opium
-
haşhaş yahu
-
uyuşturucu olarak ilk kullanımına dair bulguların fırat ve dicle arasındaki aşağı mezopotamya bölgesinde m.ö. 3400'lere kadar gittiği bilinen bitki.
tee o yıllarda, sümerler bunun fena müptelasıymış, opium böreği, opiumlu kısır, öpium oturtma gibi yemekleri varmış. hatta 'zevk tarlası' gibi hoppa bir isim verirlermiş ekin yerlerinde. sonra sümerliler asurlulara, asurlular babillilere onlar da mısırlılara konuyu açmışlar, 'lan oolm, bi şey var böyle çıkı çıkı çıkı ses yapıyo, ama acayip de kafası var' diyerekten herkesi mevzuya uyandırmışlar. işte, ev alma komşu al demişler, böyle komşu düşman başına. ordan da yunanlılar üzerinden ver elini avrupa. hipokrat demiş ki, 'ya bu enteresan bi madde, bunu öyle yemeğe çaya filan koymayın, ekmek arası yapmayın, ilaç olm bu, ilaç' filan demiş ama, dinletememiş tabi, romalılar bala katıp, böreğe koyup lüpletmişler bunu.
sonra araplar, o zaman bilinen bütün yetişme bölgelerini ele geçirince, e malum, islamda opium kullanılması haram olduğundan; iblisin önde gideni, gelecekte kapitalizmi ve tüm belaları icad edecek allahkahrıbela avrupalıları gelip de bunun nasıl zevkl, nasıl güzel, nasıl kelle yapan, nasıl yaratıcılık ateşleyen bir madde olduğunu cümle aleme gösterene kadar ancak arap sosyetesinin, işte şeyhülislamların, şeyhlerin, emirlerin filan kullandığı bir madde olarak kalmış. portekizliler hindistan'a ulaşınca 17. yüzyıla kadar opium'un çok ekmeğini yemişler. sonra ingilizler bu işin başına geçmiş. ingilizler tabii zeki adamlar, 'bu boku kendimiz kullanmayalım, biz satalım bunu, güzel para yaparız' diyerek, özellikle çinlileri düdüklemişler. 'bu çinlilerde nüfus çok, bu kadar çok nüfus olduğuna göre ahlaksızlık, seks düşkünlüğü filan kesin almış yürümüştür, yoksa nasıl çoğalacak bunlar, o onun karısını, bu bunun bacısını bafiliyor, o halde bunlara opium satmak kolay olur' diyerekten, vermişler opiumu, vermişler opiumu ama sonra bi bakmışlar, avrupa'da da bi sürü müptela çıkmış, hatta amsterdam diye bi şehir kurmuşlar, evlerin duvarları opium kaplı, çeşmelerden opium suyu akıyor, o derece yani.
bunun üstünden daha çok geçmemiş, almanın biri de opium'un etkin maddesi morfini ayrıştırmasın mı ? sen tut, ingilizin biri de bu ayrışan morfini ne akla hizmetse, asetik asitle kaynat, eroin yap...cahil adamlar, bunu morfin bağımlılığının tedavisinde kullanıyormuş, yeminlen. olay hemen amerika'ya da sirayet etmiş, amerika'da 20. yüzyılın başına kadar satışı filan serbestmiş ha, böyle bakkala gidip bir kalem, bir pergel bir de bir doz eroin alıcam demek gayet normalmiş. ama sonra devlet uyanmış, lan bütün millet kelle oldu, bu ne olm, kimse çalışmıyor, bu kapitalizm böyle yürümez diyip alkol dahil her boku yasaklamış. meşhur içki yasağı dönemi işte buymuş. ve sonra olaylar gelişmiş... -
hashas kapsulunun cizilmesinden sonra akan sutten elde edilen madde..
