• 2019 yilinda, eksisozluk'teki basligina bakip 'ulan ne kadar az yakiyor' diyebilmek guzel olacak.

    lt/100km dururken, hala kurus/km, hala ostim esnafi agizlari...
  • yol tutuşu iyi olan araba..

    opel corsa 1.3 cdti'ı yeni almışım..e-5'te gidiyorum..hızım 110 km/h..cep telefonum acı acı çalmaya başlıyor..yan koltukta dağınık haldeki projeler, kataloglar,bere,atkı v.s. içerisinden telefonu bulmaya çalışıyorum..ve buluyorum..o sırada telefon kapanıyor..kim aramış diye telefonu karıştırırken biraz fazla zaman kaybediyorum..gözlerimi telefondan kaldırıp yola çevirdiğimde yaklaşık 10 metre önümdeki kamyondan yola yük paleti üzerine montajlanmış ve naylonla sarılmış büyükçe bir cismin düştüğünü görüyorum..ondan sonraki 2 saniyede şunlar oluyor..panik halinde ve ayarsız şekilde direksiyonu tam sola kırıyorum..araba yalpalamadan,kaymadan,devrilmeden tam sol yapıp yandaki şeride giriyor..akabinden ve detayında bu kez bilinçli ve ayarlı şekilde sağ yapıyorum..araba yine yalpalamadan sağ yapıp şeritte düzeldikten sonra yoluna devam ediyor..

    velhasılı yol tutuşu iyi olan arabadır..
  • ani bir şekilde birine çarpmamak için direksiyonu kırdığınız anda asla kornaya basamazsınız. o anasını siktiğimin kornasını ararken kaldırıma bile çıkabilirsiniz.
    çıktım ordan biliyorum.
  • 2010 1.4 otomatik vitesli (111. yıl) 30 bin'deyken geçen hafta çaresizlikten dod'a 25 bin 500'e satmak zorunda kaldığım arabam. borçlar, taksitler birikti satmak zorunda kaldım. en çok da oğlum üzüldü. baba opel nerede opel nerede diye sorup duruyor.
  • satip parasini borsada erittigim arabam. her gördügümde icim ciz eder.
    elma yesili bütün corsalar toplansin, donemeyecekleri kadar uzak memleketlere birakilsin.
  • boyu, sınıfı, kullanım amacı ve bütçeye göre değerlendirildiğinde beklentilerimi büyük ölçüde karşılayan otomobildir. sıfır corsa'nın fiyat ve özelliklerini dikkate alarak eleştirenlere çoğunlukla hak veriyorum. hali hazırda satılan corsa e, esasında corsa d'nin kapsamlı makyaj görmüşü olduğundan, önceki nesle göre ne tasarım ne de teknoloji olarak bir zıplama yok.

    2007 model, 118.000 kilometrede, manuel vitesli bir corsa d sahibiyiz. bir yıldır bizde. otomobilden memnunuz. sadece hafta içi kullanıldığından ve günlük kullanımımız on kilometre civarında olduğundan, sorun yaşamıyoruz.

    motor - performans - yakıt tüketimi - yol tutuş:
    1,2 litre hacminde, 80 beygir gücünde, torku 110 nm, atmosferik, sıralı dört silindirli, 16 subaplı, benzinle çalışan, önde enlemesine yerleştirilmiş bir motor var. beş ileri manuel şanzımanla gücünü yola aktarıyor. motor, kendine ayrılan bölmenin yarısını ancak dolduruyor. blok dışarı alındığında, portakal kasasından hallice bir yer kaplıyor. otomobilin performansı, günümüz b sınıfı modellere göre yetersiz denebilir. 0-100 km/saat hızlanması 14 saniye, son sürati de 165 km/saat civarında. 1150 kg civarında ağırlıktaki otomobil, yokuşlarda mutlaka düşük vites/yüksek devir istiyor. klima da açıksa amiyane tabirle, "hemen bayılıyor".
    yakıt tüketimi, eski teknoloji motor, ağırlık ve şehir içi kullanımı nedeniyle günümüzdeki rakiplerinden yüksek. 10 litre/100 km civarında geziniyor. 10 litrenin üstüne nadiren çıksa da 8 litrenin altına inmiyor. buna rağmen memnunuz çünkü, bu otomobilin yerine iki litre daha az yakıt tüketen bir muadilini koymak için bir corsa bedeli daha ödememiz gerekiyor. ayda kırk litre civarı bir yakıt tüketimimiz var bunu otuz litreye düşürmek için kırk bin lira civarı ilave harcamaya bence lüzum yok.
    otomobilin arka frenleri disk değil, kampana. otomobil çok yüklü değilse ve lastik havaları normalse frenler yeterli. panik frende abs'nin de yardımıyla kaçış manevralarında sorun olmuyor. yerden yükseklik ve süspansiyon sertliği, şehir otomobili olduğunu belli ediyor. otomobil yumuşak ve yüksek. arka süspansiyon, çok noktadan bağlantılı/bağımsız değil, bu sınıfın çoğu otomobilinde olduğu gibi torsiyon çubuklu dingilli. bu da sınıf standartları düşünülünce sorun edilecek bir donanım değil. virajlarda yol tutuş, sırf bu sebepten kötüleşmiyor. otomobilin, platform kardeşlerinde olduğu gibi bence daha büyük bir sorunu var. bu otomobil, sürat artınca düz giderken yol tutmuyor. sorun viraj değil, düz gidiş. sürat 80 km/saatin üstüne çıktığında, otomobil şeritte sağa sola geziyor. yumuşacık direksiyon, bu sorunu sürücüye daha da hissettiriyor ve bu otomobil, uzun yolda en çok bu sebepten yoruyor.

    tasarım - boyutlar - donanım - konfor:
    dışarıdan bakınca önceleri bana kurbağa gibi biçimsiz görünen otomobil, eşime çok güzel görünüyor. anladım ki bu otomobilin satışında kadın zevkleri etken. çift renkli konsol da kadın gözüyle, iyi bir özellik. nispeten keskin hatlara sahip fiesta, ona hiç tat vermezken corsa, bir anda "maviş" kategorisine yükseldi. otomobilin boyuna göre kocaman denebilecek ön camı sayesinde iç mekanı, aydınlık.
    fiat 500, fiat grande punto, fiat linea, fiat fiorino gibi otomobiller, bu otomobille aynı/benzer platformun ürünleri. bunlar arasında, enjoy sport donanımı ile bize en makul görünen corsa oldu. otomobilde abs, elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, klima (o yıllarda üretilen b sınıfı otomobillerde opsiyonel olabiliyordu), yükseklik ayarlı sürücü koltuğu, cd çalarlı radyo gibi elzem donanımlar mevcut. alaşım jant, iki renkli konsol, ön sis lambaları da bir işimize yaramasa da var. esp, arkada otomatik cam, önde kol dayama yok. arka camların manuel olması, benim için tercih sebebi olsa da (az teşkilat=az müşkülat) sorun şu ki sanırım opsiyonel olarak da otomatik cam yok. park sensörü yok, sanayide yüz liraya taktırdık. otomobilin motorunun altında bir muhafaza yeri var ama bu parça takılmamış. bunu da sonradan alıp takmak gerekiyor. muhafaza yokken şiddetli yağmurda motorun üstüne su geldi ve ateşleme bobini değiştirmek zorunda kaldık. bu muhafazayı taktıktan sonra hem yol sesi azaldı hem de motor bölmesine giren kediler. kışın kaputa kedi yavrusu girmesi, bu otomobilde ciddi bir problem. motor bölmesine kolayca girip ılık blok üstünde yatıyorlar. aracı çalıştırmadan evvel kaputa bir iki tıklamak şart.
    koltukların dar, otomobilin kısa/dar olması ve önde kol dayama olmaması sebebiyle otomobil uzun yolculuklarda yorucu. iç mekan genişliği, eh işte. ön koltuklarda rahat oturulurken, şayet önde oturanlar geniş geniş yerleştiyse arkada oturmak zorlayıcı. bagaj, küçük olmakla birlikte diğer hatchback otomobillerde olduğu gibi epey kullanışlı. bagajda bir ayırıcı var, onu yerleştirince bagaj zemini eşik seviyesine geliyor ve alt kısım ayrıca kullanılabiliyor. avadanlık, kar zinciri, takviye kablosu gibi eşyaları alta koyup ayırıcı parçayı yerleştirince düz, yüklemesi kolay ve gürültüsüz bir bagajı oluyor. otomobil çoğunlukla, içinde sadece sürücüyle, şehir içinde ve yüksüz olarak kullanıldığından, küçüklüğünden kaynaklı sorun yaşamadık. boyutunun en büyük avantajı, park kolaylığı.

    parça, servis gideri - işletme maliyeti:

    yakıt deposu 40 litre civarında. yakıt gideri, kullanılan mesafeye, yere ve kullanan sürücüye bağlı olduğundan bu gideri herkes kendine göre değerlendirmeli. bizim giderimiz, dur kalk trafikte, dört yüz kilometre kullanımda ayda yaklaşık kırk litre. yüz kilometrede on litre yakıt harcıyoruz.
    otomobilin kasko sigortası primi, kullanıcıya göre değişmekle birlikte bin liranın epey altında.
    yıllık motorlu taşıt vergisi, 2017 yılında 252 lira ve 2018'de yaştan dolayı bir alt dilime düşecek.
    bir set lastik (185/65 r 15) sekiz yüz lira civarında.
    standart periyodik bakımı (filitrelerin ve yağın değişimi), sanayide iki yüz lira civarında. periyodik bakım, motor bölmesi genişliği sebebiyle rahat çalışıldığından yarım saat civarı sürüyor.
    ateşleme bobini haricinde mekanik bir sorun yaşamadığımızdan, mekanik yedek parçaların fiyatına aşina değilim. ısıtmalı dış ayna camı (200 lira civarı), klima kontrol düğme paneli (500 lira), ayna motoru (300 lira), halı paspas (150 lira), bagaj kapağı amortisörü (çifti 200 lira) gibi trim parçaları, çok pahalı değil, yan sanayi parçayla orijinal gm parça fiyatları arasında, muadile özendirecek bir fark yok. bu otomobilin hiçbir parçasında temin güçlüğü yok. hele de istanbul'da yaşıyorsanız, internetten sipariş edebilir ya da sanayideki general motor parçacısından alabilirsiniz. elde olmayan parça, birkaç saat içinde geliyor.

    neticede bütçeye, kullanım amacına, zevke göre değerlendirilmesi gereken bir makina olan otomobilden ne beklediğinizi iyi belirlemek ve ona göre seçim yapmak lazımdır. bizim için uygun olan bir makina, bir başkasının işine yaramayabilir. şimdilik corsa, beklentimizi karşılıyor.

    edit: imla

    edit 2: satılığa çıkarmadan müşteri çıktı ve corsa satıldı.
  • 1 yıl kullandım, en sevdiğim özelliği piyasası oldu. 3 günde satıldı namussuz, daha da karşıma çıkmasın
  • rampalarda "beni buraya niye getirdin, nasıl çıkacam ben burayı şimdi :((" deyişini duyar gibi oluyorsunuz. rampalarda ağlıyor.
    [2017, 1.4 enjoy 90hp otm.]
  • bayide 1.4 essentia modelini denediğim araç. baz modele 49000 fiyat verdiler. aracın sürücü koltuğu yükselmiyor. satış görevlisi gerekirse altına minder koyun dedi ve çıktım
  • (bkz: #155420491)

    entryde yazar arkadaşımızın başına gelen olayda da görüleceği üzere (bkz: 1.2 puretech) motor kullanılan bu araçlarda yağ basıncı uyarısı aldığınızda sorunun direkt olarak triger kaynaklı olduğu aklınıza gelsin.

    (bkz: opel mokka), (bkz: opel grandland), (bkz: opel crossland), (bkz: opel astra)

    (bkz: peugeot 208), (bkz: peugeot 308), (bkz: citroen c3), (bkz: citroen c elysee)

    hepsinde ayrıca yazmaya üşendiğim tüm suv'lerde, kısacası stellantis (psa) grubu tüm araçlarda kullanılan 1.2 puretech motorların triger kayışı motorun içinde çalışan versiyonlarında böyle bir sorun mevcut. (önümüzdeki yıllarda kayış yerine zincir tasarlayacaklarını okudum bir yerde)

    kendi başıma gelen ve fotoğraflar eklediğim entry burada (bkz: #156886565)

    olay şu: bu motorlarda triger kayışı motorun içinde yağ ile birlikte çalışıyor. dolayısıyla üretici onaylı bir yağ kullanmadığınızda normalden daha hızlı aşınan triger kayışı pullanmalaya ve çapaklanmaya başlıyor. aşınan parçalar kartere düşüp oradan yağ pompasının ağzındaki süzgecin tıkanmasına sebep oluyor. böyle olunca da yağ basınç arızası veriyor.
    yeterli yağlama yapılamaması da motora zarar vermeye en son yatak sardırmaya kadar gidebiliyor.

    bu youtube linkinde görebileceğiniz üzere bunun bir örneği eski peugeot modellerinde de var. (hatta burada kayışın küçük bir parça yardımıyla sökülmeden kontrolünün nasıl yapıldığıyla ilgili bilgi de var)

    hatta yanılmıyorsam 2014-2018 model 1.2 puretech motorlu araçları geri çağırma kampanyası vardı ve sebebi triger kayışının yeni model araçlarında kullanılandan daha kötü olması ve çok kısa bir sürede aşınarak araca zarar vermesiydi.

    bu türkçe youtube linkinde de göreceğiniz üzere yağ pompası tıkanmış, karterin içi aşınan kayış parçalarıyla dolmuş.

    şahsen ben aracın motor gücünü ve yakıt tüketimini (turbolu versiyonlarında) çok beğeniyorum. kayışın bu aptalca tasarım kaynaklı sorununu bilerek ve 60-70 bin km veya 3 senede değişimi yapılması gerektiğini bilerek almakta fayda var. (bu rakamlar şahsi tecrübelerimdir. ne servis ne de kitapçığında bu bilgiler yazmamakta)
hesabın var mı? giriş yap