• osmanli soyundan gelenlerin tc soyadi kanunu ciktiktan sonra aldiklari isim. yani kanuni sultan suleyman bugun yasiyor olsaydi ismi suleyman osmanoglu olacakti.
  • cumhuriyet sonrası türkiye'nin aleyhine çalışmayan, aynı zamanda lehine de çalışmayan sülale. biz, onları sildiğimiz gibi, onlar da, bizi silmiştir.
  • dünya üzerinde benim dedemin dedesinin dedesinin dedesinin ........ dedesi fatih'miş diyebilecek tek soy.
  • ülkede acıyla, hüzünle, yoksullukla dolu hayatlar yaşayan milyonlar varken birilerinin gereksiz bir acıma hissiyatını yaymaya çalıştığı sülalenin soyadı. vah vah, sen saraylarda doğ, sonra fakir ol ne acı.
  • eski söylenişiyle al-i osman

    genç cumhuriyetin, 1299'da başlayıp 1924'te son bulmuş hanedana verdiği soy adı.

    alıntı:

    kuruluşunun 700. yılını kutladığımız osmanlı imparatorluğu'na adını veren ailenin osmanlı devleti'nin çöküşünden sonraki pek bilinmeyen öyküsü: yabancı müslüman hanedanlara mensup prenslerle evlenen birkaç sultan dışında hanedan mensubu erkeklerin hemen hepsi hayatlarını çalışarak kazandılar ve başka kralların maiyetlerinde görev yapmaktan sabun satıcılığına ve hatta mezar bekçiliğine kadar her işi gördüler.
    sirkeci istasyonu'ndan 1924'ün 5 mart akşamı saat dokuza çeyrek kala bir tren kalktı. aynı anda istasyonun hemen arka tarafındaki rıhtımdan da bir gemi demir alıyordu.
    tren isviçre'ye gidecek olan 'simplon ekspresi'ydi. gemi ise o zamanlarda büyüklüğü dillere destan olan 'julio sezari' isimli yolcu vapuruydu ve kaptan rotayı beyrut'a çizmişti.
    saat tam dokuza çeyrek kala tren düdüğünü çaldı, vapur istimini bıraktı. bu sesler anadolu'nun, ortadoğu'nun, balkanlar'ın, doğu avrupa'nın ve kuzey afrika'nın tarihini 600 küsur yıl boyunca etkilemiş, hatta etkilemekten de öte bizzat yazmış bir ailenin artık bu toprakları terkettiğinin ilánıydı: osmanlı hanedanı, türkiye büyük millet meclisi'nin 3 mart 1924 günü kabul ettiği 431 sayılı kanun uyarınca türkiye sınırları dışına çıkartılıyordu. hanedan mensuplarının herbirine dönüşü olmayan, sadece 'gidişe mahsus' birer pasaportla ikişer bin ingiliz lirası verildi, mal varlıkları tasfiye edildi ve türkiye'ye değil girmeleri, türk topraklarından transit geçmeleri bile yasaklandı.
    sürgün 15 günde bitti
    sınırdışı edilmede öncelik osmanlı ailesinin o andaki reisi olan halife abdülmecid efendi'ye verilmişti. halife bir gece önce kızı dürrüşehvar sultan'la, oğlu şehzade ömer faruk efendi'yle ve kadınlarıyla beraber bir gece önce, 4 mart akşamı çoktan türkiye dışına çıkartılmış, isviçre'ye gönderilmişti. hemen ertesi günü, türkiye'yi 24 saat içerisinde terketmeye mecbur tutulan şehzadeler yani osmanlı hükümdarlarının soyundan gelen prensler yola çıktılar. simplon ekspresi'yle julio sezari vapuru işte şehzadeleri yani günün birinde osmanlı tahtında hak iddia edebilecek olan imparatorluk prenslerini sürgüne götürüyordu.
    hanedanın sürgünü on günde tamamlandı. şehzadelerden sonra kendilerine türkiye'yi terketmeleri için on gün süre verilmiş olan sultanlar, yani padişahların kızları ve kız torunlarıyla onların çocukları olan 'hanımsultan' ve 'beyzadeler' gönderildi. mart'ın sonuna yaklaşıldığında türkiye'de osmanlı hanedanının artık hiçbir mensubu kalmamıştı. 431 sayılı kanun sürgüne gidecek olan osmanlılar'ın sayısını 155 olarak belirlemişti; 1924 mart'ında türkiye'de 36'sı erkek, 48'i kadın ve 60'ı çocuk olmak üzere 144 adet osmanlı vardı ve bu 144 kişiden 140'ı 15 mart akşamı artık türkiye'de değildi.
