• sağda solda abidik gubidik eleştiriler alan filmdir.

    şimdi rus sineması, görsel, kurgusal, anlatımsal açıdan diğer ülkelerin sinemalarına pek benzemez. neden derseniz tahmin edebileceğiniz üzere bu elemanlar yıllarca dışarıya kapalı kaldıklarından kendi görsel dillerini, kurgularını kendi başlarına geliştirdiler ve şu ana kadar sahip oldukları sinema anlayışları hollywood gibi tüketime yönelik bir anlayış değil idi. rusya'da yönetmenlik diğerleri gibi bir meslekti ve mesela oyuncular falan diğer ülkelerdeki gibi astronomik paralar almaz, devletin belirlediği ücretleri alır idiler. rusya'da bir yönetmen film çekeceği zaman gidip başvurusunu yapar, devlet de buna al sana şu kadar para, na'parsan yap der, yönetmenler de öyle takılırdı. (tabii ki naparsan yap derken sistem karşıtı bişii yapaman, gulag takımadalarında uyanırsın valla şerefsizim bakmazlar gözünün yaşına) dolayısıyla bu adamların film ve sinema kültürleri bizim alışık olduğumuz hollywood tarzı biçimden oldukça farklı olup, alışması çok kolay değildir ki bunu tarkovski'nin eisenstein'in filmlerinde görmekle beraber bu elemanlar sinemanın teorisini yazmışlardır ayrı mesele.

    neyse dönüp dolaşıp konuya gelecek olursak, bu gece nöbeti isimli rus filmi de her ne kadar glasnost, perestroika sonrası iyice açılan ve özelleşen rus sineması'nın bilim-kurgu/fantazi türünün en bir prodüksiyon yapımı olup rusya'da lotr*'ı falan solladıysa da kökleri bu bahsettiğim geleneksel rus sinemasından tamamen kopuk değildir, yönetmenin reklam/video klip kökenli olmasından mütevellit bu tarz, rusya'da bu şekilde denenmiş olan ilk tarzdır. (büyük bir prodüksiyon için) dolayısıyla konunun klişe olması, anlatımın bazı yerlerde kopuk olması ve kurgunun karışıklığı ve ağırlığını tamamen "yönetmen yapamamış işte" diye düşünmekten ziyade olaya bakış açısının temellerinin tamamen farklı bir kültürden geldiği şeklinde de yorumlamak lazım gelir diye düşünüyorum.

    o kadar yazdım yazdım yani kısaca abicim bu adamlar görsel açıdan farklı ve bizim alışık olmadığımız bir kültürden geliyorlar, dolayısıyla bu filmde size klişe gelen şeyler ya da kurguda alışık olmadığınız ilerleyiş biçimi sizin alışık olduğunuz biçimde olmayabilir, şaşırmayınız.
  • herkes filme çok güzel değinmiş ama bu filmin temelinde yer alan kitapla alakası olmadığı gerçeği özenle atlanmış. karanlık ve aydınlık tarafın altında herhangi bir milliyet yoktur - hatta illa bir milliyet yakıştırması yapılacaksa bireysellik ve kendini düşünmeyi merkeze alan karanlık tarafın amerika olduğu söylenebilir, zira aydınlık taraf ile karanlık taraf arasındaki tek fark budur. karanlık tarafı seçen bir diğer (other) gücünü kendisine fayda sağlamak için kullanır. aydınlık taraf ise topluluğun faydasını gözetir. kitapta bu "karanlık bir büyücü iyileştirebilir, aydınlık bir büyücü öldürebilir" diyerek altı çizilmiştir.

    kitabın yaptığı şey aslında etik konusunda bir ders vermektir aslında. her ne kadar kitap içerisinde "çalıştığım yerde kaderin olmadığını öğrettiler" dese de anton, güçlü bir kadercilik altmetni vardır dörtlemenin temelinde. iş hep olacağına varır.

    --- spoiler ---
    mesela night watch'ın incubus'u ignat sadece yakışıklılığı ve charm'ıyla svetlana'yı tavlayamaması - daha doğrusu tavlamasının ilk kitabın birinci hikayesinin temellerinden birisi olan vorteksi daha da abartması ama anton'un sadece düz muhabbetle bunu yapabilmesi en basitinden bu altmetne örnek verilebilir. daha bir sürü örnek var. alisa'nın güçlerini kaybedip tekrardan kazanmak için gittiği gençlik kampında o çatışmada güçlerini kaybetmiş bir aydınlık taraf büyücüsüne aşık olup zabulon tarafından öldürülmesi vb vb.
    --- spoiler ---

