. 5008 bir fransız aracı, bu da bol bol can sıkıcı sorunlar silsilesi demek. bu bölümü de birkaç başlık altına alalım:

    -motor: psa grubunun 1.6 litrelik dizel motorunun klasik problemlerini içeriyor. enjektörler ve turbo 200-250k arası işlevini yitirmeye başlıyor. turbo 150-200k arası ufak bir yağ sızıntısı yapabilir, normaldir, bir pompacıya gösterip pervane kısmında sıkıntı olup olmadığına baktırılabilir. aracın çekişinde bir azalma olmadığı sürece sorun yoktur. 150 bin civarı triger kayışı, termostat ve devirdaim pompası set halinde değiştirilmelidir, yoksa benim başıma geldiği gibi hararet yapıp yolda bırakabilir. geçen yıllar içinde motor normal olarak gücünün bir kısmını kaybediyor, bu da 170 binden sonra hissedilir boyutlara ulaşıyor.
    -şanzıman: özellikle 1. viteste silkeleme ve geçişlerde küt küt sesleri duyuluyorsa bilin ki baskı balata bitmek üzere. bu temel olarak bir manuel şanzıman olduğu için baskı balata bulunuyor. ara ara vites geçmeme ve manuel viteste takılı kalma durumları da yaşanabiliyor, özellikle sabahları şanzıman arızalı uyarısı çıkabiliyor. kontağı kapatıp açtıktan sonra düzeliyor. ben değiştirmesem de şanzımanın elektronik kısmını değiştirenler oluyormuş.
    -elektronik arızalar: say say bitmez... en yaygın olanı, aracın durup dururken esp abs ve elektronik el freni arızası verip sürücüyü korkutması. aslında öyle bir arıza yok. sorun fren müşüründe, ucuz bir parça korkulacak bir durum yok.
    elektronik park freninin düğmesine el freni muamelesi gösterip hayvan gibi asılır iseniz düğmenin içerideki çentiğini kırıyorsunuz, bu da manuel olarak sıkmayı devre dışı bırakıyor. pahalı bir parça, lütfen hassas bir şekilde kullanın. aracın trafiğe çıkışından yaklaşık 10 sene sonra, araç lastik patlak uyarısı veriyor, yine öyle bir durum yok, basınç sensörünün 10 sene ömürlü olan pili bitiyor. pahalı bir parça, ya degistireceksiniz ya da o dıt dıt dıt şeklinde sesi her aracı çalıştırdığınızda ya da fren yapıp yavaşladığınızda duyacaksınız. head-up displayin ekranı kontak kapatılınca normalde kapanması gerekirken kapanıp yeniden açılıyor, önemsiz bir sorun. bu kadar elektronik dolu araç farlardan herhangi biri patladığında hiçbir uyarı vermiyor. ilginç.
    -alt takım: ilk 100 bin km sonrası ses yapabiliyor, bağlantılar kontrol edilmeli. arka amortisörler yağ kaçağı nedeniyle killa hakan misali blup blup şeklinde ses yapıyor, kullanımı etkilemiyor ama düşük hızlarda çok sinir bozuyor. değiştirmesi çok aşırı maliyetli değil.
    -trim parçaları: en can sıkıcı sorunlar burada. ön konsolun üst kısmında yıllar geçtikçe bir parmak boşluk açılıyor, araç 100 bin kilometreyi geçince istisnasız her yerinden trim sesi yapıyor. cam kumandaları çok kaliteli değil, düğmelerin dişleri kırılabiliyor, pahalı bir parça dikkat edin. kapı fitilleri ve direksiyon derisi çok çabuk yıpranıyor. koyu renkli modelleri alırsanız açık renkli döşemeler ile geliyor ve döşemeler çok çabuk kirleniyor. tavan perdesine de dikkat etmek gerekiyor. yan güneşliklerin makarası ne kadar kolay bozulabir acaba diye düşünerek üretilmiş, değişimi çok maliyetli. kapı çekme kolu ve arka klima menfezleri kolayca kırılabiliyor ve arka klimanın çevirmeli düğmesi bulunduğu yerin içine göçebiliyor. bütün düğmelerin üzerinde bulunan soft kaplama çok kolay bir şekilde çizilebiliyor.

    sonuç:

    eğer 100 bin tl civarı 7 kişilik geniş bir mpv bakıyorsanız en iyi seçeneklerden birisi. tabi can sıkıcı trim seslerine ve elektrik arızalarına göz yumarsanız. kısaca 5008 size geniş bir bagaj, bolca donanım, düşük tüketim ve bizim insanımızın geniş aileler için tercihi olan ticarilerden kat kat daha fazla konfor ve rahat bir sürüş sunuyor. 7 senelik ve 135 bin kilometrelik tecrübelerim bu şekilde. sorularınız için yeşillendirmeniz yeterli.
  • ismini vermeyeyim ama kaporta için gittiğim büyük ve tanınmış bir peugeot bayi\servisinde çalışanlardan birisi telefonda karşıdaki kişiye şu cümleyi kurdu: "yok hayır. tavsiye etmem. 5008 peugeot'nun en sorunlu aracı sonuçta. çok sık arıza çıkarıyor. şu an servis 5008 dolu" bu lafı duyunca kafayı servise bakan pencerenin oradan şöyle bir uzattım ve içeride 5 tane araç vardı. 3 tanesi 5008'di.

    ben elçiyim, bana zeval olmasın.
  • kronik sorunları şu şekilde sıralanan aile aracıdır:

    - direksiyonda deri soyulması (ilk 30bin)
    - arka süspansiyonların zamanla ses yapması (ilk 15bin)
    - ön salıncaklardaki sorun sebebi ile 120km üzeri hızlarda titreme (ilk 15bin)
    - kapı fitillerinin çabuk eskimesi (ilk 20bin)

    görüldüğü gibi genelde konfora yönelik sorunlardır ve bunlardan yola çıkarak genelde sorunsuz bir araç olduğu söylenebilir. bunların dışında kronik sorun olmayan ancak can sıkan bir kaç özelliği daha vardır onlar da :

    - oldukça sert süspansiyon sistemi. en ufak taşı bile götünüzde hissedersiniz.
    - özellikle sıcak havalarda ön konsoldan çıtırtılar gelir
    - koltuk başlarına konan ekranlar pratik değil, mutlaka harici bir dvdplayer ya da media player bağlamanız gerekiyor.
    - yol bilgisayar ekranı kullanışlı değil
    - telefon veya bardak koymak için yer yok.

    bunların dışında son derece şukela bir aile arabasıdır.
  • 2022 model, 1.5l dizel, 8-speed automatic, gt-line birini kiralayıp 11 gün ve yaklasik 2600km kullandığım araç. ahanda bu

    yolculuk konforlu, kullanımı rahat. kontroller için dokunmatik ekran ve basmalı tuş kombinasyonu var, ve bu da teknoloji ve pratikliğin bence ideal dengesi. sürüşü küçük araba gibi hissediliyor (zaten orta sınıf tüm araçlar aynı arabaymış gibi geliyor artık bana). arka koltuk mesafesi, bagaj kapasitesi, ve genel olarak açık ve gizli depolama alanları geniş ve iyi düşünülmüş.

    yakıt tüketimi gayet iyi. full klima, 2 yetişkin 2 çocuk ve tıka basa dolu bagaj ile ile ortalama 5.5-6.0 lt/100km yakmışız. süper.

    nedenini biliyorum, türkiye icin pek çaresi yok ama söylemem lazım: 1.5l dizel motor bu arabaya yetmiyor. şehir içinde sorun olmasa da uzun yolda "çekmiyor", zorlanıyor - ki bahsettiğim hızlar max 120-130km/sa. ama minivandan devşirme bir aile arabası için büyük bir dert de değil.

    görünüşü şık. dayanıklılık konusunda bir fikrim yok. ama genel olarak yakın gelecekte peugeot (veya herhangi bir psa ürününü) almaya da henüz cesaretim yok.
  • araba kullanmayı sevmiyorsanız, şehir dışı yolculuklar da yapmanız gerekiyorsa tercih etmenizi önereceğim modeldir.

    ilk kullanmaya başladıktan itibaren, "ohh be , dünya varmış" dedirtiyor.