-
papaver somniferum adlı türü, morfin üretiminde kullanılabilen iki türden biri ve uyuşturucu imalatı için tercih edilen türüymüş. dünya üretiminin %80i eroin yapımında kullanılmaktaymış.
toplanan bitkilere 3-4 çizik atılıp reçinenin sızması için ertesi sabaha kadar bırakılıyormuş. karamelize reçine dışarı çıkınca, küt uçlu bir aletle bu reçine toplanıyormuş. her bitki 80 miligram opiuma kadar veriyormuş. toplayanların, bıçaklarını yalayarak kafa bulmaları, en çok görülen bağımlılık türlerindenmiş. bir kaç gün kurutulduktan sonra, toplar haline getirilip plastik muhafazalarda bir kaç ay bekletilirmiş. böylece iyice katılaşıp küçülürmüş ama hala bir sürü gereksiz maddeyi barındırdığından suda kaynatılıp süzülürmüş. kalan su, saf opium suyuymuş. tekrar kurutulunca artık alıcısını beklemeye başlarmış. bu arada süzme işleminde arta kalan büyük tohumlar ve diğer parçacıklardan ekmek, kek, yemek filan yapılırmış.
çeşitli dillerde anılışı :
almanca :mohnblume
ingilizce :poppy
felemenkçe :papaver
hintçe :khas-khas
japonca :hinageshi
ispanyolca :adormidera
isveççe :vallmo
kıl olduğum için fransızcasını yazmıyorum. -
can bonomo'nun meczup albümünün üçüncü parçasıdır. pek bi' güzeldir.
severim derdi elimden
çeker öperdi yerimden
anlamadım anlamadım
sordulardı neydi benim adım
yürürüm adım adım
sen de mi opiuma daldın
korkunu kalbine saldın
ben de mi boş bi' masaldım
kendini harcadın attın
bak bak bak bak
geri gelmiş demek
herkes ağlarken güler o
ha ha ha ha
komiksin demek
kimse bakmazken sen say
12341234
haber almazdım birinden
öğreniverdim gitmişti
anlamadım anlamadım
sordulardı nerede senin yarın
yaradır her yanım
sen de mi opiuma daldın
korkunu kalbine saldın
ben de mi boş bi' masaldım
kendini harcadın attın
bak bak bak bak
geri gelmiş demek
herkes gülerken ağlar o
vah vah vah vah
trajiksin demek
kimse bakmazken sen say
12341234 -
kimine gore din.soyle bir lafı vardir marx'ın..."religion is the opium of people"*
-
kimse sevmese de, "bana yasli bir halayi hatirlatiyorsun" dese de bu benim 18 yasindayken bir ara kullandigim parfumdu. cocuklugumdan hatirladigim en guzel kokulardan biri oldugundan olsa gerek, surebilmek icin buyumeyi beklemistim - 18 yas o zaman gozume cok buyuk gorunuyormus demek ki...
luks bir seyler vardir bu parfumde, gizem, buyu, yumusaklik, kadin olmak, zengin baharatlar...insanin gozunde derin dore puskullerle suslenmis bordo silteler, mor kadifeler icinde bembeyaz tenli, balik etinde, baygin bakan bir afet canlandirir. suren de birden ona donusur zaten.
(bkz: rite of passage) -
afyonke$ jean cocteau'nun * 16 aralik 1928-nisan 1929 yillarinda afyon ikbal tesislerinde * tedavi olurken yazdigi ve jean desbordes'a * ithafladigi gunlugu.
librarie stock, delamain et botelleau, paris-1930.
afyonkarahisarli ya da hisarsiz ke$ ek$icilerden de boylesi gunlukler bekliyoruz efenim. -
(bkz: afyon)
-
davuluna özellikle dikkat edilmesi gereken moonspell şarkısı..irreligiousdan.
opium, desire or will?
inspiration bound from an elegant seed
subversion, through smoke i foresee
erotic motions of lesser gods in ectasy
opium, bring me forth another dream
spawn worlds of flesh and red,
little jewels of atrocity
opium, i sleep in debauchery
and burn with you
when you burn in me
opium, we fantasize
as we fuse with your root
you are a strange flower,
we are your strangest fruit
opium, it burns in me and you
opium, it burns for me and for you
"por isso eu tomo ópio. e um remédio.
sou um convalescente do momento.
moro no rés do chão do pensamento
e ver passar a vida faz-me tédio."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap