• diyeceksiniz ki kardeşim sövdün o kadar (bkz: #9688629) yine de gitmişin. yemin billah şu iki gözüm önüme aksın ki yine arkadaş kurbanıyım. ama bu son, babam çalsa orada sokağından geçmem o derece. neyse efendim hikayeye dönelim.
    midye bira zirvesi 3'te if'e akma planları yapan zirvedaşlara "lan başım çatlıyo olm halimden belli değil mi eve gidip yatcam" deyip mekanı terk etmişmiştik ki başka bir grubun overalla gitme teklifini kabul etmek zorunda kaldık. neyse efendim ovırol denen yere vardık 4 kadın 2 erkek içeri girerken kapıdaki itlerden birisi "single erkek arkadaşınız gelecekse ismini yazdırın" dedi biz de hasbinallah diyerek telvin'in ismini yazdırıp içeri girdik. içerisi bildiğin overall kokoş karılar tiki bebeler gönül eğleyip sağı solu kesiyorlar. agk da köşede kös kös oturuyor efendim. neyse bir süre sonra telvin arayıp "abi bizi içeri almıyorlar" dedi. kapıya gittim; telvin, depeyi, tathar ve eşi oradalardı. kapıyı bloke eden itlerin başı depeyi'yi ismi yazılı olmadığı için içeri almıyordu. kendisiyle diyalog kurmaya çalıştım, hakikaten denedim. içeride 6 kişi olduğumuzu girerken depeyi'nin ismini yazdırmayı unuttuğumuzu anlatmaya çalıştım. anlayamadı haliyle. bana girenleri arasındaki kızları sanki mal sayarmış gibi "bak bir kız iki kız" gibi iğrenç ötesi bir üslupla saymaya çalıştı. ben de "tamam o zaman toparlanıyoruz, ne bu ya müziği desen müzik değil, adamı desen adam değil" diyerek içerideki arkadaşları almaya gittim. bu arada ben fark etmemişim ama bu ve yanındaki itler benim üzerime doğru "lan ne diyon lan" diyerek yürümüşler. depeyi'nin kapının ardından yaptığı "gel kuçu kuçu hareketi" üzerine bana saldırmaktan vaz geçip ona saldırmışlar. depeyi'den harbiden korkmuş olacaklar ki ben tüm olanlardan habersiz içeridekileri alıp dışarı çıkarmaya çalışırken bir kaç defa kapıda çevrilmeye çalışıldığımda "ehhh sittir la" "indir lan o eli kolu" hareketleri yaparken kuzu gibiydiler.
    hasılı kelam ben bunların zihniyetine tüküreyim efendim.
    içerisi boşken kapıdan payvon fedaisi gibi gel abim diye adam çeviren içerisi doluyken ona buna havlayan zihniyetlerine,
    benim yanımdaki kız arkadaşlarımı (onların tabiriyle bayan arkadaşlar) söz meclisten dışarı mal gibi gören sayıyla içeri alan zihniyetlerine,
    takım elbiseyle cuma ve cumartesileri alamıyoruz diyen zihniyetlerine,
    saat 22:00'ye kadar "bayan arkadaşlara" giriş ücretsiz diyen zihniyetlerine yani kadınlara yaklaşım tarzlarına tüküreyim. hatta tükürmeyeyim tam ortasına huniyle sıçayım.

    bir de o kapının önüne içerde bok varmış gibi yığılanların aklına tüküreyim, kendi aklıma da sıçayım onlara benzediğim için.

    o gece ne mi oldu? manhattan'a gittik oradan çıkıp. güzel müzik*, insan gibi muamele... daha ne isteyelim...