    çok rahat , çok konforlu, çok güzel. canım benim.

    alırken çevredeki süper akıllı tiplerin uyarıları oluyor. mesela fransız arabası bozulur, yedek parça, satışı zor olur, satamazsın 2. el falan.

    yahu satışı kolay olacak diye doblo mu alacaz?

    fiyatına gelince, tabii ki türkiyede dolarla değil de türk parasıyla para kazandığımızdan fiyatı pahalı. ama tüm arabalar pahalı zaten, hatta göreceli uygun bir fiyata sahip de diyebiliriz 5008 için.

    yine aynı soruyu soralım, ucuz diye doblo mu alalım illaki?

    sonuçta otomobilden pek anlamayan(kullanım klavuzlarını okurum her aldığım arabada mutlaka, şimdilik yeterli oldu) , araba kullanmayı sevmeyen, gelişmeleri de takip etmeyen biri olarak, arabada geçirdiğim vaktin kalitesini arttırmış bir araçtır benim için. tavsiye ederim .

    ya da siktir edin doblo alın siz, ucuz, yedek parçası kolay bulunuyor, 2. el satışı rahat. size de bu yakışır amk
  • tek kavrama otomatik viteslisi alışkanlık ister. manuel vitesten iyidir, tam otomatik ve çift kavramalardan kötüdür. bazı durumlarda manuel vitesten de iyi değildir. sportif kullanıma gelmez.

    5008 kullanan insanlar, sportif sürüş yapmaz zaten. o yüzden, tercih edilebilir. dizel motoru iyidir, turbo patlatabilir. standart olarak, peugeot elektroniği, yer yer arıza verir, yolda bırakmaz. önemsizdir mide bulandırabilir. trim sesi, vazgeçilmezidir. fransız arabalarının hepsinde ne kadar trim sesi varsa, bunda da bi o kadar var.

    az yakar, içi geniştir, türk insanına uygundur. ucuza alınır, ucuza binilir, ucuza satılır. aracın özeti bu. fazlasını beklemeyin.
  • 2024 model, 1.2 hybrid 136 ps motorlu, gt donanım paketli versiyonunu, yurtdışı seyahatimizde şehir içi şehir dışı karışık yaklaşık 1000 km boyunca tecrübe ettiğim otomobil. bu arada bu 1000 km'yi, 5 yaşındaki çocuğumuz ile birlikte yaptık. o açıdan tam kapsamlı bir değerlendirme oldu.

    4 yıllık bir skoda kodiaq kullanıcısı olarak, kodiaq'ın doğrudan rakibi olan bu aracın artıları ve eksileri olduğunu belirtmem gerekiyor ancak genel olarak beğendim.

    kodiaq'ın oturma pozisyonu suv, sürüş hissiyatı ise yüksek bir sw gibi (otomobile yakın diyelim) iken, bu aracın sürüş hissiyatı da yumuşak bir suv gibi. tasarımı da zaten, düz arka kısım, yüksek yan çizgiler nedeniyle biraz minivanlara yakın duruyor. ama keyifli bir kullanım sunuyor.

    bizi en çok etkileyen iç hacmi oldu. aşağıda detaylıca değineyim:

    artıları:
    + şık ve alımlı tasarım (göreceli elbette)
    + kaliteli malzeme ve iyi işçilik (gt donanım etkisiyle cazibesi artan iç mekan)
    + geniş ve kullanışlı iç mekan (ön koltuk sırtlıklarında katlanır masalar, arkada düz zemin, yükselen tavan nedeniyle ferah iç mekan)
    + sürücü dostu kokpit
    + kullanışlı orta konsol ve saklama gözleri (iki bardaklık, vites seçme butonu yanında telefon anahtar konulabilecek alan, ön tarafından daha geniş başka alan, kapı içleri gayet geniş)
    + oldukça büyük kol dayama altı saklama haznesi (soğutmalı)
    + arkada bağımsız 3 koltuk, 3'ü de ayrı ayrı ileri geri hareket ettirilebiliyor, sırtlıkları yatırılabiliyor)
    + arka kısımda geniş diz mesafesi (boy 1.80 bacak boyu uzun, kodiaq'ın da diz mesafesi geniştir ancak bu araçta benim arkamda çocuk koltuğunda oturan çocuğun ayağı koltuğa değmiyordu - kodiaq'ta değiyor)
    + dev bagaj (bizimki 5 kişilik versiyondu. şöyle ki, bir dev puset, iki dev valiz diklemesine sığdı. koltukları öne çekmeye gerek dahi kalmadı, koltukları öne çekerek başka çantalar da konulabildi, arkada oturanların diz mesafesi olumsuz etkilenmedi)
    + düz bagaj zemini ve bagajın iç yüksekliği
    + hybrid motor nedeniyle çok ciddi düşük yakıt tüketimi. şehir içi şehir dışı karışık 100 km'de ortalama 6 lt. değildi.
    + donanım pakedinde sunulan arka masalar, arka yan cam perdeleri konforu artırıyor
    + aydınlatma performansı çok iyi
    + manevra kabiliyeti yüksek, boyuta rağmen park etmek kolay

    eksiler
    - hybrid motor alışkanlık istiyor ancak şehir içi ani manevralarda rahatsız edici bir devreye girme / devreden çıkma ritüeli var. 136 ps kasaya biraz yetersiz kalıyor. öte yandan şehirler arası yolda sport modda kullanılırsa hantallık hissettirmiyor.
    - arka kol dayama yok
    - arka koltukların minderi düz, sırtlığı yatırsanız bile koltuklar sizi sarmıyor, biraz sandalye hissiyatı veriyor. ancak uzun yolda rahatsız etmedi
    - multimedya arayüzü biraz tırt. carplay var ama tam ekran kullanılamıyor. en basit klima ayarı bile ekrandan yapıldığı için ayarlara tıklandığında diğer menü / görüntü gidiyor. halbuki ekran daha verimli kullanılsa, alanlar ayrılsa, navigasyon açık iken kapanmasa, daha kullanışlı olurdu.
    - geri görüş kamerası görüntü kalitesi düşük. makyaj öncesi 3008 ve 5008'lerde düşüktü, bunda yükseltildi denmişti ancak yok. yakışmıyor
    - gt donanım olmasına rağmen elektrikli - hafızalı ön koltuk bulunmuyor, birden fazla kullanıcı olan durumlarda sıkıntı

    özetle, aileler için kesinlikle değerlendirilmesi gereken bir araç. hem kaliteli, hem pratik.
  • çarpışma testinde kıçının bir yana savrulması basit bir fizik kuralının sonucudur. offset çarpışma testinde araba sol önden çarptırıldığından hareketini sağ tarafa doğru sürdürür, sağ önden çarptırıldığında da sol tarafa. yani bir sorun yok.

    örneğin:
    http://www.youtube.com/watch?v=wcuchi5v6nc
    http://www.youtube.com/watch?v=p55b_p-hoke
    http://www.youtube.com/watch?v=9heu7-iwzuo (videonun sonlarında)
    http://www.youtube.com/watch?v=rpywr7x8goo
    http://www.youtube.com/watch?v=htfjnstwc4q
  • peugeot 307'yi korkunç bulan ve firmanın o dönemde ürettiği her tasarımın cehennemin dibini boylaması gerektiğine inanan şahsım gibiler için keskin hatlı, kişilikli ve basbayağı güzel bir tasarımı var. o kadar cüsseden sportif bir hava çıkarmayı başarmışlar. bunun ne kadar zor bir iş olduğunu anlamak için rakiplerine bakmak yeterli.
    not: benim için tek çirkin tarafı, stop lambalarının kıvrılarak yan camların altına girdiği kısım. fransızlığın enginlere sığamayıp taştığı nokta o kıvrım işte.
  • audi,bmw ve mercedes muadileri 140'a geldiginde titremediginden benzeri araclara 100000tl fazla isterler.
hesabın var mı? giriş yap