    memleketi son terkeden osmanlı, sultan beşinci murad'ın kızı fatma sultan oldu. sürgün kanunu çıktığı sırada sultan bügün ortaköy'deki yüzme ihtisas klübü'nün yanında ilkokul olarak kullanılan yalı-sarayında kızamıktan yatıyordu ve iyileşene kadar türkiye'de kalmasına izin verildi. fatma sultan üç cocuğuyla beraber üç hafta sonra trenle viyana'ya gidecek ve sürgün tamamlanacaktı.
    sürgün hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 yıl sürdü. kadınlara adnan menderes hükümeti tarafından 1952'nin 16 mart'ında çıkartılan bir kanunla hakları iade edildi, türkiye'ye dönüp yeniden türk vatandaşı olmalarına izin verildi. erkekler ise bu haklara 1974'te bülent ecevit'in ilk başbakanlığı sırasında çıkartılan genel af yasasıyla kavuşabildiler. padişah torunlarının bir kısmı türkiye'ye döndü, bir kısmı ise yıllar önce kurdukları düzenlerini bozamayarak önceden yerleştikleri ülkelerde yaşamaya devam ettiler ama çoğu 1974'ten sonra türk vatandaşlığına geçti.
    sade bir hayat
    osmanlılar'ın sürgün yılları son derece maceralı geçti ve birçoğu hayatını çok zor şartlar altında sürdürdü. yabancı müslüman hanedanlara mensup prenslerle evlenen birkaç sultan dışında erkeklerin hemen hepsi hayatlarını çalışarak kazandılar ve başka kralların maiyetlerinde görev yapmaktan sabun satıcılığına ve hatta mezar bekçiliğine kadar her işte çalıştılar.
    bugün osmanlı ailesinin türk vatandaşlığına geçmiş olan mensupları 'osmanoğlu' soyadını kullanıyor, bizden biri olarak yaşıyor ve tarihin en büyük devletlerinden olan osmanlı imparatorluğu'nun hanedan tarihini onlar devam ettiriyorlar.
    tahtin várisi
    böyle defnedildi...
    osmanlı hanedanının bir önceki reisi olan şehzade mehmed orhan osmanoğlu'nun cenazesi nice'deki bir karma mezarlığa 14 mart 1994 günü böyle defnedildi. cenazede sultan abdülhamid soyundan bülent osman ve sultan abdülmecid'in torunları melike ve emire hanımsultanlarla eşleri vardı, namazı ise dört tunuslu kıldı.
    hanedan reisi...
    1912 doğumlu şehzade osman ertuğrul efendi eşi prenses zeynep osman'la beraber. şimdi new york'ta yaşayan ve osmanlı ailesinin en büyük şehzadesi olan osman ertuğrul, osmanlı devleti devam etseydi 'dördüncü osman' veya 'birinci ertuğrul' adıyla tahta geçecekti.
    sürgün hatirasi...
    halife abdülmecid efendi, 1930'lu yılların başında güney fransa'nın nice şehrinde sürgünde. yanında kızı dürrüşehvar, kucağında torunu necla ve önünde diğer torunları neslişah ve hanzade sultanlar var.
    bir hayata iki sürgün...
    halife abdülmecid efendi'yle sultan vahideddin'in torunu olan ve şimdi istanbul'da yaşayan 'büyük' neslişah sultan, sürgünü iki defa tattı. önce üç yaşındayken ailesiyle beraber türkiye'den çıkartıldı; sonra kavalalı mehmed ali paşa soyundan olan mısır kral naibi prens muhammed abdulmunim'le evli olduğu için de 1952'deki nasır darbesiyle mısır'dan da sınırdışı edildi. 700. yıl kutlamalarına katılması için ankara’dan resmî davet alan ilk osmanlı, neslişah osmanoğlu’ydu.
    sabun da sattılar, mezar da beklediler

