• "partizan"

    gırtlağımda bir harf büyüyor
    buna dayanacağım
    dişlerim kamaşıyor yıldızlardan
    buna da.
    kabaran bir çarpıntı oluyor şehir.
    artık yırtarak açtığımız zarflarda
    ne kargış ne infilâk
    yalnız
    koynunda çaresiz, çıplak
    isyan işaretleri taşıyan
    bir ergen cesedi.

    kabaran bir çarpıntı oluyor şehir
    uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor
    her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor
    domuzuna ölüyor bankerlere durarak
    noterden onaylı kâğıtlara durarak
    mevlit ilanlarına durarak.
    yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum.
    —yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha-
    gırtlağımda bir harf büyüyor
    gırtlağımızda.

    sarp bir güvercin düşüyor yüreğimden
    buna dayanmalıyım
    ölünce bir partizan gibi ölmeliyim
    sabahın kuşluk vaktine savrulan
    savrulan savrulan ergen ölüleri gibi.
    şehrin şarkısını söylediğim zaman
    yağız bir kımıltı oluyor sesim
    korku ve cüzam
    korku ve cüzam
    korku...
    ne beklenebilir artık namlulardan.
    harçlar karılmış duruyordur
    hem de kara
    bir gerdek olarak yaşıyoruzdur kendimizi
    ne beklenebilir.

    yırtarak açtığımız zarflarda
    büyük tecimevlerinde, büyük çarşılarda
    pokerde-sinemada-genelevlerde
    ne bir suçlu çağrışımı, ne karabasan
    yalnız o herkesler
    o herkesler kendine akarak boğulan
    ve sürdüren bir güleç kocamışlığı.
    bereketli kuşlar serpeceğim ayaklarıma
    genzimi yakarak
    bir cinayet türküsü söyleyeceğim ben de
    ölürsem bir partizan gibi öleceğim
    azgın bir gebelik halinde.

    beni dinmeyen bir mavilik kanırtıyor
    buna dayanamam
    bir çeteci dişleriyle söküyor kanımdaki çiviyi
    buna da.
    radyodan silâh sesleri geliyor
    ter kokusu geliyor, ayak
    aksayan bir şey örtüyor
    yüreğimin kabzasını
    olmadık sesler geliyor radyodan
    beynimde korkunç bir vida olarak
    ergen ölüleri
    artık ellerimi bu rahlelerden ayırsam
    boyunbağımın ve gülüşümün o kirli
    rahatlığından, yırtık uğultusundan şehrin.

    umudunun ayak seslerini okşuyoruz, yavrum.
    kuşandığımız
    bu alkol kokusu bize ne getirdi ki!
    çiksam
    gök
    şarlayarak devrilse ardımdan
    -ölürsek bir partizan gibi ölmeliydik-
    yürüsem parçalanmış bir ceset tazeliğinde
    yürüsem beynimde kıpkızıl bir serinlik
    sonra denizler devirebilirim dudaklarımdan
    sonra aşk, sonra dirlik: partizan

    (ismet özel)
  • (bkz: faşizm)e,(bkz: emperyalizm)e,(bkz: şovenizm)e ve her türden gericiliğe karşı uzun yıllardır yurdumuzda yayınlanan ve bu sıralar 2 ayda bir çıkarılan,içerik olarak ülkenin ve dünyanın siyasal durumuna ilişkin tespitlerde ayağı yere basan sentezler sunduğuna inandığım, siyasi bir dergidir. ayrıca ülkemizde 18 mayıs 1973 te diyarbakır zindanlarında katledilen komünist önder (bkz: ibrahim kaypakkaya)'nın fikirlerini ve (bkz: marksist)-(bkz: leninis)t-(bkz: maoist) teoriyi rehber alan gruba yurdumuzda verilen isim. 15 günde bir yayınlanan "(bkz: demokratik halk iktidarı için işçi köylü)" gazetesinide yayınlamaktadırlar.

    http://iscikoylu.org/
  • öğrendiğim kadarıyla, yugoslavya, arnavutluk, bulgaristan gibi ülkelerde eskiden bizdeki gazi/şehit gibi büyük saygı duyulan, bir ortama girdi mi "ooo partizan abi buyur gel, yap ordan partizan abime bir az şekerli kahve benden, eee anlat bakalım partizan abi nasıl kovaladanız almanları" muamelesi gören kişiler. devlet tarafından maaş bağlanır ve bazı sosyal hakları olurmuş. partizanın çocuğu hatta torunu olmak bile önemli bir övünç kaynağı imiş.

    tabii günümüzde "ben partizanım" ya da " dedem partizandı" diyenleri odunla kovalıyorlarmış ki o da ayrı bir konu
  • ötekilere bıraktık
    güneşi karşılamayı
    nasıl ama nasıl isterdik
    isterdik biz de yaşamayı

    erken öleceğiz seninle biz
    şafaktan önce öleceğiz
    madem ki biz partizanız
    zincirin ilk halkasıyız
    erken öleceğiz seninle biz

    anımsar mısın seninle
    gece nasıl vedalaşmıştık?
    silah sesleriyle yüklüydü gece
    nasıl heyecanlıydık nasıl?
    kulağımız yüreğimizde
  • parti kelimesine ili$tiriliveren -zan [-san(e)] eki sayesinde, "parti sever", "parti mensubu" gibilerinden anlamlara gelen kelime. nitekim sempati kelimesine ayni i$lem uygulandiginda "sempatizan" elde ederiz.
  • ilk roma imparatorluğu'na karşı ayaklanan, roma düşmanı yahudilere denilmiş partizan. parti kelimesi de partizan'dan gelme imiş. önce partizan, sonra parti...

    yahudiler mi kendilerine demiş, yoksa romalılar mı yahudilere yakıştırmış, malumatım yok. latince'de part var, kısım. fakat partizan başlı başına bir kelime. ibranice kökenli olması muhtemel, romalı bir kelimeye benzemiyor. partizanlar bir araya gelince oluşturdukları grup da parti. asırlar sonra bu parti olgusu, demokrasilerin temeli olmuş, malum. hey gidi roma, nereden nereye...

    imparatorluğa başkaldıranın adı partizan... bu bana, 19. asırda mikrop gibi yayılmaya başlayan ulusçuluk akımının etkisiyle imparatorlukların yıkılışını anımsattı. o zaman da başkaldıranlar ne yaptı, partileşme yoluyla iktidara önce ortak, sonra sahip oldu. gerçi, işi bilip işe gitmeyen avrupa'da "sembolik olarak" krallık müessesesi devam etti, ediyor. "imparatorluk"un, kültürün kökenini, zeminini ve sürekliliğini sağlayan, toplum olma şuurunu koruyan son derece işlevsel ve hayati bir sembol olduğunu, avrupa nasıl da fark etmiş değil mi...

    bizde yok meselâ böyle bir sembol, sembolsüzleştirilmişiz. kavukla, kaftanla gezip biricik ecdadımız masalları anlatmayı tabiatıyla sembolden sayacak değilim. ha bu kiçleştirme de, sembolsüzleştirmenin olmazsa olmaz araçlarından muhakkak, unutmadan... sembolsüzleştirilmeyi, modernizm üstatları lütfen şöyle enine boyuna bir okusunlar. sembolsüz okumayı biliyorlarsa tabii...

    hasılı bendeniz şu sonuca vardım: partizanların iki bin küsur sene önce başlattıkları savaş, 20. asırda kemale ermiş. şimdiyse, hasat zamanı. evet, her hâlükârda ibretlik ve sembolik bir hikâye.
  • (fransızca: partisan. italyanca: partigiano)
    parti mensubu hatta mensubu olduğu partinin fanatiği anlamlarında kullanılır.
    bir de yugoslavya'nın partizan belgrad spor kulübü var, kızılyıldız'ın ezeli rakibi.
  • ilk defa şimdi dinledim. izmir'den koşarak yola çıktım. 8 saat sonra biri sevabına istanbul taksim'de karşılasın. kahvaltı benden.
  • bir bölgenin kontrolüne direnmek için teşekkül etmiş düzensiz askeri kuvvetlerin üyelerine verilen isim.

    (bkz: anadolu müdafai hukuk cemiyeti) veya ispanya iç savaşı'nda monarşiye kaşı direnen cumhuriyetçiler örnek gösterilebilir.

    2. dünya savaşı'nda italya'da benito mussolini'yi devirmeye çalışan italyan komünistlerde en meşur bilinen partizanlardır. hatta bella ciao şarkısında dağın en tepesine, güzel bir çiçeğin gölgesinin altına gömülmek isteyen direnişçinin kendine hitap ediş şeklidir aynı zamanda.
  • 8 mart 2014'te kaldirac resmen sivadi ama partizan bunu yapmadi.

    "zira evet, feminizm ile ideolojik anlamda ortaklaşamadığımız noktalar vardır. ancak bu feminist hareketin mücadelesini ve örgütlenmesini meşru görmediğimiz anlamına gelmemektedir. feminist anlayışı benimsememekle birlikte feminist hareketin ülkemizdeki kadın hareketi içerisindeki önemli öznelerden biri olduğunu inkar etmiyoruz. dolayısıyla 8 mart akşamı yaşanan sıkıntılı durumu bu politik bakış açısıyla değerlendirmenin doğru olmadığı kanısındayız."

    boyle bir aciklama yapmislar. feminizmi salt postmodern bir hareket olarak gorup bu aciklamayi yapmadilarsa feminizm algilarini cidden merak ediyorum. mesela ortaklasamadiklari noktalar neler? ulkedeki kadin hareketi olarak sozunu ettikleri hareket hangileri? kadin hareketi algilari nedir?

    vs

    vs
hesabın var mı? giriş yap