nectar
-
doğumdan ölüme insan hayatını mükemmel şekilde betimlemiş bir opeth klasiğidir. öyle ki bir coşku ve seramoni ile doğarsınız herkes sizin için şarkılar söyler, insanların odağındasınızdır ve dünyada sizden önemli birşey yoktur sanırsınız, nitekim birçok insan size öyleymişsiniz gibi davranır, sonra durgunlaşıverir hayat, şarkılar haykırmazlar artık sizin için eskisi gibi, büyümüşsünüzdür artık ve siz kendi sözlerinizi haykırmaya başlarsınız, coşkuyla ve öfkeyle, hayatın dinginliği ümitsizliğe iter sizi, melankoliye bularsınız kendinizi, kendiniz çalar kendiniz dinlersiniz, yüreğinizi yakan acıyı haykırırsınız ardından, belki birileri duyar sesinizi ve sizi anlar diye, birilieri duyar gerçekten de, hüzün yerini tekrar coşkuya ve hafif bir romantizme bırakır, çalkantılı zamanlar geçirir, bir coşkulu bir üzgün, bir mutlu bir sinirli yaşarsınız hayatı, birlikteliğin sonundaki haykırış da yalnızlığın sonundakinden pek farklı değildir, karar veremezsiniz, yalnızlık mı daha üzücüydü yoksa böyle bir birliktelik mi diye düşünür durursunuz, ardından hayatın ritmi değişir bir anda, hayatı daha hızlı yaşar daha fazla dışa vurursunuz kendinizi, yeni bir aşk yeni heyecan ama sonuç aynıdır, değişmediğini görür ve kendinizi tekrarlamaktan artık vazgeçersiniz, işte bu nokta yepyeni bir sayfadır hayatınızda, artık olgunsunuzdur ve haytınızın melodisi eskisi kadar hızlı değildir, huzuru ararsınız, hayata da ilişkilerinize de daha farklı bakarsınız, daha yavaş, daha doyasıya, daha mantıklı ve daha narin, çalkantılı ve hızlı geçmişinizden sıkılmışçasına yavaşça yaşarsınız hayatı ve şarkınızı haykıra haykıra söylemek yerine narin bir melodiyle usulca söylersiniz, ancak sandığınız gibi hayatı çözmüş değilsinizdir, gerilim, stres, çalkantı, üzüntü, coşku eksik olamaz hayatınızdan, yeniden hızlanır yeniden çoşarsınız, şurada hayatın sonuna ne kaldı ki diye tadını sonuna kadar çıkarmaya çalışırsınız, ancak atrık eski gücünüz yoktur, yorgun düşersiniz bir süre aynı şeyleri tekrarladıktan sonra keskin bir şekilde hayatınızın sonu gelir ve bitiverir şarkı....
-
5:01 - 5:38 arasındaki davul ritmi trende yolculuk hissi vermektedir.
(bkz: trenin cikardigi sesler) -
geceyarısı sokakta beş parasız ve evden uzakta bir yerlerdeyken insana korkmamayı öğreten şarkı.yer yer depresif yer yer huzur verici atmosferiyle on dakika içinde sizi bütün karanlık hissiyatlarınızla yüzleştiriyor.sanırım tek olumsuz tarafı sözlerin müzikle karşılaştırıldığında biraz klişe olduğu,ancak bu durum dinleme esnasında neredeyse hiç hissettirmiyor kendini.
her nasılsa black rose immortalın gölgesinde kalmış olan bu şarkı konserlerde en az onun kadar kayıtsız kalınarak bir köşeye itilmiş.belki de konser ortamında dinlemesek daha iyi kalacaktır,mantığını çözmeye çalışmak manasızdır.nitekim şimdilerde yapılan hiçbir melodik metal şarkısından aynı tadı almak mümkün değil.
özetle,kimseye adamanıza gerek olmayan,i will always love you kısmına aldanıp aşk şarkısı sanılmaması gereken bu opeth şaheseri yıllar sonra bile aynı hazzı vererek kendini dinletebilen ender şarkılardandır. -
bugün ilk kez dinlediğim opeth şarkısı.
şu anda daha önce dinlemediğim için kendimden nefret ediyorum. -
bir opeth şarkısı. çok tatlı bir davul tonu vardır. 2.dakikasına doğru başlayan bölümdeki gitar tonu için söz bile bulamıyorum dostlar. şarkının ortalarında thrash metal tatları bile bulunmaktadır. bu kadar çok değişik öğeyi bünyesinde barındırması açısından başarılı bir şarkıdır.
-
her zaman yanımda ol,
boş gölgemi taşı,
ve içindeki çarpık labirentte yol göster bana,
günahın kuyusuna...
öyle anları var ki bu şarkının; asla yadırgamayacağınız engerekli bir rüzgar arkanızdan esiyor, böğrünüzü deliyor, o delikten ruhunuz nefesinizi yakarak dışarı akıyor, yükseliyor, yükseliyor ve yükseliyor.
dalgalanıyor.
lakin, en acısı, bu şarkıyı adayacağınız kimseniz olmamasıdır.
(bkz: i swear i will always love you) -
1. opeth'in morningrise albumunun ucuncu sarkisi.
i arose from the lullaby
enduring yet another tale
you tempt me again
with your embrace, so tainted
within the night you beckon
cursing me with every glance
bring me through
carry my empty shadow
and guide me inside your warped labyrinth
to the well of sin
i swear i will always love you
leave me speechless
release my yearning
the soil i walk is clad with light
drifting moons thrust me with their rays
and i fall inside
i lament this heritage
cannot bid farewell
the pale face...you went as far as you could
and from that moment
i witnessed your beauty, felt your death
mine is yours, mine is yours
in the wake of dawn
the mist of morning linger before it leaves
invisible eyes, red reflection
it is you
smiling in the midst of the moor -
opeth grubunun güzel bir calismasi. türkçesinide yazayim tam olsun ;
ninniden yükseldim
bir başka hikayeye katlanarak!
beni tekrar baştan çıkarıyorsun
sarılışınla..kokan gecenin icinde beni carioyorsun...
her bakişinla beni lanetliyerek..
içine getir beni!
boş gölgemi taşı!
ve çarpık labirentinde bana rehberlik et..
günah kuyusuna..
yemin ederim seni herzaman sevecegim...
beni dilsiz birak!
tutkumu serbest birak!
yürüdüm toprak işıkla örtülü
sürüklenen aylar işınlarıyla beni dürtüyor
ve içeri düşüyorum!
bu mirasın yasını tutuyorum...
elveda diyemioorum..
soluk yüz..gidebildin kadar uzaga gittin...
ve o andan itibaren
güzelline tanık oldum..ölümünü hissettim...!
benimki senindir..benimki senindir..
şafak söküşünde..
sabah sisi kaybolmadan önce oyalanıyor
görünmez gözler kızıl yansıma!
bu sensin
çalılıgın ortasında gülümsüyorsun -
başlangıcındaki bateri girişi ardından basların girişi ve hemen gitarların girişiyle kafasını duvarlara vurmak ister insan.
aynı şeyi i swear i will always love you kısmında da yapmak ister. -
her dinledigimde düşünüyorum, bir insan nasıl böyle muhteşem bir şarkı üretecek kadar zeki, duygusal ve yetenekli olabilir diye. her dinleyisimde mikael'e tekrar hayran oluyorum, her dinledigimde biraz daha kayboluyorum. iyi ki varsın mikael, bize bunları yasattigin için. iyi ki varsın.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap