• bir sosyopat legal bir işte kariyer yapmaya karar verir. tabi ki bu sistemde başarı için gerçekten duygulara değil, duyguların gösterimi, gösterisi ve sömürüsüyle başarı sağlandığından, kariyer basamaklarını birer birer çıkmaya başlar.

    --- spoiler ---

    son sahnede lou'nun camı ısrarla açık bıraktırmak istemesinin nedenine ilişkin hafiften zorlama bir yorum yapacak olursak: nedeni, yardımcısıyla aralarındaki koşulsuz itaat sürecini perçinlemek olabilir. sonrasında kamerayla dışarıda durmasını istediğinde biraz dirense de itaat etmeyi sürdüren yardımcısı, sonunda yakın çekim yapmasını istediğinde itirazsız arabanın ön camına yaklaşır. bu durum, kapıdaki ayak tekniğine benzeyen bir nevi davranışsal bağlanma olarak okunabilir. yani, öncesinde yapmanın çok şey kaybettirmeyeceği bir talebe uyan kişi, sonrasında çok daha riskli davranmasını gerektiren bir talebi daha kolay kabul edecektir.

    --- spoiler ---
  • imdb'de okudum, jake gyllenhaal senaryoya, bi tiyatro oyununa çalışır gibi çalışmış. önce bi niye ki lan dedim ama aslında bak çok mantıklı; çünkü karakteri normal insan düzeyinde iletişim kurabilen bi karakter değil ki, tüm dialoglarında, her ağzını açtığında internetten 'nasıl profesyonel görünürsüz' temalı bir sürü yazı ezberlemiş gibi konuşuyor. karakter zaten sürekli rol yapıyor, gyllenhaal da rol yapan karakter rolüne çalışmanın yolunu böyle bulmuş demek ki.

    bir de yine imdb'de bahsediyordu, bu rol için kilo vermek yine gyllenhaal'ın fikriymiş, çünkü kafasında karakteri aç bir çakal olarak canlandırıyormuş.

    oyunculukla ilgili başka bir okuduğum detay da, filmde gyllenhaal hiç gözlerini kırpmıyormuş. ya da kırpıyorsa bile çok az demek ki. ama hakikaten o kocaman gözlerle bir de hiç gözünü kırpmadan ezberlediği 'profesyonel dil' ile yapay yapay konuşması acayip iç gıcıklayıcı olmuş.

    yani ne diyeyim. allah yönetmenlerine, prodüktörlerine, senaristlerine bağışlasın.

    müthiş oyunculuk bir yana, karakter de şahane yaratılmış bi karakter bence. yani resmen lou bloom karakterini, insan aynen haberlerdeki kanlı ölümlü görüntülerden gözünü ayıramadığı gibi seyrediyor. hem tiksiniyorsun hem bakmaya devam etmekten kendini alamıyorsun.

    bir daha izlemem ben bu filmi ama mutlaka izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum. hele de senaryo yazmak, yazarlık, karakter incelemesi, film fişmekan gibi olaylara merakınız varsa.

    nası yapmış lan adamlar..
  • aşağıdaki diyalogla anlatmak istediği şeyi özetleyen film.

    --- spoiler ---

    - polisten önce olay yerine varmış, bu görüntülerin * ne kadarını gösterebiliriz?
    + yasal olarak mı?
    - yok ahlaki olarak, tabi ki yasal olarak

    --- spoiler ---
  • gece gece aklıma gelen x-men karakteri. bu karakterle ilgili aklımın almadığı bir olay var. bu nightcrawler ölmüştü. bayağı, hope summers denilen mutant bebeyi kurtarmak için kendini feda etmişti. yaşamı boyunca da, o kadar aksiyon içerisinde bulunmasına rağmen dinine bağlı, mütevazi bir katolik olduğu için de tabii cennete gitti. bu durumla ilgili bir parantez açalım; marvel evreni'nde tabii çeşitli tanrılar, alemler bulunuyor ama semavi dinler de gerçek. teorik olarak açıklaması zor olsa da böyle bir durum var; thor, zeus, osiris falan da var, yahweh de var. yani bir viking, bir nordik savaşçı falan ölünce valhalla'ya gidiyor, katolik biri de haliyle günahsız yaşayıp da ölünce bayağı cennet'e gidiyor. bu çok dallı budaklı bir konu, ayrı bir entry konusu, uzatmayalım.

