• 70li yıllarda eşcinsel eğilimlere sahip kişileri nitelemek için söylenen argo söz. haftanın bir gününe adını veren kelimeyi bile argonun içine dahil etmişiz. acaip milletiz vesselam.

    hepinizin iyi bildiği absürt komedi filmi avanak apti'de barut osman yanar döner bir karakteri canlandıran menajer erto'ya sinirlenince bana bak ulan perşembe diye hönkürüyor;

    avanak apti 18:50'ye dikkat.

    senelerce düşündüm neden böyle bir hitap var diye.

    deli gibi yeşilçam filmlerine abandığım 2006-2009 döneminde bir gece yarısı izlediğim cafer'in nargilesi filminde bu sorunun cevabını buldum. ve hatta o dönem üye olduğum kapalı bir forumda da paylaşmıştım.

    serçe parmağınızdan başlayarak haftanın günlerini sayarken perşembede durun ve elinizin şekline bakın*

    caferin nargile'si 22:00'a dikkat.

    not: sırada dikine pançoz var. umarım ne olduğunu deşifre etmek bana nasip olur.
  • koz helvası ya da cevizli helva olarak bilinen, içinde meyan kökü, bol miktarda ceviz ve diğer helva yapım malzemelerini bulunduran, satırla kesilerek satılan, yapışkan ama bir o kadar da güzel helvasının meşhur olduğu ordu ilçesi.

    sahil yolunun tüneller ve viyadüklerle ilçenin arkasından geçirilmesinden sonra trafiği büyük ölçüde sakinlemiştir. ideal bir bisiklet güzergahıdır.

    insanı çağdaştır, okuyanı çoktur. gidilmesi, görülmesi tavsiye edilir.
  • evliya çelebi seyahatnamesi'nde vona olarak zikredilen ilçedir.

    “(fatsa’dan) kalkarak istefani burnu denilen mahalle geldik. deryaya doğru on mil çıkmış bir sivri burundu. dağlarında mamur rum köyleri vardı. bunlar da canik toprağında mahsuldar köylerdir. bu burnu geçip şimal taraftan vona kalesine geldik.
    vona, ceneviz frenklerinin binasıdır. canik sancağı hükmünde subaşılıktır. kalesi deniz kıyısında yuvarlak eski bir kaledir. kale kumandanı (dizdarı) ve neferleri vardır. ama cephanesi ol kadar iyi değildir.
    halkı ekseriya rum ve tuna etrakidir. (türk) camileri, hamamı, hanı, küçük çarsısı vardır. serdarı,150 akçalı kadısı vardır. o kadar ileri gelenleri yoktur. burası güzel demir tutar büyük bir limandır. gemilerin demir bırakmadan yatması mümkündür. azerbaycan hükümdarı uzun hasan, gümüşhane, bayburt, ducanka kalelerini fethederken bu vona kalesini de almıştı. sonra da fatih zamanında osmanlılara geçmiştir.”

    not: osmanlıca bilmiyorum, osmanlıcasına ulaşabileceğim bir yerde bulamadım teyit edebilmek için. belki de orijinalinde perşembe yazıyordur.
  • bence, saçları kıvırcık.
  • fransizca:jeudi (jupiter'in gunu)
    ingilizce :thursday (thor'un gunu)
  • ordu ilinin küçük bir sahil ilçesi....gezilesi görülesi
  • ~perşembe için~

    (...)
    perşembe günlerini sevmem. sabah sekizden akşam beşe kadar demek istiyorum. yüz kere, bin kere alt alta yazmak istiyorum: perşembe günlerini sevmem. sonunda insanlar anlasın ne demek istediğimi de sormasınlar gerisini. can sıkıcı anılarımdan kurtulmak için daha iyi bir yol bilmiyorum. perşembe günlerini sevmem. daha ne istiyorsun benden? sevmiyorum işte. neyi seviyorum ki? çiçekleri de, iki kiloluk gaz tenekelerinin içine doldurduğum toprakların ortasına sapladım: arsız çiçekler yetiştiriyorum. tenekeler düşmesin diye pencerenin iki kasası arasına çıtalar çaktım: daha çirkin oldu görünüşleri. çiçeklerle birlikte her soluk alışımızda havayı kirletiyoruz. daha ne istiyorsunuz benden? kafeste solucan filân beslememi mi bekliyorsunuz? midem sağlam olsaydı onu da yapardım. biliyorum, kimseyi kandıramıyorum: siz gene perşembe günü ne olduğunu anlatmamı bekliyorsunuz. bu uzun girişten sonra, dişe dokunur bir, ne bileyim, bir esaslı olay, ya da ruhsal derinliği olan bir gözlem umuyorsunuz. solucanla ilgili acı güldürücülüğüme kapılanlar da olabilir içinizde. bir bilseniz arkasından gelen tatsızlığı. bu nedenle, bana kalırsa, perşembeleri sevmem-usandım gene bir de “günler” demeye- sözünü, sabrınız olduğu kadar tekrarlayın daha iyi. yoksa siz de, ben de pişman olacağız. perşembe günü ile yetinmeyeceğim. daha şimdiden, arsız çiçekleri, solucanları soktum araya, perşembe günlerinden hiç bahsetmediğim halde.
    (...)

    oğuz atay-günler/6 ağustos ‘70
  • pazartesiye en uzak ama cumaya en yakın gün olarak bünyesinde umut barındıran gün.
  • farsça penc “beş” ve şenbih “gün” birleşerek
    penc-şenbih-penc-şenbe “beşinci gün” anlamına gelen perşembe doğmuştur

    yaşadığım tüm güzel günlerin çoğunun perşembeye denk gelmesi artık bildiğim, şaşırmadığım bir durum.bugün gibi.

    perşembe perişanlık değildir bazılarımız için cumadan bile daha kutsaldır.

    merak edenlere;

    (bkz: #149740495)
  • ordu ilinin bir ilcesi.
hesabın var mı? giriş yap