• gemiye dişi sanılarak alınan dinazorun travesti olması sonucu soyları tükenmiştir.
  • damsiz girilmeyen ilk mekandi.
  • yan kamarada ceylan çiftinin körpecik butları dururken aslanların bi şekilde aşureye ikna edildikleri gemidir.
  • eger bu sadece bir metafor, mecaz degilse bircok soru geliyor akla. asagida yazan maddeler objektif bir dusunce ve yarim yamalak bilgi sonucu yazilmis, mantiksal sorunlardir. kimbilir, belki gercekten olmustur. belki de sadece kurgudur.

    - ilk temel sorun geminin ebatiyla ilgili. 8 kisi ve her hayvanin cifti alindigi dusunulurse (buna hayvanlarin kendi icindeki turleri de dahil olmalidir diye dusunuyorum) aklinizde daha iyi olusmasi icin (ya da direkt kafadan salladigim icin) futbol sahasi olcusuyle, en az 4-5 futbol sahasi buyuklugunde bir gemi gerekir.
    (bkz: gemi ebati verirken futbol sahasini esas almak)

    - ancak bu apayri sorunlari ortaya cikariyor. ornegin is gucu. bu buyuklukte bir gemi yapmak icin yuzlerce kisi gerekir. bu insan gucu bir araya gelse bile, o teknoloji ile upuzun yillar surecektir yapim. ki hatirladigim kadariyla 40 yil gibi bir surede bitiyordu gemi (yanilma ihtimalim yuksek). birkac kisi, gemi ustalari olsalar bile, bu buyuklukte bir gemiyi yapmalari omurlerinden fazla olacaktir.

    - diyelim gece gunduz, iman gucuyle calisan adamlarimiz var. bir baska sorun cikiveriyor hemen. 4-5 futbol sahasi buyuklugundeki bir gemiyi yapmak icin bolca tahta gerekir. bu da cevredeki ormanlari katli demektir. nuh gemiyi yaparken onunla alay edenler, ormanlari kesmesine nasil goz yumabildiler? tamam, eglence. ama o da bi yere kadar.

    - hadi yine diyelim dedesinden yukluca odun stogu miras kaldi. zaten az kisiyle iman gucuyle calisan nuh, bu isle mesgul iken nasil yasamaktadir? ne ile gecinmektedir? bos vakti kalmis midir ki?

    + ikinci temel sorun ise hayvanlarin gemiye bindirilmesi. vahsi ve ehli butun hayvanlarin yakalanmasi demektir ki bu da geminin yapimi surerken bir yandan buyuk bir enerji harcamasi meydana getirmektedir.

    + tekrar ve tekrar diyelim ki, bu enerjiye sahip. yasadigi yerin iklimi ve ekosistemi nasil olur da butun hayvanlari kapsayabilmektedir? ornegin cografi kesifler sirasinda (ya da baska bi zaman, emin degilim) avrupadan gonderilen koyunlar gittikleri yerdeki dengeyi bozmuslar ve bircok canlinin soyunun tukenmesine neden olmuslardir. butun bu hayvanlari bir arada bulunduran bir yer var midir?

    + evet, var diyelim. ve nuh onlari gemiye bindirdi. hayvanlar hayvan olduklari icin ortaligi pisleyecek, anarsi ortami doguracaklardir. bu da kirilan kafesler (nuh'un onlari kafeslere tiktigini varsaydik), kirlenmis yasam ortamlari (4-5 futbol sahalik bir gemide de olsa epey kucuk olmali) demektir. 8 kisilik murettebat kafesleri onarabilecek, hayvanlari kontrol altina alabilecek, kafeslerde temizlik yapip, onlari besleyebilecek midir? "otursunlar pis pis bana ne, ben mi yaptim" gibi bir dusunce icinde bulunacak olursak da, tum hayvanlarin bir sure sonra hastaliktan telef olmalarina neden olmak kacinilmazdir.

    + hayvanlarin beslenmesi apayri bir sorun. gemi uzun bir sure firtinada dolanmak zorunda kalacaktir. bu da etcil hayvanlar icin et, otcul hayvanlar icin ot stogu yapmak demektir (etcillerin ve otcullarin ayni tur yediklerini varsaydik). bu inanilmaz buyuk stok bozulmadan yillarca korunabilecek midir? yoksa balik tutularak mi yasamda kalinmistir? (tum etcillerin balik yedigini sanmamama ragmen)

    + hayvanlar bindi. tufan oldu ve bitti. gemi karaya oturdu. dogaya salinan hayvanlarin yemek kaynagi nedir? selde bogulan hayvan lesleri mi? bu hayvanlar inince birbirlerini yerlerse (gemide uslu durdular neyseki) butun ugraslar bosa gitmis demektir. yuzlerce hayvanin soyu bir anda tukenir.

    + gemi tek bir noktada tum hayvanlarini bosaltti. diyelim ki agri daginda. bolgelere has hayvanlar su an bildigimiz yerlesimlerine nasil gittiler? misal, iki kanguru turkiye'den avustralya'ya dogru okyanusun ustunde ziplayarak mi ulasti? madem ekosistem tum hayvanlarin barinabilecegi seviyedeydi (yoksa hayvanlari toplayamazdi gemiye), neden goc ettiler?

    * son olarak, "ol !" dese her seyi yapabilecek olan tanri, neden bu kadar ugrasti? gecmisi, bugunu, gelecegi gorebilen tanri, insanlarin kotu olabilecegini de ongormus olmaliydi. bir tufanla hepsini yok etmek yerine hic yaratmamak gibi bir sansi vardi.

    yoksa butun bunlar, gelecek nesillerin ibret almasi icin sadece birer masal mi?
  • dağ tepelerinde bulunan deniz kabuğu fosilleri nuhun gemisi olayına kanıt olarak gösterilir ancak o dağlar aslında tortul kayaçların sıkışarak yükselmeleri sonucu oluşmuştur..bunun kanıtı ise şu şekilde sunulur: eğer o fosiller tufandan kalmış olsaydı yüzme bilmeyen kara hayvanlarının fosilleri olmalılardı çünkü tufan sırasında yükselen sularda deniz canlıları yüzerek kurtulabilcekken kara hayvanları ölerek fosilleşmeliydiler..dağ tepelerinde ise denizlerde ölerek fosilleşmiş deniz canlılarının fosillerine rastlanır..tabii ki bu sadece bu teorinin yanlışlığını ortaya koyan bi kanıttır, nuhun gemisinin olmadığının ispatı diğildir
  • gemi ankara yakınlarındaki elmadağ'da karaya oturduktan sonra kutlama yemeği olarak gemidekiler hep beraber makarna pişirip yemişler, nuh'un ankara makarnası da buradan gelir efenim.
  • bir rivayete göre, tufan koptuktan bir süre sonra gemi büyük hasar almış ve geminin kimi yerleri parçalanarak içeriye su almaya başlamış. hayvanlar ise geminin batmaması için burunlarıyla bu delikleri kapatmışlar işte o yüzden bütün hayvanların burunları ıslakmış....
  • yüce rabbimin gözlerine perde indirdiği ve kalplerini mühürlediği bir takım kafirler tarafından olmadığı iddia edilen kutlu gemi.
    ben olayı açıklayacağım şimdi bak. bu kafirlerin hayasız iddialarına bilim ışığıında cevap vereceğim. hacı en başta öyle dağların üzerine çıkabilecek kadar su yok dünyada. yani buzullar dahil her şey suya dönüşse okyanus seviyesi 30 metre yükselir. o suyu taşıyan bir cisim dünyaya çarpsa, dünya paramparça olur. yani kısaca rabbim ol dedi ve oldu. bu kadar. he o su nasıl çekildi dünyadan? rabbim çekil dedi.
    ondan sonracığıma ahşap geminin 150-200 metre olduğu varsayılıyor, o denize dayanabilecek en büyük tekne 50 metre ama şimdi rabbimin mucizesi bu.
    1 milyondan fazla canlı türünü bir gemide o kadar zaman muhafaza edebilmek de imkânsıza yakın. hani bazı hayvanların yumurtalarını, bazı bitkilerin de tohumlarını alsan gene olmuyor. o yumurtalardan çıkacak annesiz babasız yavrular bakım ister. hayvanların beslenmesi için erzak sonra atıklar var. bir fil yılda 40 ton gübre imal eder o da var ama bunun da cevabı evet rabbimin mucizesi.
    canlı türü dedik ya içlerinde asalaklar ve mikroorganizmalar var. şimdi düşününce frengi, cüzzam çiçek gibi hastalıkları nuh ve ailesi gemi yolculuğu boyunca taşımış olmalılar. lakin tabii kimse hasta olmadı çünkü rabbim izin vermedi.
    ayrıca 6-7 bin yıl önce gerçekleştiği söylenen bu hadisenin ardından hayatta kalan insanlar nuh ve kendisinin az sayıdaki takipçileriydi. yani 6-7 bin yıllık süre içerisinde olan hadiselerle bu azınlıktan bugünkü 7 milyar insan oldu. bu genetik çeşitlilikle birlikte. bu da, şüphesiz ki, rabbimizin bir mucizesi.

    şimdi kafirler nuh tufanının birçok yerde geçtiğini söylüyor sümerlerde, babillerde hep böyle bir tufan miti varmış. eh var tabii çünkü oldu! ol dedi oldu! ayrıca böyle tufanlar dünyada izler bırakır. böyle ince tortular. ben pek bilmiyorum. neyse daha yerel tufanların tortuları bulunmuş ama öyle küresel çapta tufana dair bir iz bulunamamış. ağrı ya da cudi'de de bir kalıntı yok. neden? çünkü hepsi bir test! tıpkı dünyanın 10 bin yıl önce yaratıldığı ancak rabbimin isteyerek dünyayı 4,5 milyar yaşında göstermesi gibi. test hepsi. peki neyin testi?

    selam ve dua ile,
  • bir tufan çıksa da herşeye yeniden başlasak diye bekliyorum. gerçi tarihin akışı değişir, ilk evvela mayonezi icat ederim herhalde.

    lakin bizde bu şans varken (senden ve benden bahsediyorum), nuh bile gemisine özel yetenek sınavıyla alır türümüzden canlıları, şarkı söyletir, taklit yaptırır, kıç sallattırır. ve kontenjan doludur zaten, gideceği uzun yolda, yapacağı şebekliklerle ortamı şenlendirecek, habire fıkra mıkra anlatıp, boş boş konuşarak yolu muhabbetlice gerçimesine sebep verecek damkafa insanları alır gemisine. ölem ben, ölem ben, kurban olam ağzındaki dile ben. dile ben. dileee hey.
  • evliya çelebi'ye göre kedi, fare ve domuzun yaratıldığı gemidir. seyahatname'sinde çeşitli hayvanların bindiği bu gemide zaman geçtikçe pisliğin çoğaldığını yazar. bu nedenle allah'ın emriyle nuh peygamberin filin kuyruğunu çekmesi sonucu pislikleri yemek üzere domuzun; o domuzun burnundan da farenin yaratıldığını anlatır evliya. gemi mürettabatı arasına katılan farelerin hızla çoğalması sonucu şikayetler başlayınca nuh peygamber, aslanın sırtını sıvazlar ve aslanın burnundan da kedi çıkar.

    uzun lafın kısası evliya çelebi'nin yazdığı yaratılış mitolojisine göre kedi ırkının bindiği ilk gemidir.
hesabın var mı? giriş yap