• hayatı pantone renkleri ile gören insanlar vardır ki bunlara reklamci ya da grafiker denir. gökyüzü ne kadar 7462 değil mi bibişim, gözlerin ne kadar 7483 kukişim diye gezerler. bir insan hayatını bu sevimli rengarenk kataloglar ile geçiriyorsa normaldir, iltifatları 7420 tonunda kızararak kabul edin, üstlerine varmayın.
  • imdi beni has dinle.

    müşterinin talep ettiği pantone rengini bizim matbaa ustaları göz kararıyla yaparlar. sözüm ona temiz parmağıyla, karıştırdığı boyadan az biraz alıp kağıdın üzerine yayarak pantonedeki istenen renkle kıyaslar. benzeşiyorlarsa boyayı makinaya koyar, prova baskı yapıp tekrar pantonedeki renkle kıyaslar. olmuşsa devam. olmamışsa karıştırdığı boyaların hangisi eksikse makinadaki boyaya ekleyip tekrar prova baskı yapar. önemli olan karışım yapılan boyaların miktarıdır. tutturana kadar prova baskı yapar. kimi ehlileşmiş usta bir kerede tutturur, kimisi 4, 5 defa denerde dener.

    ecnebi usta böyle yapmaz. 1 gram ağırlık farkını dahi gösteren hassas tartısı vardır. sadece istenilen pantone numarasının altındaki miktarlara bakıp o kadar alır, karıştırır ve direk koyar makinaya, baskısını yapar.

    yerli usta 200 gram yapacağı boyayı 700 gram yapar, kaybedilen zaman ve emek de cabası. ecnebi usta ne zaman kaybeder ne de boya. tartıya verilecek paradan kaçıp küçük bir miktar kar ettiğini zanneden bizim matbaacı, yaptığı birkaç yanlış pantone boyadan tartı parasını berhava ettiğini bilmez.

    bizdeki müşteri<-->matbaa arasındaki pantone renk anlaşmazlıklarının sebebi de budur. eskiyen pantonenin renkleri solar. o eskimiş pantoneye uyarak matbaada yapılan renk de müşterinin kendi pantonesiyle farklılık gösterir. kimi titiz müşterilerin her 3 ayda bir yeni pantone talep etmesi bu yüzdendir.
  • pantone'de bulunan renkler, temel renkler hariç, kutu ile satılmazlar. pantone'nin bir renk formül kılavuzu* vardır. ekstra renk basılmak istendiğinde matbaacı buna bakarak temel renkleri, örneğin pantone 151c basacaksa, %75 pantone yellow, %25 pantone warm red'i göz kararı düz bir yere çıkarır. spatulayla karıştırır. boya iyice karışınca çok az bir miktarı spatula ile alıp ezererek inceltir. baş parmağını bu incelmiş boyaya hafifçe bastırır. parmağını kullanılacak kağıda (kağıt önemli) bastırarak doğru rengi elde edip etmediğine katalogla karşılaştırarak karar verir. (burada yapılan işlem matbaa makinesindeki baskı sürecini taklit etmektir.) ustalık isteyen bir iştir. eğer düzgün yapılmazsa renk yanlış çıkar. %100 başarı da asla beklenmemelidir.
  • basildigi kagidin ve dahi üzerindeki bilimum renk kodu örneginin zaman içinde solmasi nedeniyle yilda bir yenisinin alinmasi gereken renk katalogu. tabi bu pantone'nin tavsiyesi ve pek umursanmaz pahalli oldugundan dolayi..
  • bilmeyen biri tarafindan dyo, marshall, caparol vb. gibi firmaların renk kartelasi ile aynı kefeye konulup ajansta badana-boya isi bittikten sonra yarım kalmıs boyalaların saklandıgı kutunun icine konulup bodruma yada depoya götürülmesi durumunda o kutuya koyan kisinin ilerleyen günlerde dünyaya rengarenk bakmasina sebep olan hede...yada yelpaze...
  • kurabiyeleri de varmış aman da aman. http://24.media.tumblr.com/…utpemb1qf7od9o1_400.jpg
  • yüzlerce sayfası olan renk kataloğudur. size lazım olan sayfa ise hiç bir zaman içinde değildir.
  • logo tasarımı yapanlar için solid to process kataloğunu öneriyorum. bu katalog normal pantone değerlerinin 4 renk baskı sisteminde (trgiromi) basıldığında nasıl sonuç verdiğini gösterir. eğer seçtiğiniz pantone değeriyle bunun trigromi karşılığı arasında çok az fark varsa (yoksa demiyorum illaki vardır çünkü) uzun vadede firmanın yararına olacaktır. çünkü basılan 4 renk işlerde bir de ekstra logonun rengi basılmayacak, maliyet artmayacaktır.
  • cristina lucas 'ın onuncu uluslararası istanbul bienali için yaptığı iş.
    ortak renk kodlarını kullanarak 1200'lü yıllardan günümüze, dünyanın ülkeler arasındaki sonu gelmez paylaşım şemasını canlandırmıştır. hani tarih atlaslarında pek sevmediğimiz o haritaları anımsatarak dünyanın hallerini pek güzel canlandırmıştır.
  • pantone, 1950'lerde mervin ve jesse levine kardeşler tarafından ticari baskı şirketi olarak kuruldu. 1956'ya gelindiğinde ise levine kardeşler işe aldıkları lawrence herbert'in kimya bilgisini, pigment stokunun doğru yönetimine ve renkli mürekkep üretiminin sistematikleştirilmesine yönlendirerek şirketin kâr marjını artırdı. daha sonra herbert şirketi levine kardeşlerden satın aldı ve yaptığı başarılı işlerle, projelerle pantone'yi tasarım dünyasının kalbi haline getirdi.

    pantone ilk döneminde yalnızca pigment üretimi ve renkli mürekkep satışına odaklanan bir şirketken, 60'larda herbert dünyadaki tüm renkleri standartlaştırmak için evrensel bir sistem geliştiriyor. pantone matching system (pms) ile şirketin bünyesindeki tüm renklere ve tonlara isimler ve numaralar veriliyor, geniş renk yelpazesinin gösterimi için özel katalog tasarımları yapılıyor. bu yöntem tasarım ve baskıyla ilgilenen herkesin işini önemli ölçüde basitleştirdiği için pantone şirketi hızla popüler hale geliyor. çünkü kullanıcının istediği rengi karşındakine anlatabilmesi için sadece numarasını söylemesi yeterli oluyor. yıllar içinde üretilen renklerin eklenmesiyle de palet periyodik olarak genişletiliyor ve günümüzde bütün tasarım alanlarında özellikle de moda sektöründe fazlasıyla kullanılıyor.

    her sene sonunda "yılın rengi"ni açıklayan pantone renk enstitüsü de, bu şirketinin bir kuruluşu. genel müdür leatrice iseman liderliğindeki ekip renklerin, çağrıştırdığı duygulardan tüketicilerin satın alma alışkanlıklarına kadar hayatımızın tüm alanlarını nasıl etkilediğini araştırıyor ve trendleri tahmin ediyor. özel bir teknoloji kullanmıyorlar; iseman ekibiyle birlikte moda koleksiyonlarını, sergileri, sanat projelerini izliyor. ayrıca dünyanın en önemli moda şehirleri paris, milano ve londra sakinleri tarafından giyilen kıyafetleri, kullanılan aksesuarları, evlerde hakim olan renkleri takip ediyorlar.

    renk seçimi sadece moda ve sanatla sınırlı değil. pantone ekranda hangi renk tonlarının hakim olduğunu anlamak için en etkili yönetmenlerin yeni filmlerini izliyor ve özellikle otomotiv endüstrisindeki en son teknolojiyi de takip ediyor.

    enstitünün kurulusunun 25'inci yılında, 2024'ün rengi olarak 'peach fuzz / şeftali tüyü'nü belirledi. "nezaketi kucaklayan; zihni, bedeni ve ruhu zenginleştiren; şefkatli, besleyici ve yumuşak" olarak açıklanan bu renkle üretkenliğin ve karşıdan görülen başarıların sıklıkla vurgulandığı bir dünyada, ruhumuzu dinlendirmenin, sevdiğimiz insanlarla yakınlığımızın ve kendi benliğimizdeki yaratıcılığı sakinlikle keşfetmenin önemi vurgulanmak istenmiş.

    şefkati ve empatiyi çağrıştıran "peach fuzz", bu yıl gösterime giren "oppenheimer", "barbie", "priscilla" ve "asteroid city" filmlerinin renk paletlerinde gözümüze çarpıyor. 2024 ilkbahar/yaz koleksiyonlarına da baktığımızda alaia, balmain, bottega veneta ve tom ford modaevlerinin koleksiyonlarında "peach fuzz" renk tonunun kullanıldığını görebiliyoruz. yani sanılanın aksine pantone sayesinde trend olmuyor, sosyolojik ruhun görsel yansıması olan modanın analizi sayesinde yıl boyunca en çok tercih edilen renk belirleniyor.

    "yılın rengi" konsepti altında son yıllarda pantone ile birçok marka kapsül koleksiyonlar oluşturdu. ev dekorasyonu markası h&m home, kozmetik markası sephora, hazır giyim markası forever 21 ile italyan ayakkabı ve çanta markası arezzo bu işbirliğine giden birkaç markadan biri. bu koleksiyonlarla "yılın rengi" konsepti destekleniyor.

    kaynak:
    2024'ün şefkatli ve besleyici rengi - ece sükan, 15 - 21 aralık 2023 oksijen gazetesi
hesabın var mı? giriş yap