    dur lan şu da içimde kalmasın editi:
    bir gün n'olacak? herkes bizim kadar serinkanlı olamayacak, kapıda biri çıldıracak ya o mekanı yakacak ya da itlerine tam anladıkları dilden neyin ne olduğunu anlatacak. kan gövdeyi götürcek anlamıyor musun dostum kan....
  • kız kıza gittiğiniz vakit kıçınızı dayayacak bir duvar ya da ayna vs bulamazsanız dayayanın sürüyle olduğu mekan. allah korudu yarabbim..
  • dördü hatun, beşi er toplam dokuz kişi, içlerinden hiçbiri minibüs sahibi olmadığından iki arabaya binerek bu yere gider. arabanın birinde üç hatun iki er, diğerinde bir hatun üç er kişi bulunmaktadır. ilk araçtakiler mekana önceden varır, normal olarak kapıya isim cisim vs yazdırmaz, içeri girer. diğer arabadakiler kapıya varınca namus bekçisi cevval badigard yaratıkları tarafından çevrilir.

    - bir bayan üç erkek giremezsiniz.
    - nasıl yani?
    - ikiye dört olsanız olurdu da, her bayan iki erkek sokabiliyor.
    - bizim arkadaşlar biraz evvel içeriye girdiler.
    - isim yazdırdılar mı?
    - muhtemelen hayır.
    - o zaman giremezsiniz.
    - onlar üç bayan iki erkek ama.
    - kapıya isim yazdırmadıkları için giremezsiniz.
    - bak arkadaşım, ben evliyim zaten, bir şeyler içip iki müzik dinleyip evime gidicem.
    - yanınızda bayan olmadan alamayız.
    - ha metres tut kendine diyorsun yani?
    - ...

    o esnada içeridekiler merak edip kapıya gelmiştir. hatun kişinin birisi yaratığa seslenir.
    - bu arkadaşlar bizimle.
    - isim yazdırmadığınız için alamıyorlarmış. hem içeri girebilmem için seninle sevişiyor olmamız lazımmış.
    - ben öyle bir şey demedim.
    - onu ima ettin.. tamam, bekleyeyim ben burada, illa ki bir arkadaşımı görürüm.
    - yoldan geçen birini çevirirseniz de içeri alamayız.
    - arkadaşım olsa bile mi?
    - evet.
    - haydaaa.. gidip hanımı uyandırayım, onu alıp geleyim o zaman. evlilik cüzdanımızı da getirelim mi? hey allaam, oteller sormuyor, burası soruyor. işe bak. gören de içeride millet iş tutuyor sanacak.
    - o zaman da almam sizi.
    - nası? pardon?
    - bana agresif yapan müşteriyi almama hakkım var.
    - oooldu. size iyi günleeeer..
  • bir hesaptaki varliklarin o andaki degerlerinin toplami.
  • arkadaş hatrına gidiliyor. işten çıktıktan sonra eve gidilememiş haliyle takım elbiseliyiz. ama gayet de şık ve efendiyiz yani. araba park ediliyor, mekanın kapısını yanaşılıyor. üzerindeki t-shirtü değiştirsen simitçi karizmasına erişemeyecek bodyguard "beyefendi yalnız ceketinizi ve kravatınızı içeri girmeden vestiyere bırakınız" diyor ve olaylar gelişiyor.

    - beyefendi yalnız ceketinizi ve kravatınızı içeri girmeden vestiyere bırakınız.
    - ha nası yani?
    - şahsınızla ilgili değil işletme prensibi (kim öğretti lan o lafı size işletme ne prensip ne biliyo musun düdük)
    - bırakmam. (sikerim mekanını deyip çekip gidecekken arkadaşın girmiş bulunduğu görülür ve onun hatıran inekle diyaloğa devam edilir)
    - işletme prensibi.
    - iyi de o zaman sokakta volta atan, kapılarda ağa gibi dikilen* çakma mafya babalarına benzemez miyim?
    - işletme bıdı bıdı cuma ve cumartesi günleri. kumaş pantolon gömlek vıdı vıdı*
    - bak güzel kardeşim takım elbise dediğinin en mühim özelliği dünyanın her yerinde kabul gören tek kıyafet olmasıdır. sen nasıl seçebilirsin bu kıyafeti?
    - lütfen beyefendi.
    - giriyorum ama bırakmam elbisemi hiç bir yere! (lan öküz akşam yemeğine gelmedik o basık mekanda zaten çıkar bu ama ben istersem)
    - ama işletme bıdı müşteri vıdı.
    - ya bak ben bunları çıkarmam, çıkarırsam hiç hoşlanmadığım tiplere benzerim kıyafetim de gayet güzel ve dediğim gibi dünyada ayrılmayan, değişmeyen tek kıyafet.
    içlerinden bir tanesi: tamam beyefendi buyrun.

    içeri girilir. bilet kesen düdükler karşılar.
    - yalnız beyefendi ceket ve kravat.
    - eeeeeeeeeeeeeeeeeeee, kapıdakilere sor. <ittir geç, gir. salak mekandaki düğüne gelir gibi gelen kokoş karıları gör, "benim elbisemi beğenmeyenlere bak allahım ben nerdeyim ne yapıyorum" de. yanındaki arkadaşa bak, biraz sakinleş.>

    .
  • dün gece itibariyle kapısında şöyle bir diyaloğa şahit olunmuş mekandır.
    (kapının önünde bir araba durmustur ve konuşma başlar.)

    sürücü:pardon boş yeriniz var mi acaba?
    görevli:boş yerimiz var ama yanınızda bayanınız var mı?
    sürücü:olmaz mı (bunu söylerken pis pis sırıtır)
    görevli:öyleyse buyrun efendim.
  • ankara'da, pavyona git ama overall'a gitme diyebileceğim mekan. bilindiği üzere kapıda güvenlik olmasına rağmen derdini anlatabilen her türlü it kopuk doluşuyor içeriye. daha sonrasında gerek alt katta gerek üst katta çeşit çeşit amele musallat oluyo insanın başına. ama sanmayın ki diğer mekanlardaki gibi 'güvenliğe söyleriz çıkartır'. mümkünatı yok efenim. şöyle ki gecenin ortalarından beri türkan şoray'ın sultan'ındaki gibi arkadan sessizce üflemeler mi dersin, hafifçe dokundurmalar mı...bin bir türlü yavşaklık mevcut mekanda. asıl acı verici olansa bu durumu güvenliklere söylediğinizde yüz elli saat gelmemeleri, olay olup bitmiş siz kucağınızda 3 çocukla kalakalmışken(!) "gevşeksiniz" ithamını yönelttiğinizde üste çıkarcasına takındıkları "güvenliği senden mi öğrencem yarrağam!, sarhoş musun ne boksun git işine!!" tavrıdır.
    neticede asla ne güvenliğine ne herhangi başka bir hizmetine güvenilebilecek göt gibi mekandır. bunu okuyorsanız eğer sakın gitmeyin!!!
  • dün itibariyle bir gelin ve damadın düğünden sonra karaoke yapmaya geldiği mekandır. düğün mü çok sıkıcıydı anlamadım.
  • malesef 2004-2007 arasındaki kitlesinden eser kalmamış, çakal çukal mekanı. hele ki karaoke'ye denk gelmeyegörün, sanırsın gömlek giyip bağrını açmayanı mekana almıyorlar. alt katın da tadı kaçmış, gruplar iyi bile olsa çevrendeki tipler bozulduktan sonra yapacak birşey yok. yazık, halbuki ne severdik, ne çok giderdik...
  • bar kapısında otopark görevlisini öldürmenin nesinin beklendiğini merak ettiren bir cinayete sahne olmuştur. bir eğlence mekanının görevlisi kaba ise oraya gitmezsin, para kazandırmazsın, çok gerek görürsen şikayet edersin tabi olduğu resmi makama, belediyeye mahkemeye.

    sedat yayla isimli evli, çocuklu görevli daha önce içeri giremeyen, kavga eden bir hayvan sürüsü tarafından olaydan günler sonra kurşunlanan mekanda öldürülmüş. muhtemelen önceki olayla alakası da yok.
hesabın var mı? giriş yap