• karlı havalarda klasöre oturup buz üstünde kayan nesildir aynı zamanda. tabi o klasörden artık hayır gelmezdi ve yenisini almak şart olurdu.

    (bkz: yeni klasör)
  • klasörle okula gittiğini ve çok havalı olduğunu, andımız sırasında tüm gözlerin klasöründe olduğunu pembe ve dünyanın en dandik kilidine sahip günlüğüne yazmış nesildir. kot montu da vardır.
  • okulun ilk 2 haftasından sonra amı götü dağıtan klasördür. oysa her şey ne de güzel başlamıştı...
  • (bkz: anafen)

    (bkz: mtf)

    (bkz: sevinç dersanesi)

    ...
  • 90 lardan sonrasında da vardı bu.
    çünkü benim vardı oradan biliyorum.
    ben tam 90 ların ortasında doğdum, okula bunla gidip geliyordum.
    içine kalem koyuyordum hep düşüp kayboluyorlardı.
    itina ile diziyordum kitaplarımı açıp, kapatmayı da çok seviyordum lastiği ile oynuyordum falan.
    beslenme çantam da vardı boynuma asardım.
    bakkala girip capri sun alırdım ama her zaman alamazdım çünkü o zamanlar diğer meyve sularından daha pahalıydı.
    ne günlerdi ya, özenle sererdim masama örtümü.
    yemek saatinde.
    ah ya.
  • dersaneye gitmiş nesildir. dersaneye gitmese bile, sınavlarına gitmiştir. anafen klasörleri negzeldi bea... hiç anafen'e gitmedim ama, deneme sınavlarına gidenlere dağıtırlardı. bordo renkli, negzel. klasör mevsimi açılsa da kullansak derdik. evet klasör mevsimi, çünkü kışta kıyamette klasör kullanılmaz. mart ayı sonundan itibaren başlanır. havalar ısınınca. ya da okul ilk açıldığında, kasıma kadar.

    vay be. ilkokulu özledim yeminnen.
  • kız klasorünün içindeki kitap-defterler özenerek düzgünce konulmuştur. erkek klasörünün ise ağzı yüzü bir tarafa kaymıştır, lastiği kopmuş köşeleri yırtılmıştır.
  • okuldaki diğer öğrenciler kadar havalı bir klasöre sahip olamamanın üzüntüsüyle dahil olduğum nesildir. benim klasörüm bir babaanne örtüsü desenine sahipken, onlarınki bütün çizgi film karakterlerini barındırırdı. yahut dersane sınavlarına verilen klasörlerle giderdik okullara. çantada taşımak varken kollarımız ağrıya ağrıya klasörle gezerdik oradan oraya, allah akıl fikir vereydi keşke...
  • eşyaları çok amaçlı kullanabilme yetisine sahip nesildir.

    heyy gidi gariban klasörüm:

    gıcır gıcır klasör daha bir hafta geçmeden arabesk filmindeki müjde ar gibi götü başı dağıtırdı.

    hem defter kitap taşır idi,
    hem darbuka niyetine kullanır okula giderken şarkı türkü söyler idim,
    hem kavgalarda saldırı ve savunma amacıyla kullanılır idi,
    hem üzerine sürekli bir şeyler yazardım.

    klasörümün lastiğiyle çok oynadığım için kopmuştu ve annem bildiğiniz beyaz don lastiği takmıştı onun yerine.

    ilçedeki ülkü ocağında liseler sorumlusu olduğum dönemde ( bunu her zaman cv'me yazarım )
    haftanın bazı günlerinde ocakta toplanır milletin derdini dinler idim. sonra vatan millet sakarya edebiyatı...
    ama bu ciddi ortamda yanımda klasörüm de olurdu ve üzerinde en sevdiğim pokemon olan balbasaur'ın resimleri vardı:) oğlum keşke pokemon ocakları falan olsaymış da oraya gitseymişim.

    bi' ara milletin klasörüne vurup yere saçmak gibi bir akım başlamıştı.
    o zaman tiktok miktok gibi şeyler olmadığından bambaşka akımlar vardı işte.
    ense bırakmak, bir büyük bir küçük harfle giderli msn durumları yazmak, beden eğitimi derslerinde uygun adım yürüyüş yapmak, ülkücü - pkksever kavgaları vs.

    hey gidi klasörüm be! dili olsa da konuşsa.
    nihayetinde sevdiceğim fotoğrafını klasörümün kapağının iç tarafına yapıştırmıştı da hem ben durulmuştum hem de klasör rahat bir nefes almıştı.
  • ne sırt çantası ne başka bişey, kullandığım en harika aparattı. bütün derslerin notlarının olduğu büyük defter en altta, gününe göre 1-2 kitap, yana sıkıştırılmış kalem ve bilimum notlar ve testler dağılmadan durur, üst kapağın iç tarafına ders programı, sınav tarihleri ya da akla gelen herhangi bir şey yazılır, gerektiğinde kucağa koymak suretiyle her yerde masa görevi görür, kopya çekmek ya da sürekli hatırlanması gereken formuller ön kapağa yazılırdı. hele kopya için bile birebirdi, el yordamıyla açıp gerekli kitabı notu almak çocuk oyuncağıdır, ki oraya zibilyon tane formül sığardı. buraya zevkine periyodik cetveli çizen de gördüm, euro 96 veya fransa 98 turnuva programını çizeni de, iron maiden illüstrasyonları yapanları da gördüm, lastiklerinden ok veya mancınık yapanları da...

    öyle çantayla heybeyle okula çuvalla kitap/defter getirenlere inat, klasör yalın düşünebilen öğrencilerin tercihiydi.
hesabın var mı? giriş yap