• programin tam transkriptini dokmeyi boynumun borcu bilirim :

    ..
    [beyaz]-ajdari programa cikartma sebebimiz, benim programa cikartma sebebim,ajdarı şu: adam diycem, yani çok sevdiğim için söylüyorum, adam uğraşıyor. birşeyler yapmaya gayret ediyor. makine mühendisisin di mi?
    [ajdar]-eveat
    [beyaz]-birşeyler yapmaya gayret ediyosun.
    [ajdar]-hıhı
    [beyaz]-iyi ya da kötü, beğenilirsin, beğenilmezsin; hiç önemli değil. ama senin uğraşın, sahiden de türkiyede uğraşmayıp da bugun hala bizim dinlediğimiz birsürü insandan benim için çok daha makbuldür, biz onları dinliyoruz ya seni haydi haydi dinleriz aabi.
    [ajdar]-çok teşekkür ederim. sağolun.
    [beyaz]-onun için, ajdarın.. son parçasıyla- ki ajdar çalıştı bu arada, boş durmadı, bi dahaki popstara kadar bişeyler var di mi?
    [ajdar]-tabii ki ben önceden parça yazıyodum, şu an son bi tane parça yazdım. ııı.. adı nane..
    [beyaz]-nane? çok guzel.. gerçekten de.. ajdarcım.. peki birşey soylicem, niye nane ?
    [ajdar]-ıı.. üzerimizden ramazan bayramı geçti. sürekli şekerle olay olduktan sonra, nane şekeri geldi aklıma, dedim neden şekerle ilgili bir şarkı yok? ben yapiym dedim
    [beyaz]-doğru söylüyorsun peki kurban bayramından sonra koyun diye mi..-
    [ajdar]-olabilir yani, niye olmasın.. aklıma gelirse olur.
    [beyaz]-pekii! ajdarı dinliyoruz- nane diyor!
    [ajdar]-teşekkür ederim!

    nane nane niağneee nanna nanaa ne
    nane nane naaane nanna nanaa ne
    nane naa neeeeee- nanna nanaa ne
    nanne şekkee ri. bune bahha ne.
    şahhaneyim şahha nee bundan sanaa ne

    (müzik durur, ajdar arkayı döner. şarkı erken bitmiştir)

    [ajdar]-müzik çok hızlı.. müzik çok hızlıı
    [beyaz]-özür dilerim.. sen başla, onlar katılsınlar.
    [ajdar]-okey..
    [beyaz]-onlar, sonuçta.. bizden para alıyorlar kardeşim, istediğin gibi çalacak. ister yawaş çalacak, ister hızlı çalacak. sen başla onlar çalsınlar, hadi. özür diliyoruz orkestramız adına. hadi.

    nane nane niağneee nanna nanaa ne
    nane nane naaane nanna nanaa ne
    nane naa neeeeee- nanna nanaa ne
    nanne şekkee ri. bune bahha ne.
    şahhaneyim şahha nee bundan sanaa ne
    yılldız kay dı gökten
    yürek yann dı birden
    unutmaa dın seen deee unut maaadı aalem..
    nane nane niağnee naaa ne
    nane nane niağneee nanna nanaa ne
    nane nane niağneee nanna nanaa ne
    nane nane niağneee nanna nanaa ne
    <alkışlar>

    [beyaz]-aslanım benim, koçum benim. çok teşekkür ederim ağzına sağlık.
    [ajdar]-ben teşekkür ederim. çok sağolun.
    [beyaz]-abi bak ben sana bişi soyleyim mi, nane - mane.. o kadar garip şeyler dinliyoruz ki, bu da iyidir yani. hani nane hiç değilse, sorulduğunda bunu niye yazdın diye, ramazan bayramı geçti kardeşim diye bi cevabın var yani. ötekiler cevap da veremiyor.
    [ajdar]-evet
    [beyaz]-peki, bundan sonra n'apcaksın, türkiyede seni neler bekliyor ? daha doğrusu, türkiyeyi neler bekliyor.
    [ajdar]-asıl önemli olan burda ben bir kişi olduğum için beni neler bekliyor, ben artık bunun düşüncesindeyim. çünkü sokaktaki her vatandaş beni tanıyo, imza almaya bile başladılar.
    [beyaz]-eyvaaah! <alkışlar> ajdara bak ya
    [ajdar]-ama bir gerçeği söylemek istiyorum; bugüne kadar türkiyede kaset çıkaran, iki üç tane kaset yapan kişi tanınmıyor, benim hiçbir eserim yok ama herkes tarafından tanınıyorum. bu farka dikkat çekmek isterim.
  • bir nane şekeriyle başlamıştık ve nane şekeriyle bitti her şey..

