• tanrı-ırmak kephisos ve peri(nymphe) liriope'nin oğlu olan narkissos doğduğunda, kahin tiresias, "uzun bir yaşamı olacak, ancak kendini tanımazsa" demiştir. bir orman perisi(nymphe) olan ekho(yankı), bir gün ava çıkan narkissos'u görür,ona aşık olur, ancak yalnızca söylenenleri yansıtabildiğinden, arkadaşlarının narkissos'u çağıran sesini yankılatarak ona seslenebilir. arkadaşlarının sesini duyduğunu sanan narkissos, sesin geldiği yere gittiğinde karşısında ekho'yu görür. ekho, ona sarılmak ister, ama narkissos onu iter. böyle kaba bir şekilde reddedilmek, ekho'yu incitir, o da hayata küserek bir mağaraya kapanır. narkissos, bu nedenle afrodit'in gazabını üzerine çeker. afrodit ondan intikam almak için, o bir nehir kıyısında, suda kendi yüzüne bakarken, sudaki görüntüsüne aşık eder.narkissos, günlerce,yemeden içmeden orada kalır ve sudaki görüntüsüne bakar. sonunda açlıktan ölür. narkissos'un ölümü bütün çiçekleri, ağaçları ve nymphe'leri(orman ve nehir perilerini) üzüntüye boğar. o kadar üzülür, o kadar ağlarlar ki yakarışları tanrılar'ı bile merhamete getirir, ve ölüsünü bir çiçeğe dönüştürürler. bu çiçeğe onun anısına "nergis" adı verilir. efsanenin bir anlatımına göre narkissos, ölüler aleminde de ölüler alemini canlılar aleminden ayıran styx ırmağının sularında kendi görüntüsüne bakmaya devam etmektedir.
  • "oscar wilde narkissos'un bilinen efsanesini (gölün kıyısında kendini görüp aşık olması ve günün birinde düşüp boğulması.o gölde açan çiçeğe nergis adı verilmesi) devam ettirmiş:
    gölün kıyısına gelen orman tanrıçaları oreaslar
    -neden ağlıyorsun? diye sormuşlar
    -narkissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl.
    - ne var bunda şaşılacak, biz ormanlarda boşu boşuna onun peşinden dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebildin yakından.
    -narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl
    -bunu senden daha iyi kim bilebilir ki ? diye karşılık vermiş iyice şaşıran oreaslar. her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu.
    göl bir süre sessiz kalmış. sonra şöyle konuşmuş:
    -narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç farketmemiştim ben. narkissos için ağlıyorum çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum."
  • oscar wilde, andre gide' e narkissos mitinin göz ardı edilen, üzerinden fazla durulmamış bir kahramanının öyküsünü anlatmıştır:

    " yemek bittikten sonra dışarı çıktık. iki arkadaşım yan yana yürüyorlardı. wilde beni kenara çekti. 'siz gözlerinizle dinliyorsunuz' dedi, epey sertçe. 'bu hikayeyi onun için anlatıyorum size:

    narkissos öldüğünde kırçiçekleri çok üzülmüşler, onun ardından ağlayabilmek için nehirden su damlaları istemişler. 'ah' demiş nehir, 'her damlam gözyaşı olsa, narkissos'un ardından ağlamama yetmez; ben ona aşıktım!'

    'ah' demişler kırçiçekleri de 'nasıl aşık olunmaz narkissos'a, öyle güzeldir ki!'

    'güzel miydi?' diye sormuş nehir.

    'senden iyi kim bilebilir? her gün üzerine eğilip senin sularında kendi güzelliğini seyrederdi uzun uzun...'

    nehir cevap vermiş: 'ben ona aşıktım, çünkü sularıma eğildiğinde onun gözlerinde sularımın yansımasını görürdüm' " (de profundis, andre gide'in önsözü, can y., s.7-8)
  • garip bir hikayesi vardır.
    narkissos’un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu simyacı. bu delikanlı kendi görüntüsüne öyle vurgunmuş ki günün birinde göle düşüp boğulmuş. onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe (bkz: nergis) adı verilmiş. ama simyacının okuduğu öykü bitmiyordu bu şekilde.
    tatlı su gölünün kıyısına gelen orman perileri oryasların onu, bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu.
    “neden ağlıyorsun” diye sormuş oryaslar.
    “narkissos için ağlıyorum” diye yanıtlamış göl.
    “ne var bunda şaşılacak” demiş bunun üzerine orman perileri. “bizler ormanda onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından”
    “narkissos yakışıklı bir genç miydi” diye sormuş göl.
    “bunu senden daha iyi kim bilebilir ki” diye karşılık vermiş iyice şaşıran oryaslar. “her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu”
    göl bir süre sessiz kalmış. sonra şöyle konuşmuş:
    “narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben! narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum...”
    (bkz: simyacı)
  • kendine hayran olmak temelli narsisizme kaynaklık eden mitolojik unsurdur; lakin şu da unutulmamalıdır: kendi suretinin güzelliğine değil, güzel suretin kendisine vurulmuştur.
  • "gökyüzüne bakın, kendinize bakın ve hatırlayın: bizler tanrının yankılarından ibaretiz ve tanrı bizzat narkissos'tur."