    nightcrawler kitabına uygun bir katolik olarak yaşayıp öldü ve cennete gitti. sonra bir şeyler oldu, birileri cennete falan saldırdı, sonra bu nightcrawler da cennetteki ruhları kurtarmak için kendini kurban etti ve fani dünyaya geri döndü. nah işte burasını benim aklım almıyor. ya mübarek, cennet dediğin yer bir nihai yerdir. varlığının kanıtı bile dünyada olan biten her şeyin bir test olduğuna, iyi olanın refaha ereceğine, kötü olanın cezasını çekeceğine dair bir kanıttır, teminattır. sen cennete gitmişsin artık dünya işinden elini eteğini çeksene, niye gidip hala kavga peşindesin, neyi kanıtlamaya çalışıyorsun daha? sana ne, bırak allah'ın işine ne karışıyorsun? "cennete saldırı var, ruhları kurtarmam lazım." bence en büyük şirk bu, allah kurtaramaz mı bu ruhları? tövbe ya. yani feda etmeseydin ne olacaktı, allah "ben seni denedim nightcrawler, sen kendini feda etmedin, o yüzden seni cehenneme yolluyorum" mu diyecekti? yani o kadar çizgi roman okudum, bir sürü absürtlükler gördüm, şunun kadar saçma olay görmedim. millet kendini feda eder fani dünyadan, bu mutant adam kendini feda edip cennete gitti, sonra cennette de kendini feda edip dünyaya geri geldi. git gel git gel nereye kadar?
  • belki çok az sinemada ve o sinemaların en sikko salonlarında gösterime girdi türkiye'de ama vizyondaki açık ara en başarılı yapım. dün gece gittim, çok çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim.

    --- spoiler ---
    bir kere senaryo gerçekten özgün, jake reis de on numara oyunculuk çıkarmış. step step bütün gelişmeleri pür dikkat izliyor, zerre sıkılmıyorsunuz. fırsatı olan sinemada gitsin. aklıma takılan 3-5 şeyi de buraya yazmış olayım..

    *eleman kendisinin rakibi olan diğer video'cuyu kaza(!) sonrası kemaraya kaydederken film boyunca içerisinde bulunduğu ibne ruh halini tek karede özetledi. konuşmaya çalışan ama ağzına kanlar dolan rakip video'cu kesinlikle başarılı bir sahne olmuş.

    *kalfasının sıkıntı çıkarmaya başladığı anda bir şekilde ondan kurtulacağını tahmin etmiştim de aklımda farklı bir plan vardı. benim düşüncem şantaj idi. 3 kişinin öldüğü cinayetin zanlılarını makaslayıp kendisine saklayınca dedim ki elemanları bulacak, çaylak çocuğu şantaj için onlara gönderecek. öldürürlerse elindeki görüntüleri vermekle tehdit edecekti. win win olurdu, ölürse sıkıntı yok zaten çok iş çıkarmaya ve baş ağrıtmaya başlamıştı. öldürmez de parayı verirlerse onlarca elemana bu şekilde şantaj yapıp ilerleyen yıllarda illegal bir tekel olabilirdi. lakin farklı bir strateji yaptı. en son araçların alayı kaza yaptıktan sonra gelip kameraya çeker misin dediği ana kadar uyanmadım ortağını o şekil öldürteceğine. on numara sahneydi.

    *eksik bulduğum diğer kısım da televiyondaki kadın nina ile yaşadığı ilişkinin detaylarının bizden saklanmasıydı. hatta bir yerde o kadar ima etti ki ilişkiyi, evde yapmayı reddettiğin şeyleri de artık yapmanı istiyorum falan deyince oha dedim. nasıl tek bir öpüşme, tek bir sevişme gösterilmez aklım almıyor. zalımsın yönetmen!

    *kendisine on numara araba alırken sikko evde kalmaya devam etmesini de yadırgadım. belki araç yatırımdı daha süratli gidebilmek için ama ev bok gibiydi.