    abdülkerim efendi
    otel odasinda cesedi bulundu
    sultan ikinci abdülhamid'in torunuydu. ikinci dünya savaşı sırasında çin'in istilá eden japonlar'dan türkistan tahtına oturma ve türkistan imparatoru olma teklifi aldı. tokyo'yla temasları devam ederken new york'taki küçük bir otelin odaında tabancayla vurulmuş olarak bulundu. intihar mı ettiği yoksa bir cinayete mi kurban gittiği hiçbir zaman anlaşılamadı.

    ev ev dolaşip sabun satti
    sultan abdülhamid'in en küçük oğluydu. paris'te siyaset bilimi okudu ama hayatı sıkıntılar içinde geçti. yıllarca fransa'da kapı kapı dolaşıp sabun sattıktan sonra beyrut'a yerleşti, suudi arabistan kralı faysal'ın bağladığı küçük bir aylıkla geçinmeye çalıştı ve hayata 1973'te orada veda etti.

    boks ringinde can verdi
    sultan abdülmecid'in soyundandı. fransa'da renault fabrikasında çalışırken bir yandan da profesyonel boksörlük yaptı ve hayatını 1950'de paris yakınlarındaki bir boks müsabakasında kaybetti.

    yoksul ayliği aliyordu
    babası sultan abdülaziz'in, annesi sultan abdülhamid'in torunuydu. istanbul'da doğdu, küçük yaşya yakalandığı bir hastalık yüzünden hayat boyu kötürüm kaldı, son yıllarında gözlerini de kaybetti . fransız hükümeti’nden fakir aylığı alıyondu. yüzünün güzelliği fransız ressam henri matisse’e ilham vermiş ve matisse ünlü ‘beyazlı kadın’ tablosunda nermin sultan’ın yüzünü kullanmıştı. sultan hayattan geçen yıl orta fransa'daki bir kimsesizler yurdunda ayrıldı.

    sultanlarin en güzeli...
    halife abdülmecid efendi'yle sultan vahideddin1in torunu olan hanzade sultan 1924'te dolmabahçe sarayı'nda doğdu, mısır prensi mehmed ali ibrahim’le evlendi ve hayata 1998 mart'ında paris'te veda etti. bir zamanlar avrupa sosyetesinin en güzel kadını olarak kabul edilirdi.

    kadriye sultan
    hasretten verem oldu
    sultan abdülmecid'in soyundan geliyordu. 1895'te istanbul'da doğdu, 1924 sürgününden sonra nice'e yerleşti ve orada 1935'e kadar son derece sıkıntılı bir hayat sürdü ve tüberkülozdan can verdi. kadriye sultan'ı tanıyanlar ölümüne fransa’da yakalandığı tüberkülozun değil memleket hasretinin ve istanbul’u bir daha görememe endişesinin sebep olduğunu söylüyorlar.

    (murat bardakçı'nın yazısından alıntıdır.)
  • kanal 7'de, mısırda yaşayan iki kadın mensubunun haberinin yapıldığı hanedan-aile-sülale.

    dikkat çeken şu olmuştur: kanal 7 muhabiri türbanlı-başörtülü türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır. osmanoğlu ailesinin kadın fertleri ise başörtüsü-türban kullanmayan mısır halk cemahiriyesi vatandaşıdır. haber sonradan yakalandığı için isimler kaçırılmıştır. hanedan mensupları, türk pasaportu için başvurduklarını söylemişlerdir.
  • bimde satılan hazır sütlü tatlıların markası.
  • "osmanoğlu kale yapamaz derler, vallahi istediğinde yecuc seddi ve kahkaha seddi gibi kaleler yapar.

    ama osmanoğlu'nun aslı mahân vilayeti tatarıdır, imaristanı sevmez.

    hemen bir kaleyi ve bir ülkeyi alıp harap etmeye başlar"

    .

    ben demiyorum. evliya çelebi diyor yedinci ciltte.
  • geçtiğimiz çarşamba “son osmanlılar” adıyla sürgüne gönderilen son padişah, halife ve ailelerinin o dönemde yaşadıklarının anlatıldığı bir belgesel başladı.

    osmanlı tarihçisi ve gazeteci murat bardakçı’nın hazırladığı ve kanal d’de yayınlanan bu belgesel, sürgünü padişah vahdettin ve halife abdülmecid’le birlikte yaşayanların ağzından o dönemi anlatıyor. dolayısıyla da bilinmeyen yakın tarihe dair çarpıcı gerçekler gün yüzüne çıkıyor. birçok kişi için heyecan verici bu belgesel son osmanlılar ve halihazırda yaşayan osmanlı saltanat ailesi mensupları ile ilgili çekilmiş tek belgesel değil. trt'de iki yıldır dünyanın dört bir tarafına dağılmış şehzade ve sultanlarla görüşüyor. bu görüşmeler sonucunda hazırlanan belgeselin yapımcılığını ve yönetmenliğini yapan kerime senyücel programın nisan başında yayına gireceğini söylüyor. bu belgesel, osmanlı saltanat ailesinin sürgünün ilk yıllarında yaşadıkları trajik anıları ve tozlanmaya yüz tutmuş tarihî gerçekleri gün yüzüne çıkarmanın yanı sıra; adları abdülhamit, orhan, selim, leyla olan; ama türkçe bilmeyen şehzade ve sultanların şu andaki hayatlarını da anlatıyor.

    istanbul’u hiç görmemiş, hatta tek kelime türkçe bilmeyen, doğdukları ülkenin sıradan bir vatandaşı gibi yaşayan, o ülkenin ordusunda askerlik yapmış olan şehzadeler yani saltanat ailesi mensupları var. senyücel, bu belgeselle saltanat ailesinin genç fertlerini tanımanın yanı sıra ailenin birbiri ile tanışması ve görüşmesini de sağladıklarını anlatıyor. baba tarafından abdülhamit’in torunu olan ve türkiye’de yaşayan şehzade orhan osmanoğlu, trt’nin çektiği belgesele danışmanlık yapmış. belgesel ekibiyle beraber dolaşan orhan efendi, bu belgesel sayesinde tanımadığı kuzenleri şehzade ve sultanlarla tanışmış. şehzade orhan, osmanlı’nın fethedemediği viyana kalesi yakınlarında oturan ve türkçe bilmeyen kuzenleri şehzade selim ve abdülhamit’le, ingilizce de bilmedikleri için konuşamamak, anlaşamamaktan büyük üzüntü duyduğunu anlatıyor. aile ve türkiye hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen yaşadıkları ülkenin kültürüyle bütünleşen kuzenlerinin müslüman olup olmadığını bile soramadığını anlatıyor orhan efendi.

    saltanat ailesinin erkek mensuplarına ülkeye girebilmeleri için izin çıktıktan sonra türkiye’ye gelen ilk şehzadeler orhan efendi ve babası harun osmanoğlu olmuş. harun efendi, türkçeyi öğrensin diye oğlu şehzade orhan’ı türkiye’de okutmuş. şehzade orhan şimdi osmanbey’de bir ticaret firmasının sahibi.

    yaşayan 22 şehzade var
    baba tarafından saltanat ailesi mensubu olan erkeklere şehzade deniliyor. bayanlara ise sultan. aile reisi ise yaşı en büyük şehzade oluyor. osmanoğulları’nın reisi amerika’da yaşayan osman ertuğrul. osmanoğulları içerisinde bir iletişim kopukluğu var. 85 aile mensubu ve 22 şehzadenin olduğunu söyleyen şehzade orhan osmanoğlu, bunların çoğunluğunun 60 yaş üzeri olduğunu, sağlık sorunları ve maddi imkansızlıklar sebebiyle birbirleriyle çok görüşemediğini, gençlerin ise birbirlerini tanımadığını söylüyor.

    zaten sürgün sırasında aile mensupları geniş bir coğrafyaya dağılmış ve aralarında bir kopukluk yaşanmış. kimi ortadoğu’ya, kimi avrupa’ya kimi de avrupa’dan amerika’ya gitmiş. kimi nispeten daha zengin bir hayat yaşarken kimi kalacak yer, yiyecek ekmek bulamayacak kadar fakirlik yaşamış. çekilen bu belgeselde ürdün sarayında yaşayan şehzade ve sultanlardan, hindistan’daki sultanlara, onların kimlerle nasıl evlendiklerine, 60 metrekarelik evinin kirasını ödeyemeyen, yiyecek bulamayan şehzade ve sultanlara kadar çok farklı hayat hikayeleri yer alıyor. yeni nesil bir öncekine göre daha şanslı. yaşadıkları ülkelerde kariyer sahibi olan bu şehzade ve sultanlar daha rahat yaşıyor.

    belgesele avrupa, türkiye’den daha çok ilgi gösteriyor
    osmanoğulları hakkında hazırlanan belgesele avrupa televizyonları çok fazla ilgi göstermiş. kerime senyücel, şimdiden hollanda kanalı avro’nun 5 yıllık 5 kez yayınlama hakkı için trt ile sözleşme imzaladığını, farance 5, arte, ert (yunan) ve svt (isveç) kanallarının da “osmanoğlu’nun sürgünü… öncesi ve sonrası” başlıklı bu belgeseli yayınlamak için trt ile görüştüğünü söylüyor.

    dedesinin mezarını buldu, görevli 20 bin dolar aidat istedi
    şehzade orhan osmanoğlu’nun dedesi ve abdülhamit’in büyük oğlu mehmet selim’in garip bir şekilde öldürülen oğlu abdulkerim’in 70 yıldır kayıp olan mezarlığı trt belgesel ekibi tarafından amerika’da bulunmuş. mezarlığı belli eden bir taş dahi yok. mezarlık planından yola çıkarak görevlilere buldurulmuş. dedesinin mezarlığını ziyarete giden orhan osmanoğlu’na ise görevliler, “akrabası iseniz bu mezarlığın birikmiş aidatını, 20 bin dolar borcunu ödeyin lütfen.” demişler. şehzade abdulkerim’in neden amerika’da bulunduğu, japonya’da japon askerleri ile ne görüştüğü ve neden garip bir şekilde öldürüldüğü trt’de yayınlanacak belgeselde anlatılacak.

    cenaze namazını 4 kişinin kıldığı şehzadenin kayıp mezarı
    murat bardakçı’nın yazı dizisi olarak hürriyet’te, belgesel formatında ise kanal d’de yayınlanan son osmanlılar çalışmasında da bahsettiği ve 1994’teki cenazesine katıldığı mehmet orhan osmanoğlu’nun nice’de hıristiyan mezarlığında bulunan mezarı kaybolmuş. trt ekibiyle bu mezarlığı bulan genç şehzade orhan osmanoğlu, çekimin ardından mezarlığın etrafını taşlarla çevirip üstüne ay yıldız yapmış, başına da bir çiçek koymuş.
    http://www.zaman.com.tr/…ler&trh=20060125&hn=248882
  • 1 kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılmasından, 16 mayıs 1926’da san remo’da vefatına kadar sultan vahideddin han’ın ilk hanedan reisi olduğu kabul edilirse bugüne kadarki hanedan reislerinin isimleri şöyle:

    adı -------------------------doğum--------soyundan geldiği padişah---riyaset dönemi

    1-mehmed vahideddin-2.2.1861------sultan abdülmecid----------1.11.1922-16.5.1926
    2-abdülmecid------------29.5.1868-----sultan abdülaziz-----------16.5.1926-23.8.1944
    3-ahmed nihad----------6.7.1883------sultan beşinci murad-------23.8.1944-4.6.1954
    4-osman fuad------------25.2.1895----sultan beşinci murad-------4.6.1954-22.5.1973
    5-mehmed abdülaziz---26.9.1901----sultan abdülaziz-------------22.5.1973-19.1.1977
    6-ali vasıb----------------13.10.1903---sultan beşinci murad-------19.1.1977-9.12.1983
    7-mehmed orhan-------12.10.1909---sultan ikinci abdülhamid---9.12.1983-13.3.1994
    8-osman ertuğrul-------31.8.1912----sultan ikinci abdülhamid---13.3.1994-23.9.2009
    9-osman bayezid-------23.6.1924----sultan abdülmecid----------23.9.2009-
hesabın var mı? giriş yap