• rum tarihçisi laonikos halkokondiles tarafından; "sanatkar takımına, gazi ve fakirlere karşı cömert, nazik ve anlayışlı" olarak tanımlanmıştır.

    tarihçi mehmed neşrî ise; hafızları ve ilim adamlarını sevdiğinden, onlara düzenli bir gelir temin ettiğinden bahseder.

    bizans imparatoru vı. yoannis kantakuzinos'un kızı teodora (bkz: orhan gazi nin hanimlari ve çocukları) ile siyasi bir evlilik yapmıştır.

    denilene göre orhan gazi, kayınpeder kantakuzinos'un isteği (evlilik şartlarından birisi) ile, her sene eşini de alır ve üsküdar'a gelir, çayıra çimene otağ'lar kurulur, imparator bir kayıkla adamlarını göndererek kızını saraya alır, orada kızları anne babasıyla bir müddet görüşüp hasret giderdikten sonra da tekrar orhan'ın ordugahına bırakılır ve birlikte bursa'ya dönerlermiş.

    her sene derken, kaç sene veya defa bu ritüelin tekrarlandığı bilinmemekle birlikte, söz konusu aktivitenin tanımında yemyeşil çayırlara çimenlere halılar serildiği, çadırlar kurulduğundan yola çıkarak, ziyaretlerin ilkbahar veya yaz ayında yapıldığı yorumlanmaktadır.

    kendisini bizzat görmüş olan ibn-i battuta; "türkmen padişahlarının en ulusu, toprak, varlık ve asker bakımından onların en üstünü" şeklinde tanımlarken, "tüm yılını sahibi olduğu yüz'den fazla kaleyi gezerek geçirir, hiçbir şehirde bir aydan fazla ikamet etmez, sürekli gaza halindedir" diye anlatır.

    büyük zevklerinden birisinin de, yaptırdığı camilerin kandillerini kendi elleri ile yakmak ve imaretlerinde pişirttiği ilk yemeği kendi elleriyle fakirlere ve gariplere dağıtmak olduğu bilgisi vardır.
  • kardeş ya da akraba katli yapmamış ender osmanlı sultanlarından biridir. hatta osman gazi öldükten sonra kardeşi alaaddin'e birlikte yönetmeyi teklif etmiştir. alaaddin ise bir sürüye iki çoban olmaz diyerek bu teklifi geri çevirmiş ve sen yönet demiştir. orhan gazi de kardeşine dokunmamıştır. demek ki kardeş katli olmadan, kimseyi öldürmeden ve fedakarlık yapılarak da ülke yönetilebiliyor. maalesef sonradan gelenler bunları örnek almamış ve koltuk hırsına kapılmışlar.
  • osmanlı hanedanı içinde tek türkçe kökenli ada sahip padişah. padişah diyorum çünkü tahta çıkmayan şehzadeler de teknik açıdan hanedan üyesi sayılıyorlar. ve onların arasında türkçe ada sahip olanlar var. neyse bu başka bir bahis.

    bizim konumuz orhan gazi'nin adı. orhan türkçedir diyoruz ama işin o kısmı tam net değil. tamam arapça/farsça veya rumca falan değil ama türkçe mi türkçeyse türkçenin oğuz lehçesine mi yoksa kıpçak lehçesine mi ait yoksa düpedüz moğolca mı olduğu kısmı tartışmalı.

    tarihsel gerçekse şöyle. 1280'ler civarında ilhanlılar büyük bir ideolojik açmaz içindeydiler. bakü'den musul'a ve oradan ege sahillerine uzanan anlamda anadolu'ya bir türlü hakim olamamış durumdalar. özellikle batı anadolu'nun güneyinde yani toroslar'dan denizli'deki aydınoğullarına uzanan coğrafya ilhanlılara bir türlü baş eğmiyor. sürekli isyanlar devam ediyor ama anadolu yörükleri bir türlü ilhan-ı azam'ı kendi padişahları olarak kabul etmiyorlar. kendileri isyan ettikleri gibi kendilerinin üstüne gönderilen fars kökenli mülkiye müfettişlerini* de kendi davalarına çekebiliyorlar. sahipataoğulları'nın kurucusu sahip ata fahrettin ali böyle biridir mesela. sahip ata aşağı yukarı o dönemin mülkiye müfettişini karşılayan bir ünvan. demek ki bayağı çekici bir ekonomik/kültürel/ideolojik yapıları da var.

    zaten filmin hem anadolu türklüğü hem de ilhanlılar için koptuğu an tebriz'deki ilhan'ın son konya sultanı ölünce yerine yeni bir sultan atanmaması oluyor. tarih 1285'tir ve bu tarihten itibaren anadolu'da yerel padişah sikkelerinde patlama yaşanır. anadolu beyleri her ne kadar son kırk yıldır kendilerini sahipsiz bıraksa da "ilhan, konya sultanını devirdiyse biz de ilhan'ı da tanımıyoruz. kendi başımızın çaresine bakacağız" anlamında hareket ederler. ilginçtir osmanoğulları en geç sikke kestirenlerden biridir. bulunan en erken osmanlı sikkesi iznik'te bulunmuştur. ancak üstündeki ibare "osman bin ertuğrul bin gündüz alp" ibaresinden bursa'da osman gazi döneminde basıldığı anlaşılıyor. ama iznik'te bulunmuş. yani orhan gazi saltanatı sırasında kullanılmış bu sikke. demek ki 1310'lar civarında basılmış. bundan daha eski bir sikke olsa bir şekilde bulunacağına göre yokmuş demek ki. osman gazi sikkeyi çok geç bastırmış. zaten osmanlı'nın bağımsızlığı diye kabul edilen tarih bile çok geçtir, 1299. neden son selçuklu sultanı öldükten 14-15 yıl kadar uzun bir zaman sonra?

    neyse bu ideolojik karmaşa nedeniyle ilhanlı merkezi de sürekli bir arayış içindeydi. baktığınız zaman her ilhanlı hükümdarı bir öncekinden farklı bir dine mensup. tahttayken din değiştiren ilhanlı hükümdarları da çoktur. ideolojik bir sıkışma olduğu görülebiliyor. ilhanlılar da kendi kimliklerini arıyorlar. bu kimlik tartışması da türk müyüz yoksa irani mi ekseninde seyrediyor. o tarihlerde etnik tartışmalar din üstünden yürüdüğü için de çekişmenin görünen yüzü şii-mutezili/mazdeki kutupla sünni-hanefi kutup arasında gerçekleşiyor. anadolu türkleri ezici çoğunlukla sünni-hanefiliğe sıkı sıkıya bağlı. bu hanefilik işi de ilginçtir. eğer türkler hanefi olmasaydı hanefiliğin sünnilikten sayılacağını ben hiç sanmıyorum.

    tam bu dönemde reşüdüddin fazlullah adında yahudi kökenli bir mühtedi yani ileri yaşlarda müslümanlığa dönmüş bir ilhanlı nazırı camiü't-tevarih diye bir kitap yazıyor. camiü't-tevarih "tarihlerin birleştirilmesi" şeklinde tercüme edilebilir. bir dünya tarihi ama asıl önemli kısmı türk-moğol tarihi üstüne ve burada açık bir türk-moğol kardeştir/aynı şeydir propagandası seziliyor.

    işte burada derlenmiş efsanelerden birinde moğolların atası olarak gösterilen biri var. sıkı durun adı da orhan. dikkat edin bu kitap aşağı yukarı orhan gazi'nin doğduğu günlerde yayınlanmış. ve elbette çoğaltılıp taşradaki kütüphanelere de dağıtıldı.

    camiü't-tevarih'e o zamanın "türk tarih tezi" diyebiliriz. nasıl atatürk, türk tarih tezini ortaya attı ve hemen kitleden yanıt buldu, kişi isimleri, kurum isimleri bu teze göre düzenlendiyse o dönem de çocuk isimleri bu kitaptan seçilmiş olabilir.

    bu bilgiyi başka bir bilgiyle yani osmanoğulları aşiretinin -hadi moğol işbirlikçisi demesesek bile- moğol yanlısı bir aşiret olduğu bilgisiyle birleştirirsek orhan adının gerçekten de babası tarafından "ilhanlı tarih tezini" benimsediğini göstermek için verilmiş olma olasılığı çok yüksek.

    (bkz: diriliş ertuğrul/#86047707)

    kaderde hanedandaki tek türkçe adın aslında moğol boyunduruğunun bir hatırası çıkması da varmış demek ki.*
  • osman bey’den aldığı bayrağı başarıyla taşıyan, beyliği büyüten türkmen beyidir.

    orhan gazi döneminde bursa ve anadolu’yu gezen arap gezgin ibn battuta seyahatnamesinde orhan gazi için şöyle diyor:

    “bursa'nın sultanı ihtiyaruddin urhan bek’tir [=orhan bey). urhan, sultan osmancuk'un oğludur. ‘cuk’ türkçede küçük anlamına gelir. bu sultan, türkmen hükümdarlarının mal, ülke ve askerce en büyüğüdür. onun kaleleri yüze yakındır. vaktinin büyük bir kısmını buraları dolaşmakla geçirir. her kalede bir müddet kalarak etrafı kolaçan etmek, eksikleri tamamlamakla uğraşır. anlatılanlara göre hiçbir şehirde bir aydan fazla oturmaz, devamlı kafirlerle savaşır, onları kuşatırmış. zaten onun babası aldı bursa'yı rumlar’ın elinden. onun kabri, şehir mescidinin kenarındadır. burası eskiden hıristiyanların kilisesi imiş. anlatılanlara göre baba osmancuk, yeznik [=iznik] şehrini yirmi sene kuşatmış, fethedemeden vefat etmiş. sonra oğlu kuşatmaya devam etmiş ve oniki yıl sonra fethetmiş. ben onunla burada karşılaştım. bana, kese kese dirhem gönderdi.” (ibn battuta seyahatnamesi, çeviri, inceleme ve notlar: a. sait aykut, c: 1, s. 430)

    osman gazi ve orhan gazi döneminde yaşayan memlüklü devlet adamı, gezgin, tarih ve coğrafya bilgini şihabeddin fazlullah el-ömeri şöyle diyor:

    “orhan b. osman’ın beyliği: yirmibeşbin atlı savaşçısı vardır. burası konstantiniyye körfezi’ne sınırdaştır ve o bu şehrin hükümdarıyla sürekli savaş halindedir. bu çarpışmaların çoğu türk prensin lehine sonuçlanır ve bu yüzden grekler için en tehlikeli kişidir. grek hükümdarı her ay haraç göndermek suretiyle onun dostluğunu satın almaya çalışır. (orhan) bir defasında denizi geçerek hıristiyanların topraklarına saldırdı; yakıp yıktı ve köylülere hiç dokunmadan patriklerini esir aldı, oluk gibi kan akıttı ve zafer kılıçlarını düşmanlarına çaldı. allah onu daim muzaffer, kâfirleri de münhezim eylesin... bursa: burası ikinci şeridin üçüncü memleketidir. memleketin sahibi orhan b. tuman (osman), başkenti bursa’dır. beyliğin sahibinin elli kasabası vardır, fakat kalelerinin sayısı bundan fazladır. ordusu yaklaşık 40 bin atlıdır. piyadeleri ise toplandığı zaman sayılamayacak kadar kalabalıktır. bu ülkenin beyi komşuları ile barış içinde geçinmekten ve kendisine yardım edene yardımcı olmaktan hoşlanır. ancak, girdiği savaşlarda kâh gâlip kâh mağlup olmakla birlikte savaşların çoğunda hasımlarının burunlarını yere sürtmede kararlı ve azimlidir. atlarının üzerindeki bileğine sağlam ruhları avlarlar.” (şihabeddin fazlullah el-ömerî, mesâliku’l-ebsâr-türkler hakkında gördüklerim duyduklarım, çev. ahsen batur, selenge yayınları, istanbul, 2014, s. 147, 164-165)
  • osmanlı padişahlarından ikincisidir. döneminde bizans devleti ile maltepe (palekanon) savaşı yapılmış ve kazanılmıştır.
  • annesi (mal hatun) türk olan tek padişahtır. diğer bütün padişahlar melezdir. hatta babaları da hep melez olduğu için pek türk bile sayılmazlar.

    ben milliyetçi değilim. umrumda değil soyları. ama o osmanlı hayranı milliyetçi kardeşlerimiz bilsin bunu diye söylüyorum.
  • maun yani veba sebebiyle vefat eden padişah.
  • eşi yarhisar tekfurunun kızı ulüfer (nilüfer) hatundur.
  • çimpe kalesini alarak, viyana kapılarına dayanmamızın baş aktörü olan devlet adamıdır. devletin yönünü batıya çevirmiştir.
    selçukiler iznik'i aldıktan sonra büyük bir haçlı saldırısına maruz kalmış, ilerleyişi durmuştur.
    orhan gazi'den itibaren türk devletinin amacı avrupa'nın kalbini delerek, haçlılardan intikamımızı almak olmuştur.
  • orhan türkçe kökenli bir isim...
    dedesinin ismi ertuğrul türkçe..
    büyük amcasının ismi dündar türkçe..
    amcalarının ismi saru satı savcı bey, gündüz alp.. bunların oğullarının isimleri de türkçe..
    babasının ismi osman ... arapça kökenli sadece..ilginç değil mi
    bizans kaynaklarında osman beyin ismi ataman bey diye geçer.. ve osmanlı devletine, atamanidis devleti der bizans kaynakları yıkılana kadar 1453 te...
    sonuç itibari ile ismi türkçe kökenli son osmanlı padişahıdır..
hesabın var mı? giriş yap