• nokia üçikibirsıfır şeklinde okunabiliyo, ama ortada gereksiz 1 beklenti oluyor..
  • üniversite ikiye giderken oda arkadaşımın aldığı telefondu bu. antensiz olması o dönemde bir devrimdi ve çok şaşırmıştım. benim telefonum olmadığı için odadaki diğer arkadaşımın 5110'u ile yılan oyununu oynardım ama o telefonun tuşları sebebi ile pek randımanlı olmazdı. 3210 ise bu konuda sanırım rakipsizdir. zira 3210'la yılan oyununu birinci seviyden sekizinci seviyeye kadar tek tek bitirmiştim.

    yılanın devasa boyutlara ulaşıp kalorifer peteği gibi oluşunu an be an izlemek ve sonlara yaklaştıkça etraftakilerle beraber nefesini tutup bitmesine tanık olmak çok heyecanlıydı (heyecan duyduğumuz şeye bak rezalet). fakat dokuzuncu seviyede tüm uğraşlarıma rağmen bitirememiştim. son denemem ders esnasındaydı ve oyunun bitimine çok az kalmıştı, sağımdaki solumdaki arkadaşlar da dersi bırakıp göz ucuyla izliyorlardı, fakat hocanın korkusuyla bir anlık kafamı çevirmemle yılandan devşirme kaloriferin peteğinin pörtlemesi bir olmuştu.
    o telefon da çarşafını katlamaya çalışan arkadaş yüzünden ranzanın ikinci katından yere kapaklanıp telef olmuştu.

    mutsuz son.

    ps: geniş aile gibi başlayıp, yaprak dökümü gibi bitti lan hikaye :(
  • telsiz telefon
    antensiz telefon
    cep telefonu
    anteni olmayan cep telefonuna 125milyon verdiren telefon
    ilk cep telef0num
  • dunyanin en guzel telefonu.

    babam, alacaklisi oldugu bir telefoncudan dogum gunum icin almis, getirmis. yil 2003. hediye ettigi an sevincten aklimi yitirecektim. omru hayatim boyunca en mutlu oldugum andi sanirim. cosup tasiyordum resmen. onu bana getiren baba, dünyanin en guzel babasi; o telefon da, dunyanin en guzel hediyesiydi o an. kelimelere dokemeyecegim bir mutluluk hali ozetle...

    tum bunlarin yaninda, telefon ikinci el oldugundan, hat problemi vardi. bir turlu cekmiyordu. ben de pencere pervazinin ust kismina koyuyordum telefonu, yuksekte belki ceker diye. indiriyordum, kaldiriyordum, yok! hat gidip gidip geliyordu. sallıyordum, bataryayi çıkarıyordum... haftalarca cebellestim telefonla. babam uzulmesin diye de bir sey demiyordum ama. o yarim yamalak haliyle bile cok seviyordum onu. sirf yilan oyunu icin bile telefonumu kimselere vermezdim. oyle ki bir bag kurmustum.

    bir muddet sonra babam anladi telefonun bozuk oldugunu. gitmis adama vermiş, yine 2.el bir telefonla takas etmis. o sekilde 4-5 telefon degistirdigimi hatirliyorum. ama hicbiri o yakisikli gri telefonun yerini tutmadi. su elimdeki, teknoloji harikasi oldugu soylenen akilli telefon bile.

    gece gece neden boyle bir aniya gomuldugumu bilmiyorum. ben hem babami, hem de 3210'numu ozledim. ha bir de cocuklugumu. her gecen yil bir oncekinden daha da boka batmiyor muyuz ama?

    neyse yatayim ben. uyku iyidir.
    ruyalarda kavusuruz.
  • marmara depremi sonrası hazırkart ile beraber 160 milyon'a aldığım ilk telefonum. ( ilk entry'e bakarsak biraz kazık yemişim sanırım)

    elektronik mühendisliği okuyan bir arkadaşım vardı telefonu gördü bakabilir miyim dedi, tabi dedim. aldı arka kapağını açtı pilini çıkardı sağına soluna baktı: "adamlar ne telefon yapmış abiiii" dedi gözleri fıldır fıldır kocaman bir halde..

    şimdi ne telefonlar çıkıyor, bu saf, temiz, şaşkınlık ve hayranlık dolu ifadeyi maalesef kimsede göremiyorum. ne zaman doydunuz ibneler!
  • ilk telefonum. akranlarına nazaran tuşlarının daha şükella olması, harici anteni olmaması ve dolayısıyla antenin bir yerlere batmaması çok cezbetmişti beni. biraz ağırdı ama elime de oturuyordu. döneminin pek çok telefonu, bu güzelliğin yanında tipi kayık kalıyordu. yazılımı düzgün çalışıyor, yılan oyunu oynamaya doyamıyordum bu güzelce ile. yönlendirme özelliği sayesinde bazen telefonu eve haybeden yönlendiriyor, bazen de ola ki biri beni arar rahatsız eder diye telefonu var olmayan bir numaraya yönlendiriyordum. er ergen histerileri işte.

    övünmek gibi olmasın, yılan oyununu level 1'de kaç kere bitirmişliğim var. yalnız oyunun sonunun bombok olduğunu belirteyim. gözü doymaz, karnı aç azman yılan yemek yemekten kobra oluyor ve en sonunda kendine giriyordu. ben bu kadar hayati mesaj veren oyun görmedim arkadaş.

    telefon o kadar tuttu ki -yanılmıyorsam- sabah ve star gazeteleri kuponla nokia 3210 vermişlerdi. star gazetesinden kupon biriktirip valideye de bir tane almıştık. evde 2 tane nokia 3210 olmuştu. ara ara yere koyup ikisi ile arabacılık oynar, kafalarını tokuşturur, kızılötesi ile öte beri veri gönderimi yapmaya çalışırdım. hiçbir zaman veri göndermeyi başaramadım nedense.

    birkaç yıl içinde sağ elime kas yaptırması sonrasında 3310'a terfi ettiğimi hatırlıyorum. ancak validem, benden çok daha uzun süre, temiz bir şekilde, severek kullandı 3210'ununu. ikinci olarak sattığında bile telefon 1. el görünümlüydü. doktordan düşme ürün gibiydi. yazık, hislenmişti kadıncağız.

    saniyeler sonra gelen cebren edit: hedep 3210'da kizilötesi seçeneğinin olmadığı söyledi. yıllar yılı, iki 3210 arasında veri gönderememe sebebim şimdi çıktı be ya.
  • anteni olmadigi icin cep ve canta icinde ta$inmasi kolay, teknik ozellikleri, ekurisi sayilan nokia 6110'dan fazla eksik olmayan nokia modeli. kanaatimce biraz agir.
  • sırf memory'deki high score'um için katlandığım telefon...
  • yaklaşık 5 sene boyunca (2000-2005 arası) severek kullandığım ilk cep telefonumdu. hatta bir keresinde çaldırmıştım ve gidip tekrar aynısını satın almıştım, o derece sevmiştim yani o telefonu (belediye otobüsünde kaşla göz arasında çalınmıştı,çalan kişiye sevgilerimi (!) sunuyorum buradan) bataryası ölmese ve telefonun kendisi de sapıtmamış olsa asla da değiştirmeyeceğim bir telefondu; zira benim bütün beklentilerimi karşılıyordu: kullanımı çok pratik, antensiz, boyutu çok büyük değil, mesaj yazımı kolay, salak saçma özelliklerle telefon fonksiyonundan uzaklaşmamış...
    yeniden üretilse hiç düşünmeden alırdım yine :)
  • gerçek efsane 3210'dur 3310 değil. 80'li yıllarda doğan ve teknolojiyi internet kafeden öğrenmeyenler daha iyi bilir.
hesabın var mı? giriş yap