    beni ilk kez buluştuğumuzda götürdüğü balıkçıdan içeri girerken, "bak bakanların kapısında sigara içtiği yere getirdim seni" dermişti. kocaman bir kase içinde naneli okaliptuslu şekerler vardı, muhtemelen balık sonrası yenmesi için konulmuştu ve her zamanki çocuksu hareketlerimle sevinç nidalarıyla bir tane almıştım.. yeşil parlak kabına takılmaktansa gözlerim, ona kilitlenmişti. her hareketini, her mimiğini izliyordum. konuşurken dilim dolaşıyor, gülümserken kulaklarıma kadar kızarıyordum.. sürekli içki içiyordum, belki heyecanımı yatıştırır, konuşmamı düzeltir ve onu görmezden gelmeye başlardım diye.. söylediği her cümleyi alıyor, kafamda evirip çeviriyor, bana yarar kısımlarını duyuyordum.. her sigara içmeye çıktığımızda daha da yakınlaşyordum ona, ateşe uçan pervane gibi, tükeneceğimi göre göre.. en büyük hatamı da orda yapmaya başladım belki de..

    o hep ankara'daydı ve ben hep istanbul'daydım. daha bir ay önce başka birini tam da bu sebepten terketmişken, gözüm şimdi yolları görmüyordu.. umrumda değildi.. her cumartesi gelebilirdim ben, o da benim gelmediğim her cumartesi. skype vardı ve insanlar artık amerikadan ilişkilerini yürütebiliyorlardı. dünya güzel bi yerdi, aşk diye bir şey kesinlikle vardı ve bahar geliyordu. aldığım antidepresanlara inat kalbim daha da hızlı çarpıyordu, yüzüm sürekli gülüyordu ve babamlar beni arabayla aldığında yarısarhoş şarkı söylüyordum.. annem odamda ütü masasında söylenerek ütü yaparken ben "ama çok tatlı yae" diyor, onu gıdıklayarak benim yaşadığım mutluluğu o da yaşasın istiyordum.

    her zaman diyorum kendime, plan yapmayacaksın, hayal kurmayacaksın. kurduğun planlar götünde patlarken ve biri senin hayallerinle alenen dalga geçerken tutanacak bir dalın kalmıyor. ben gün sayarken, onun işlerinin bitmemesi, saatlerinin çalışmakla tükenmesi, ikimize ait anıların kilometreler yüzünden silinmesi, benim sürekli ilgi isteğim ve onun tüm o özgürlük nutukları, diğer insanlarla olamayan ilişkileri ve bana ait her şeyin aslında onun hiç umrunda olmaması, sesimi duymak istememesi, beni merak etmemesi ama benim günün her anını onu düşünerek geçirmem.. her şeye trip atan kız çeşidine dönüşmem ve onun giderek daha da soğuması.. uzaklaşması, uzaklaştıkça benim isteğimin artması ve ona ulaşmak için çabalamam, yırtınmam, batmam.. beni sevmediğini anlamam ama anlayamamam.. her geçen gün farketmem ama bir türlü anlayamamam..

    birlikteyken mutlu olmak, uzaklığı unutmak, burnumu dayayarak boynuna uyuklamak, bana yemek pişirmesini ummak, o istiyor diye bahsettiği tatlıyı pişirmeye çalışmak, birlikte olabilmek için her türlü hareketi yapmak.. çok kar yağınca eve nasıl gitti diye merak etmek, o hastayken ve öksürürken benim içimin acıması.. fallarımı ona yormam; onun için, varlığı için, diyecekleri için, duyacaklarım ve hissedeceklerim için, aşkı için herşeyi yapmam..

    asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, sevgime ise hiç sınır çizmedim. bazen kırdım, daha çoğu zaman kırıldım; ama ben hiç kimseyi kaybetmedim, sadece zamanı geldiğinde vazgeçmesini bildim*.. ama tam da bu sefer bilemedim.. beni seviyor musun diye açık açık sormama, ve buna cevap alamamama rağmen vazgeçemedim, "gel" diye yalvardım.. bu sefer zamanını tutturamadım..