    [hanson edwin rose, creationist myths, pneuma publications, detroit, michigan 1989, s.219]

    alıntı kaynağı: mark z. danielewski, "yapraklar evi", çev., gökhan sarı, s.53
  • #5064758 nolu entrisini girdiğinde, ikimiz de benim yazar olduğumu fark edeli beş dakika olmamıştı. o an benim 11 entrim vardı, onun ise 1800 küsur.

    zaman çabuk aktı. ben mesai saatlerimde sözlüğe kaçarken, o oyun yönetti, tiyatro çalışması yaptı, galiba arada ek$i sözlük'ten de soğudu falan.

    17 ay oldu. bu entri yazılırken ikimizin de 2154 entrisi vardı. ve bir zamanlar yetişmemin imkansız gibi göründüğü entri sayısını, bu entriyle geçiyorum.

    ve ben ikibin yüz elli beşinci entrim sen ol istedim, bilemiyorum...
  • yüreğini yaraladığı kızlardan biri bir gün tanrılara yakarınca, nemesis tarafından "başkalarını sevmeyen kendini sevsin" şeklinde cezalandırılılan delikanlı. sudaki yansımasında kendisini görüp ne canlar yaktığını anlamış, sudan yansıyan bu güzelliğe nasıl ulaşabilirim sormuş ve kara kara düşüncelere dalmış, kendisine duyduğu aşkı ile yanmıştır. sonunda beni ancak ölüm paklar demiş ve derenin kenarında eriyip suya karışmıştır. derenin kenarında çıkan çiçeklere onun adı verilmiştir.
  • mitolojiden gelen.

    narkissos'un uzun ömürlü olması için kendisini asla görmemesi gerekir. on altı yaşına geldiğinde o kadar alımlı ve güzel olur ki gören herkes ona aşık olur. narkissos, bu durum karşısında kimseye aldırmaz.

    bir gün ekho adında bir peri ona aşık olur. fakat ekho, aşkına karşılık bulamaz. ekho’nun narkissos’a seslenişi bir yankı olarak kendisine geri döner. zamanla ekho, üzüntüden zayıflar.

    bir gün narkissos avlanıp yorulduğu için berrak, sessiz ve güzel bir pınarın kenarına oturur. sıcaktan bunalan narkissos, su içmek için pınara eğilince kendi yansımasını görür ve ona aşık olur. günlerce pınarın başında öylece kendisini seyredip durur. uzaktan narkissos’un günden güne eridiğini gören ekho, bu duruma çok üzülür.

    mitosa göre kehanet gerçekleşir. böylece narkissos suda kendini gördüğü için hayatını kaybeder. bu durumu görüp narkissos’a acıyan periler, onun bedenini yakmak için odun toplamaya gider. fakat geri döndüklerinde narkissos’un vücudunun yerine bir çiçek bulurlar.

    onun bedeni, bugün nergiz adıyla bilinen narkissos çiçeğine dönüşmüştür.
  • narcissus, narkissos yunan mitolojisinde nehir tanrısı (bkz: kephissus) ile su perisi (bkz: leiriope)’nin oğlu olan yakışıklı bir delikanlının adıdır.

    çok güzel bir peri kızı olan (bkz: ekho), bir gün avlanan bir avcı görür. narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. ekho bu genç yakışıklı avcıya ilk görüşte aşık olur. ancak genç narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda (bkz: eko) dediğimiz yankılara dönüşür.

    olimpos dağında oturan tanrılar bu duruma çok kızarlar ve narkissos'u cezalandırmaya karar verirler. gene günlerden bir gün ava çıkan narkissos susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. o da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. yerinden kalkamaz, kendine aşık olmuştur. o ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü. o şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, aynı ekho gibi narkissos'ta günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.

    intikam tanrıçası (bkz: nemesis) perinin hüzün dolu fısıltılarına kulak verip narkissos’u nergis adıyla bilinecek bir çiçeğe dönüştürmüştür.
hesabın var mı? giriş yap