• augen auf sarkisi ve klibi vardir ki, oomph!..
  • bu yoklukta sırf görebilmek için onca masrafa girip kiev'e gittim, gavatların türkiye'ye sevgi göstereceği tutmuş. * "gelmesinler" demiyorum asla; ben kendilerini canlı görebildiğim için kendimi inanılmaz şanslı hissediyorum, umarım ki bu imkâna yurtdışına çıkma imkânı olmayanlar da kavuşur. gelsinler. çok isterim. ama yani bana onca para harcattıktan sonra gelip de antin kuntin bir barda 50 liraya satılan biletlerle sahne alacak olurlarsa hiç utanmam, mekânı basıp dero'dan en az 200-300 liramı geri isterim.

    kiev'de ısrarla senfoni orkestrasını övmeleri nedeniyle ben iki şey düşündüm: ya dero gerçekten birlikte çalıştığı insanlara saygı duyan muazzam şirin bir adam ya da ultra egoistliğini ve şerefsizliğini gizlemek için aşırı tevazu gösteren hıyarın teki. zaten adam seyirciye saygı göstermek için reverans yaparken dengesini kaybetti, yere tutunmak zorunda kaldı. leş gibi içip çıkmış hergele. tamam oomph'sun, artistsin, zemzem içip de konser vermeni beklemiyoruz ama en azından dengeni kaybetmeyeydin, eşşoleşşek. gerçi belki ben çok duygusalımdır bilmiyorum, sonuçta insan ayıkken de o pozisyonda dengesini kaybedebiliyor.

    sonuç olarak benim adıma neue deutsche harte'nin kalesidir. ben başka bir arkadaşımla gittiğim ve zor yetiştiğim için kiev konserinde ecs'yle görüşemedim ama eminim ki o da çıldırmıştır bu konserde. üzerinden birkaç gün geçmiş olmasına rağmen ben hala oomph'u canlı gördüğüm gerçeğini idrak edemiyorum. rammstein'ı çok severim. zaten ndh seven türk muhtemelen bu türle rammstein sayesinde tanışmış, oradan yürümüştür. gelgelelim, oomph'un yeri çok ayrı. oomph bambaşka.

    16 yaşında bir lise bebesiyken, arkadaşımla birlikte dinlerdim oomph'u. o da çok sevmişti. birimiz kulaklığını unuttuğunda birlikte, tek kulaklığı paylaşarak, doğru dürüst duyamadan dinlerdik. en sevdiğimiz "ortak şarkı"mız unsere rettung idi, hatta neyse ki "ave satani et stupor et christi" dövmesi yaptırmaktan vazgeçerek ergenliğimizin en güzel kararlarından birini almış, önemli bir pişmanlığın önüne geçmiştik. oomph'u canlı izlediğim tarih itibariyle ise 24 yaşındayım, sonuna yaklaştım. benim için muazzam ötesi bir maceraydı. alles aus liebe'de eski sevgilimi özledim; gekreuzigt'te artık iletişimimin tamamen koptuğu lise arkadaşım umut'u özledim; labyrinth'te lisedeki enerjik, saf, mutlu halimi özledim; unter diesem mond'da "ulan telefonun ışığını da yaktık ama şarj bitmese bari" diyerek "ışık şovu"na katıldım...

    farkındayım, oomph'un özel anlam ifade etmediği kimseler için tümüyle anlamsız ve "cringy" bir entry oldu ama bu grubu sevenler beni çok iyi anlayacaktır, biliyorum. bunları dinleyerek büyüdük. hayallerimiz, hayatlarımız, anılarımız... hepsinde vardı bu gruplar, insanlar. "büyümüş" adam olarak oomph'u nihayet canlı izleyebilmek benim için inanılmaz bir deneyimdi. asla unutamayacağım. sevenlerine de tek bir tavsiyem var: arkadaşlar, ne olursa olsun, eğer gerçekten sıkı bir oomph hayranıysanız sınırlarınızı zorlayın, fizanda da olsa gidip izleyin bunları. ben "orkestra ne yeaaa, oturarak ndh konseri mi izlenir yeaa" diyordum ama salondan ağlayarak çıktım neredeyse. muhteşemdi.

    kendi adıma, bir nevi hatıra olması adına, çektiğim çok kısacık bir alles aus liebe videosunu da şuraya bırakmak isterim: hehe

    oomph'u hep severdim, çok severdim ama canlı görünce çok tuhaf oldum. gittiğim ilk konser değil bu. bu hisse çok yabancı sayılmam. inanın bana azılı bir rammstein fanatiği olarak, rammstein'ı ergenliğimin zirvesinde istanbul'da izlediğimde (sonisphere 2010, yaş 16) bu kadar delirmemiştim.

    açık konuşayım, başka birisi böyle bir entry girse, "ya bize ne gavat, kendin çalıp kendin oynamışsın, instagram değil burası" deyip kızardım. bana kızarsanız da ses etmem açıkçası. haksız sayılmazsınız. ama oomph ulan bu, her gün görmüyorum ki. vallahi kafayı yedim. öyle duygusal bir entry girmek, hislerimi necip türk halkıyla paylaşmak istedim kendimce. mazur görün. görmezseniz de görmeyin bana ne. stellt euch quer!
  • rammstein'ı da severim ama kanımca rammstein'dan bir gömlek daha üstün koçlar gibi bir alman electrogothx grubu. dero goi lan solistleri. boru mu?
  • rammstein da da olmadigi gibi bu grupta da nazi egilimleri yoktur.
  • adlarının sonunda bir de ünlem var yani grubun tam adı oomph! konserlerde milleti acaip sağlam gaza getiriyorlar. dero bu konuda baya başarılı. gekreuzigt ve fieber bence en başarılı şarkıları.
  • 90 larda kurulmuş alman industrial grubu
    mein herz
    viel zu tief
    wunschkind
    kennst du mich favorilerm
  • eski albumleride cok guzeldir. toplam 7 albumleri vardir ve 2003'e dogru yeni albumun cikacagini su an 6. sarkiyi yazmakta olduklarini belirmislerdir.eskiden daha sert bi muzik yaparken simdi clean vokal agirliklidir. vokalist deronun aldigi klasik muzik egitiminin neden oldugu soylenir. suck - taste - spit gibi anlamli ve sosyal icerikli sarkilari mevcuttur.plastik albumunde fieber adli sarkida unlu nina hagen ile duet yapmistir ve guzel bide klip oturtmuslardir buna.
  • endüstriyel metalin baba gruplarından biridir. sık sık rammstein ile karşılaştırılır ve de akımın rammstein'a nazaran daha iyi bir icracısıdır.

    haa ben rammstein'ı daha çok severim. hem onunla başladım, hem de arabesk yanı çok hoşuma gidiyor.

    rammstein-oomph kardeştir, ayrım yapan kalleştir. *
  • kendilerinin dedigine gore rammstein'a biraz da olsa ilham veren grup..
  • dero goi'nin imana gelip "bana atayiz atayiz şarkılar söyletemezsiniz, pis fedöcüler" diye tutturmasından sonra kendisiyle yollarını ayıran grup, vokale der schluz adındaki abiyi getirerek yola devam etme kararı aldı. kimdir bu eleman derseniz, kendisi ndh camiasında kendine yer edinmiş unzucht isimli ndh endüstriyel gotik metal grubunun vokalisti.

    ve bugün nihayet yeni vokalisti ile ilk şarkı ve videosunu yayınladı grup. wem die stunde schlägt

    öncelikle grubun kendine özgü soundunu değiştirecek bir vokal seçmedikleri için crap ve flux adlı krallara teşekkürü bir borç bilirim. enstrümental bile olsa bu bir oomph şarkısı dedirtecek, yine canavar gibi bir şarkı olmuş. babalar dero olmadan da yaratıcılıklarını korumuşlar. vokale gelince. şimdi elbette 30 küsür yıllık bir mazisi olan herhangi bir grup vokali değiştirdiğinde bir garip gelir kulağa. 30 yıl be. bünye haliyle yeni bir vokali kabul etmez, "kim lan bu lavuk" tepkisini verir. hele ki dero gibi muazzam ses rengi olan ve grubun soundunu belirleyici bir vokal varken. ama belli ki çok iyi bir yedek oyuncu bulmuşlar. en azından bize "dero'suz yapacağınıza hiç yapmasaydınız" dedirtmeyecekler. zira gayet akıyor şarkı yeni vokalle de. 8 eylül'de çıkacak richter und henker isimli albümün tümünü dinlemek için daha bir heyecanlandım şimdi.

    her şeye rağmen insan şarkıyı dinlerken vokalleri dero'nun sesinden hayal ediyor ama yapacak bir şey yok. hacı abim şu anda bir yerlerde çıktığı ruhevi yolculukta, yeni tekno-ilahi albümünü hazırlamakla meşgul.
hesabın var mı? giriş yap