• savaş sonrası sovyetler yargılamanın önce berlin'de yapılmasını teklif eder ancak berlin bir viraneyi andırdığı için bu öneri kabul görmez. nürnberg ise, savaşta fazla zarar görmemiş olması, içinde hapisanesi olan bi adalet binası olması, nürnberg yasaları'na adını vermesi ve nazilerin propaganda merkezi olmasından dolayı biçilmiş kaftan gibiydi galip devletler için. nazilerin burda yargılanmasının sembolik bir önemi olacaktı. suç işleyeni suç işlediği yerde yagılamak.

    geçelim mahkemeye, mahkemede yargılanan en üst düzey subay, hitler'in başına bir şey geldiğinde onun yerini alacak olan sağ kolu hermann göring idi. göring yargılandıktan sonra doğal olarak idama mahkum edilmiştir, asılmadan önce de hücresinde siyanür kapsülü ısırmak suretiyle kendi göbeğini kendi kesmiştir.

    hatırlatmakta fayda var, bu mahkemeler sonucunda idama mahkum edilen askerler kurşuna dizilerek değil asılarak idam edilmiştir. asker olmalarından dolayı kurşuna dizilerek idam edilmeleri önerilmiştir ancak bu öneri bir askere yakışmayan suçlar işlediklerinden ötürü kabul görmemiş ve cezaları asılmak suretiyle infaz edilmiştir.

    edit: hermann göring'in yargılanan en üst düzey subay olduğu bilgisi doğru ancak hitler'e bir şey olduğunda halihazırda yerine geçmiş kişi karl dönitz'di zaten. lukstar ve radmard'a hatırlatma için teşekkülerimi sunuyor, hitler'e koyyım size bişey olmasın diyorum.

    edit 2: radmard dürtmeye devam ediyor, "1941'e kadar hitler'den sonra gelecek kişi göring'ti ama gerek battle of britain gerekse italya ve rusya cephelerindeki yenilgilerin sonucu luftwaffe'nin sonunun gelmiş olması sebebiyle hitler second in command'i değiştirmiştir"

    bu hermann göring en üst düzey subay değil. belki çavuş bile değildi lanet olası. entrymi de piç ettin göring! bende kabahat, sana haddinden fazla değer vermişim.

    edit 3: sevgili stormy weather nürnberg'in de yerle bir olan şehirlerden olduğunu söyledi. bu gidişle yerle bir edeceğim zaten gidip o şehri.

    entry'im edite doymuyor, savaşın sonunda "almanlar galip çıkmış" edit notu döşemekten korkuyorum.
  • bu mahkemelerin hukuka aykırı olmasının asıl nedeni suçta ve cezada kanunilik ilkesinden çok, savaştan sonra ve yalnızca galip devletler arasında yapılan uluslararası bir sözleşmeye dayanmasıdır. bu durum nürnberg mahkemelerinin kuruluş statüsünde de kendisini göstermektedir. bir kimsenin, suçu işlediği sırada bulunmayan mahkemelerde, hele o ülke üzerinde tasarrufta bulunma hakkına uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde kavuşmamış bir mahkemede yargılanması, doğal yargıç ilkesine de aykırıdır. "peki, bu hukuka aykırılığın sonuçları ne olmuştur?" "o kadar katil işkenceci yaratık mahkum edildi fena mı oldu?" diye sorulabilirse de, düşünüldüğünden çok daha vahim sonuçlar doğmuştur:

    - bütün zamanların en büyük katliamlarından birini yapan insanları yargılayan mahkemenin tarafsızlığına ve adilliğine gölge düşmüştür. bu bir daha silinemeyecek bir lekedir.
    - nürnberg mahkemeleri (ve japon savaş suçlularını yargılayan tokyo mahkemeleri)nde yalnızca mağlup devletlerin savaş suçları yargılanmış, insanlık suçu sayılabilecek atom bombasının siviller üzerinde kullanılması gibi eylemler yargılanmamıştır. bu durumun eşitlikten de öte, insanlıkla bağdaştırılabilir bir tarafı yoktur.
  • "bir eylemin cezalandirilmasi icin, o eylemin suc oldugunun eylemin islenmesinden once yasayla belirtilmis olmasi gerekir."
    hukukun bu onemli prensibi bu mahkemede cignenmistir.
  • galip tarafın kesin kontrolü altındaki yanlı mahkemedir. pek çok konuda akıl almaz adaletsizlikler yapılmış, ortada delil olmadan sonuca gidilmiştir. konunun uzmanları bu mahkemeleri trajikomik olarak nitelerler.
    ayrıca bu mahkemelerde, savaş suçu işlediği kesin olarak bilinen, churchill ve stalin'in yargılanmaması da ne derece adil bir mahkeme olduğunu gözler önüne serer.
  • göstermelik olarak alınan 24 kellenin dünyadaki anti nazi gazını bir şekilde sindirebilmesi için yapılmış mahkemelerdir. oysa işin iç yüzünü araştırdığınızda gerek abd olsun gerek ingiltere olsun; naziler'in el üstünde tuttuğu, binlerce insanı kıyma haline getiren sistemleri umarsızca hayata geçirdiği ve tüm kayıtları yok ettiği bilinen bir çok ismi bünyelerinde barındırdığını öğrenebilirsiniz. amaç, nazi casusları, casus teknikleri, soruşturma ve araştırma metodlarının savaş sonrası süper güç olma hedefini kafaya takmış abd'nin birinci elde öğrenebilmesi ve uygulamaya sokabilmesiydi. hedef ise tabi ki soğuk savaş'ın karşı cephesi rusya'ydı. iş bu amaçladır ki nurnberg mahkemeleri'nde halkın tepkisini yatıştıracak 24 kişilik bir hedef kitle (harcanabilir değerler olarak görülen) belirlendi. kısa zamanda asıldılar veya intihar etmeye zorlandılar bu isimler. nazizim'i benimsemiş ama savaş sonrasında ispiyonculuk ve taraf değişikliğini kabul etmiş binlerce isim ise tüm insanlık suçlarına rağmen yargılanmaktan yırtmıştır. bir kısmı yeni kurulan ülkenin fabrikalarında mühendislik yapmış, bir kısmı o kadar şanslı olmadığı için yokluk içinde hizmet sektöründe çalışmak zorunda kalmıştır. baya büyük bir kısmı ise -ki bu önemli kısım yüzbaşı, binbaşı gibi emir verebilen ve mikro anlamda bulundukları muhitin tanrısı olarak görülen isimlerdi- el kol sallayarak rahatlıkla hayatlarına devam edebilmişlerdi. büyük başlar ise güney amerika'ya kaçmış ve orada eğer nazi hunter'lara mama olmadılarsa hayatlarını sürgünde ama özgür olarak geçirmişlerdir.

    edit: bu girdisini yapmış olduğum kısa yazı, bir çoklarına göre komplo teorisi olarak görülebilir ve ciddiye alınmayabilir. ama bulabilirseniz kitap ve web sitelerinde şu isimli alman gizli haber alma komutanını arayın derim: (bkz: reinhard gehlen) kendisinin neler yaptığını, aslında en büyük savaş suçlularından birisiyken nasıl olup da federal almanya'nın mit'i olarak görülebilecek bundesnachrichtendienst'in başına geçebildiğini öğrenin derim. 2. dünya savaşı sonrası amerika'ya bizzat amerikalı askerler tarafından getirilmiş ve anti komunist akımda ruslar'a karşı istihbarat ve gizli haberalma teknikleri konusunda amerikalılar'a yıllarca eğitim vermiştir. savaş sırasında yaptıkları ise belgeli bir şekilde iğrençlik ötesidir.

    edit 2: bu zattın nurnberg mahkemelerinde yargılanmamış olması ve abd'de eğitim vermesi, abd müttefiği olan türkiye'nin de gehen'in öngördüğü eğitimden geçmiş ajanlara sahip olduğunu bizlere gösterir. akabinde olan olaylardan ilki ise maraş katliamı'dır. detaylı bir şekilde araştırırsanız maraş katliamı ile naziler'in toplama kamplarına esir seçmeleri arasındaki benzer yönetmleri farkedebilirsiniz.
  • ayrica tarihte "dunya barisina karsi islenen suclar" diye bir suc ifadesi ilk defa bu mahkemede kullanilmistir.
  • ekim 1945'te, amerika,ingiltere,fransa ve rusyanin actigi unlu dava. mahkemede nazi partisi "insanlik sucu,savas suclari, dunya barisina karsi islenen suclar ve savasa sebep olmak" suclarindan yargilandi. davali 24 kisi ve 6 organizasyonken davaci yukaridaki ulkelerdi. yargilanan 24 kisi 10 yildan idam cezasina kadar degisen cezalar aldilar, cogu asildi.
  • 2.dunya savasi sonunda yakalanan ust duzey alman yetkilililerin yargliandigi mahkeme
    almanlarin onceden ciddiye almadigi "nasi olsa bize bisey olmaz" mantigini benimsemisler hatta ve hatta mahkeme sirasinda ingilizceden almancaya yapilan ceviri hatalarina katila katila gulmuslerdir ama sonradan alinan kararla cogu idam edilmistir
  • yığınlarla insanların öldürülmesi, ceza kanunlarında yer alan teferruatlı pek çok suçtan farklı bir durum olduğundan, tabii bir suç sayıldığından ve dünyanın her yerinde suç kabul edildiğinden, "kanunsuz suç ve ceza olmaz" prensibinden sapılarak, "insanlığa karşı suç" kavramı kapsamında yargılama yapmış mahkemedir.
  • adalet içermeyen bir mahkeme olmuştur. bazen iki yanlışın bir doğru etmesi gerçeği ortaya çıkmış ve suçlular da cezasını bulmuştur fakat abd denizaltılarının da tabi olduğu emirleri* veren karl doenitz bu emirlerden dolayı 11 yıl 6 ay ceza almıştır. sonuçta tarihi kazananların yazdığının kesin kanıtı olmaktan öteye gidememiştir. başlattığı söylenen uluslararası ceza hukuku ise bu gerçeğin en açık kanıtlarından bir diğeridir. ortada adaletin olabilmesi için yargılamayı tarafsız bir kurumun yapması ve bu kurumun tarafların tümü üzerinde yaptırım gücü olması gerekmektedir. nürnberg mahkemeleri ise doğrudan tararlardan birinin kurduğu bir mahkeme olarak, kavgada karşındakine bir temiz sopa attıktan üstüne karşındakin yargılamaktan başka hiçbir anlam ifade etmemektedir.
hesabın var mı? giriş yap