• taşaklara serinlik getirmiş albüm oldu, her akşam yatmadan önce diş fırçama sürüyorum. ayrıca eğer albümü satın aldıysanız giysi dolabınıza koyun, bir haftaya kadar bütün pantolonlarınız vintage oluyormuş. iç çamaşırda denemeyin dediydiler. ben üstüne boş a4 kağıt bırakıp mezarlığa gömdüm, steven wilson'ımın akciğer röntgeni çıktı. inanmayanlar albümü tersten dinlesin. o zaman death metal oluyor.
  • opeth'in -çekincesiz, dolu dolu, içinden geldiği gibi- progresif rock yapma niyetinde olduğunu kabul ettikten sonra, bu albüme olan sevgim büyük bir ivmeyle artmaya başladı.

    hatta ilk başta takıntı derecesinde dinlediğim ve diğer şarkılara özen göstermemi engelleyen faith in others'ın artık diğer şarkılar arasında o kadar da öne çıkmadığını söyleyebilirim.

    müzik dinlemenin bir ön koşulu var mı bilmiyorum - açık bir zihin, ön yargısızlık, kalıplardan sıyrılmış olma vb.- ama tercihim sorulursa, beklentilerimin karşılanması yerine, ilk başta yadırgasam da zaman içinde ufkumu açan ve beni şaşırtan grupları/albümleri/şarkıları tercih edeceğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

    "tam benim istediğim gibi" mi, yoksa "benim istediğim buymuş" mu dersiniz, birini sevdiğinizde/sevdiğiniz birine?
  • progresif rock'ı çok sevmeyen, mikael'in köpeği olduğu steve wilson ve porcupine tree'den çok da hazzetmeyen biri olarak ne işse hem heritage'ı hem de bu albümü çok beğendim.

    hem de ikisini de ilk intiba olarak, yadırgamadan beğendim. bana bile ilginç gelen bu durumun altında yatan gerçek de sanırım steve wilson ve türevi tekniğin ta dibine vurmuş ama olayın ruhunu çok da aktaramayan amcalarda olmayan işte o eksik şeyin opeth'te dibine kadar olması diyebilirim.

    klavyeler çok daha ön planda, ritmler daha aksak, yer yer oyun havalarını andırır aksaklıkta, tekrarlar ve geçişler çok başarılı, daha 5inci tur dinledim, o da arka arkaya değil, ara verip aralara başka tür şeyler karıştırıp geri dönerek dinledim, zorlamadım kendimi ve her defasında kafamda rastgele bir şarkıdan bir melodiyi çalarken dinlemek isteyip açarken buldum. işte bunu yaptırabiliyorsa bir grup zaten benim nazarımda fazlasıyla yeterli oluyor.

    özetle çok iyi albüm, "opeth" albümü. dinleyin, dinletin.
  • itunes üzerinden ön siparişini verdiğim için gönül rahatlığı ile yorum yapabileceğim albüm. “sizler de emeğe destek olun” mesajını verdikten sonra yorumlarıma geçebilirim;

    • albümü iki gündür sürekli dinliyorum ve açıkça söyleyebilirim ki “on numara” albüm olmuş.

    • ben opeth’i seviyorum arkadaş, ayrıca “opeth çok değişti, çok bozdu, bir yerden sonra bozmaz dedik” çilere de laflar hazırladım. olm manyak mısınız? red hot chili peppers gibi her seferinde aynı albümü mü çıkarsın istiyorsunuz? gidin açın sevdiğiniz albümü, yaptılar zaten zamanında. opeth her albümde bir adım ileri gitmeye devam ediyor ve bu da beni çok mutlu ediyor.

    • mikael’in artık “skerler, sevdiğim müziği yapacağım” moduna giriş albümü heritage olduğu için, o albümdeki heyecanını üzerinden atmış ve ortaya çok daha iyi bir albüm çıkmış. bütün enstrümanlar kıvamında, parçalar yağ gibi akıyor.

    • kişilere tek tek parantez açmayacağım ama bu albümün bir yıldızını seçmem gerekirse bu joakim svalberg olur. tek kelime ile yardırmış.

    • albümdeki bütün parçalara bayıldığım için favori seçemiyorum fakat faith in others bambaşka bir şey olmuş.