    *business perspektiften baktığın zaman elemanın iş yatırımı ve felsefesi kesinlikle on numara. tek takıldığım nokta kriminal vakalardan bu kadar kolay yırtabilmesi. 3 kişinin öldüğü cinayet mahaline elini kolunu sallaya sallaya gidip akabinde dedektiflere sikko bir ifade vererek kurtulması akıl alır gibi değil. adam evin merdivenlerine dahi eliyle dokundu, her yere elledi evde. nasıl csi tayfasının muhatabı olmaz o kısım da problemli bence.
    --- spoiler ---
  • bir orospu çocuğu nedir, nasıl olur, nasıl canlandırılır sorularına cevap arayanların izlemesi gereken çok başarılı film.

    jake gyllenhaal'un performansı 10 üzerinden 10.
  • az evvel izlediğim film.

    --- spoiler ---

    cinayet mahalline giren lou, büyük ihtimalle katillerden daha fazla sağa sola dokunmuştur. her tarafta adamın parmak izi var yani. lou gibi bir adamın daha önce polis ile başının derde girmemiş olması imkansız. o evin içinde parmak izi bulan polis de sadece "videonun örneğini ver bize" demez. adam otomatik şüpheli olur, polis de evini birbirine katar bilgisayarını falan alır videoları bulurdu. bu nokta sanki biraz eksik geldi.

    --- spoiler ---
  • ödül törenlerinde özellikle senaryo ve erkek oyuncu dallarında bolca anılacak film. jake gyllenhaal filmde adeta solo atmış.

    --- spoiler ---

    filmin en önemli yerlerinden biri lou'nun rick'e sorununun insanları anlamamak değil de onları sevmemek olabileceğini söylediği andı.

    --- spoiler ---
  • kariyer de kariyer diye tutturan, basari icin, terfi icin babasini tanimayan gunumuz insaninin ve buna canak tutan bilumum kariyer uzmani/danismani vs.'nin gipta edecegi ve yerinde olmak icin yanip tutusacagi bir girisimcidir filmin karakteri lou bloom, cunku basarilidir. kariyer basamaklarini en asagidan baslayarak hizla tirmanan, is arama, mulakatta kendini iyi pazarlama, basari hirsi, girisimcilik, daha cok kazanma hirsi gibi evrelerini film boyunca izledigimiz karakterimiz, gelgelelim hic de 'kariyerperest'lerin hayallerini susleyen o saygideger, janti beyaz yaka degil, olsa olsa geceleri ortaya cikan bir 'solucan'dir (filmin orjinal ismi bu sekildedir, turkceye cevrilmis hali olan 'gece vurgunu' ise filmin degerini dusuren ozensiz, abes bir isimdir).

    yeni ve farkli tarziyla one cikan film, jake gyllenhaal'in adeta yasayarak oynadigi bu 'noir' karakter uzerinden, yaralanmali ölümlü kaza ve cinayet gibi vakalarin haber bultenlerinde nasil bas taci edildigini, aninda nasil reytinge tahvil edildigini cok sert sekilde resmetmektedir (film kaliforniya'da gectigi icin bu durumu sadece amerikan kanallarina ve izleyicisine mal etmekse haksizliktir, gercek disidir).
  • --- spoiler ---

    izleyende merak uyandıran, başarılı bir film. yalnız şu abd polisinin salak yerine konma olayının da artık boku çıktı benden söylemesi. araç takibi adı altında şehrin tüm ana caddelerinden geçildi, bir tane de mi mobese yok sizde? suv'un bizim adamı değil de bizim adamın o suv'u takip ettiğini öğrenmek çok çok kolay olmalı. ayrıca, gene o meşhur olayın gecesinde bizim eleman polisin yanından arabayla tın tın gitti, ne çevirme ne başka bir şey. görüntü makaslama vs. bunlar da polis tarafından rahatlıkla aydınlatılabilecek şeyler.

    böyle şeylere neden takıyosun diceksiniz de başrolümüzün yıldızı bu denyoluklar sayesinde parlıyor ve işi büyütüyor. karakterin ruh hali muhteşem yansıtılmış ama kurgu çok saçma.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap