• önünde kıçını yaya yaya yürüyen insanımsıya söylediğinde bi siktir kenara da geçeyim pezevenk manasına da gelir.
  • dün biri bana
    - pardon
    dedi. ben de ona:
    - estağfurullah, siz pardon
    dedim.

    sonra "ne dedim la ben?" diye sordum ama çok da mantıksız değil. adam bana "affedin" demiş oldu, ben de "siz affedin" demiş oldum. olabilir yani.
  • bir garson çağırma biçimi. garip bir olayla anlatıcam.

    yer: kaş/ bir plajın kenarında kuzenle oturuyoruz.

    önümüzden bir garson geçiyor. biz de ice tea falan içicez.

    +bakar mısın?
    garson geçip gidiyor. sadece dönüp bakıyor.
    +hey. bakar mısın?
    garson gene bakıp geçiyor.
    +arkadaşım bakar mısın???

    böyle diyince geliyor. asabi asabi bakıyor allah bakıyor. biz kuzenle dayanamıyor gülmeye başlıyoruz. bir de sevimli piç.

    - yeter mi abi bu kadar baktığım

    falan diyip gidiyor. veee

    biz de aynı zamanda şaşırmış bir biçimde,

    -pardon...

    garsondan inanılmaz yanıt.

    +(elini kaldırarak) önemli değil.
  • fransızcadan dilimize yerleşmiş bir sözcüktür.kullanım yeri özür dilemek, af dilemek maksaydıyla olsa da yer yer amacından sapmalar gözlenebilir. gerçek anlamı ise sanılanın aksine çok farklıdır. "par" fransızcada -ile, yardımıyla- demektir, "don" ise -yetenek, beceri-dir yani pardon dediğimiz zaman "bilerek, isteyerek, bilinçli olarak yaptım ama af diliyorum" demiş olmamız gerekir fakat bunu günümüzde o kadar değişik anlamlarda kullanıyorlar ki çoğu frankofon artık bu anlamının bilincinde değil.
  • (bkz: se se see)
  • yerinde mizah, dozunda eleştiriler, son derece kaliteli esprilerle fazlasıyla "olmuş" bir film. müzikleri de çok kaliteli olmuş.
  • hiç bir şey hissedilmeden kullanılan tek nezâket hitabı bu herhalde. "teşekkür ederim"de bir memnuniyet vardır mesela, saygı vardır, görgü vardır; "özür dilerim" desen pişmanlık vardır, utangaçlık vardır, vesairedir, "afedersiniz" çıtkırıldımdır, düşünülmüş bir nezâket içerir. oysa pardon kütük gibidir:

    - pardon müsaade eder misiniz?
    - pardon birader görmedim...
    - pardon, neyse yahu, önemli değil.
    - tamam, ben pardon.

    pardon'ları kaldır, nezâket ölçüsü değişmez diyaloğun. gıcık şey.
  • engizisyon mahkemelerinde, idamına karar verilmiş mahkumların, infazdan önceki son pişmanlık hakkına verilen isim.

    kilise tarafından sapkınlıkla yargılanan mahkum, ateşte yakılmadan önce, son kez engizisyon hakiminin önüne çıkar. özür dileyip fikrinden vazgeçiyor musun diye, ilgili mahkuma sorulur. mahkum son anda af dileyip fikrinden cayarsa, buna pardon hakkı denir. aksi takdirde, ateşte yakılarak idam edilir.

    türkçe'de, özür dilerim, kusuruma bakmayın, mazur görün, af buyurun gibi gayet nazik bir ifadeler varken, etimolojik kökeni nedeniyle kullanmadığım sözcüktür.
  • şu fani hayat ve güzel ülkemde bu kelimenin karşılığı olabilecek bir türkçe sözcük bulmak hayattaki tek amacım. pardon demek istemiyorum, afedersiniz; genelde fazla geliyor, özür dilerim; genelde hiç uymuyor. yaşamımda ki tek kafa karışıklığım bu. yoksa çok netimdir.
hesabın var mı? giriş yap