    özet olarak yine “bazıların çok seveceği, bazıların ise nefret edeceği” bir albüm yapmış opeth. işte riks budur.
  • daha eternal rains will come'ın davul partisyonları ile gönlümü çtonk diye almış albümdür. hiç şüphe etmedim opeth'ten. hala da etmem. on numara beş taşak albüm olmuş görünüyor. dirim tiyitır progresifçleri dinlemesin zaten.
  • albüm kapağındaki deyişler soldan sağa şöyle:

    an nescis, mi fili, quantilla prudentia mundus regatur? (dünyanın ne kadar az bilgelikle yönetildiğini bilmiyor musun oğlum?) axel oxenstierna'nın oğluna yazdığı bir mektupta geçiyormuş.

    hoc tempore obsequium amicos, veritas odium parit. (bugünlerde arkadaşlar dalkavukluk ile kazanılıyor, doğruluk nefreti doğuruyor.)

    ille dolet vere qui sine teste dolet. (gerçekten yas tutan kişi hiçbir şahit yokken de yas tutan kişidir.)

    mikael akerfeldt bu sözler için "kapakta, çizimlerle beraber latince deyişler olmasını da istedim, söz konusu deyişler için interneti taradım, bir sürü söz arasından çizimlerle örtüşenleri seçtim, sözlerin hitler gibi bir tipe ait olmamasına da özen gösterdim." demiş.
  • rüya gibi albüm.

    müzisyenin ve gurubun evrimi ise kitaplık. yaşlanacaksak böyle yaşlanak. aferin lan.
  • eternal rains will come gibi muhtesem bir parcayla baslamasi hem sans hem de sanssizlik olan album. sans, cunku sizi mukemmel otesi bir prog rock ziyafetinin bekledigi algisini daha ilk saniyelerde oturtuyor beyninize. sanssizlik, zira bu olusturulan pozitif beklenti havada kaliyor ve o ziyafet basladigi gibi yerini yine heritage'daki gibi amacsiz bir suruklenise birakiyor.

    heritage'a gore olumlu yonleri de var ama ben cogu album oncesi degerlendirmede bahsedilen o "daha bi derli toplu" ovgusune cok da katilmiyorum. hicbir guc bana eternal rains will come gibi bir govde gosterisinin ardina cusp of eternity gibi kotu bir amorphis cakmasi sarkiyi koymanin mantigini aciklayamaz zira.
    parcalar kendi iclerinde daha tutarli olabilir ama album genelinde hala bir "abi ben prog seviyorum, yaptim iste bikac beste" havasi suruyor. bir prog rock grubu olarak oturmus bir sounddan bahsetmek halen guc.

    heritage'dan bana gore en onemli farki eternal rains will come gibi bir sahesere sahip olmasi. bunun disinda oldukca vasat ve "oylesine" bir album.

    bir bestecinin en iyi bestelerini dinlemeyi en cok sevdigi turde verebilecegi beklentisine de kafam girsin. bak mesela buyuk bir besteci olarak ben hayvan gibi prog rock ve genel olarak metalseverim ama yaptigim bestelerin yuzde 5'ini bile bulmaz prog etkilenimleri. o yuzden demem odur ki, gel mikael'cigim birak bu isleri, sana prog rock yapma demiyorum hobi olarak yine yap ama dunya uzerindeki en sahengiz prog death metal adami olmaya da devam et. aldin iste hevesini kac albumdur.. ben ki brutalden hazetmeyen insan olarak eski opeth dendiginde agzimdan salyalar akitirken nedense azili bir prog rock sever olarak su son iki albume sadece "meh" diyebiliyorum. ha ama bu surecin ucuncu albumunun tamaminda eternal rains will come kalitesi yakalarsan o zaman bu dediklerimi afiyetle yer, yanagindan da iki makas alirim. bu arada joakim'e de selam soyle, hayvan gibi yardirmis album boyu...
  • yeni dinlemekteyim su an ve gayet iyi gitmekte velakin herseyden once bu produksiyon icin birilerini tebrik etmek lazim (mikael ve steven wilson adli arkadaslar olabilir). gotunun sonuna kadar compress edilmemis, kafa beyin patlatmadan insan gibi dinlenebilen album yapmak bu devirde kolay is degil.

    edit: hayvan gibi bir album bu. dinleyin dinletin evinizin balkonunda megafonla falan tum sokaga duyurun.
  • heritage'a hayal kırıklığı diyenlerin beklememesi gereken albüm.
hesabın var mı? giriş yap