    akşam yemeğine arkadaşım "seni yeni açılan kebapçıya götüreyim" dedi. kapıdan girdiğimde oradaydılar, bir kase yeşil kaplı naneli şeker. bir tane aldım, paltomun cebinden çıkartmadığım diğerinin yanına koydum. akşam mesajı geldi, "sanırım seni arayacak yüzüm bile yok"
  • güzel de bi fikra vardi nane sekerli,ajdar kadar degil tabii.
    çok yasli ve ayni zamanda merakli bir kadin alisveris için çarsiya çikmis. yolda yürürken binanin birinden disari uzanan kuyruk ve kuyrugu olusturan suh giyinmis kadinlar gozune takilmis. en sondakine sormus "evladim bu ne kuyrugu böyle?" diye, kadinsinirli bir sekilde yasli teyzeyi süzerek, "teyze burada nane sekeri veriyorlar" demis. kadincagiz da uzun süre olmusnane sekeri yemeyeli diye hemen kuyruga girmis. aslinda o kuyruk fahiselerin vesikalarini onaylatmak icin bekledikleri kuyrukmus , sirasi gelen vesikasini uzatip mühürletiyormus. sonunda sira ihtiyar kadına gelmis memur karsisinda yasli kadini görünce "sen de mi be teyze?" demis o da cevaben "a evladim dislerim yok ama yalarim" demis.
  • ajdar anik beyefendi her ne kadar seker bayrami sonrasi aklina nane sekeriyle ilgili bir sarki olmadiginin geldigini ve bunun ustune bu parcayi yaptigini soylemisse de isin asli baskadir.
    bir kere bu sarkiyla ajdar bey popstar yarismasindan elenmesinden duydugu uzuntuyu ve sitemi dile getirmek istemistir.

    nasil mi?

    bu parcada nane sekeri olarak deniz seki kastedilmektedir. deniz seki yaptigi elestirilerle ajdar beyde hem seker hem de nane tadi uyandirmistir.
    sozlere dikkat edilecek olursa;

    yildiz dustu gokten (sesi begenilmedi halbuki o dogustan beri popstar yani bir yildiz bunu kimse bilmiyordu birden onumuze dustu hepimiz ogrendik)

    yurek yandi birden (ajdar beyin degerini anlamayanlar yuzunden yuregi yandi)

    unutmadin sende (deniz hanim ajdar beyi elemis olsa da ici icine sigmiyor yaptigi haksizlik vicdanini sizlatiyor ve bunu unutamadi)

    unutmadi alem (her yerde ondan bahsediliyor) (bkz: ajdar anik)

    sahaneyim ben bundan sana ne (artik ajdar bey kendini ispatladigina inanmakta kimsenin ovgusunu beklemiyor)

    kendisini kutluyorum.
  • ajdar anik'ten. sözlerini de yazayım tam olsun.

    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    orkestra çok hızlı çalıyor ama.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    nane nane nane nana nana ne.
    şahaneyiim beeeeeen bundan sana neeee.

    müthiş.
  • yemin ediyorum dinlerken ben utandim yahu. ilk iki saniyesini dinleyip dayanamadim ve direk sildim. sonra 1 dakika kadar kendimle savastim, "oglum arroway, sen ne utaniyorsun, programda sican o" diyerek kendimi tekrar indirip dinlemeye ikna ettim. bu sefer de basini guc bela utanclar icinde dinledikten sonra, sarkinin sonuna cursor marifetiyle erisebildim. cok kotu yahu, cok... adam resmen "ben orkestraya uyamiyorum, onlar bana uysun" tribi atti. ben hala kipkirmiziyim... bu adamdaki nasil bir kendine guvendir kardesim, o guvenin yarisi bende olsa dunyanin krali olurdum!
  • senelerce kafası envai çeşit formülle, tabloyla, akışkanlarla vs. sikilmiş bir bünye "ben aptal değilim makine mühendisiyim" beyanatını da verir, bu şarkıyı da yaratır.

    "mühendislik fakültesinde konservatuvar vardı da biz mi gitmedik?"-
    -------------------------------------ajdar anik, yer ve zaman belirsiz.
  • ferah ferah olur nane şekeri negzel. böyle bi güzel burun delikleriniz genişler sanki. ama nane mentol olanlar var ondan yemeyin o burnunuzu yakar. delikli nane şekeri var bi de, polo. o da iyi. ama en güzeli mevlüt şekerine benzeyendir o süper olur. niye naneli topitop yok ki?
  • muhteşem sözlere ve akılda kalıcı sözlere sahip şarkı.ayrıca progressive müzik dedikleri bu olsa gerek zira şarkının bestekarı ve söz yazarı ajdar anık'dan bu şarkıyı 3 programda dinledim,üçünde de dinlediğim şarkı farklı bir melodiye sahipti.
  • duyduğum en iğrenç şey.. tahammül edilir gibi değil..
hesabın var mı? giriş yap