    yani noçnoy dozor oldukça ilginç bir urban fantasy kitabı serisinin ilkidir. karakterlerin iyilik yapmak gibi bir dertleri yoktur, hepsi devlet memuru gibidir ve sanırım sadece rusya'da olabilecek o bıkkınlık ve atalet hissini yazar lukyanenko çok çok iyi vermiş diyebilirim. yani kitabı okuduktan sonra bu derece manasız (ki fantastik bir evrendir ona rağmen) sıkıcı bir yerde alkolik olmamak veya manyaklık yapmamak mucize. henüz türkçe'ye çevrilmedi sanıyorum kitaplar, çevrileceğini de sanmıyorum açıkçası, ama kendine fantastik kurgu okuruyum diyen insanların okuması gereken bir seri bu.
  • prensip olarak, filmlerden her zaman orijinal adiyla bahseden kisileri bunalima sokmus, karizmalarin birer birer dagilmasini saglamis film. bugüne kadar havali havali "ah, bu adam one flew over the cuckoos nest'te oynamiyor muydu?" demis ya da "ay ay ay, acaba the shawshank redemption'i mi izlesek yoksa lock stock and two smoking barrels'i mi izlesek yoksa the matrix hakkinda tartisma mi yapsak?" demis insanlara feleklerini sasirtmistir bu film. "aksam noynoy dozor... sey, nohnoj... sey, ohnoy... sey, honoynoy... oeeeh! aksam gece nöbeti'ne gidelim!" tarzi konusmalara yelken açilmasini saglamistir. pek güzel olmustur. çok güzel olmustur.
  • fragmanın gazıyla gitmemek gereken film. mevcut film izleme alışkanlıklarıyla izlememek, izlendikten sonra mevcut filmlerle mukayese etmemek gereken film. kati surette "olm, çok güzel film gibi, gel beraber gidelim" şeklinde gaz vererek arkadaş götürülmemesi gereken film. bir de izlerken kendini "ötekiler" gibi hissedip kötü olunacaksa dikkatli olunması gereken film. iyi film.
  • ülkesinde ve hatta komşu ülkelerde matrix üçlemesinin gişe rekorlarını yerlebir etmiş, yüzüklerin efendisi ile matrix'i bir potada eritmiş uzun açılış sekansıyla izleyiciyi koltuğa mıhlayan, kullanılan efektlerin güzelliğiyle insanı dumura uğratan bir film.
  • bir çok güzel düşüncenin bir araya geldiği, ama bu güzel düşüncelerin bir arada pek bi sırıtıığı filmdir.
    efek olayını abartıp abartıp (ki kutluyorum her türlü efek için ekibi), filmin dramaturjisini (*) boş bırakmaları hoş olmamış...
    devamlarını bekliyoruz yine de, ama bu sefer divxden izleyeceğiz...
  • bir kitaptan cekilen bir filmin amaci eger o kitabin ozunu beyazperdeye yansitmaksa eger, basarisiz bir film. kitapta deginilen cogu olay ya yok ya da degistirilmis ya da cikartilmis. en basitinden daha ilk basta anton'un afbuyurun skindirik bir vampir tarafindan tokatlanmasi diye bir mevzu kitapta yok, hele hele "onu oldurmek istemiyordum" teranesi hic yok. night watch dunyasinda "ehliyetli" vampirlerin ustune bir damga yerlestiriliyor ve bu vampir kardesimiz izinsiz avlanirsa bir watch officer'i bunu cozerek vampirimizi oracikta toza cevirebiliyor. yoksa watch kurmanin, vampirleri ehliyetlemenin ne anlami var olay fiziksel savasta yenmek yenilmekse eger. dahasi yegor ile olga'nin diyalogu kafadan atilmis. alisa sarkici falan... sacma, gorsel olarak guzel evet ama sacma. sonra gunes gozlugu saplantisini eger gonderme amaciyla yaptiysa komik olmus, yok eger others gunes gozlugu giyen tiplerse -ki nereden baz almis bunu bilemedim, matrix'in "sistemin disindaki insanlar" kavrami ile others uyusmaz, others varolmak icin insanlara muhtac olan hatta anton'un deyisiyle "parazit" olan ozel guclu insanlardir yani sisteme aykiriliklari degil sistemin ta kendisi olmalari daha uygun olur. ha agent smith denilebilir ama bu adamlarin "iyi adamlar" olmalari lazim? neyse yonetmeni mi yoksa senaristi mi bilemeyecegim kitabi parcalamis, bicmis, uyduruk bir hollywood produksiyonu cikarmis diyebilirim eger baz aldigimiz kriter kitapsa. yani tamam hikayeden bazi ogeleri atabilirsiniz eyvallah da, hikayeyi tamamiyle degistirmek ne oluyor ben bunu anlamiyorum ki. yuzuklerin efendisinde gandalf'in balrog ile savasindan galip cikmasi gibi birseyi yapmis bu adam hikayeye ve bu yuzden de anlamsiz hale gelmis hikaye.

    yok eger amac kitaptaki karakterlerle ayni adi tasiyan karakterleri kullanip bol bol bilgisayar animasyonu yerlestirmekse cok guzel bir film ama cok sikici, bayici diyaloglara sahip.
  • --- spoiler ---
    -burası acıyor mu?
    -evet!
    -peki burası??
    -evet
    -peki burası?
    -evet, neyim var doktor?
    -tamamen sağlıklısın.....garip....

    (duyan da rusyada ssk hastahanesi var sanır)
    --- spoiler ---
  • (bkz: davay davay)
  • iyilerin hep akıllı, hep karizmatik ve hep amerikalı olduğu salak klişe amerikan filmlerinden sonra derin bir nefes aldıran, siyah ve beyazın arasına gri tonları son derece başarılı yerleştirebilmiş,

    --- spoiler ---
    lanetli bakirenin hikayesinin kös kös değil de çizgilerle anlatılması
    --- spoiler ---

    gibi çok güzel fikirler barındıran, saçma sapan kahramanlıklar ve fazla degman sahneler içermeyen, son derece başarılı bir film.

    "kopukluklar var." "biz anlamadık" "ne biçim film bu" "paramıza yazık oldu" diyenlere de sakin kafayla adam gibi konsantre olup filmi bir kere daha izlemelerini önerilir.

    (bkz: arif olan anlar)

    müstehzi edit: he bi de filmin devamı geliyor (bkz: daywatch) o zaman biraz daha anlaşılır olur tahmin ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap