• skarlet ohara, aydınlanmaktan ölücem dfhshfshfh

    ya bu şarkıyı pek severim ben tamam mı, dinlerken sözlerine bu sefer ayrıca bir takıldım. yani tamam anafikri biliyoruz ama üzerine hiç düşünmemiştim.

    "so if you really love me, say yes
    but if you don't, dear, confess
    and please don't tell me
    perhaps, perhaps, perhaps"

    e tamam işte. ben dedim ki "bak ben böyle yaşayamam bana net bir şey söylemelisin." adam da bana dedi ki "ya dagny iyisin güzelsin ama yok yani olmayacak bu, kusura bakma."

    hanım hanım sormuşum efendi efendi söylemiş, sorun yok, bir süre üzülüp ağlicam filan ama bu yani. dramatize edilecek bir şey yok.

    derkeeeen...

    "if you can't make your mind up
    we'll never get started"

    ama biz "başlamıştık" beybiliboy, onu nasıl yapalım?

    sfhshfhafhshf allah kahretmesin bu standart olmama derdini tasasını ya. yemin ederim biz kadınları hep siz böyle yaptınız, yok kezbanmış yok bokmuş.

    gerçi haksız da değilsiniz öte yandan, ideal dünyada bir insan kendini cinsiyetinden ötürü ayrı muameleye müstehak sanmamalı. ama ne dedik, ideal dünyada. peki ideal mi bu dünya? değil.

    ama işte biz her şey idealmiş ve aylecek cennetin yedinci katında yaşıyormuş gibi düşünürsek, kendimize ve hayatımızdaki insanlara öyle davranırsak, bir idealizm simülasyonu içinde yaşayıp gidebilirmişiz sandık.

    bunu şuraya getireceğim. ilişkiler, öyle eskiden olduğu gibi, muhallebicilerde filan görüşmeklerle başlamamalıydı çünkü bu eski kafalılıktı. sevgili olduğun için birlikte olmazdın, birlikte olduğun için sevgili olurdun. iki yetişkin ve aklı başında insan beraber zaman geçirirlerdi, gezer tozar yatar kalkarlardı, birbirlerinin ellerini tutar dertlerini dinlerlerdi, bu akış içinde sevgili olunursa olunurdu.

    öyle peşimden koşturayım, bakalım nazımı ne kadar çekecek, gel deyince gelmekte sorun yok da git deyince hemen mi gidecek, çiçekler çikolatalar bir şeyler, küçük sürprizler büyük tatlışlıklar... ne gereği var, olağan hayatımızda işlerin nasıl gittiğine bakmak lazım. oluyorsa oluyordur. öyle düşündük. düşündürüldük. gerçi ben hala öyle düşünüyorum.

    sfhshfshf gerçekten muazzam bir bok yemektesin karşim tebrikler.

    e tabi bu gündelik hayat doğru düzgün akmaya devam edince de, kendimizi "olduk" sandık.
    hah sonra kaldın mı kapının önünde?

    sen birlikte her haltı ye, sonra "tatlım olmuyor yha sorry."

    halbuki bak adam ne güzel demiş, bak demiş, milyon defa sordum demiş, bir şey demiyorsun demiş, böyle yaparsan demiş, başlayamayız.

    ben bu saatten sonra artık başka biri olamam ki zaten olmak istediğim de yok. ama bilin yani, siz gençler yolun başında kendinizi doğru düzgün şeyapın, bakmayın bu insanların sizin triplerinize kezbanlık dediğine.

    kızlar bu diyeceğimi saçma bulursanız yerden göğe kadar haklısınız. çünkü saçma. yani saçma demek belki fazla olabilir ama ideal olmadığı kesin. ve umarım, bunun saçma olmadığını düşüneceğiniz bir dünyanız asla olmaz. he siz yine bildiğiniz gibi takılın tabi de, bu da aklınızda bulunsun.

    o "seni seviyorum" gelecek. ne olacaksa ondan sonra olacak.

    yoksa, hadi cnm, kapatma kızın önünü, hadi ablam.
  • belirsizliklerden nefret edenler için söylüyor nat king cole abimiz;

    beni sevdiğini itiraf edeceğin yok
    e o zaman nereden bilebilirim ki?
    tek söylediğin
    "belki, belki, belki".

    bir milyon kez sordum sana
    ve işte şimdi yine soruyorum
    yine cevabın aynı bana
    "belki, belki, belki".

    eğer artık kararını vermezsen
    hiç başlayamayacağız
    ve sonunda ayrı düşüp
    kalbimin kırılmasını da istemiyorum
    bu yüzden eğer beni gerçekten seviyorsan
    bana evet de, yok eğer sevmiyorsan, tatlım
    itiraf et, ama sakın
    "belki, belki, belki" deme.
  • kabul etmiyorsun sevdiğini
    nasıl bileyim ki sevgini
    hep öyle söylüyorsun
    belki belki belki

    defalarca sordum sana
    bıkmadan sordum yana yana
    sen dedin yalnızca
    belki belki belki

    karar veremiyorsan
    yaşayamayız kana kana
    aşk bitmesin istiyorum
    kalalım, hep yan yana

    seviyorsan gerçekten beni
    itiraf et, bekliyorum seni
    ve lütfen öyle söyleme
    belki belki belki

    not: çeviri bana ait. parçayı aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz:

    https://www.youtube.com/watch?v=ycgmyqjfgrm
  • coupling'in başına epey güzel yakışan ve dile güzel dolanan, sürekli kıvrılarak dans etme`:?` güdüsü uyandıran şarkıdır.
  • coupling'in hemen her bölümünün başında yayınlanan jenerik kısmında çalan şarkı. diziyle özdeşleştirdiğim için her bölümden önce yüzümü güldürüp içimi ısıtmayı başarmıştır.
  • doris day'den daha iyi soyleyenin olmadigina inandigim sarki.
  • "belki, olabilir, bakarız"
  • coupling le ozdeslestirdigim guzel sarki...
  • iki arkadasim arasinda gecen konusma:

    lulelibok: guess what song i am listening to
    rachel: something muse?
    rachel: maybe sebnem
    lulelibok: no
    rachel: corrs?
    lulelibok: perhaps
    rachel: summer wine?
    lulelibok: i said perhaps
    rachel: well, then what are you listening to?
    lulelibok: perhaps ^3
    rachel: ?
  • aşkın kuralı gibi bir şarkıdır bu

    if you can't make your mind up,
    we'll never get started,
    and i don't want to wind up being parted,
    broken-hearted.
hesabın var mı? giriş yap