• serdar turgut'un eski bir yazisina soyle bir konuklugu olmustur :

    ---notre dame de sion fransız kız (o zaman öyleydi) lisesi’nin bir efsane müdürü vardı, mère marie-berthe. bir gün velileri toplamış, “türk ailelerinin birbirine olan bağlılığına hayranım.
    kızlarınızı okuldan almaya her gün kuzenleri geliyor...”---
  • zamanında ben orta2 deyken bilgi yarışması için gitmiştik okul olarak.(yo yo ben yarışmıyodum şakşakçı olarak gitmiştim). okula girdiğimizde kızlar yıllardır erkek görmemenin verdiği huzursuzlukla bizlere alien gibi bakıyodu. hatta ben fermuarımı kontrol ettim bişi var mı die. sanki..sanki amazon'un bakir ormanlarını keşfeden birer kaşif gibiydik. biz soğuk koridorlarda yürüdükçe etekler kapatılıp, gözler üzerimize çeviriliyordu. gözlerimizi yerlere çeviriyoduk yürürken. binlerce seyircinin önünde aslanlarla mücadele eden gladiatörler gibiydik. ilk defa erkek cinsel istekleri o okulun eski pencerelerinden gelen güneş ışığıyla buluşuyodu sanki..o anda bi el hissettim omzumda. o elin sahibi firuuzcan idi..lakabıyla abaza firuzcan..:
    -olm am kaynıyo lan burası ammmmmm
  • ilkokuldayken benim icin caliku$u demekti. iceride erkeklere kapali, rahibelerle sevgi dolu gecirilen zamanlar var zannediyordum. sinavlardan sonra da tutturmu$tum ille de notre dame de sion diye. annemle gidip kayit yaptirdigimizi da hatirliyorum, kaydi yapan kadin once neden orayi sectigimi sormu$, ben de "caliku$u!!" mealinde bir yanit verince "sen bu hafta ucuncusun boyle.." demi$ti. sonra annem ici aciyarak belgelerimi teslim etti kadina, kaydim yapildi, ama kadin "senin puanin burasi icin yuksek, sankt georg'a git" diyerek o saniyede resmen hayatimi degi$tirdi. ilahi teyze, kendi okulundan neden kovuyorsun ki. ne oldu sonra, fransiz yerine avusturyali rahibelerle yeti$tik, bok oldu bok.
  • babannemin mezun olduğu, aile arasında saçma sapan fransız okulundan mezun olma ekolüne dahil edilmek için benim de okumak zorunda bırakılmaya çalışıldığım, ve son anda yırttığım okul.
  • ilk defa dün katıldığım konser sayesinde gittiğim okul. websitelerinde kültürel etkinlik ajandaları var, her hafta bir klasik müzik konseri oluyor perşembe ya da cumartesi 19:30 civarında. keşke haftasonu sabahları da olsa. konser mekanı küçük ama çok iyi. okulun avlusu, mimarisi de paralelindeki karmaşık harbiye ortamından bir anda sıyırıyor insanı. giderim artık ayda 1-2 bu konserlere. hemi de ücretsiz.

    böyle özel mekanlarda, özel etkinliklere gitmek neden istanbul'da yaşadığımı hatırlatıyor bana. avm gezmek için yaşamıyoruz bu metropolde.
  • eski bir ogrencisinin agzindan : nds kizlari ya rahibe olurlar ya da orospu

    karma olmasiyla birlikte eski tadi kalmamistir.
  • calisanlarinin ölümsüzlük sirrini bulduklarini dusundugum okuldur, oooyle mumyalanmis gibi senelerdir ayni adamlar ders verip dururlar, keza mustahdemi, sekreteri filan..
  • okul ruhu taşıyan nadir liselerden birisidir dame de sion. okulda birlik beraberlik had safhadadır ancak, okulun karma sisteme geçmesi sebebiyle özelliğini kaybetmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. bir okulun konum itibariyle nerde olduğu çok önemlidir ve dame de sion harbiye'deki stratejik konumuyla da öğrencilerine taksim ve nişantaşı'nda vakit geçirme fırsatı sunarak onlara farkında olmadan çok şey kazandırmıştır. zira 8 yılını aynı mekanda geçiren bir insanın kişiliğini hem arkadaş çevresi hem de doğal çevresi çok etkiler. okulun disiplinli yapısı öğrenim hayatları boyunca öğrencilerin yönetimden nefret etmesini sağlarken öğrencileri birbirlerine daha da yaklaştırır ve en güzel dostluklar bu yüzden meydana çıkar. şaşırılmamalıdır ki her dame de sion mezunu mezun olacağı günü iple çekerken o gün geldiğinde okuldan hiç ayrılmak istemez.
  • ekim 1856'da, istanbula gelen 11 rahibe tarafindan kurulmus fransiz okulu. rahibeler, pangaltida adini yaninda bulunan kiliseden alan ve o güne kadar "filles de la charité" ler tarafindan idare edilen "maison du saint-esprit" adli yatili okulun yönetimini devralmis ve böylece 27 kasim 1856 tarihinde, notre dame de sion "yatili okul" u ülkemizde resmen acilan ilk kiz lisesi olmustur.

    ayni zamanda hayatimin 8 senesini gecirdigim, ama hala iyi anilarin mi yoksa kötülerin mi agir bastigina karar veremedigim disiplin yuvasi. her seye ragmen benim ben olmami bu cati altindaki insanlar saglamistir. severim, önünden gecerken kalbim pir pir eder ne yalan soyliyeyim.
hesabın var mı? giriş yap